Dünya İnsanlık Trajedisini Seyrediyor

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından düzenlenen 5'inci Ulusal Sosyoloji Günleri sempozyumunda konuşan Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Nuri Gültekin, Suriye'de yaşanan iç savaşı değerlendirirken, "Dünya insanlık trajedisini seyrediyor" dedi.

Prof.Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde gerçekleşen sempozyumda, yakın dönemde Tunus'ta başlayarak, diğer Ortadoğu ülkelerine yayılan ve etkileri devam eden toplumsal hareketlerin sebep ve sonuçları, konunun uzmanları tarafından çok yönlü ele alındı. MEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Murat Gizir, Ortadoğu'da toplumsal yönden hareketli günler yaşandığını hatırlatarak, Tunus'ta başlayan ve diğer Ortadoğu ülkelerinde devam ederek, en son sınır komşumuz olan Suriye'ye ulaşan hareketlerin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini söyledi. Özellikle Gaziantep, Mersin ve Şanlıurfa gibi Suriye'ye yakın illerin, bölgedeki insan hareketliliğinden dolayı, sosyal kültürel ve sağlık yönünden etkilendiğini ifade eden Gizir, sempozyumun çevremizde olup bitenleri anlama konusunda katkı sağlayacağına işaret etti.

DÜNYA ENERJİSİNİN YÜZDE 65'İ ORTADOĞU'DA

MEÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yaşar Erjem ise Türkiye'nin coğrafi, toplumsal, kültürel ve tarihsel pek çok bağının bulunduğu Ortadoğu'da yaşanan ve etkileri hissedilen olayları yakından izlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Prof.Dr. Erjem, toplumsal hareketlerin günümüzde siyaseti belirleyici bir hal aldığını belirterek, "Ortadoğu'da yaşanan olaylar, küresel sitemle alakalıdır. Küresel devletler Ortadoğu'yu şekillendirmek istiyorlar. Çünkü bu bölge, dünya enerji kaynaklarının yüzde 65'ini barındırıyor. Bu da bölge üzerinde bir mücadeleyi beraberinde getiriyor. Ortada Ortadoğu'nun nasıl biçimleneceğine dair bir savaş var. Ortadoğu eğer bölge halklarının kendi iradesiyle biçimlenirse, sağlıklı bir yapılanma ortaya çıkar. Ancak bu yapılanma büyük güçlerin yönlendirilmesiyle olursa, bölgedeki çatışmaların daha da derinleşmesi kaçınılmazdır" diye konuştu.

"LİBYA VE SURİYE'DE DEVRİM KOLAY DEĞİL"

Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Nuri Gültekin de şöyle dedi:

"Toplumsal muhalefette gerçekleşen toplumsal bir talep, siyasi sistemde yer bulamıyor bastırılıyorsa, bu onun yok olduğu anlamına gelmez. Eğer zamanında iktidar bu taleplere kulak verse, bu kadar sert ve kırılgan bir rejim de ortaya çıkmamış olacaktı."

2010 ve sonrasını 'devrimler çağı' olarak niteleyen Yrd.Doç.Dr. Gültekin, yaşanan devrimlerin bilinen devrimlere dahil edilemeyeceğini ve bu anlamda Ortadoğu için yeni bir kavramsallaştırmanın eşiğinde olunduğuna dikkat çekti.

Mısır'da ve Tunus'ta 30-40 yıllık rejimlerin halk müdahalesiyle yerle bir edildiğini, ancak Libya ve Suriye'de bu devrimlerin Mısır ve Tunus'takiler kadar kolay olmadığını anlatan Yrd.Doç.Dr. Gültekin, bu durumun kültürel, ekonomik ve tarihsel sebepleriyle ilgili bilgiler verdi. Türkiye'nin Suriye politikasına değinen Yrd.Doç.Dr. Gültekin, Ortadoğu konusundaki bilgi eksikliğinin, ülkenin Suriye politikasında da kendini gösterdiğini kaydetti. Yrd.Doç.Dr. Gültekin, "Libya'da geç kaldığını düşünen Türkiye, Suriye'de erken davranmak istedi fakat bu iki ülkedeki toplumsal zemin aynı değildi. Bu konuda Türkiye'nin büyük yalpalamaları oldu" dedi.

DÜNYA İNSANLIK TRAJEDİSİNİ SEYREDİYOR

Dünyanın Suriye'de bir insanlık trajedisini seyrettiğini dile getiren Yrd.Doç.Dr. Gültekin, kapitalizmin bu bölgedeki krizi fırsata çevirdiğini söyledi. Gaziantep, Urfa, Kilis gibi illerde, çok ucuz işgücünün oluştuğunu vurgulayan Yrd.Doç.Dr. Gültekin, bundan sermayedarların son derece memnun olduğunu aktardı. Küresel dünyada gelinen noktada büyük emperyalist ülkelerin, Ortadoğu'da yaşanan olaylara dahil olduğuna dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Gültekin, batılı ülkelerin lokal, daha kontrol edilebilir savaşları, her zaman 'krizden çıkmak için başvurduğu savaşlar' olarak değerlendirdi.