Dünya Devlerinin 2 Yıldır Süren Suriye Satrancı
Suriye krizinde Rusya, İran ve Çin, Esed yönetimine istikrarlı bir şekilde destek olurken, Esed'in gitmesini isteyen ABD ve Batılı ülkeler ortak hareket edemiyor SETA Araştırmacısı Ulutaş : "Çin, Moskova ile söylem birliği yaparak BM gibi platformlarda birlikte hareket ediyor" ORSAM, Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Orhan: "Batılı ülkelerin uzlaştıkları tek konu Esed rejiminin değişmesi"
HAKAN CEYHAN AYDOĞAN - Suriye'de yaklaşık iki yıldır devam eden iç savaşın sonuçlanması için Rusya, İran ve Çin'den oluşan üçlü ittifak Esed'li çözüm ısrarından vazgeçmezken, Esed'in gitmesini isteyen ABD ve Batılı ülkeler, çözüm sürecinde diğer detaylar üzerinde uzlaşma sağlayamadı.
Suriye'de çözümün diplomatik yollarla geleceğini savunan Rusya, krizinin başından bu güne her fırsatta tutumlarının değişmediğini dile getirerek, Suriye'de insani yardım koridoru dahil uçuşa yasak bölge ve BM'den çıkartılacak yaptırım kararına, askeri müdaheleye yol açacağı gerekçesiye karşı çıkıyor.
Uzmanlar, Avrupa ülkelerinin kendi içinde birçok konuda uzlaşamadığını ve Esed'in gitmesi için gerekli adımların atılmasında isteksiz davranmalarına karşın, Rusya, İran ve Çin'in krizin başından beri Esed'i desteklediğini ve tutumlarında çok fazla değişiklik olmadığını düşünüyor.
-"Cenevre'den muhalifleri memnun edecek karar çıkmayabilir"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Araştırmacısı Ufuk Ulutaş, Esed rejimini destekleyen taraf olarak sayılan Rusya ve İran'ın krizin başından beri istikrarlı bir tavır sergilediği yorumunda bulundu. Özellikle İran ve Rusya'nın, krizin başladığı günden itibaren Esed rejimini destekler açıklamalar yaptığını belirten Ulutaş, "Henüz çatışmalar başlamadan önce, Suriye'deki İran varlığından muhalifler fazlasıyla söz ediyordu. İran yetkililerinin protestoları bastırmak için gönderilen kolluk kuvvetlerinin arazide olması krizin başlangıcının hemen birkaç hafta sonrasına tekabül ediyordu. O günden bugüne kadar İran ve Rusya, Suriye'ye olan müdahalesini artırarak devam ettirdi. Kuvettli bir varlığı vardı ve bu konuda hiçbir geri adım atmadı" değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'nın, Suriye konusunda ilk defa alınan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının arkasında durduğuna vurgu yapan Ulutaş, krizin başından bu güne aynı pozisyonunu sürdürdüğünü ifade etti.
Ulutaş, Çin'in, Rusya ve İran'dan daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, bu iki ülkenin aktif olarak "arazide olduklarını", Çin'in ise bu iki ülkeyi politik olarak desteklediğini ve Moskova ile söylem birliği yaparak BM gibi platformlarda birlikte hareket ettiğini kaydetti.
Muhalefeti doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen Avrupa ülkelerinin ise ortak hareket edemediklerinin altını çizen Ulutaş, "Cenevre -2"den siyasi bir çözüm beklenebileceğini ancak konferanstan muhalifleri memnun edecek kararların çıkmayacağını düşündüğünü söyledi.
Ulutaş, "Esed rejimi kendini çok güçlü buluyor. Bu iki yılda birçok önemli gelişme oldu. Suudi Arabistan'ın muhaliflere olan desteği arttı. ABD kırmızı çizgilerin geçildiğini açıklayarak muhaliflere silah yardımı yapacağını ilan etti ve AB ülkeleri silah ambargosunu kaldırdı. Bütün bunlar yakın zamanda araziye yansıyacaktır. Muhaliflerin Esed'e karşı mücadelesi de artacaktır" dedi.
"Batılı ülkelerin uzlaştıkları tek konu Esed rejiminin değişmesi"
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Oytun Orhan ise, Batılı ülkelerin krizin çözümüne yönelik kararlı adımlar atamadıklarını ve aralarında uzlaştıkları tek konunun Esed rejiminin değişmesi olduğunu kaydetti.
Orhan, Suriye konusunda Türkiye ve Körfez ülkelerinin daha keskin ve net bir tutum sergilediğini, Avrupa ülkelerinin ise kendi içinde birçok konuda uzlaşamadığının altını çizdi.
Orhan, "Esed'in ayrılması dışında hiçbir konuda anlaşamayan ülkelerle karşı karşıyayız. Türkiye ve körfez ülkelerinin tutumu daha keskin ve net. Başından beri hem yardım konusunda hem de Esed'in kesinlikle gitmesi konusunda bir fikir birliği var. Türkiye, daha keskin bir pozisyona sahipken, Avrupa ülkeleri kendi içinde birçok konuda uzlaşamadı. Demek ki bu konuda istekli değil" diye konuştu.
Obama'nın, Esed'in gitmesini kesin bir dille ifade etmesine karşın bu söylemlerini pratiğe dökmekte tereddüt ettiğini ifade eden Orhan, " ABD uçuşa yasak bölge ve benzeri konularda öncü rol üstlenmekten kaçınıyor. Türkiye ise başından beri uçuşa yasak bölgeyi destekliyor" dedi.
-"Esed rejiminin korunması noktasında bütün güçlerini seferber ettiler"
Orhan, Esed'i destekleyen ülkelerin çok fazla olmamasına karşın, Esed rejiminin korunması noktasında bütün güçlerini seferber ettiklerini söyledi.
Rusya, İran ve Çin arasında tam bir irade ve görüş birliği olduğuna vurgu yapan Orhan, "Bu ülkeler hem uluslararası arenadaki diplomatik gücünü hem de lojistik silah yardımını sürdürdü. Siyasi desteklerini her zaman sert bir söylemle ifade etti. İran, doğrudan savaşa zaman zaman müdahil oldu. Hizbullah, Kusayr sonrası savaşın içine tamamen müdahil oldu" diye konuştu. - Ankara