Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan disipline sevk edilen teğmenlerle ilgili dikkat çeken sözler

Erdoğan'dan "Neden diploma verdin?" eleştirilerine yanıt

Lübnanlılar ateşkes sonrası evlerine dönmeye başladı

İmzaların atıldığını duyan yüz binlerce kişi yollara düştü

Uyarılar art arda geldi: 50-60 yılın en soğuk zamanları yaşanacak

Bu kış bambaşka olacak! Uyarılar art arda geldi

'Yenidoğan Çetesi' davasında tutuksuz sanık hemşireye Mahkeme Başkanı'ndan tepki

Bebek katili çetenin davasında Mahkeme Başkanı'nın sabrının taştığı an

Dünya Türk oyunlarını oynuyor

Dünya Türk oyunlarını oynuyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Erkin, Türk oyunlarının en fazla ABD'de tercih edildiğini belirtti. Erkin, Türk oyun sektörünün hızla geliştiğini ve 2015 yılında 400 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. Mobil oyunlarda başarılı olan Türkiye'nin, sektörde daha da büyüme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Erkin, devlet desteğinin sektörün gelişimi için önemli olduğunu ifade etti.

ABDULKADİR GÜNYOL/TOLGA YANIK - Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Erkin, "Türk oyunları en fazla ABD'de tercih ediliyor diyebilirim ama dünyanın hemen hemen her ülkesinde var. Tüm ülkelere az ya da çok oyun satıyoruz." dedi.

Turkcell'in katkılarıyla gerçekleştirilen Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Erkin, Türkiye'de oyun sektörünün 2010'lu yılların başında emeklemeye başladığını, o tarihlerde iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar oyun stüdyosu olduğunu söyledi.

Erkin, Türk oyun stüdyolarının yaptığı ufak ihracatlarla birlikte devletin de destekler vermeye başladığını belirterek, "Desteklerle ekosistemimiz epey gelişmeye başladı. 2014 yılında Dijital Oyun Geliştiricileri Derneğini kurduk. 1 sene sonra da 'Türkiye' ismini kullanma hakkı aldık ve Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneğine terfi ettik. Hem ihracatlarla hem de yurt içi ve yurt dışı yaptığımız organizasyonlarla bu sektörde ülkemizi temsil etme hakkı bulduk." diye konuştu.

"Türk oyunları en fazla ABD'de tercih ediliyor"

Türk oyun sektörünün 2015 yılında 400 milyon dolarlık ihracatı olduğunu dile getiren Erkin, şöyle devam etti:

"İhracatı 2020'de de 2,5 milyar dolara ulaşan bir sektörümüz var. 2010'lu yılların başlarında stüdyo sayısı çok az iken yetişmiş insan kaynağına erişmek de aynı ölçüde çok zordu. 2019 yılından sonra sektörde mobil tarafta çok büyük atılımlar oldu. İhracat rakamlarının pozitife dönmesi, ailelerin ve bu sayede gençlerin de sıcak bakmasıyla güzel bir insan kaynağı havuzumuz oluştu. Hala çok yeterli değil, daha fazla olması lazım."

"Türk oyunları en fazla ABD'de tercih ediliyor diyebilirim ama dünyanın hemen hemen her ülkesinde var." diyen Erkin, "Tüm ülkelere az ya da çok oyun satıyoruz. En büyük pazar ABD. Yaptığımız testlerde de oyunun ABD'de ilk başta başarılı olmasını istiyoruz ki bütün ülkelere yayılsın çünkü dünyaya Amerika'dan yayılıyor diyebiliriz. Dünyadaki oyun sektörünü 200 milyar dolar, bizi de 2,5 milyar dolar olarak düşünürsek aslında küçük bir pay alıyoruz. Henüz emekleme dönemindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Mobil oyunlarda başarılı bir ülkeyiz"

Erkin, 2010'lu yılların başından beri Türk oyun firmalarının çok büyük yatırımlar yaptığına dikkati çekerek, "Biz biraz daha mobil oyunlarda başarılı bir ülkeyiz. Mobil teknolojiler de yeni gelişiyor. Her ne kadar bilgisayar oyunlarında trene biraz daha geç biniyor olsak da mobil oyunlarda trene dünyayla hemen hemen eş zamanlı binme fırsatı yakaladık. Bu da bizim o alanda çok iyi refleksler geliştirip yükselme şansımızı artırdı." diye konuştu.

