Dr. Güçlüer: Bakü Karabağ'ı geri alır, Erivan'da hükümet düşer
Azerbaycan'ın Ermeni işgali altındaki topraklarını geri alacağını dile getiren Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, bunun sonucu olarak Erivan'daki Paşinyan hükümetinin düşeceğini söyledi.
Azerbaycan'ın Ermeni işgali altındaki topraklarını geri alacağını dile getiren Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, bunun sonucu olarak Erivan'daki Paşinyan hükümetinin düşeceğini söyledi. Güçlüer, "Azerbaycan operasyonu sürdürecek güce sahip" dedi.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının geldiği noktayı ve olası gelişmeleri değerlendirdi. Güçlüer, savaşın Ermenistan'da ciddi siyasi etkilere yol açacağını savunan Güçlüer, "Bakü Karabağ'ı alır, Paşinyan yönetimi düşer" ifadelerini kullandı.
"ÇATIŞMA BÖLGESEL SAVAŞA DÖNÜŞMEZ"
Azerbaycan'ın Ermenistan'ın işgali altındaki topraklarını kurtarmak için sürdürdüğü operasyonun bölgesel bir savaşa dönüşmeyeceğini savunan Dr. Eray Güçlüer, "Çünkü çatışmanın Karabağ'ın dışına taşmasına ne Azerbaycan ne de Türkiye izin verir. Ayrıca çatışma alanı genişlerse Ermenistan'ı Azerbaycan'a saldırtanların hiç de istemeyecekleri daha büyük zararlara uğrama riskleri de var. Bu nedenle Karabağ operasyonunun bölgesel bir savaşa dönüşme ihtimali son derece zayıf" dedi.
ZORAKİ MOSKOVA-ANKARA İŞBİRLİĞİ
Türkiye ile Rusya'nın Ermenistan konusunda Suriye ve Libya'da olduğu gibi bir uzlaşıya varacakları beklentisini dile getiren Dr. Eray Güçlüer "Zira Rusya'nın 2018 yılından beri Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile yaşadığı hayal kırıklığı ve batılı güçlerle mücadelesi Türkiye ile iş birliği yapmasını zorunlu kılıyor. Aksi takdirde 2010 yılında Ortadoğu'da başlatılan Arap Baharı ya da Arap Yangını örneğinde olduğu gibi olası Kafkas Baharını tek başına önleyebilmesi çok mümkün değil" diye konuştu.
ÇATIŞMANIN RUSYA'YA SIÇRAMA RİSKİ
Çatışmaların bölgeye yayılması anlamına gelecek bir Kafkas Baharı ihtimalinin ne anlama gelebileceğine de değinen Dr. Eray Güçlüer şu görüşleri dile getirdi:
"Muhtemel bir Kafkas Baharı, Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının Ortadoğu'daki çatışmanın Rusya anakarasına sıçraması anlamına gelir ki Rusya böyle bir riski göze almak istemeyecektir. Bu nedenle Türk-Rus ilişkileri diğer bölgelerde olduğu gibi Kafkaslar'da da bir dengeye ulaşacaktır diye düşünüyorum."
"ABD İÇİN ŞİMDİLİK TALİ MESELE"
Dr. Eray Güçlüer, Ortadoğu ve Kafkaslar'daki gelişmelere ABD'nin yaklaşımını değerlendirerek, "Gerek başta seçim ortamı olmak üzere iç gelişmeler, gerekse Çin ile rekabetindeki dış mücadeleleri hem Ortadoğu hem de Kafkaslar'ı şu anki konjonktürde ABD için tali konular haline getiriyor" dedi.ABD'nin nihai hedefi Çin olan İran'a yönelik çok yönlü planlamalar içinde olduğunu ifade eden Dr. Güçlüer "ABD'nin Ortadoğu'daki politikalarını güçlü şekilde devam ettirebilmesi için Türkiye'ye ihtiyacı olduğu son derece açık. Bu nedenle Ermeni Lobilerine rağmen ABD yönetiminin Ermenistan nedeniyle Türkiye ile ilişkilerini bozacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
ABD VE AVRUPA TEHDİDİN ÖTESİNE GEÇEMEZ
Gerek ABD'den gerekse Avrupa'dan Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri konusunda Ankara'ya yönelik bir takım tehditkar siyasi açıklamaların gelebileceğini ifade eden Dr. Güçlüer, "Ancak bunların eyleme dönüşmesi zor görünüyor. Bu bağlamda etkisini yitirmiş olsa da MİNSK gurubunun bir süre daha devam edeceği ancak sürece artık herhangi bir katkısının olmayacağı söylenebilir. Azerbaycan'ın Karabağ'daki topaklarını Ermeni işgalinden kurtarması halinde MİNSK gurubunun bir misyonu da kalmayacak" ifadelerini kullandı.
ERİVAN'DA YÖNETİM DEĞİŞİR
Azerbaycan Karabağ'ı işgalden kurtarana kadar askeri operasyonuna devam edeceği görüşünü dile getiren Dr. Eray Güçlüer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Görüldüğü kadarıyla Azerbaycan, bu operasyonu yürütecek ve Karabağ'ın özgürleşmesini sağlayacak yeterli askeri ve diğer milli güç unsurlarına sahip. Çok da uzun olmayan bir süre içerisinde Ermenistan'ın Karabağ'dan tamamen çekilmesi ve sonucunda şu anki Paşinyan yönetiminin değişmesi, bu zeminde önce ateşkes daha sonra da siyasal bir anlaşmanın imzalanması muhtemel görünüyor."