Dünyada 350 Milyon Kişi Kronik Hepatit B
'Dünya Hepatit Günü' olarak belirlenen 28 Temmuz gününün bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de düzenlenen çeşitli etkinliklerle, kamuoyunun dikkatinin hepatit hastalıklarına çekilmesi amaçlanmaktadır" ifadeleri yer aldı.
Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD), Viral Hepatitle Savaşım Derneği(VHSD) ve Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği (HEBİPA) adına Dernek başkanlarının "Dünya Hepatit Günü" nedeniyle yaptıkları açıklamada, "Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hepatit Birliği tarafından 'Dünya Hepatit Günü' olarak belirlenen 28 Temmuz gününün bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de düzenlenen çeşitli etkinliklerle, kamuoyunun dikkatinin hepatit hastalıklarına çekilmesi amaçlanmaktadır" ifadeleri yer aldı.
Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, Hepatit B ve C karaciğerin sık görülen ölümcül hastalığının en önemli türleri olduğuna dikkati çekerek, Hepatit B'nin dünyanın en çok rastlanan ve bulaşıcı hastalıklarından birisi olduğunu belirtti. Tüm ciddi karaciğer enfeksiyonları arasında en yaygın olan hepatit B'nin yılda yaklaşık 600 bin insanın ölümüne yol açtığını bildiren Prof. Dr. Koruk, Dünya Sağlık Örgütü'nün küresel olarak enfekte 2 milyardan fazla insanın yaklaşık 350 milyonunda siroz ve karaciğer kanserine yol açabilen kronik hepatit B virüsü bulunduğunu söyledi.
"HEPATİT B VE C SİROZ VE KANSERE YOL AÇABİLİR"
Prof. Dr. Koruk, ''DSÖ 170 milyon kişinin hepatit C ile kronik enfekte olduğu ve her yıl yaklaşık 3-4 milyon yeni insanın enfekte olduğunu tahmin etmektedir. Kronik hepatit B gibi, kronik hepatit C viral enfeksiyonu da siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve karaciğer naklini gerekli kılabilir" dedi.
Hepatit B'nin kişiden kişiye kan veya diğer vücut sıvıları yoluyla bulaştığına işaret eden Prof. Dr. Koruk, Hepatit B'nin diğer bulaşma yollarının da ''Korunmasız cinsel ilişki, enfekte olan kişilerle iğne veya enjektör paylaşımı, dövme veya piercing yaptırırken kullanılan steril olmayan iğneler, berberlerin steril olmayan ustura kullanması, virüs taşıyan kişilerle diş fırçası gibi özel eşyalarının paylaşılması, kan nakli, ekipman sterilizasyonuna yeterli özenin gösterilmediği yerlerde ameliyat yapılması, hepatit B olan bir anneden çocuğuna bulaşma'' olduğunu ifade etti.
"KORUNMAK İÇİN BASİT ÖNLEMLER VAR"
Prof. Dr. Koruk, Hepatit B ve Hepatit C tipi sarılık mikroplarından korunmak için dikkat edilmesi gereken unsurları şöyle sıraladı: ''Tıraş bıçağı, diş fırçası, küpe, tırnak makası gibi kişisel malzemeleri diğer insanlarla paylaşmaktan kaçınılması, dövme veya piercing yaptırırken temiz iğneler kullanıldığından emin olunması gerekiyor. Berbere gidildiğinde kullanılmamış tıraş bıçağı ve steril edilmiş ustura kullanıldığından emin olunmalıdır. Cinsel ilişki sırasında, özellikle çok eşli durumlarda, mutlaka prezervatif kullanılmalıdır. Sağlık görevlileri enjeksiyon uygulamasını güvenli yöntemlerle gerçekleştirmeli, tek kullanımlık enjektör kullanılmalıdır. Gebeler mutlaka B tipi sarılık mikrobu olup olmadığına ilişkin test yaptırmalıdır, ailede, özellikle anne baba kardeş eş gibi yakın akrabalarda sarılık hastası, siroz veya karaciğer kanseri hastası varsa mutlaka test yaptırılmalıdır. Uyuşturucu kesinlikle kullanılmamalıdır''
"HEPATİT A OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLÜYOR"
Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği (HEBİPA) Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci, Hepatit A hastalığının genellikle okul çağı çocuklarında sık görüldüğünü belirterek, "Tuvalet hijyeni kötü olan kişilerin ellerini yıkamaması ve sonrasında yiyecek-içeceklere dokunması sonucu kişiden kişiye bulaşır. Bu nedenle, kişisel hijyenin ve sağlık koşullarının yetersiz ve kötü olduğu toplu yaşanan yerlerde kolayca yayılır.'' dedi.
Hepatit B ve C hastalığına sebep olan virüslerin sessiz olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Dökmeci, pek çok insanın farkında olmadan bu virüsü almış olabileceğini ve hiçbir belirti olmaksızın bu virüsü taşıyabileceğini söyledi. Tedavi edilmez ise her iki virüsün de karaciğer sirozuna neden olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Dökmeci, ''Siroz ise kanama, asit, koma, karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar ya da ölüm ile sonuçlanabilir. Uzun süreli Hepatit B hastalığında siroz ortaya çıkmadan önce de karaciğer kanseri görülebilir'' diye belirtti.
"HEPATİT B DOĞUM SIRASINDA BEBEĞE GEÇİYOR"
Viral Hepatitle Savaşım Derneği(VHSD) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ise Türkiye'de yaklaşık olarak 3 milyon (yüzde 4) vatandaşın Kronik Hepatit B hastası olduğunun, Hepatit C ile enfekte nüfusun ise yaklaşık 650-700 bin kişi (binde 8-9) bulunduğunun tahmin edildiğini bildirdi. Viral hepatitin dünya çapında başlıca ölüm nedenlerinden biri olduğunu, buna rağmen yapılan araştırmaların Hepatit B ve C testlerinin ülkelerin sadece %30'unda tüm vatandaşlar için erişilebilir durumda olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.
Hepatitin çoğunlukla virüslerden bulaştığına işaret eden Prof. Dr. Tabak, hepatit hastalığının 7 türü olduğunu, A, E, F tipi hepatitlerin virüs bulaşan su ve besin maddelerinin ağızdan alınması ile oluştuğunu, B, C, D, G türü hepatitlerin de kanla temas, tükürük ve cinsel ilişki yoluyla bulaştığını kaydetti. Hepatit B'nin ayrıca doğum sırasında, enfekte anneden bebeğine geçebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Tabak ''Bu yenidoğanların, yüzde 80-90'ı hepatit B ile doğar ve bunu kronik hepatit B'ye çevirir'' dedi. Enfekte bir kişi ile birlikte yaşayanların da risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Tabak, tıraş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi kişisel malzemeleri paylaşmaması gerektiğini ifade etti. Sağlık görevlileri de enfekte olabilecek yüksek risk grubu altında olduğunu bildiren Prof. Dr. Tabak, iğne ve kan alma-verme malzemelerini kullanırken uygun prosedürlerin takip edilmesi gerektiğini vurguladı.