Doğu'daki Stk'lardan Dürümlü Katliamına Tepki
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sivil toplum kuruluşları, Diyarbakır'a bağlı Dürümlü mezrasında PKK'lı teröristlerce 15 tonluk patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 23 kişinin yaralandığı saldırıyı kınadı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sivil toplum kuruluşları, Diyarbakır'a bağlı Dürümlü mezrasında PKK'lı teröristlerce 15 tonluk patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 23 kişinin yaralandığı saldırıyı kınadı.
Patlamada hayatını kaybeden vatandaşların, halkın teröre karşı dik duruşunun en önemli göstergesi olduğunu ifade eden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, teröre inat birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Mardin
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dürümlü'deki vahşi katliam sonrası bazı medya organlarında, "PKK'nın kanlı yüzü ortaya çıktı" şeklinde haberlerin yer aldığını belirterek, Dürümlü'daki katliamın PKK için ilk olmadığını vurguladı.
"PKK 40 yıllık tarihi boyunca onlarca sivil Kürt katliamı yapmıştır." diyen Akgül, Dürümlü'deki katliamın da bunlardan biri olduğunu dile getirdi.
Ahmet Akgül, şöyle dedi:
"Dürümlü'deki hadise de aslında halkın şiddet yerine kardeşlik ve huzur istediğinin en büyük kanıtıdır. Kürtlerin demokratikleşme ve huzur arayışı adına HDP'ye verdiği desteği hendek siyasetinde de arayan ama aradığı desteği bulamayan örgüt, son günlerde sivil ayrımı yapmaksızın bombalı katliamlara başlamıştır. Kan ve gözyaşı istemeyen köy halkı, ne yazık ki bunun karşılığını örgütten kan ve gözyaşı olarak almıştır. Bu katliam, 'sivilleri öldürenlere inat, yaşatmak için ölüme giden Kürtlerin kahramanca hatırası' olarak anılmalıdır."
"Dürümlü'de yaşanan saldırı bir kez daha göstermiştir ki PKK, Kürt yapılanması olmaktan tamamen çıkmış, Suriye'de yürütülen enerji koridorunun bir parçası olarak hareket etmektedir." ifadesini kullanan Akgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürtlere yönelik Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme paketiyle, ne örgüte ne de dış istihbaratlara malzeme bırakmamıştır. Haliyle son dönemde yaşanan bütün hadiseler, bölgede Kürtlerin kavmiyetçilik yanını okşayarak hüküm süren örgütün de elinde kalan tek argüman olarak şiddet yoluyla halkı sindirmek olacaktır. Kürtler bir yol ayrımındadır. ya küresel güçlerin vekili gibi hareket eden bir örgütün ekonomik ve dini sömürüsü ile bölgenin on yıllarca acılar içerisinde yaşamaya devam etmesine 'evet' diyecek ya da 100 yıldır sistematik bir şekilde kaybettirilen kardeşliğimizi yeniden tesis etmeye yönelik sürecin mimarı Erdoğan'a, siyaseten arkasında durmasa dahi samimi çözüm ve kardeşlik niyetinden dolayı gönülden destek verecek."
Ahmet Akgül, saldırıda hayatını kaybeden 16 kişinin Diyarbakır gibi Kürtlerin yoğun yaşadığı bir ilde binlerce sivilin ölmesine mani olmakla birer kahraman olduğunu vurgulayarak, Diyarbakır için bunun unutulmayacak kadar büyük minnettarlık içeren bir olay olduğunu aktardı.
Mustazaflar Cemiyeti Kızıltepe Şube Başkanı İbrahim Bahadur da saldırıyı kınadı.
Bahadur, PKK'nın yine bir katliam gerçekleştirdiğine işaret ederek, katliamın herkesin içini yaktığını anlattı.
Katliamı lanetlediklerini ifade eden İbrahim Bahadur, "PKK'nın tarihi, maalesef bu katliamlarla dolu. Halka yaptıkları zulüm bunların yakasını bırakmayacaktır. PKK'ya çağrımız akıllarına başlarına alarak, Kürt halkına çektirdikleri bu zulümden vazgeçmeleridir. Emperyalizmin uşaklığını yaparak nereye varacaksınız?" diye sordu.
Bingöl
Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava, saldırıyı kınayarak, saldırının Türkiye'ye, milletin huzur ve güvenliğine karşı yapıldığını dile getirdi.
"Son dönemde yoğunlaşan terör saldırıları, terör örgütünün son çırpınışları ve yok oluş feryatlarıdır. İçeriden ve dışarıdan beslenen terör örgütlerinin, haince planları ve amaçları ne olursa olsun, 78 milyonun hep birlikte geleceğe yürüyüşünü engelleyemeyecektir. Sivil vatandaşlarımıza karşı yapılan bu hain saldırıyı nefretle kınıyorum" diyen Kava, Türkiye'nin önünü kesmek, milletin moralini bozmak, kardeşlik hukukunu bitirmek için yapılan bu saldırılarla terör örgütünün hedeflerine ulaşamayacağını, halkın gelecek umudunu söndüremeyeceğini söyledi.
Yunus Kava, vatandaşları teröre karşı el ele omuz omuza olmaya davet ederek, "Gün, Türkiye'nin, milletimizin, Müslüman coğrafyamızın kandan, emperyalizmden, zulüm ve terörden arındırılması için birlik olma, teröre karşı ortak hareket etme, İslam kardeşliğinde buluşma günüdür." şeklinde konuştu.
