Duvarlar, genç sanatçının fırça darbeleriyle güzelleşiyor
Duvarlar, genç sanatçının fırça darbeleriyle güzelleşiyorKOCAELİ Kocaeli'de yaşayan Yaren Ceren Öztürk, boş kafe duvarlarını resimleriyle adeta sanat eserine dönüştürüyor.
Duvarlar, genç sanatçının fırça darbeleriyle güzelleşiyor
KOCAELİ Kocaeli'de yaşayan Yaren Ceren Öztürk, boş kafe duvarlarını resimleriyle adeta sanat eserine dönüştürüyor. Gri duvarları estetikle buluşturan genç kadın, sanatını farklı illere de taşıyor.
İzmit ilçesinde yaşayan 24 yaşındaki Yaren Ceren Öztürk, eğitimini Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde tamamladı. Birinci sınıfta okurken çalıştığı bir kafede canı sıkıldıkça tezgahın arkasındaki tahtaya resim yapan Öztürk, mekan dekorasyon işi ile ilgilenen Aydın Önkol tarafından keşfedildi. Önkol'un 'Bu kafenin ikinci şubesinin duvarlarına resim yapabilir misin?' teklifini kabul eden Öztürk, ilk duvar resmini çalıştığı kafenin ikinci şubesine yaptı. Kendisini daha da geliştiren Öztürk, sanatını farklı illerde de yapmaya başladı. Çeşitli özel kurumlarda eğitmenlik de yapan Öztürk, şimdiler de sadece duvar resim sanatı yapıyor.
"Bu yalnızlık hoşuma gidiyor"
5 yıldır duvar resmi sanatıyla ilgilenen Yaren Ceren Öztürk, "Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden mezunum. Bizim bölümümüz alternatifi fazla olan bir bölüm. Alanım resim öğretmenliği aslında, istersek ressamlık ve duvar resim sanatçılığına yönelebiliyoruz. Üniversite ikinci sınıftayken bu alana yöneldim. Beş senedir de bu işi yapıyorum. Bizim alanımıza göre birçok işi denedim. Resim öğretmenliği yaptım, öğretmenlik yaparken de çok keyif aldım. En keyif aldığım iş buydu. Çünkü kendimle yalnız kalabiliyorum. Sadece ben ve duvar oluyor iş esnasında, daha çok yalnız hissediyorum ama bu yalnızlık hoşuma gidiyor" dedi.
Şehir dışında da duvar resmi sanatçılığı yaptığını söyleyen Öztürk, "Kız kardeşimden yardım alıyorum. Özellikle il dışı işlerde beraber oluyoruz. Yavaş yavaş o da biraz öğrenmeye başladı. Detay kısımlarda daha çok ben oluyorum, kaba taslak girilecek kısımlarda ise kız kardeşim oluyor" diye konuştu.
"Canım sıkıldıkça o tahtaya resim çizerdim"
Üniversite birinci sınıftayken, çalıştığı kafede canı sıkıldıkça tezgah arkasındaki tahtaya resim yaptığından bahseden Öztürk, "Bir kafede çalışıyordum. Tezgahın arkasında bir tahta vardı. Canım sıkıldıkça o tahtaya resim çizerdim. Bir gün Aydın Bey geldi ve yeni açılacak bir şubenin mimarlığını yapacağını söyledi. Yeni açılacak şubeye 'Duvar resmi yapar mısın?' diye bir teklifte bulundu. Aslında 'Bir deli cesareti olur' dedim, daha önce hiç yapmamıştım. Şimdiye kadar 20 mekana duvar resmi yapmış olabilirim. Şu anda görmüş olduğunuz görseli ortalama 1 buçuk günde bitirmiş olacağım. Boyut ve detaylara göre değişebiliyor" ifadelerini kullandı.
"Yetenek tek başına yetersiz kalabilir"
Eğitim almadan duvarlara resim çizmenin zor olabileceğini söyleyen Öztürk, "İnsanların bu sanatı eğitim almadan yapabilmeleri için fazla yetenekli olmaları gerekiyor. Çok fazla teknik bilgi gerektirdiği için yetenekte yetersiz kalabilir. Usta çırak ilişkisiyle öğrenerek yapabilirler ama bir cesaret bu işe girerlerse hüsrana uğrayabilirler" dedi.
"Grafiti çalışmaları sokakta oluyor"
Daha önce sokakta bir çalışma gerçekleştirmediğini kaydeden Öztürk, "Daha önce sokakta bir çalışma yapmadım. Grafiti çalışmaları daha çok sokakta oluyor. Grafitiye hiç yönelmedim çünkü zaten liseyi de güzel sanatlar okumuştum. Son 8 yıldır fırçayla iç içeyim ve fırçanın dışına çıkmak istemedim. Grafiti ve sprey boya gibi bir alanda kendimi geliştirmek istemedim" diye konuştu.