Dünya İnsani Zirvesi
Dünya İnsani Zirvesi kapsamınında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ev sahipliğinde "Kritik Altyapıların Korunması Stratejileri ve Dirençliliğin Artırılması" oturumu yapıldı.
Dünya İnsani Zirvesi kapsamınında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ev sahipliğinde "Kritik Altyapıların Korunması Stratejileri ve Dirençliliğin Artırılması" oturumu yapıldı.
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mitat Çelikpala'nın moderatörlüğündeki oturumda Sayıştay Başkanı Doç. Dr. Recai Akyel bir konuşma yaptı. Kaymakamlık görevi yürütürken 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin etkili olduğu Gölyaka'daki gözlemlerini kitaplaştıran ve Japonya'da afet yönetimine ilişkin eğitim de alan Akyel, afetlerde esas olanın o afetin iyi bir şekilde yönetilmesi olduğunu söyledi.
Doğal afetlerin sosyal ve ekonomik sistemlerden meydana geldiğini anlatan Akyel, "Afetler, dışarıdan kaynaklanan değil ancak ve ancak içeriden gelen yetersizliklerin olduğu bir olaydır. Aslında toplumsal sistemin tam da içinden kaynaklanıyor." dedi.
Afetlerin tek bir merkezden yönetilmesi gerekliliğine vurgu yapan Akyel, "Afet yönetim sistemleri bir yönetim yaklaşımı ve uzmanlık alanıdır. Bütün boyutlarıyla öncesi ve sonrasında zararlarının azaltılması gerekmektedir. Uzman ekiplerin yapacağı uygulamalar çok büyük bir önem taşımaktadır." diye konuştu.
Japonya'nın sık sık çeşitli afetlere maruz kalmasıyla Japonların artık afetlere bir yaşam şekli olarak baktığına dikkati çeken Akyel, afetlerin zararlarının en aza indirilebileceğinin altını çizdi.
Afetlerin küresel bir mesele olduğunu ve ancak küresel olarak çözümlenebileceğini belirten Akyel, "Bireylerin, kurumların çabalarını ulusal seviyede sergilemesi önem taşımaktadır. Küresel bir farkındalık yaratmak ve eş güdüm bir çabanın tüm ülkelere yayılması esas olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
" Türkiye, yeni güvenlik sistemlerini mutlaka göz önünde bulundurmalı"
Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da Türkiye'nin mültecilere ev sahipliğiyle dünyada tarihe geçtiğini bu başarının önemli mimarlarından birinin de AFAD olduğunu söyledi.
Ekonomi, çevre ve güvenliğin bir ülkenin olmazsa olmazı olduğuna vurgu yapan Caşın, var olabilecek risklerin azaltılmasının sanıldığı kadar kolay olmadığını aktardı. 11 Eylül saldırılarının ardından güvenlik ve saldırı stratejilerinin değiştiğini dile getiren Caşın, günümüzde yeni terör saldırılarının ise medya ve ekonomiye olumsuz etkilerinin dikkate alınarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
Siber saldırının enerji alanlarını özelikle seçtiğini belirten Caşın, "Siber saldırıların arkasında çok büyük bir felsefe yakmakta. Sisteme girdikleri anda ekonomiyi çökertebilirler. Bu devlet benden daha büyük değil diye seslerini duyururlar. Siber saldırılar koordineli ya da tekil olarak ilerleyebilir." dedi.
Caşın, Türkiye'nin havalimanı, köprü ve nükleer tesis gibi projelerinin düşünüldüğünde yeni güvenlik sistemlerini mutlaka göz önünde bulundurması gerektiğinin altını çizdi.
Hollanda'da güvenlik üzerine danışmanlık hizmeti veren uzman Özkan Demiröz ise acil durumlarda yaşanabilecek risklere ilişkin alınması gereken siber güvenlik sistemlerini "Güvenlikte kritik altyapılar" sunumuyla anlattı. Günümüzde alınan geleneksel tedbirlerin tamamen güvenli olmadığının altını çizen Demiröz, güvenlik için farklı düşüncelere ihtiyaç olduğunu ve siber güvenliğin de artık kaçınılmaz olduğuna işaret etti.
Siber güvenlik uzmanı Guido Gluschke da nükleer santrallerin güvenlikleriyle ilgili çalışmalarından bahsederek "Siber bir araç mı amaç mı? Siber saldırıları düşüncemize katmamız lazım. Nükleere saldırılar ve siber saldırılar bir arada düşünülmeli." ifadelerini kullandı.
Oturumda AFAD'ın Suriyelilerle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatan videonun gösterimi de yapıldı.