Haberler

Doğu Karadeniz'de Dere Yataklarındaki Yapılaşma Tehlikesi Büyüyor

Doğu Karadeniz'de Dere Yataklarındaki Yapılaşma Tehlikesi Büyüyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde şiddetli yağışlarla birlikte meydana gelen sel ve heyelanlar, dere yataklarındaki yapılaşmayı tehlikeli hale getiriyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, artan nüfus ve çarpık yapılaşmanın önlenmesi gerektiğini vurguladı.

Doğu Karadeniz'de dere yataklarındaki yapılaşma tehlike oluşturuyor

TRABZON - Doğu Karadeniz Bölgesi'nde şiddetli yağışların etkisiyle meydana gelen sel ve heyelanlar dere yataklarındaki yerleşimlerde hasara neden oluyor. Çarpık yapılaşmanın ön plana çıktığı Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde yasa ve yönetmeliklerin uygulanması gerektiğini belirten Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor" dedi.

Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanlar en çok dere yataklarının etrafına kurulan yerleşim yerlerine hasar veriyor. Su seviyesinin yükseldiği derelerdeki yapılaşma ile ön plana çıkan 4 ilde, geçtiğimiz yıllarda tespiti yapılan riskli binaların henüz yıkımı gerçekleştirilmezken, çarpık yapılaşmanın gözler önüne serdiği yapılaşmalar tehlike oluşturmaya devam ediyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesinin az olduğunu ancak günümüzdeki artan nüfus ile bu tehlikenin arttığını söyledi.

Artan nüfus ile arsa arzının sürekli arttığını ve dere yataklarının talan edildiğini kaydeden Bektaş, "Karadeniz bölgesinde dağlar doğu-batı istikametinde uzanıyor. Denize oldukça dik iniyor. Bu bağlamda hinterlandımız oldukça dar. Öte yandan bu dağları kesen kuzeye doğru dere yatakları da tarihten bu yana yerleşim alanı olarak görev yapmıştır. Çünkü bereketli topraklar suyun olduğu yerler insanları yerleşim alanlarıdır. Dolayısıyla Doğu Karadeniz Bölgesi'nde tarihten bu yana iki şekilde yerleşim alanı gelişti. Biri kuzey güney doğrultusunda dere yataklarında kurulmuş yerleşim alanları bir de sahildeki yerleşim alanları. Tabii bu 50 yıl önce şehirleşme açısından, yerleşme açısından pek fazla sorun oluşturmuyordu. Ancak küresel ısınma iklim değişimine bağlı olarak yerleşim alanlarında sel olayların artması neden bölgede sel ve buna bağlı heyelanların tehlikesi arttığı gibi riskleri de artmıştır. 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesi azdı. Ama bugün her ikisi de yükseldi. Sebep yağışların artması ve hızlı bir şekilde gelişip sağanak yağışlar alması dere yataklarında nüfus yoğunluğunun artması yine sahilde de aynı şekilde nüfus yoğunluğunun artması. Bu bağlamda iklim değişimine bağlı olarak da devlet yaklaşık 10 yıldan bu yana dere yataklarındaki ve sahildeki yerleşim alanlarında iklim değişimine bağlı bir takım yönetmenlikler, yasalar çıkardı. Amaç iklim değişimine bağlı sellerin verecek olduğu zararları azaltmak. Ancak günümüzde bu yasa ve yönetmenlikler pek uygulanmıyor. Aksine kamu kuruluşları dere yataklarını yağmalıyor ve bilinçsiz bir şekilde yağmalıyor. Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor. Şimdi Trabzon'un terminal binası dere yatağı üzerine kurulmuştur. Şimdi bu dere yataklarındaki tehlikenin yanında dere yatakları bugün Değirmendere Vadisi aynı zamanda insanların yaşam alanıdır. Bugün küresel iklim değişimine bakarsanız en önemli alüminyum sahaları dere yataklarındadır" şeklinde konuştu.

"Doğal afetler sürekli artıyor"

Devletin çıkardığı yasa ve yönetmeliklerin doğrudan uygulanması gerektiğinin altını çizen Bektaş, "Bugün Doğu Karadeniz bölgesinin jeolojik yapısına baktınız ama yeraltı suyu yoktur. Çünkü sediman kayaçlar veya su bünyesinde tutabilecek alüvyonlar yok denecek kadar azdır. Bu alüvyonları ancak dere yataklarında bulunuyor. Dolayısıyla dere yataklarının bir önemi de su açısından, su kıtlığı açısından devreye giriyor. Her geçen gün nüfus arttıkça, yerleşim alanları dere yataklarında ve sahil kısımlarında bilinçsiz bir şekilde arttıkça hem sel ve heyelan tehlikesi hem de bunlara bağlı doğal afetler sürekli olarak artıyor. Yapılacak iş şu. Devletin çıkardığı yasa ve yönetmenlikleri doğrudan uygulamaktır. Bugün gelişen nüfus ve buna bağlı şehirleşmeye paralel olarak arsa talebi ya denizden dolgu şeklinde kazanma veya dere yataklarına hücum. Bu ikisi var. Bunu da önlemek devletin elinde. Ama maalesef bakıyorsun devlet çıkardığı yasaya rağmen gidiyor dere yatağına terminali kuruyor. Bu anlayışla sellerin, heyelanların vereceği yaraları azalt mümkün değil" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / OZAN KÖSE - Güncel
TBMM'de kabul edildi! Yetkisiz çakar kullanımı ve ateşli silahlara yönelik cezalar artırıldı

Yetkisiz çakar kullanımı ve ateşli silahlara yönelik cezalar artırıldı

Netanyahu UCM'nin tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Putin'den dünyayı tedirgin eden bir açıklama daha: Savaş artık küresel

Putin'den dünyayı tedirgin eden bir açıklama daha! Açık açık tehdit etti

Ev hapsindeyken 2 kişiyi öldürüp kayıplara karışan Servet Bozkurt yakalandı

Ev hapsindeyken 2 kişiyi öldürüp kayıplara karışan Servet Bozkurt yakalandı

500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title