Dünyanın En İyi Müzeleri

Dünyanın farklı yerlerinde birçok müze vardır. Fakat öyle müzeler var ki, hem ünleri ile dünyaya nam salmış hem de birçok filme ev sahipliği yapmış. İşte Kehkeşan Dergi tarafından derlenen o müzeler ve o müzelerde çekilen eşsiz filmler… NEW YORK METROPOLİTAN MÜZESİ Dünyanın en büyük müzelerinden biri olan New York'taki "Metropolitan Müzesi"ni yılda 4,5 milyon kişi ziyaret ediyor. Yaklaşık 200 bin metrekarelik alanda kurulu, iki milyondan fazla sanat eseri ve tarihi eserin sergilendiği müzede, Anadolu topraklarından getirilmiş çok sayıda eser de bulunuyor.

1870 yılında kapılarını ziyaretçilere açan müzede Amerikan, Mısır ve Avrupa medeniyetlerinin sanat eserleri 19 bölüm halinde sergileniyor. Tanıtımlarında "En rahat ayakkabılarınızı giyip gelin" sloganını kullanan müze, Klasik Çağdan Eski Mısır Dönemine ait sanat eserleri, Avrupa'nın hemen hemen tüm önde gelen ressam ve heykeltraşlarının çalışmaları, Amerikan modern sanatından eserler, Afrika, Asya, Okyanusya, Bizans ve İslam sanatlarından örnekler barındırıyor.

Müzede, dünya genelinde kullanılan tüm müzik enstrümanlarından örnekler, kostümler, takılar, antik çağ silahları ve zırhları, Roma İmparatorluğu döneminden günümüz Amerikasına geniş bir alanı kapsayan iç mimari dekorasyon eserleri de yer alıyor.THE LAST TEMPLAR (SON TAPINAK)

Raymond Khoury'nin romanından uyarlanan Son Tapınak filminde; New York'lu bir arkeolojistin Tapınak Şövalyeleri'nin kayıp sırlarını araştırması konu ediliniyor. New York Metropolitan Müzesi'ndeki bir sergi sırasında saldırıya uğrayan Tess; saldırıdan sonra aklında kalan Latince bir söz üzerine arkadaşıyla birlikte gizemli bir yolculuğa çıkmaya karar verir.

MISIR ANTİK MEDENİYETLER MÜZESİ

Yapımı 1902 senesinde tamamlanan bu müze, Mısır tarihinin en önemli koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Müzede, genç yaşta hayata gözlerini yuman ve lanetiyle ünlenmiş Tutankamon'un hazinelerini ziyaret etmek mümkün. Laneti dillerde dolaşan Tutankhamon'un hazinelerinden firavun mumyalarına, Akenaten ile Nefertiti'nin Amarna stili zarif heykellerine kadar, bu eşsiz medeniyetin en nadide eserleri burada yer alıyor. Müzede Yunan, Roma ve Suudi Arabistan gibi farklı medeniyetlere ait koleksiyonlara da yer verilmiş.Mısır Müzesinde sergilenen en önemli eser M.Ö. 15.yy da Roma imparatoru Augustus tarafından yaptırılan Dendur Tapınağı'dır.

Tapınak, Aswan barajının yapımı esnasında Amerikalıların eski Mısır eserlerinin korunması ve kurtarılması için yaptığı katkılar nedeni ile Mısır hükümeti tarafından hediye edilmiştir. Mısırlıların mumyalanmış geçmişini kralları gibi müzede görmek hayli ilginç. Müzenin, önemli bir miktarı gösterimde olmak üzere, toplam 120 bin adet eseri bulunmakta. Her esere bir dakika ayırmanız, müzeden dokuz ayda çıkabilmeniz anlamına geliyor!

MUMYA GERİ DÖNÜYOR (THE MUMMY RETURNS) İlkinin devamı olarak çekilen film, Mısırlı Rahip Imhotep'in mumyasının bulunmasının ardından yaşanan dehşet verici olaylardan 10 yıl sonra geçiyor. Film Mısır Antik Medeniyetler Müzesi'nde çekilmiş. Rick O'Connell ile Evelyn bu süre içinde evlenmişler ve Alex adındaki 9 yaşında yaramaz çocukları ile beraber hayatlarını normal bir şekilde sürdürmekteler.

