Donanma Komutanlığı'ndaki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları hazır bulundu.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan ve Emre Arık ile TBMM adına avukat Ömer Burak Barış da duruşmaya katıldı.
Duruşmayı AK Parti İzmit İlçe Başkan Vekili Musa Özcan ve yönetim kurulu üyeleri, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Aykut Çağlayan, AK Parti Kandıra İlçe Yönetim Kurulu üyeleri, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.
Darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı Güvenlik Tabur Komutanı olan, şu an İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı'nda tabur komutanı olarak görev yapan Deniz Piyade Binbaşı Uğur Ergün, İskenderun İnfaz Hakimliğinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile duruşmada tanık olarak dinlendi.
Ergün, 15 Temmuz'da senelik izinini geçirmek için ailesiyle Çanakkale'de olduğunu, tutuklu sanık Albay Muharrem Aslan'ın kendisini telefonla arayarak, terör alarmı olduğunu belirterek, acil üsse gelmesini istediğini, izinli olduğunu belirtmesine rağmen ısrar etmesi üzerine hemen yola çıktığını anlattı.
Telefonla aradığı yerine vekalet eden sanık Yüzbaşı Hasan Taşkömür'ün, "Komutanım donanmada sıkıntı var. Personel üsse çağrılıyor. Gemiler seyre çıktı." dediğini aktaran Ergün, "Saat 23.00 gibi İbrahim albayı aradım. Darbe girişimi yaşandığını, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile bağlık birliklerin bu girişime karşı olduğunu söyledi. Üsse girmememi, Donanma Komutanı'nın emri gereği beklememi istedi. Saat 03.40'ta İbrahim albaya 'İçeri girelim, müdahale edelim.' dedim. Kaymakamlıkta kriz masası kurulmuş. Bir süre daha beklememiz söylendi. Saat 07.30'da üsse yapılacak operasyonla ilgili tek yetkilinin Gölcük Cumhuriyet Başsavcısı olduğunu söyledi." şeklinde konuştu.
Sürekli telefon görüşmesi yaptığını, içeriden de bazı amirallerin tutuklandığı haberlerini aldığını dile getiren Ergün, şöyle konuştu:
"Yüzbaşı Semih Aksel telefonda, 'Hayrettin İmren dengesiz hareketlerde bulunuyor. Tek başına dolaşıyor. Halkın içeri girmemesi için havaya ateş emri verdi.' dedi. İmren, ayrıca emrini dinlemeyen Albay Uğur Çelikten'in kafasına silah dayamış, nezarete attırmış. Askerlere de silah çekmiş. İçerideki personele, 'Üs komutanı kaç kişi ki üssü kontrol altına almış. O haşa Allah mı korkuyorsunuz. Benden gelen emirlere göre hareket edin, İmren'in görevlendirme yaptıktan sonraki askerler eski görev yerlerine dönsün.' diye emir verdim. Kan akmaması ve kötü şeyler olmaması için durumu bir süre daha idare etmek için sabaha kadar bekledik."
Üsse bir operasyon yapılmasının, kriz masasını endişelendirdiğini anlatan Ergün, "İçeri girip, darbe destekçilerini etkisiz hale getirebileceğimi söyledim. Ancak bu kriz masasında endişeye neden oldu. 'İçeride sivil insanlar var. Suçsuz insanlara zarar gelmesin.' dediler." diye konuştu.
Tanık Ergün sabah 08.30 gibi üsse sorunsuz şekilde girdiklerini, Tuğamiral Hayrettin İmren ve diğer amirallerin botla kaçtıklarını öğrendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, İmren'i telefonla arayarak, 'Teslim ol, bu işin sonu yok. Sana 5 dakika süre. Düşün ve karar ver.' dedi. Süre dolunca İskender Amiral, Başsavcı ve ben askerlerle Merkez Komutanlığı kapısından üsse girdik. Direnme olmadı. Tümamiral İskender, 'Hayrettin İmren'i canlı olarak yakalayın. Kahramanlık yapmayın, eşine söz verdim." dedi. Ancak daha önce İmren ve diğer amiraller Nazmi Ekici ve Ayhan Bay, botla Poyraz Limanı'ndan kaçmış."
Söz alan Hayrettin İmren ise "Çoğu zaman nöbet yerleri için asker bulmakta zorlanıyorduk. Bundan dolayı, kaymakamlık, emniyet, kamu binalarına veya sivil yerlere müdahale edemezdik. Askerlere hiç kötü davranmadım. Haftada bir onlarla tabldot yemek yerdim. Askerlere 'lan' şeklinde bir kere bile konuşmadım." ifadelerini kullandı.
Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.