Duruşmaya Devam Edildi
'Aylan Bebek' davası sanıklarına tepki (ek) DURUŞMAYA DEVAM EDİLDİ Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçen 2 Eylül'de, Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na geçmek isterken bindikleri botun Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi Rihan Kurdi'nin de aralarında bulunduğu 5 kişi öldü.
'Aylan Bebek' davası sanıklarına tepki (ek)
DURUŞMAYA DEVAM EDİLDİ
Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçen 2 Eylül'de, Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na geçmek isterken bindikleri botun Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi Rihan Kurdi'nin de aralarında bulunduğu 5 kişi öldü. Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriyeli 36 yaşındaki Muwafaka Alabash ve 35 yaşındaki Asem Alfrhad tutuklandı. Bodrum Cumhuriyet Savcısı Akif Taşdemir tarafından, 2 Suriyeli hakkında dava açıldı. 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak' ve 'İştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak' suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle yargılanan iki sanık, geçen 11 Şubat'ta ilk kez çıktıkları hakim karşısında kaçışın organizatörü olarak Aylan Kurdi'nin babası 40 yaşındaki Abdullah Kurdi'yi suçladı. Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya bugün ikinci duruşmayla devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad, sanıkların avukatları Duygu Çakmak Bişen ile Kemal Ertuğrul katıldı. Duruşmayı sanıklardan Alabash'ın eşi 35 yaşındaki Nida Hafız Alabash ile oğlu 14 yaşındaki Hüseyin Habash Alabash da izledi.
"AYLAN BEBEK ÜÇÜNCÜ KAÇIŞ DENEMESİNDE ÖLMÜŞ"
Duruşmada sanık Alabash'ın avukatı Kemal Ertuğrul, Suriye ve Irak televizyonlarında yayınlanan ve faciadan kurtulanların verdikleri röportajlarla ilgili beş ayrı görüntüyü mahkeme heyetine sundu. Tercüman aracılığı ile izlenen Arapça konuşmaların yer aldığı görüntülerde, faciadan kurtulanların Abdullah Kurdi'nin çok hızlı kullandığı teknenin dalga sonucunda alabora olduğunu söyledikleri belirtildi. Faciadan kurtulanların röportajlarında Kurdi'nin daha önce de birçok kez Yunan adalarına geçişleri organize ettiğini söyledikleri tercüme edildi.
Abdullah Kurdi'nin televizyondaki röportajının tercümesinde ise daha önce de iki kez Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na geçmek için botla denize açıldığını, ancak her defasında Türk Sahil Güvenliği'ne yakalanıp, tekrar Bodrum'a getirildiklerini anlatıp, "Olay günü bizi yat ile göndereceklerdi. Ancak, yat beklerken 6 metrelik tekne gelince şok olduk. Kıyıdan biraz açıldığımızda yanımdaki Türk kaptan denize atlayarak kaçtı. Dümene geçmek zorunda kaldım. Bu üçüncü denememizdi. Bu kez başarmalıydık. Ancak aniden gelen bir dalga tekneyi alabora etti, iki çocuğumu ve eşimi kaybettim. Umarım bu tüm ülkelere ibret olur. Savaşlar, göçler durur. Canım yüreğim yanıyor, başka canlar yanmasın" dediğine yer verildi.
TANIKLAR DİNLENDİ
Daha sonra tanık olarak dinlenen Suriyeli Ziyad Zein ve Muhammed Ali Din, sanıklar Alabash ve Alfrhad'ın organizatörlükle ilgileri olmadığını söyledi. Her iki tanık Alabash'ın hasta olan oğlu için Avrupa'ya gitmek istediğini de ifadelerinde belirtti.
BERAATLERİ İSTENDİ
Dört saat süren duruşmanın sonunda savcı, tutuklu iki sanığın göçmen kaçakçılığı organizasyonunda emanetçi olarak rol oynadığını, bu nedenle TCK'ya göre en üst sınırı 5 yıl hapis cezası olan suçlama ile yargılanmaları gerektiğini belirtti. Savcı ayrıca, sanıkların kaçakçılık organizasyonunda sadece para alışverişinde bulunduklarının tespit edildiğini vurgulayarak, 'bilinçli taksirle kişilerin ölümene neden oldukları' veya tekneyi temin etme, mültecileri bindirme ve Yunanistan'a gönderme ile ilgili haklarında sabit delillerin bulunmaması ve kurtulanların bu yönde beyanları nedeniyle bu suçlardan beraatlerini istedi. Mahkeme heyeti, sanıklarının tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.
Duruşma çıkışında hasta oğlu ile basın mensuplarına açıklama yapan sanık Muwafaka Alabash'ın eşi Nida Hafız Alabash, 4.5 yıldır Türkiye'de olduklarını belirtip, "Sadece oğlumun tedavisi için Avrupa'ya gitmek istiyoruz. Eşimin organizatörlükle hiçbir ilgisi yok. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum" dedi.