DOSYA HABER/AFRİKA MÜZİĞİ - Batı Afrika'nın insan sesini taklit eden "konuşan davulu" Tama
Başta Senegal olmak üzere tüm Batı Afrika'da bilinen perküsyon aleti "tama", insan mırıldanmasını yakın bir ses çıkarabildiği için "konuşan davul" olarak biliniyor.
Başta Senegal olmak üzere tüm Batı Afrika'da bilinen perküsyon aleti "tama", insan mırıldanmasını yakın bir ses çıkarabildiği için "konuşan davul" olarak biliniyor.
AA muhabiri, Afrika'nın müziği ve müzik aletleriyle ilgili dosya haberin ikinci bölümünde Batı Afrika'nın en gizemli ve insan sesine en yakın sesi çıkaran müzik aleti olarak bilinen tamanın hikayesini ele aldı.
Batı Afrika'da mistik ve geleneksel bir perküsyon olan tama, yağmur mevsiminde fıstık hasadından sonra yakalanan bir varanın derisiyle Afrika'ya özgü Cayor elma ağacının gövdesinden yapılıyor.
Dakar'da bir semte adını veren "gueule tapee" ismiyle de bilinen varan, hala etkisini sürdüren Animist inançlarda kutsal kabul edildiği için tama da mistik ve efsunlu bir perküsyon olarak biliniyor.
Yapımının izlenmesinin uğursuzluk getirdiğine inanılan tamayı oymacılar kimsenin olmadığı bir ortamda yalnız şekillendiriyor.
Kum saati şeklini alan tamanın etrafı sıkıca iplerle örülüyor, bu ipler 2 yönlü çalınan tamanın akorunu da sağlıyor.
Boyu 40 santimetreyi bulan Senegal'in en küçük perküsyonu tama, Volof, Serer ve Mandingo etnik gruplarına mensup hikaye anlatıcıları (griot) tarafından kullanılıyor.
Koltuk altına yerleştirilen tama, cinlerin barındığı düşünülen demirhindi ağacından yapılan ufak bir çubukla çalınıyor.
Halk arasında demirhindi ağacına tırmanmaya çalışanların cinler tarafından düşürülerek öleceğine olan inanç tamanın mistik yönünü de pekiştiriyor.
İnsan mırıldanışını taklit ediyor, ruhsal bozuklukları tedavi ediyor
Tamaya "konuşan davul" denmesinin arkasında ise tamanın insan sesinin ritmine ve konuşma perdesine yakın ses çıkarabilmesi yatıyor.
Sesli veya sessiz harflerin niteliklerini yakalayamasa da tama buna karşın Volof, Serer ve Mandinge yerel dillerinin nazal tonlamasını ve insan mırıldanmasını taklit edebiliyor.
Bu nedenle bölge halkları tamanın çalındığına değil "konuştuğuna" inanıyor.
Tama, mistik yönü nedeniyle de "şeytan ve cin çıkarma" ayinlerinde de sıkça kullanılıyor.
İnsana musallat olan kötü varlıkların bedeni terk etmesi için çalınan tama aynı zamanda ruhsal bozukluğu olan kişilerin tedavisinde de tercih ediliyor.
Black Panther'de de kullanıldı
Ünü Batı Afrika'yı aşarak dünyaya yayılan tama, Ryan Coogler yönetmenliğindeki Black Panther filminin bazı önemli sahnelerinde de yer aldı.
Filmin müziklerini yapan İsveçli müzisyen Ludwig Göransson'ın sahnelerle uyumlu ritimleri bulmak için Afrikalı müzisyenlerle Batı ve Güney Afrika'da birçok köye gittiği ve burada yerel enstrümanları çalan sanatçılarla görüştüğü biliniyor.
Tama, Senegalli dünyaca ünlü şarkıcı Baab Maal'in seslendirdiği Black Panther'in ana müziği "Wakanda" isimli parça ve filmdeki ana karakterlerinden T'challa'nın Wakanda şehrine geldiği ikonik sahne olmak üzere birçok sahnede duyuluyor.
"Hayatımız perküsyonun etrafında geçiyor"
Senegalli müzisyen Cheikh Ma Djimbira Ndiaye, perküsyonun Afrika halklarının hayatının merkezinde olduğunun altını çizerek, Senegal'in perküsyon ile ilişkisini anlatabilmek ve kayıt altına alabilmek için bir belgesel projesi üzerine çalıştığını söyledi.
Ndiaye, "Perküsyonların gücü" isimli belgesel için Senegal'in tüm bölgelerini dolaşarak, yerel sanatçılarla görüştüğünü ve ülkede çalışan tüm perküsyon aletlerini tanıtmayı hedeflediğini dile getirdi.
"Griot" ismiyle bilinen hikaye anlatıcısı bir aileden geldiğini belirten Ndiaye, başta kendi büyüklerinden başlayarak, perküsyonun önemini anlatabilmek 9 yıldır ülke çapında yüzlerce röportaj yaptığını kaydetti.
Ndiaye, perküsyonun Senegal toplumundaki yerini şöyle anlattı:
"Bu belgesel ile Senegal'de perküsyon kültürüne ilişkin ortak bir hafıza oluşturmak istedim. Özellikle hikaye anlatıcısı büyüklerimiz bu dünyadan göçmeden çaldıkları enstrümanların hikayelerini dinlemek, kayıt altına almak çok önemliydi. Dikkatli bakarsanız perküsyonun yaşamın döngüsünde size eşlik ettiğini görürsünüz. Doğarsınız, mevlidinizde perküsyon olur, sünnet olursunuz yine perküsyon çalınır, evlenirsiniz yine perküsyon sesi duyarsınız. Hastalanırsınız perküsyon ile iyileşirsiniz. Eğlencelerinizde perküsyon vardır hatta bazen dualarınıza da perküsyon eşlik eder. Tarlarda çalışırken yanı başınızda perküsyon olur. Hayatımız perküsyonun etrafında geçiyor."
Ndiaye, perküsyonlar içinde tamanın en mistik enstrüman olduğunun da altını çizerek, "Tama aslında şeytani bir çalgı. Mesela yaşlıların önünde, cami yakınlarında çalamayız. Gizemli, esrarlı ve tehlikeli bir perküsyon olduğuna inanılır. Tama sizinle konuşabilir, yerel dillerdeki bazı tekerlemelerin seslerini taklit ettiğini duyabilirsiniz. Tama çalındığında sanki birinin bir şeyler mırıldandığını zannedebilirsiniz." diye konuştu.
"Burhan Öcal ile darbuka çalmak isterim"
Dünyadaki diğer perküsyonlarla da ilgilendiğini vurgulayan Ndiaye, ünlü Türk perküsyon sanatçısı Burhan Öcal'ı yakından takip ettiğini söyledi.
Ndiaye, "Türk bir dostum bana darbukadan bahsetti ve Burhan Öcal'ın bir videosunu izletti. Çok etkilendim. Burhan Öcal ile Senegal'de tama ve darbuka çalmayı çok isterim. Darbukanın da Türk kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu öğrendim. İkimiz de yerel perküsyonlarımızla füzyon bir müzik ortaya koyabiliriz." ifadelerini kullandı.