Dr. Dağdemir'in Öldürülmesi Mersin'de Protesto Edildi
Mersin Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri, Dr. Aynur Dağdemir’in, Samsun’da görev yaptığı hastanede, sekreterini eski eşinden korumak isterken öldürülmesini kınayarak, kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sona ermesini istediler.
Mersin Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri, Dr. Aynur Dağdemir'in, Samsun'da görev yaptığı hastanede, sekreterini eski eşinden korumak isterken öldürülmesini kınayarak, kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sona ermesini istediler.
Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri, Samsun'da görev yaptığı hastanede, sekreterini eski eşinden korumak isterken öldürülen Dr. Aynur Dağdemir için Mersin Devlet Hastanesi bahçesinde toplandılar. Öğle saatlerinde gerçekleştirilen protesto eyleminde, 'Bir kadını koruyan bir kadın hekim cinayetini kınıyoruz' yazılı pankart açan sağlık çalışanları, hem sağlık çalışanlarına hem de kadına yönelik şiddeti kınadılar.
Sağlık Hakkı Meclisi adına hazırlanan basın açıklamasını Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan okudu. Dr. Kamil Furtun'un 5,5 ay önce Samsun'da, çalıştığı hastanede öldürüldüğünü anımsatan Uğurhan, "Bizler, Dr. Kamil Furtun cinayetinin 24 Kasım 2015 Salı günü Samsun'da yapılacak duruşmasını bekliyorduk. 19 Kasım 2015 Perşembe günü, Samsun'da özel bir hastanede kadın doğum uzmanı olarak çalışan meslektaşımız Dr. Aynur Dağdemir, sekreterinin eski eşi tarafından bıçaklanarak canice öldürüldü ne yazık ki. Meslektaşımız kadına yönelen bu şiddete karşı duyarsız kalmamış, başka bir kadını erkek şiddetinden korumak istemişti. Dr. Aynur'un hayattan, çocuklarından, ailesinden, mesleğinden bir katil tarafından koparılması bizi fazlasıyla üzmüş, yaralamıştır. Öncelikle acılı ailesine, çalışma arkadaşlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz" dedi.
"ATAERKİL ANLAYIŞ COĞRAFYAMIZIN KADINLARI İÇİN YAŞAMI CEHENNEME ÇEVİRDİ"
Yaşanan olayın öncelikle kadına yönelik bir şiddet vakası olarak tanımlanması ve "kadın cinayetleri" kapsamında ele alınması gerektiğinin altını çizen Dr. Uğurhan, "Kadına yönelik ayrımcılığı ve şiddeti yaşamın olağan akışına uygun gören, cinayete tahriki ve faillerine haksız ceza indirimini gelenekselleştiren, kadını sosyal yaşamdan koparıp eve kapatmayı politika sayan bu egemen ataerkil anlayış coğrafyamızın kadınları için yaşamı cehenneme çevirmiş durumdadır. Ancak söz konusu olayın yalnızca bir kadın cinayeti olarak değerlendirilmesi yeterli olmayacaktır; cinayetin hastanede, meslektaşımızın görevi başında olduğu sırada işlenmiş olması, hekim-hasta ilişkisine ve hekimlik uygulamasına bağlı olmasa bile olayın bir 'hekime yönelik şiddet-hekim cinayeti' olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmamaktadır" diye konuştu.
Son yıllarda giderek artan ve öldürmeyle sonuçlanan hekime yönelik şiddet olgularında saldırganların hep erkek olmasının bir rastlantı olmadığını belirten Uğurhan, "Elinde bıçağıyla hiçbir engele takılmaksızın hastanede sekreter olarak çalışan eski eşini tehdit etmeye gelen saldırgan, kendisiyle görüşmek istemeyen eski eşin yanında bulunan kadın hekimi kalbinden bıçaklayarak öldürebilmektedir. Burada sağlık hizmetinin verildiği hastanelerin güvenliğinin neden bu kadar zayıf olduğu sorgulanmalıdır" ifadelerini kullandı.
"BİR DEĞİL, İKİ CİNAYET İŞLENMİŞTİR"
"Bir kadın hekim, hangi nedenle olursa olsun görevi başında iken öldürüldü ise aynı anda bir değil iki cinayet işlenmiş demektir" diyen Uğurhan, şunları söyledi: "25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Direniş ve Dayanışma Günü arifesinde yaşanan bu olay, Dr. Aynur Dağdemir'in asıl hedef olmaması, ancak aynı ekip içinde çalışan sekreteri ile geleneksel rolü ve iyi hekimlik değerleri gereği koruma ve sorun çözme amacıyla orada bulunması nedeniyle hedef haline getirilmesi, kadınların dayanışma içinde olmasına bile tahammül gösterilemediğini ortaya koymaktadır. Tüm bu olanlara itirazımız var, tepkiliyiz, ses çıkarıyoruz."
Protesto eylemine katılanlar, açıklamanın ardından olaysız dağıldı. - MERSİN