Doğan, Hak Edişinin Ödenmediği İddiasında
Urfalı Reşit Doğan, Tarım Reformu ile Himtaş arasında yapılan ihalede işin 180 bin liralık kısmını yaptığını ancak hak edişini yıllardır alamadığını iddia etti.
Şanlıurfa'da eski ismiyle Tarım Reform Bölge Müdürlüğü olan Tapulaştırma Şube Müdürlüğünün 2002 yılında 16 bin hektarlık tapulaştırma işini Himtaş A.Ş. adlı müteahhit firma aldı.
İddiaya göre, 2007 yılında şirket maddi sıkıntıya düştü ve şirket sahibiyle kan bağı olması münasebetiyle şirket, Reşit Doğan'dan parasal konularda yardımcı olmasını istedi ve iş bittiğinde parayı ödeyeceğini teklif etti. Şirketin bu teklifini kabul eden Doğan, "Yardım ettim fakat beni oyaladı paramı almak istediğimde ise gayri resmi olarak benim taşeron olmam teklifi yaptı ve 'ancak böyle paranı kurtarabilirsin' denildi. Ben de paramı kurtarmak için işi yapmaya karar verdim fakat işin içinde iş olduğunu bu kurumda müdürlerin, genel müdürlerin, bakan müsteşarlarının yolsuzluklarının, yasadışı ödemelerinin kirli oyunlarının bedelini bana ödeteceklerini bilmiyordum" dedi.
ŞİRKET SIKINTIYA DÜŞTÜ
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen alacağıyla ilgili mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Doğan bu iddiasını, mahkemeye, BİMER'e ve Cumhurbaşkanına kadar ilettiğini söyledi. Yaptığı işten dolayı zor günler geçirdiğini ifade eden Doğan'ın işte o iddiaları: "Tarım Reform ile Himtaş şirketi arasında olan bir iş. 27 tane köyün tapulaştırılması, 16 bin hektarlık bir alan. Bu şirket Tarım Reformu'ndan 27 tane köyün tapulaştırma işini aldı 2002 yılında. İşi aldıktan sonra şirket sıkıntıya düştü. Şirket sıkıntıya düştükten sonra, şirket gelip bana dedi ki, 'gel bu işlerimizi yap, bize maddi olarak yardımcı ol, işin bitiminde senin paranı veririz.' Biz de o zaman işe girdik. O zaman Şanlıurfa Tarım Reformu Bölge Müdürlüğü Tapulaştırma Şube Başkanı Vahap Kaya vardı. Gittik Vahap Kaya ile görüştük. Buranın parselasyon işini yapıp, şirketi de sıkıntıdan kurtarıp, daha sonra paramızı alacağız düşüncesiyle gittik. 'Sen bu işi yap, parayı alırsın' dedi. Ben gidip işin içine girdim. Bölge Müdürü Mustafa Hayri Bilim var. Mustafa Hayri Bilim, Vahap Kaya, ben, bizim şantiye mühendisimiz Servet Gitmişoğlu, Ayhan Soysal'la toplantı yaptık. Şirketin masraflarını, para yönünü ben karşılayacağım. Bu iş bittiğinde şirket hak edişini alacak, benim de param ödenecek diye. Biz, aşağı yukarı iki yıl gibi bir dönemde Tarım Reformu'nun bu işlerine gittik. Bana araziye adam verdiler. Mustafa Hayri Bilim'le defalarca toplantı yaptık. Benim giriş çıkışlarım kamera altında. Bana vermiş oldukları evraklar, giriş çıkışlar kayıt altında. Çünkü beni muhatap aldılar. Taş aldım onları araziye gömdüm. 20'ye yakın işçi çalıştırdım. GPS cihazı getirdim. Harran Öğretmen Evini tuttum. Halen Harran Öğretmen Evi'nin 2 bin lira alacağı var bende. Kontrol mühendisleri bizzat gelip yaptığım işi kontrol ediyorlardı.
