Doç. Dr. Kutlu: Kırık Karneye Tepkiyi Abartmayın
Doç. Dr. Oğuz Kutlu, karne alan öğrencilerin ailelerini uyararak, derslerdeki başarı ve başarısızlığa karşı abartılı yaklaşımda bulunulmamasını istedi.
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nde görevli Doç. Dr. Oğuz Kutlu, karne alan öğrencilerin ailelerini uyararak, derslerdeki başarı ve başarısızlığa karşı abartılı yaklaşımda bulunulmamasını istedi.
Türkiye'de milyonlarca öğrenci karne alarak yarıyıl tatiline girdi. Ailelerin karneler karşısında nasıl davranması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Oğuz Kutlu, "Karneler aslında çocuk ile ailesine verilen ve o dönem boyunca okuldaki işlerin nasıl gittiğini gösteren önemli bir bilgi olarak değerlendirilmeli. Bu aşamada çocuk ve ailesi bir araya gelerek, 'Geçen dönemde neler yapıldı, neler yapılmadı, daha iyi olabilmek için neler yapılmalıydı?' sorularına yanıt aramalı" dedi.
Başarılı karnelerin gerektiği gibi ödüllendirilmesinde yarar bulunduğuna dikkat çeken Kutlu, şöyle devam etti:
"Eskiler 'Marifet iltifata tabidir' diye boşuna söylememişlerdir. Böylece çocuk, başarısının yakın çevresince de fark edildiğini anlar. Ödül, öğrencinin başarısını daha sonraki yıllarda da devam ettirmek istemesini ve bu konuda çaba harcamasını teşvik eden olumlu bir uyarıcıdır. Ayrıca bu yaklaşım çocuğun kendisine güvenmesini da sağlayacaktır. Güven ise çocuğun okul ve hayat başarısında çok önemli bir duygudur. Çünkü okul başarısızlığının temelinde yetersizlikten çok çocuğun kendisine olan güvensizliği yer almaktadır. Ancak verilen bu ödülün çok gösterişli veya çok değerli olması gerekmez. Böylece öğrenci aslında en değerli ödülün 'öğrenmek' olduğu mesajını da almış olacaktır. Eğer ödül konusunda abartılı davranılırsa, çocuk artık öğrenmeyi ikinci plana atıp daha sonraki yıllarda daha değerli ödülleri almayı esas amaç haline getirebilir."
'DERS ALINAN BAŞARISIZLIK EN BÜYÜK BAŞARI'
Derslerinde başarılı olamayan öğrencilere ilişkin de konuşan Kutlu, şunları kaydetti:
"Öğrenci başarılı olamadıysa, işte o zaman çocukların bu kötü dönemleri, ana-babaların ve yakın çevrelerinin en iyi olmaları gereken zamanlar olmalıdır. Aileler olumsuz duygularını kontrol edip çocuklarını sadece başarıları için değil onları kendi çocukları oldukları için sevdiklerini hissettirmelidir. Böylece çocuğun bu durumdan olumsuz yönde etkilenmesi önlenmelidir. Çünkü başarısızlığın yaratacağı olumsuz etki, başarının yaratacağı olumlu etkiden her zaman için daha fazladır. Üstelik okul başarısızlığı gerçek bir dostun yaptığı bir uyarı olarak kabul edilmeli ve bundan ders alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, ders alınmış bir başarısızlık en büyük başarıdır ve yaşanan başarısızlıklar başarıya ulaşmada peşin ödenen ücretlerdir."
- Adana