Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Dizi Doktoru'ndan Sektöre Reçete

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Oya Doğan'dan dizi ve sinema sektörünün adeta röntgenini çeken büyük röportaj

Türkiye'nin ilk 'Dizi Doktoru' Oya Doğan'ın sektördeki yeri aslında çocukluğundan belliymiş, dizilerle ilgili sohbetimize geçmeden önce biraz kendisinden bahsetmesini istediğimizde bunu daha da net anlıyoruz .
Çaylarımızı yudumlarken gülen yüzü ve samimiyetiyle bize çocukluğundan bahseden Doğan, "Aslında insan kendini çocukluğundan belli ediyor" diyor ve ekliyor: "Ben çocukken 'Perihan Abla' diye bir dizi vardı ve o dizide Tuluğ Çizgen'in canlandırdığı 'Meraklı Melahat' diye bir karakter… Beni herkes ona benzetir ve 'Meraklı Melahat' derdi. Anlayacağınız beni merak böceği sokmuştu. O zamanlar bu sektörün bir yerinde olacağım belliydi galiba" diyor tebessümle…

'SİYASET BİLİMİ OKUMAM BANA ÇOK ŞEY KATTI'

Bilgi Üniversitesi Siyaset Biliminde okuyan Doğan, o yıllarını bize şöyle anlatıyor: "Üniversitemde birinci sınıfta not ortalaması yüksek olanlar bölüm değiştirebiliyordu. Ben de çok çalışarak not ortalamamı yüksek tuttum ve 'Televizyon Gazeteciliği' bölümüne geçmek istedim. Çünkü hedefim iyi bir haberci olmaktı. Ancak dekanın yanına gittiğimde izin vermedi ve 'Şimdi bana kızıyorsun ama ileride çok teşekkür edeceksin' diyerek beni yanından gönderdi. Bugün gerçekten ona teşekkür ediyorum. Çünkü siyaset bilimi okumak bu sektörde bana farklı bir bakış açısı kattı."

'32.GÜN EKİBİNDE YETİŞTİM'

Bilgi Üniversitesi'nin içinde o dönem 32.Gün ekibinin olduğunu belirten Doğan, gazetecilik hayatına nasıl başladığını ise şu şekilde anlatıyor: "İnsanlardan hep 'Gazetecilikte kimseyi tanımadan hiçbir yere gelemezsin' gibi hikâyeler dinliyordum. Ama ne benim, ne de ailemin tanıdıkları vardı. Bir gün 32. Gün'ün kapısından içeri girdim ve 'Ben burada staj yapmak istiyorum' dedim. Genel yayın yönetmeni Rıdvan Akar kabul etti ama bir şart koştu: 'Bana abi diyeceksin. Çünkü biz ileride seninle meslektaş olacağız' dedi. Gerçekten aile gibi bir ortamda müthiş bir eğitimden geçtim."

'8 AY BOYUNCA SADECE KASET ÇÖZDÜM'

8 ay boyunca sadece kaset deşifresi yaptığını söyleyen Doğan, "Deşifre yapmak çok zor bir iş, bu işi yapmayan bilemez ama gazetecilik adına da çok büyük bir test" diyor.

'İDOLÜM BANU ACUN'

'Benim çalıştığım dönemde 32. Gün'ün Yayın Koordinatörü Banu Acun'du. Bir süre sonra onun asistanı oldum. Banu Acun, hayatımda tanıdığım en önemli insanlardan biridir. İyi bir haberci olmasının dışında, gazetecilik etiğine sonuna kadar bağlıdır. Ondan çok şey öğrendim. Çok çalışmadan bir yere gelinmeyeceğini, objektif davranabilmeyi, insan olmanın önemini ve etik meselesini… O nedenle kendisi idolümdür. Üstümde çok emeği vardır. Hâlâ üstümden elini çekmez. Okuldan mezun olup kendi kanatlarımla uçmak istediğimde de en büyük destekçim Banu Acun oldu.'

'GAZETECİLİĞİN EN ÜST MERTEBESİ MUHABİRLİKTİR'

Oya Doğan'ın muhabirlikle ilgili yorumu dikkat çekici: 'Bana sorarsanız gazeteciliğin en üst mertebesi muhabirliktir. Ben köşe yazarlığı yaparken bile bunu söylüyorum. Çünkü muhabir dünyadaki her şeyden haberdar olmak zorundadır. Ne yazık ki, ülkemizde muhabirlik mesleği hak ettiği değeri görmüyor.'

Doğan, yurt dışında Türkiye'yi de temsil etmiş. 24 yaşındayken British Council'ın düzenlediği bir seçimde 'Türkiye'nin En Genç Başarılı Gazetecisi' olarak İskoçya'ya Politika Festivali'ne gitmiş. 2005 yılında Haftalık dergisinde ses getiren birçok dosyaya imza attıktan sonra Vatan Gazetesi'ne transfer olmuş. 2008 yılında 5. Dünya Su Forumu'nda çalışmaya başlayan Doğan, "Forumda uzun süre kalamadım. Biz gazeteciler zamanla yarışırız. Hayatımız hız üzerine kurulu. Bürokrasideki hız bana yavaş geldi. Daha sonra Pana Film'in 'Muro Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine' filminde çalışmaya başladım. Kamera arkası belgeselini hazırladım. Açıkçası gazeteciliğe ara verdiğim beş ay sonunda dönmeye niyetim yoktu. Ama film çekimlerinin bittiği gün Habertürk Gazetesi'nden teklif aldım. Mehmet Güler bana "Dizi uzmanı" olmamı teklif etti. Sonra da kendimi eğitmeye başladım" diyor.

