Dünyanın en zor mesleklerinden biri; su altı kaynakçılığı
DÜNYANIN en zor ve ilginç mesleklerinden biri olan su altı kaynakçılığına son dönemde ilgi arttı.
Son yıllarda yapılan köprü, tüp geçit projeleri, offshore enerji aramaları, boru hatları gibi çalışmalar, su altı kaynakçılığına ilgiyi artırdı. Dünyanın en zor ve en riskli işlerinden biri olmasına rağmen bazı kişiler, bu meslek dalından para kazanıyor. Su altında risk oluşturacak faktörler derine inildikçe daha da artıyor. Basınç, çalışma ortamının karanlık ve soğuk olması, su altında elektrikli cihaz kullanımı, akıntı, hatta deniz canlıları bu risklerden birkaçı. Su altı kaynakçılarının aylık geliri ise 5 ila 10 bin lira arasında değişiyor.
Su altı kaynakçılığının dalgıçlığın bir yan dalı olduğunu vurgulayan İstanbul Gedik Üniversitesi Su Altı Teknolojisi Programı Başkanı Öğretim Görevlisi Güvenç Sorarlı, "Dalgıçların yaptığı işlerden sadece bir tanesi. İyi bir su altı kaynakçısı olmak için önce bakanlıktan veya liman başkanlıklarından aldığınız belgelerle profesyonel dalgıç olmanız gerekiyor. Onun da iki yolu var. İsterseniz üniversitelerin su altı teknolojileri bölümünden mezun olabilirsiniz, ya da deniz kuvvetlerinde bu eğitimi almış olmanız gerekiyor. Su altı kaynakçısı olmanın yolları bu" dedi.
MESLEĞE İLGİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR
Su altı kaynakçısı olmak isteyenlerin sayısının arttığını ifade eden Güvenç Sorarlı, "Bunun sebeplerinden bir tanesi Marmaray ile başlayan su altı tüp geçit projeleri, Karadeniz'deki offshore doğalgaz platformları. Bunlardaki dalgıç ihtiyacı, bu mesleğe olan ilgiyi de doğal olarak artırdı. Daha da yapılacak olan bu tip projelerde örneğin Akdeniz'deki enerji arayışlarının sonuçlanmasıyla doğal olarak hemen bir dalış ekibine, bunların bakım idamesi için ihtiyaç duyulacak. Bunun için de ivmelenerek artacağına inanıyorum" diye konuştu.
SON YAPILAN ÇALIŞMALARDAN BİRİ 1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ
1915 Çanakkale Köprüsü inşaatında çalışan 1'inci sınıf sanayi dalgıcı Tunahan Tosun, "Biz orada 35-40 metre derinlikte köprünün ayaklarını yerleştiriyoruz. Dalış çanlarımız var. Onlarla birlikte 35-40 metre derine inip yukarıdan vinçlerin yardımıyla bırakıyoruz. Şu ana kadar tehlike yaşamadım, ama yaşamayacağım anlamına da gelmiyor. Su üstünde yapılan planlama ve eğitim doğru olduktan sonra suyun altında herhangi bir problem olmuyor" şeklinde konuştu.
Kendilerine en fazla yöneltilen sorulardan birinin su altında elektrik çarpma olayının yaşanıp yaşanmadığı olduğunu söyleyen Tosun, "Herkes suyun altında nasıl kaynak yaptığımızı merak ediyor. 'Elektrik çarpmıyor mu?' diyorlar. Evet oluyor, ama özel yalıtkan malzemelerimiz var. Onlarla beraber yapıldığı zaman bütün riskleri sıfıra indiriyoruz" dedi.- İstanbul