Mobil oyun geliştirme sürecinin Türkiye'deki yazılım geliştiricilerine uygun bir yapıda olduğunu söyleyen Erkin, şunları ifade etti:

"Mobil oyunları 2-3 hafta gibi çok kısa zamanda geliştiriyoruz. Teste alıyoruz, pozitif ya da negatif sonuçları da kısa zamanda alıyoruz ve o oyun üzerinde ilerliyoruz ya da ilerlemiyoruz. Konsol ya da PC oyunu yaparken süreçler biraz daha uzun, 3-4 yıla kadar uzayabiliyor. Kısa zamanda geliştirdiği ürünün sonucunu alma işi çok benimsendi Türkiye'de. Bu vesileyle çok fazla oyun stüdyoları çıktı. Hatta evinde belki üniversitede okuyan genç kardeşlerimiz bu kısa zamanda denemeler yapıp ve başarılı olup dünyaya ürünler ihraç edebildiler. Bunun etkisiyle de ihracatımızın arttığını ve genel olarak sektörümüzün de geliştiğini söyleyebiliriz."

Erkin, Türkiye'den stüdyoları yurt dışına götürdüklerini belirterek, "Sadece son kullanıcılara ve medyaya oyunlarını göstermediler, aynı zamanda yatırımcılara da oyunlarını gösterme fırsatı buldular. Yatırımcılar da çektik. Almanya, ABD'ye heyetler düzenliyoruz. En sonuncusunu mart ayında San Francisco'da gerçekleştirdik. İhracat rakamları yüksek olmayan firmalarımızı da o pazarlara götürerek gerek yatırımcı bulması gerek yayıncı bulması konusunda arkadaşlarımıza destek olmuş oluyoruz. Bu sayede ihracata katkı veren stüdyolarımız var." dedi.

"Oyun ekosistemi devlet desteklerimizle bugüne geldi"

Türk oyun sektörünün gelişimi için gelecekte de devlet desteğinin çok önemli olduğunu dile getiren Erkin, "Oyun ekosistemi devlet desteklerimizle bugüne geldi. Bugün 2 milyar doları aşan ihracatımız varsa bu tamamen devlet destekleri sayesinde oldu." diye konuştu.

Erkin, sektörün yıllar içinde gösterdiği büyümeye işaret ederek, "Genel olarak seneler içinde yüzde 25, yüzde 50, hatta 2 sene içinde yüzde 100 büyüdüğümüz seneler var. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Bizim ihracat rakamlarını artıracağımıza ve sürekli ivmemizin yukarı çıkacağına inancımız tam. Devletimiz de bizi desteklemeye devam ettikçe 10 milyar dolarlara da geleceğimizi düşünüyoruz." ifadesini kullandı.

Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri'nin yıllar içinde Türk oyunlarının Oscar'ı olmasının kendilerini gururlandırdığını belirten Erkin, pek çok kategoride ödüller verdiklerini söyledi.

Erkin, ebeveynlere çocukların oyun oynama alışkanlıklarıyla ilgili tavsiyelerde bulunarak, çocukların göz sağlıkları için kaç saat oynadıklarının takip edilmesi ve şiddet içeren oyunlardan ziyade bilmece gibi zeka geliştiren oyunların tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.

Programlamaya yönelmek isteyen gençlerin bu sürece lise veya üniversite döneminde satranç gibi oyunlar tasarlayarak başlayabileceklerini dile getiren Erkin, şunları kaydetti:

"Üniversitede de özellikle projelerini yaparken belki oyun üstüne projeler yapabilir. Bizde staj yapan ve daha sonra kalan arkadaşlar var. Çok genç bir yaş ortalamamız var. Bunları yaptıktan sonra ben arkadaşların başarıya ulaşacağına inanıyorum. Gençler, illa bir firmaya girip kendisi çalışmak zorunda da değil. Kendileri evden bir şeyler geliştirip satabilir ya da oyuncularla buluşturabilir."

Kaynak: AA / Ecem Altan - Güncel
title