'OYUNCULUK EĞİTİMİ ALDIM'

'Dizileri izlerken en çok oyuncuları eleştirdiğim için Merve Taşkan'dan oyunculuk eğitimi aldım. Çünkü artık 'beğendim ya da beğenmedim' bir eleştiri değil. Nedenini açıklamak gerekiyor. Senaryodan ve yönetmenlikten de anlamam gerekiyordu. Çok fazla senaryo ve sektörel kitap okudum. Ama en çok izledim. Çünkü izlemek insanı senaryo ve reji konusunda geliştiriyor. Tüm bunlar bana bir de televizyon programı hediye etti. Yerli Dizi adında Türkiye'nin ilk dizi sektör programını hazırlayıp sundum. Şu anda Vatan Gazetesi'nde Dizi Doktoru köşesini yazıyorum. Sadece dizileri değil, filmleri ve tiyatro oyunlarını da mercek altına aldım. Aslında hepsi birbirine bağlanıyor."

'DİZİLER SOSYALLEŞME ARACI'

Dizi doktoru Oya Doğan, dizi sektörünü 'Asmalı Konak''tan önce ve sonra' diye ikiye ayırıp değerlendirmemiz gerektiğini ifade ederek, "12 sene önce Asmalı Konak dizisi Türkiye'de dizi denilen şeyin tuttuğunu ortaya koydu. Asmalı Konak'tan bir sene sonra başlayan Kurtlar Vadisi dizisi de bunu devam ettirdi" diyor.

Bu iki fenomen dizinin pazartesi ve perşembe akşamları sokaklarda gezen insan bırakmadığını anlatan Doğan, sözlerine şöyle devam ediyor: "Sokağa çıkıp sadece köşedeki kafede bir bardak çay içip, bir şeyler atıştırıp eve dönmeniz 30 lira. İnsanlar için diziler sosyalleşme aracı. Küçük Gelin'deki Zehra, Karadayı'daki Mahir bizim hayatımızın içindeki insanlar gibi aslında. Türkiye'de dizilerin ikinci kırılma noktası da Ezel dizisidir. Ezel ilk defa Türk televizyonlarına 'flash back' dediğimiz durumu getirdi. Ve bizler hiç yabancı dizi izlememiş gibi 'Ne kadar entelektüel' dedik. Ezel bence çok iyi bir işti. Senaristler karakterleri çok iyi kurmuştu."

'PEK ÇOK İLE GİDİP NABIZ YOKLUYORUM'

Son dönemde dizilerin neden kısa sürede final yaptığını sorduğumuzda ise Doğan şunları söyledi: "Ezel'le başlayan derinlikli karakter algısını sektör yanlış anladı. Yolda yürüyen bir adama entellektüel cümleler kurdurup derinliği olmayan karton karakterlerle dolu işler çoğaldı. Toplumu iyi koklayamadıklarını düşünüyorum. Değişen denek grubu anlaşılamadı. O nedenle işler kısa sürede yayından kaldırılıyor. Ama bunun da basit bir formülü var: Gezmek ve insanlarla sohbet etmek. Eğer Türkiye'nin illerini gezer insanlara 'Ne İzlemek istiyorsunuz?' diye sorarsanız zaten cevabı alırsınız. Bunu ben yapıyorum. Pek çok ile gidip nabız yokluyorum. O nedenle hem yapımcılara hem de kanallara tavsiye ederim. İnsanın ufkunu müthiş açıyor."

'KAYIP DİZİSİ BİR PRESTİJ İŞİYDİ'

Dizi sektöründe 5 bilinmezi bir araya getirmenin önemine vurgu yapan Doğan, reyting kurbanı olan dizileri şöyle değerlendirdi:

' Kanal D' de başlayan 'Kayıp' dizisine çok üzüldüm. Hikâyesi çok iyi, oyuncuları da öyle. Türkiye'nin en iyi yönetmeni tarafından çekiliyordu. Bence kanal tarafından yanlış yere konumlandırıldı. Kayıp, PT1 değil, PT 2 dizisiydi. Kayıp dizisi, reyting anlamında kapı duvar kırdırtmayacak bir prestij işiydi. Türkiye'de internetten dizi izleyen, alternatif diyeceğimiz, bulmaca çözmeyi seven kesimin izleyeceği bir diziydi. Reyting savaşının içinde heba olduğunu düşünüyorum.'