'180 BİN TL HARCAMA YAPTIM'
Sürekli paranın ne zaman verileceğini sorduğum da 'işin bitimine az kaldı az kaldı' denilerek sürekli beni oyalıyorlardı ancak 'yeter' dedim. 'Param kalmadı artık hak ediş yapın' dediğimde bana bir hak ediş düzenlediler. Düzenledikleri hak ediş miktarı 60 bin TL. Bu 60 bin TL'nin 50 bin TL'si cezaya gittiğini geriye ise 10 bin TL kaldığını tarafıma bildirdiler. Ve bana ödemede bulunmadılar. Ben, yetkililere 180 bin TL harcadığımı ve harcadığım kalemlerin hepsinin makbuzunun elimde olduğunu ve bu yapılan harcamanın dokümanını kontrol mühendisi Osman Yüksel Turan'a teslim ettim. Aldığım cevap şirkete önceden ödemelerde bulunduklarını söylemeleri oldu. Daha sonradan araştırmalarım sonucunda alınan ihalenin yapılmayan işlerinin yasadışı yollarla parasının şirkete ödendiğini öğrendim. Bana da ödemiş oldukları paranın karşılığı işlerini yaptırdıklarını bunu yetkili kişilere söylediğimde bana uyanık olmam gerektiğini, insanların sözlerine itimat etmemem gerektiğini, insanın düşe kalka bir şeyler öğreneceğini pişkin pişkin ifadeler çerçevesinde 180 bin TL'nin bedelini bu hakaret sözleriyle ödediler. 2013 yılı ramazan ayında Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Genel Müdürü Gürsel Küsek'i arayarak hakkımın yenildiğini ve bunun için bir basın açıklamasında bulunacağımı söyledim. Müdür ise olayı dillendirmeden siyasi kanallara girmeden üstü örtülü bir şekilde halledelim aksi taktirde 2014 yerel seçimlerinde az da olsa sorun yaşayacaklarını söyledi ve beni valilik makamına çağırdı.
'BORÇ BATAĞINA DÜŞMÜŞ BİRİYİM'
Genel Müdür Gürsel Küsek'le Şanlıurfa Valilik makamında yaptığım görüşmelerde, Şanlıurfa valilik makamındaki kamera kayıtlarında mevcuttur, Genel Müdür Gürsel Küsek tarafından şirketin teminat mektubunun çözülüp tarafıma verileceği söylenildi. Ancak Genel Müdür Gürsel Küsek daha sonradan Şanlıurfa'dan Ankara'ya gittiğinde aradım ve beni Tapulaştırma Daire Başkanı Hacı Veli'ye havale etti. Sonra özel kalemle görüştüm paranın ödeneceğini tekrar Bakan Müsteşar Danışmanı Murat Beyle görüştüm, 'ilgileneceğiz' denildi. Ben de ilgilenilmediği için olaydan haberdar olan Şanlıurfa Milletvekili Kasım Gürpınar'a söyledim ilgileneceklerini söylediler ve Genel Müdürün şu an yoğun olduklarını ve sürekli beni oyalayarak seçim sürecinin geçmesini sağladılar. Ancak bu güne kadar tarafıma herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi ne iş bitirilmiş ne de şirketin tasfiyesi yapılmıştır. Bu olayın örtbas edilme sebebi ise şirket sahibinin 2004 yılında Şanlıurfa'da AK Parti'den Belediye Başkan Aday Adayı olmasıdır. Ben üçü üniversite okuyan 6 çocuk babası 50 yaşında iflas eden ve borç batağına düşen birisiyim. Zamanında ödemelerimi yapamadığım için düşman sahibi olmuş birisiyim. Valiliğe can güvenliğimin olmadığını dilekçe ve belgelerle bildirdim ancak bana cevap yazısında özel koruma parası bana ait olmak şartıyla koruma tutabileceğim yazısı verildi."
(Kaynak: Gazeteipekyol)