DOSYA HABER/AVRUPA'DA SAHİPSİZ HAYVANLAR - İtalya'da yeniden sahiplendirilemeyen hayvanlara barınakta bakılıyor
Avrupa'da sahipsiz hayvanları korumaya yönelik ilk yasal düzenlemeyi yapan ülkelerden olan İtalya'da her yıl on binlerce hayvan sokağa bırakılsa da, bu hayvanların kısırlaştırılmasını ve yeniden sahiplendirilene kadar barınaklarda bakılmasını öncelikli tutan yasal düzenleme sayesinde ülkenin...
Avrupa'da sahipsiz hayvanları korumaya yönelik ilk yasal düzenlemeyi yapan ülkelerden olan İtalya'da her yıl on binlerce hayvan sokağa bırakılsa da, bu hayvanların kısırlaştırılmasını ve yeniden sahiplendirilene kadar barınaklarda bakılmasını öncelikli tutan yasal düzenleme sayesinde ülkenin büyük kısmında sokaklarda başıboş hayvana rastlanmıyor.
"Avrupa'da sahipsiz hayvanlar" başlıklı dosya haberin 8. bölümünde AA muhabirleri, Türkiye'de gündemden düşmeyen sahipsiz hayvanlarla ilgili İtalya'daki uygulamaları derledi.
Avrupa'da bu konuda yasal düzenleme yapan ilk ülkelerden olan İtalya, hayvanların sahipsiz ya da başıboş kalmaması ve kötü muamele görmesinin engellenmesi için 1991'de "281" numaralı yasayı çıkardı.
Söz konusu yasa, devlet tarafından evcil hayvanların korunmasının teşvik edilmesinden kötü muamele ve terk edilmelerinin cezalandırılmasına, hayvanların deneysel testlerde kullanılmasının yasaklanmasına ve sadece tedavi edilemeyen hayvanların uyutulmasına, köpek kayıt sisteminin oluşturulmasından yerel yönetimlere daha fazla sorumluluk tanınmasına ve bunlara uymayanların karşılaşacağı cezai ve mali yükümlülüklere kadar birçok alanı düzenleyen 9 maddeden oluşuyor.
"281" numaralı yasanın ardından İtalyan hukukunda yapılan ayrı ek düzenlemeler neticesinde, hayvanlara kötü muamelede bulunan ya da işkence edenler, ceza hukukuna göre yargılanıyor. Bu kişiler, 3 aydan 18 aya kadar hapis cezası ya da 5 bin ile 30 bin avro arasında para cezasına çarptırılıyor. Bütün bu düzenlemelere rağmen, İtalya'da da diğer ülkelerde olduğu gibi sahiplenilen köpek ve kedilerin sokaklara terk edildiği durumlarla da karşılaşılıyor.
İtalyan La Stampa gazetesinin, çevre örgütü Legambiente'nin bir raporuna dayandırdığı haberinde 2022'de, ülke genelindeki sahipsiz başıboş köpek sayısının 200 bin ile 350 bin arasında değiştiği kaydedildi. Sahipsiz hayvanlara en çok ülkenin güneydeki Sicilya, Kalabriya, Puglia ve Campania gibi bölgelerinde rastlandığı belirtildi.
Ülkenin önde gelen hayvan hakları savunucularından Ulusal Hayvanları Koruma Derneği (ENPA) yöneticilerinden ve eski milletvekili Annamaria Procacci, parlamenter olduğu dönemde Temsilciler Meclisinde kanun teklifi olarak ilk imzasını verdiği "281" numaralı yasaya giden süreç ve sonrasında yaşananları AA muhabirine anlattı.
"Yasanın yürürlüğe girmesinden önce İtalya'da tam da söylendiği gibi sokaktaki hayvanlarla ilgili büyük bir sorun vardı." diyen Procacci, o dönem güvenlik güçlerinin bazı tedbirlerinin olduğunu ama kötü muameleyi cezalandıran ya da hayvanları koruyan bir kanunun bulunmadığını söyledi.
Procacci, yasadan önce yakalanan köpeklerin barınaklara götürüldüğünü ancak 3 gün içinde sahibi gelmezse uyutulduğunu belirterek, "Çok sayıda hayvan hakları savunucusu olarak, bu hayvanlara yardım etmeye çalıştık. Köpek barınaklarına gidip, 25 bin liret ödeyerek bir köpeği kurtardığımızı hatırlıyorum ama kesinlikle bu şekilde devam edemezdik çünkü bu bir utanç. Böyle çok sayıda insan vardı, köpekleri gaz odasından kurtarmak için kendi hayatını mahveden." diye konuştu.
