Dolar Bozdurana Destek Veren" Avukattan Savunma İstendi

HALİL ŞAHiN - İzmir Barosu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın döviz bozdurma çağrısının ardından, 50 bin liralık dolar bozduran müvekkillerinin hukuki işlemlerinden vekalet ücreti almayacağını açıklayan avukattan, "avukatlık reklam yasağını ihlal ettiği" gerekçesiyle savunma istedi.

Avukat Ayşe Rabia Yüreklitürk'ün dolar bozdurana destek vermesine ilişkin aralık ayında yaptığı açıklama, bağlı olduğu İzmir Barosunca Avukatlık Kanunu meslek kurallarına aykırı bulundu.

Baro'dan Yüreklitürk'e gönderilen yazıda, "Avukatlık Kanunu ve meslek kurallarının 7. maddesinde belirtilen, 'Avukat, salt ün kazandırmaya yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır' maddesine aykırı davranarak avukatlık reklam yasağını ihlal ettiğiniz anlaşılmıştır." denilerek, konu hakkında yazılı bilgi sunması istendi.

"Bir avukatın da tepki göstermesi doğaldır"

15 yıllık avukat Yüreklitürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'de ekonomik kriz yaşatılmak istendiğini, dolardaki hızlı yükselme karşında da berberlerden çiftçilere tüm meslek gruplarının kampanyalar başlattığını söyledi.

Kendisinin de sosyal medya üzerinden "Dolar bozdurup gelenlerden vekalet ücreti almayacağım." şeklinde açıklama yaptığını hatırlatan Yüreklitürk, "Sadece simgesel olan bir tepki koydum. Bu paylaşımı gören gazeteciler soru yöneltti, ben de kampanyamı tekrar ettim. Bu da çeşitli gazetelerde yer aldı. Bağlı bulunduğum Baro, bana komik bir savunma yazısı gönderdi." ifadelerini kullandı.

Yüreklitürk, savunmasını Baro'ya ilettiğini aktararak, seçilmiş hükümete, seçilmiş Cumhurbaşkanı'na ve Türkiye Cumhuriyetine yönelik her yönden saldırı yapıldığı dönemde toplumdaki diğer meslek grupları nasıl tepki gösterdiyse toplumun bir ferdi olarak bir avukatın da tepki göstermesinin doğal olduğunu anlattığını kaydetti.

"Desteğin reklamla ilgisi yok"

Desteğinin reklamla ilgisi olmadığını vurgulayan Yüreklitürk, şöyle devam etti:

"Birçok meslektaşım, ideolojik amaçlarla televizyonlara demeçler vermektedir. Evlilik programlarına bile katılmaktadır. Bu kadar komik şeylerde reklam yasağı olmayıp da ülkesini savunan bir avukatın yaptığı bir kampanyaya, tepkisine 'reklam yasağı' demek hukuka aykırıdır. Bu olayın temelinin ideolojik olduğunu düşünüyorum. İktidarı, Cumhurbaşkanımızı savunduğum için olduğunu düşünüyorum. Baro'nun yapısı belli İzmir'de. Benim Cumhurbaşkanı'na destek olduğumu ifade etmemle ilgili olduğunu düşünüyorum. Öyle bir ifadem olmasaydı, FETÖ operasyonlarını eleştiren söylemim olmasaydı, bu şekilde bir soruşturma açılacağını düşünmüyorum."

Yüreklitürk, avukatların reklam tabelalarının büyük olması, internet sitelerinde "ticaret avukatıyım, marka uzmanıyım" gibi söylemler kullanmaları gibi davranışlarının reklam yasağına girdiğine dikkati çekerek, toplumsal kampanyalar, ideolojik söylemlerle ilgili bugüne kadar hiçbir avukattan savunma istenmediğini anlattı.

Disiplin kuruluna verilmesinin kararlaştırılması halinde orada da savunmasını sunacağını aktaran Yüreklitürk, "Oradan da Türkiye Barolar Birliğine gidecek. Ceza onaylanırsa yargıya taşıyacağım. Uyarı ya da kınama verebilirler. Kınama verilerse çeşitli yaptırımları var, mesela hakimlik sınavına giremiyorsunuz. Ne ceza olursa olsun, ülkemi çok seviyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir avukat olarak, Ayşe Yüreklitürk olarak aynı desteğe devam edeceğim. Hakim olma hayalinizin önünü kesiyorlar. Belli şirketler, üniversiteler, kurumlara danışmanlık yapmak için kınama cezası almama şartı var, onun da önünü kesmiş oluyor. Hiç sorun değil." diye konuştu.

"Disiplin kuruluna sevk edildi"

İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan da meslektaşlarının yazılı şikayeti üzerine konuya ilişkin işlem başlattıklarını, konuyu Avukat Hakları Merkezine ilettiklerini, hazırlanan raporun yönetim kuruluna sunulduğunu söyledi.

Yüreklitürk'ün rapor doğrultusunda disiplin kuruluna sevk edildiğini belirten Özcan, "Disiplin kuruluna sevk edilmesi, ceza alacağı anlamına gelmez. Siyasi bir karar söz konusu değildir." değerlendirmesinde bulundu.