Ancak ailenin rahat ve huzurunu bozacak olaylar dizisi başlamak üzeredir.PARİS LOUVRE MÜZESİ Fransız İhtilâl'inden sonra 1793 senesinde, Fransa'da açılan ilk devlet müzesi. Paris'te bulunan bu müze emsalleri arasında en ünlülerinden. Louvre, 13. yüzyıl başlarında, Philippe Auguste tarafından ilk şekliyle inşâ ettirilmiş. Adını İngilizcede kuvvet, güç anlamına gelen "Lower" kelimesinden alan saray, 1793 yılında Avrupa'da ilk kez müze olarak halka açılmış.Louvre (Luvr) müzesi; yedi bölümden meydana gelir.

Her bölümün başında yetkili ve sorumlu kişiler vardır. Bunlar da müze müdürüne bağlıdır. Resim, heykel, doğu sanatları, Mısır sanatları, Yunan sanatları, sanat eserleri, desen gibi dallara ayrılan kısımlardan meydana gelmekte.Müzenin çok zengin kütüphanesi, konferans salonu ve eğitim bölümü, eserlerin incelendiği ve yenilendiği laboratuvar ile sanat tarihi ve müzecilik konusunda eğitim yapan Louvre Müze Okulu da önemli kısımları arasında yer almakta. Leonardo Da Vinci'nin ünlü Mona Lisa'sı da burada bulunmakta. Müzenin tamamını dolaşmak 28 gün sürmekte.

DA VİNCİ ŞİFRESİ Bir gece, Louvre müzesi müdürü öldürülmüş olarak bulunur. Bu olay üzerine ünlü simgebilim Profesörü Robert Langdon (Tom Hanks) Louvre Müzesi'ne çağırılır. Müze müdürü ardında esrarengiz bir simge dizimi ve ipuçları bırakmıştır. Kendisi de tehlikede olan Langdon, polis kriptoloji uzmanı Sophie Neveu'nün (Audrey Tautou) yardımıyla, Leonardo Da Vinci'nin çalışmalarında bir dizi akıl almaz sırrı çözer. Tüm bu sırlar onları, hayatlarını 2 bin yıldır gizli kalan eski bir gizemi korumaya adamış gizli bir topluluğa götürür.

TOPKAPI MÜZESİ Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700 bin metre kare özel araziye sahip bir kompleks olan Topkapı Sarayı, Osmanlı sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezi oldu. İstanbul Fatihi II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve saray halkı 19. yüzyıl ortalarına kadar ikamet etti. 1850'lerin başında Sultanlar, mevcut saray 19. yüzyılın devlet protokolü ve merasimlerine ilişkin gereksinimleri karşılamakta yetersiz kaldığı için Boğaz'daki Dolmabahçe Sarayı'na taşındı.

Ancak saltanat hazinesi, mukaddes emanetler ve imparatorluk arşivleri Topkapı Sarayı'nda muhafaza edildi, bir baba ocağı olması ve mukaddes emanetleri barındırmasından dolayı burada devlet törenleri yapılmaya devam edildi. Topkapı Sarayı, Osmanlı monarşisi 1922'de kaldırıldıktan sonra, 3 Nisan 1924'te Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle müzeye dönüştürüldü.

THE INTERNATIONAL (2009) Obsesif Interpol ajanı Louis Salinger ve Manhattan bölge savcılarından Eleanor Whitman'ın etrafında dönen heyecan dolu bir macera filmi olan The İnternational'ın bazı sahneleri Topkapı Sarayı'nda çekildi. Salinger ve Whitman, dünyanın en güçlü bankalarından birini adalet önüne çıkarmak istiyor.

Sayısız yasa dışı işe bulaştığını saptadıkları bankanın uluslararası savaş ve terörü finanse etmek için Avrupa'da şehirden şehre transfer ettiği paranın izini süren Sallinger ve Whitman, kendilerini amansız ve tehlikeli bir kovalamacanın içinde buluyor. Berlin'den Milan'a, New York'a ve de İstanbul'a sürüklenerek hayatları pahasına devam ettirdikleri tehlikeli takip boyunca ikili, akıl almaz engellerle karşılaşıyor.