Dünden Bugüne Tıbbiye" Toplantısı
Gaziantep’te gerçekleşen Dünden bugüne tıbbiye konulu toplantıda konuşan Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi, Türk tıbbının, Anadolu’da ki yaşamında hiç geri gitmediğini, bazen durakladığını, fakat her zaman bilimsel tıp olarak kaldığını, sihirbazlığa dönmediğini söyledi.
Gaziantep'te gerçekleşen Dünden bugüne tıbbiye konulu toplantıda konuşan Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi, Türk tıbbının, Anadolu'da ki yaşamında hiç geri gitmediğini, bazen durakladığını, fakat her zaman bilimsel tıp olarak kaldığını, sihirbazlığa dönmediğini söyledi.
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, "Dünden Bugüne Tıbbiye" konulu, "14 Mart Tıp Bayramı ve 18 Mart Çanakkale Zaferi Anma Toplantısı" düzenlendi. Ülkenin önde gelen fikir, sanat ve bilim insanlarından Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi, etkinlik kapsamında "Ülkemizde Tıp Eğitiminin Geçirdiği Devreler" konulu konuşma yaptı.
Hatemi, "Türk tıbbı, Anadolu'daki yaşamında hiç geri gitmemiş, bazen duraklamış fakat her zaman bilimsel tıp olarak kalmış, sihirbazlığa dönmemiştir" dedi.
Selçukluların medeniyeti hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, "Anadolu'da Selçuklu Devleti kurulduğunda, Selçuklular Akdeniz Medeniyeti çevresine geçtiler. Artık onların da düşünce biçimleri ve bilim felsefe anlayışları, Akdeniz Medeniyet çevresinin bilim ve felsefe anlayışı ile aynı idi. Bu bakımdan Anadolu tıbbında Şamanist veya Budist Tıp bilimi dönemi yoktur. Selçuklular Tıp Bilimi uygulamalarına Hipokrat, Galen ve İbn-i Sina yolunda başladılar ve Osmanlı da aynı yolda devam etti. Fakat 15'inci yüzyılda Avrupa'da başlayan Rönesans karşısında, yeni gelişmelere uymakta geç kalındı. Ancak bu bir gecikmeydi yani Osmanlı bilimde sadece geç kalmıştı, yol değiştirip Şamanizm tıp yöntemlerine asla geri dönülmedi" şeklinde konuştu.
"18'inci yüzyılın ikinci yarısında uyanma başladı"
Hatemi, 18. yüzyılın ikinci yarısında bir uyanmanın başladığını, kara ve deniz mühendishaneleri kurulduğunu, 1827 ve 1838 yıllarında da tıp eğitimi modernleştirilmesiyle, tıptaki geri kalmışlığın önünün alındığın vurgulayarak, "Bu modernleşme Mekteb-i Tıbbiye'nin kurulmasıyla oldu. 1928'de Tıphane olarak açılan ilk modern tıp okulundan sonra 1838'de kurulan Tıp Mektebi, Fransızca Tıp Eğitimi yaparken, 1870 yılında Türk dilinde eğitime geçildi. 1908'de Tıp Mektebi, Darülfünun Tıp Fakültesi adını aldı.1933 Üniversite Reformu ile bir modernleşme hamlesi daha yapılmış oldu" ifadelerini kullandı.
Toplantı sonunda SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi'ye, üniversitenin rozetini takdim etti.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın ise, "Hem 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla ülkemizde tıp eğitiminin gelişimini yani 1933'e kadar yaklaşık bir asır Tıbbiye olarak adlandırılan tıp okulunun kimi zaman ilginçliklerle dolu öyküsünü, hem de 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma programı çerçevesinde Çanakkale Zaferimizin ardındaki binlerce kahramandan özellikle Tıbbiyelileri anmak, onların cesaret dolu öyküsünü tazelemek üzere toplandık. Özellikle sevgili öğrencilerimiz için vurgulamak istiyorum; tarihe anlamlı bakışın, bugünümüzü ve geleceğimizi aydınlatan çok değerli bir anahtar olduğu unutulmamalıdır. " diye konuştu.
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı, "Çanakkale ve Tıbbiye" konulu paylaşımda bulundu.
Cumhuriyetin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Çanakkale geçilmez" sözünün, tek yürek halindeki bir savunmayla elde edilen zaferi ifade ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sırmalı, Tıp Fakülteleri öğrencilerinin 29 Nisan 1914 tarihli "Mükellefiyet-İ Askeriye Kanun-u Muvakkati" adlı Kanun'un 43'üncü Maddesi hükümleri uyarınca silahaltına alınarak, kıtalarına gönderildiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Sırmalı, 43'üncü maddeyle ilgili olarak, "Madde 43: Tıp fakülteleri asker ve sivil talebesi yirmi yaşını ikmal ettiği (tamamladığı) seneyi takip eden senede hemsinleri (yaşıtları) efradı saire ile birlikte silahaltına celp ve kıtaatta altı ay istihdam edilerek mekteplerine iade olunacaklar ve sivil talebe ikmal-i tahsilini (eğitimini tamamlamasının) müteakip (ardından) ayrıca altı ay da mevakii askeriye hastanelerinde istihdam edileceklerdir. Eczaneler ile dişçiler haklarında dahi bu yolda muamele olunacaktır" ifadelerine yer verdi.
Sırmalı, "Bu kanuna göre, Tıp Fakültelerinin asker ve sivil öğrencilerinden 20 yaşını dolduranlar 6 ay süreyle askere alınacaklar; 6 ay sonra sivil öğrenciler eğitimlerini tamamlamaları için okullarına iade edileceklerdir. Bu öğrenciler, mezun olduktan sonra 6 ay daha askeri hastanelerde istihdam edileceklerdir" şeklinde konuştu.
Harbiye Nezareti'nin (Milli Savunma Bakanlığı) daha sonra, bu maddeye dayanarak, "Tıbbiye-i Şahane (Askeri Tıbbiye) ve Tıp Fakültesi (Sivil Tıbbiye) öğrencileri hakkında ayrıntıları içeren Talimatnameler hazırlayarak, yürürlüğe koyduğunu anlatan Prof. Dr. Sırmalı, "Bu talimatnamelerde; staj sınıfı öğrencilerinin sıhhiye 'zabit vekili', Tıp Fakültesi 5'inci sınıf talebesi 'sıhhiye başçavuşu' ve diğer sınıf öğrencileri ile eczacı ve dişçi mektepleri öğrencileri 'sıhhiye çavuşu' rütbe ve özellikleriyle celp ve istihdam edilecekleri belirtilmiş, üniforma ve özlük hakları tanımlanmıştır" diye konuştu.
Sunuculuğunu Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Cansu Türkmen'in yaptığı toplantı, Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi ve Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı'ya SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın tarafından teşekkür edilerek, armağan ve teşekkür belgelerinin takdimiyle sona erdi. - GAZİANTEP