Bu durum karşısında çok ciddi bir yurttaş hareketi olduğunu anlatan Procacci, "Evcil hayvanları korumak için bir yasa teklifi verdim. Birçok siyasi gruptan çok sayıda milletvekili katılarak imza attı. Yorucu bir işti ama sonuca varmak için iyi koşullar vardı. Böylece 14 Ağustos 1991'de teklif onaylanarak yasalaştı." ifadelerini kullandı.
İtalya'da 281 numaralı yasayla ne değişti?
"Bu yasayla İtalya'da neler değişti?" sorusuna Procacci, şu yanıtı verdi:
"Hepimiz kazandık, hayvanlar kazandı, insanlar kazandı. Ne değişti? Söylemeliyim ki; 281 numaralı yasa bir medeniyet yasasıdır. Bu yasayla artık terk edilmiş masum hayvanlar öldürülmedi, ki bunlar önce terk ediliyordu ya da kötü muamele görüp öldürülüyordu. Akıllıca hazırlanmış bir yasaydı. Dönüm noktası olan bir yasa oldu. Bizim sloganımız şuydu: Başıboş olması bir suç değildir. Yani terk edilmiş bir köpek ya da bir kedi, terk edildiği için suçlu sayılamaz. Ne değişti? Terk edilmiş kedi ve köpekler artık öldürülmeyecekti. Onlar için bir nevi ölüm cezası kalkmış oldu."
"Kısırlaştırma, bu yasanın temel bir unsurudur"
Yasanın 1. maddesiyle devletin, hayvanların korunmasını teşvik ettiğini anlatan Procacci, "Yasanın kontrollü üremeyi ilgilendiren 2. maddesi de temel bir konuydu. Çünkü yavru köpeklerin doğmasını önlemek, gerekiyordu ki sonrasında en vahşi yöntemlerle öldürülmelerini engellemek için bu lazımdı. Bu nedenle kısırlaştırma bu yasanın temel bir unsurudur. Burada bir çeşit anlaşma yaptık: Artık köpekleri ve kedileri öldürmüyorsunuz, biz de onların daha fazla yavru sahibi olmalarını engelliyoruz." dedi.
Procacci, 281 numaralı yasayla sahipsiz hayvanların, birtakım deneysel çalışmalarda kullanılmasının da yasaklandığı bilgisini verdi.
İlk zamanlarda yasanın uygulanmasında bazı güçlüklerin de yaşandığına işaret eden Procacci, "Belediyeler, köpek barınaklarını yenilemek ve geliştirmek zorunda kaldı. Belediyeler, daha önce köpekleri belli süre tutup, sonra uyuttukları yerleri, onları rehabilite edecek barınaklara dönüştürdüler ve yeniden sahiplendirme kampanyaları yapmak zorunda kaldılar. 9 maddelik ne dediği net olan bu yasa, bugün halen geçerli olmasına rağmen özellikle İtalya'nın güneyinde bu yasanın uygulanmasında büyük sorunlar söz konusu." şeklinde konuştu.
Kuzey İtalya'da sahipsiz hayvana rastlanmazken, güney bölgelerde sorun var
Güney bölgelerde başıboş köpeklerin sayısının genelde hep yüksek olduğunu dile getiren Procacci, şunları söyledi:
"Güneyde sokak hayvanları, alınıp satılan bir işe dönüşmeye başladı. Köpek barınakları bazı durumlarda vicdansız kişiler tarafından hatta belediye anlaşmalarından pay isteyen organize suç örgütlerince yönetiliyordu. Uzun bir süre bu durumlarla mücadele ettik. Özellikle Kalabriya'da bazı köpek barınaklarındaki insanlarla mücadele ettiğimizi hatırlıyorum. Bugün halen güneyde sahipsiz hayvanlarla ilgili büyük bir sorun var ve derneğim, özellikle Sicilya'da kısırlaştırma yapıyor. Kuzey İtalya'da artık sahipsiz, başıboş hayvan yok. Roma'dan aşağıya doğru durum ne yazık ki farklı."