Elazığ
Elazığ STK Platformu Dönem Sözcüsü Hacı Ormanoğlu, ülkenin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terör saldırıları karşısında herkesi kenetlenmeye ve sağduyulu davranmaya davet etti.
Saldırıyı gerçekleştirenleri, destekleyenleri ve millete zarar vermek isteyenleri lanetlediklerini ifade eden Ormanoğlu, herkesi derinden üzen saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır diledi.
Hacı Ormanoğlu, ülkenin birlik ve bütünlüğünü hedef alan bu tür saldırıların, Türkiye'de halkın istikrarlı duruşu karşısında hiçbir zaman amacına ulaşamayacağına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Masum ve sivil insanların ölümüne neden olan her türlü saldırı birer insanlık suçudur. Vatandaşlarımızın yaşam hakkını, özgürlüğü ve güvenliğini hedef alan bu tür saldırılar, insanlıktan nasibini almayanların işidir. Her ne olursa olsun yapılan bu tür saldırılar, ülkenin birlik ve bütünlüğüne hedef alan hain bir planın parçası olmaktan öteye geçemeyecektir. Türkiye'nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tüm insanlarıyla et ve tırnak gibi olduğunu göremeyen hainlerin ülkede kaos çıkarma planlarının hayalden öteye geçemeyeceğini er veya geç öğreneceklerdir. Teröre karşı ülke olarak verebileceğimiz en güzel cevap, birlik ve bütünlüğümüzü her ortamda onların kirli yüzüne çarpmaktır."
Ormanoğlu, yaşanan bu acı olayın hükümetin terörle mücadeledeki azim ve karalılığının ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini kaydetti.
Batman
Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Batman Şube Başkanı Suad Özdemir, kınadıkları saldırıdan duydukları üzüntüyü dile getirerek, bu tür saldırıların son bulmasını istediklerini aktardı.
Siirt
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Selman Aksu, katliamı kınadıklarını, herkesi teröre karşı birlik olmaya davet ettiklerini ifade etti.
"Terör örgütü bir kez daha en çirkef ve vahşi yüzünü gün yüzüne çıkarmıştır. Bu katliama karşı sessiz olmadığımızı ve tepkimizi dile getirmek istiyor, bu saldırıyı gerçekleştirenleri lanetliyoruz." diyen Aksu, yaşanan vahşetin kabul edilemez olduğunu aktardı.
Cihannuma Siirt Temsilcisi Fatih Sevgili, katliamda hayatını kaybedenlerin insanlık için teröre karşı duruş sergilediğini belirtti.
Katliamda yaşamını yitiren 16 kişinin masum insanları ölümden kurtardığına dikkati çeken Sevgili, "Bu olayda sadece, 'acılarını paylaşıyoruz' demek pek anlam ifade etmiyor. Onlara şükran duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Fatih Sevgili, PKK'nın gerçek yüzünün bu olduğunu vurgulayarak, "PKK'nın özgürlük ve barış vaadi ile Kürtlere getirdiği budur, getireceği de bundan daha büyük acılardır. PKK bu katliamla da 'cani' olarak anılacaktır. Bu PKK'nın Kürtlere yönelik ilk katliamı değildir, örgüt olduğu sürece son katliam da olmayacaktır." diye konuştu.
Şırnak
Şırnak Nuh Eğitim Der Başkanı Nurettin Tatar, PKK'nın bu katliamının ilk olmadığını anımsattı.
Tarihe bakıldığında PKK'nın sivillere yönelik benzer katliamlarlar gerçekleştirdiğini dile getiren Tatar, "Zulmü PKK yapınca sözüm ona insan hakları savunucuları, hak, hukuktan bahseden aydınlar bir açıklama yapmıyor. Tarih bunları ve bunların savunucularını kara sayfaya kaydedecek, lanetle anacaktır. Halkımızın, bu zihniyet savaşını şehirlere taşıyarak, insanları evlerinden, yurtlarından, geçmişlerinden kopararak yürütmüş olduğu bu kirli siyaseti bilmeleri ve buna göre tavır almaları gerekir." ifadelerini kullandı.
Diyarbakır
Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan yazılı açıklamada, katliamla insanlık suçu işlendiği bildirildi.
PKK'nın köylüleri "iş birlikçi" ilan ederek, yaptığı katliamı meşrulaştırma çabası içine girdiğine işaret edilen açıklamada, şöyle denildi:
"Zorba örgüt, yaptığı bu katliamı meşrulaştırmak için yalan, iftira ve algı yönetimi yoluyla kendisine yöneltilecek eleştirilere kendince bir savunma kalkanı oluşturmaktadır. Pişkinliği kendisine meslek edinmiş PKK için insan ölümlerinin propaganda malzemesi yapılması artık doğal politik bir stratejidir. Bölge insanına yöneltilen şiddetle halkın canını ucuz hesaplarla hiçe sayan PKK'nın Kürtlerin hakkını ve hukukunu savunma iddiası da büyük bir paradokstur. Savunmasız sivil toplumu şiddet eylemlerine desteğe zorlamak ne hak ne de hukuk arayışıdır. Küçücük çocukları evlerinden ayırıp dağlarda birer ölüm makinesi haline getiren örgüt; hem Kürt halkının neslini ve geleceğini çalmakta hem de insanlık adına var olan değerlerin altını dinamitlemektedir."
Bazı insan hakları savunucularının politik çıkarlarla katliama sessiz kaldığı, katliamla ilgili tek bir kınama ve beyanat vermediği savunulan açıklamada, "Avrupa insan hakları münadileri, insan hakları kuruluşları nerede? Niçin heyetleriniz rapor tutmuyor? " ifadelerine yer verildi.