Duruşmaya Koltuk Değnekleriyle Katıldı
Kas Zedelenmesi Nedeniyle Ayağının Alçıda Olduğunu Belirten Dursun Çiçek, Talebini Oturduğu Yerden Yaptı.
Dursun Çiçek, "Bu belgeyi bir kurmay albayın hazırlaması mümkün değil. Kurmay oldum. Yüksek lisans yaptım. Doktoramı tamamladım ama saçma sapan bir planı hazırlamakla suçlanıyorum"
İrem Çiçek avukatlık ruhsatını aldıktan sonra duruşmaya ilk defa babasının avukatı olarak katıldı
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" diye adlandırılan belgeye ilişkin görülen davanın 13. duruşması görülmeye başlandı. İddianamenin yakalamalı sanığı olan ve halen yurtdışında bulunan Bedrettin Dalan'ın dışındaki 6 sanık İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tarafından yargılanıyor.
Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü duruşmasına, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" diye adlandırılan belgede ıslak imzası olduğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek ile diğer tutuklu sanıklar Avukat Serdar Öztürk, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım getirildi. Tutuksuz sanık Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya da duruşmada hazır bulundu.
TALEPLER ALINIYOR
Geçtiğimiz duruşmada tutuksuz sanıklardan Bedrettin Dalan'ın Özel Kalem Müdürü İlhami Ümit Handan'ın savunmasının alınmasının ardından tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması tamamlanmıştı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, dava dosyasının kararın yazılması için Yargıtay Ceza Kurulu'nda bulunduğunu belirterek sanıkların taleplerinin alınmasına geçildiğini belirtti.
ÇİÇEK KOLTUK DEĞNEĞİYLE GELDİ
Duruşmada ilk olarak tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek söz aldı. Çiçek'in duruşmaya koltuk değnekleriyle katıldığı görüldü. Kas zedelenmesi nedeniyle ayağının alçıda olduğunu belirten Çiçek talebini oturduğu yerden yaptı. 6 aydır yazılı ve sözlü olarak yaşadığı mağduriyeti ve hukuksuzluğu anlatmaya çalıştığını ifade eden Albay Çiçek, "Bizim güvendiğimiz tek makam bağımsız ve tarafsız Türk yargıçlarıdır" dedi.
"SAÇMA SAPAN BİR PLAN HAZIRLAMAKLA SUÇLANIYORUM"
Tutuklu sanık Albay Çiçek sözlerine şöyle devam etti: "Bir gazetenin haberiyle yargısız infaz başladı. Hukuki soruşturma, 12 Haziran'da askeri ve Beşiktaş'taki savcılık tarafından başlatıldı. Sizlere verdiğimi dilekçelerde komplonun bazı parmak izleri olduğunu ifade ettim. Sahte planda parmak izim yok. Onlarca yazıcı ve faks cihazı araştırıldı. Bir tane bana ait iz yok. 100'e yakın tanık dinlendi ve o belgeyi benim hazırladığımı ima eden en ufak bir cümle yok. Bu belgeyi bir kurmay albayın hazırlaması mümkün değil. Kurmay oldum. Yüksek lisans yaptım. Doktoramı tamamladım ama saçma sapan bir planı hazrlamakla suçlanıyorum"
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Başkan Köksal Şengün'ün muhalefeti ve oy çocukluğuyla, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in de sanıkları arasında bulunduğu Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyasının birleştirilmesine karar vermişti. Ancak Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin Erzurum'daki davayı Cihaner'in diğer dosyasıyla birleştirmesinden doğan uyuşmalık nedeniyle dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmişti. Kurul, İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ağır Ceza Dairesi'nde "görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla yargılandığı dava ile Erzurum'da "Terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasının birleştirilerek yargılama yerinin Ankara olmasına karar vermişti.
ASKERİ MAHKEME DAVAYI REDDETMİŞTİ
Genelkurmay Askeri Mahkemesi ise 20 Temmuz tarihli duruşma sonunda verdiği kararında "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı yazıyla ilgili olarak Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek hakkında açılan davayı, aynı suçtan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde daha önce açılmış bir dava olduğu ve bir kişinin aynı eylemden dolayı iki ayrı mahkemede yargılanamayacağı gerekçesiyle reddetti.
DURSUN ÇİÇEK'İN KIZI, AVUKAT OLARAK DURUŞMAYA KATILDI
Öte yandan Dursun Çiçek'in kızı İrem Çiçek ise duruşmaya ilk defa babası tutuklu sanık Albay