Barınaktan sahiplendiği köpeği Lavi ile röportaj veren Procacci, bu konuda bir tavsiyesi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sorumluluk her zaman devlete aittir. O nedenle bu hayvanların hayatının yükünü son derece cömert olan gönüllülerin omuzlarına bırakmayın. Bu büyük sorunla uğraşanların gönüllüler olması doğru değil. Devlet, yerel sağlık tesisleri ve diğer kamu birimleriyle kısırlaştırmaları yapmalı. Önemli bir diğer konu da yüzeysel sahiplenmeler olmaması gerektiğidir. Çocuklar istedi diye bir köpeği ya da kediyi alan, sonradan aslında bu hayvanların bir eşya değil, bir canı olduğunu fark eden kişilerin bu hayvanı edinmemeleri gerekiyor. Çünkü o hayvan artık ailenin üyesidir ve terk edilemez. Sözde yetiştirme çiftliklerine dikkat edilmesi gerekiyor. Kontrollerden kaçan, dişileri safkan çok sayıda yavru yapmak için yoranlar ve bunları sonradan satanlara dikkat edilmesi gerekiyor. Kimsenin hayvanları satın almasını istemem. Köpek barınaklarına gidin orada sahip edinilmeyi bekleyen yaşamınızı ve yüreğinizi dolduracak çok sayıda köpek var."
"Benim tavsiyem eğitimin temelden başlaması"
ENPA'ya ait başkent Roma'ya 50 kilometre mesafede yer alan Fidolandia Hayvan Barınağı'nda çalışan Sara Cichinelli de yaklaşık 20 yıldır bu tür barınaklarda gönüllü olarak hizmet verdiğini ve hayatını köpeklere adadığını anlattı.
Cichinelli, barınaklarının haftanın her günü açık olduğunu ifade ederek, "Burada belediyenin getirdiği köpekleri ve ENPA'nın bakımını üstlendiği köpekleri ağırlıyoruz. Köpekler için yeni yuvalar arıyoruz ve onlarla ilgileniyoruz, etolojik ve dolayısıyla psikofiziksel refahlarını temin etmeye çalışıyoruz. Bizim için oldukça zor çünkü onlarla duygusal bir bağımız var. Şu anda 63 köpeğimiz var. Bunların yaşları 2 ile 16 arasında değişiyor." ifadelerini kullandı.
Cichinelli, sahipsiz hayvanların durumunu çözmek için eğitimin önemine işaret ederek, sadece köpeklerin değil, insanların da bu konuda eğitimden geçmesi gerektiğini dile getirerek "Benim tavsiyem eğitimin temelden başlaması, dolayısıyla yeni nesillerin çocuklarından başlaması gerektiğidir. Bir köpek seçmeye gitmek, sanki bir çift ayakkabı almak gibi görülüyor, ama öyle değil." dedi.
İnsanların trendlere göre köpek aldığına dikkati çeken Cichinelli, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki İtalya'da son yıllarda modanın etkisini çok sık gördük. 101 Dalmaçyalı filmi çıktığında Dalmaçya köpeği moda oldu, sonrasında bir reklam filminde Bulldog kullanıldı ve o moda oldu, daha sonra bir seri Border Collie cinsi köpek trend oldu. Sonra hepimizi duygulandıran Hachiko filmini izledik ve Akita köpeklerin sayısı arttı. Modaya göre farklı tür ve ırklarda köpekler alındı. Ama hiç kimse şu soruyu kendisine sormadı: 'Bu köpek benim için gerçekten doğru mu? Birlikte mutlu olabilir miyiz?' Bu bazen fark yaratıyor."
İtalya'da sahipsiz hayvanlar için yasalar çerçevesinde izlenen yol nedir?
İtalya'da ilgili ulusal yasalar ve bölgesel çapta bazı uygulama farklılıklarına rağmen genel çerçevede; sahipsiz ve başıboş şekilde bulunan bir hayvan, ilk olarak güvenlik güçlerince alınarak, veterinere götürülüyor. Burada sağlık taramasından geçirilen ve herhangi bir çipi olup olmadığı dolayısıyla kayıt altında olup olmadığı tespit edilen hayvanın, çipi varsa sahibine ulaşılmaya çalışılıyor. Çipi olmayan hayvanlar ise 281 numaralı yasa çerçevesinde bölge ya da yerel yönetimler tarafından fonlanan barınaklara ya da özel kuruluşların barınaklarına gönderiliyor. Söz konusu hayvan, sahibi tarafından terk edilmişse veya sahibi ceza ödemeye razı olup hayvanı yine de almıyorsa, 60 günün sonunda başka biri tarafından gerekli uygunluk kontrolleri sonrasında sahiplendiriliyor.
Sahiplendirilemeyen hayvanlar ise halkın yerel yönetimlere ödediği vergilerle fonlanan barınaklarda kalmaya devam ediyor.
İtalya'da ilgili yasalar çerçevesinde sadece sağlık durumu ya da agresiflik durumu yüksek düzeyde olup evcilleştirme sürecinden başarılı çıkamayan hayvanlar ilgili mercilerin onayı doğrultusunda uyutulabiliyor.