'TÜRKİYE'DE UYARLAMA SORUNU VAR'

Oya Doğan, uyarlama diziler hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Doğan: 'Show TV'de yayınlanan 'Aşk, Ekmek, Hayaller' benim için hayal kırıklığıydı. Kore versiyonunu da izledim. O versiyon bizimkinden daha kötüydü. Türkiye'de uyarlama sıkıntısı var. Kanal D'de yayınlanan 'Cinayet' dizisini de aldılar, uyarladılar. Cinayet zaten soğuk bir ülkede geçen buz gibi bir hikâye. Bu ülkede hiçbir kadına evladının öldürülme ihtimali olan bir diziyi izletemezsin. Uyarlama dediğiniz şey ancak yerelleştiğinde izletilir. Umutsuz Ev Kadınları son yıllarda izlediğim en başarılı uyarlamaydı' dedi.

DİZİ, MERHAMETSİZCE BİTTİ'

Kanal D'nin en iyi dizilerinden olan Merhamet'in çok merhametsizce bittiğini söyleyen Doğan, "Geçen yıl başlayan çok tatlı bir hikâyeydi. Hep söyledim, benim için bir aşk dizisi değil iki arkadaşın ölümüne dostluğuydu ve öyle bitti. Beni hiç yanıltmadı. Tadında bitti" dedi.

'KURT SEYİT VE ŞURA HAYAL KIRIKLIĞIM OLDU'

Doğan, bu senenin en çok konuşulan dizisi 'Kurt Seyit ve Şura'yı da analiz etti: 'Bu sene beni en çok heyecanlandıran iş Kurt Seyit ve Şura'ydı. İlk iki bölümde ışıklar kötüydü. Müzikler aynıydı. Senaryo bizi içine almadı, tempo düşüktü. O nedenle hayal kırıklığı yaşadım. Fakat yıllardır yaptıkları işleri takip ettiğim ve başarılı bulduğum bir ekip çalışıyor bu dizide. İnanıyorum ki, bu işi harika bir diziye çevirecekler. Aslında 'Kurt Seyit ve Şura tutmadı' denilemez. Reytinglere baktığımızda gayet başarılı bir başlangıç yaptı. Türkiye'de bu sene başlayan ve AB'de 10.44 reyting alan ikinci dizi oldu. Ama iddiasını bu reyting karşılamadı.'

'YENİ STARIMIZ ENGİN AKYÜREK'

Malum 'jön kim?' tartışmalarına cevap dizi doktorundan geldi: 'ATV'de başlayan Kara Para Aşk dizisini çok beğendim. Bana kalırsa Engin Akyürek yeni starımız. Çünkü kariyerini çok iyi yönetiyor, dersine iyi çalışıyor ve yüzünü unutturmayı biliyor. Özel hayatını hiç bilmiyoruz. Bu da canlandırdığı karakterlere inanma dürtümüzü kuvvetlendiriyor.'

'BENİ AFFET DİZİSİ REYTİNGLERİ ANADOLU KADINLARININ ESERİ'

Star TV'de yayınlanan Beni Affet dizisinin reytinglerini kadınlara borçlu olduğunu söyleyen Doğan, "Doğu'da, Karadeniz'de, İç Anadolu'da evleri gezerseniz kumandalar erkeklerin elinde. Beni Affet dizisi de o yüzden çok reyting alıyor. Çünkü eşleri, işten eve dönmeden önce ve çocuklar okuldan gelip ödevlerini yaparken kadınların işleri bitirip kumandaya tek başlarına sahip oldukları saat 17.00 ile 19.00 arası ve dizi o saatte yayınlandığı için Beni Affet çok reyting alıyor" dedi.

KÜÇÜK AĞA, TÜRKER İNANOĞLU BAŞARISIDIR'

Doğan, Küçük Ağa dizisinin başarısını şöyle değerlendirdi: 'Kanal D'de yayınlanan ve salı akşamları izlenme rekorları kıran 'Küçük Ağa' dizisi Türker İnanoğlu başarısıdır. Küçük Ağa, samimiyetinden kazanıyor. Yumurcak ile Sezercik'i karıştırmışlar. Sevimli Emir Berke Zincidi ve Zeki Alasya'nın şahane oyunculuğu dışında diziyi göğe çıkaracağımız bir prodüksüyonu da yok. Ama samimiyet reyting rekoru kırdırıyor, üstelik onlarca devamlılık hatasına rağmen… Bu bir Türker İnanoğlu başarısıdır. Ayakta alkışlamak gerekli.'

'KÜÇÜK GELİN HANGİ KANALDA OLSA TUTARDI'

Çocuk gelin olgusunu ekranlara taşıyan STV'nin başarılı dizisi 'Küçük Gelin'in yapısı doğru kurulmuş bir iş olduğunu belirten Doğan, 'Küçük Gelin'i izlediğimde "Bu dizi atv'de de, Show Tv'de de olsa tutardı" dediğini anlattı.
'SEVDALUK KARADENİZ'İN ALTINDA EZİLDİ'

Show TV'de yayınlanan Sevdaluk dizisinin ilk bölümünün çok reyting aldığını söyleyen Doğan, "İlk bölümde Karadeniz'in doğası tavladı bizi. Ama hikâye akmayınca Karadeniz'in altında ezildiler bence" dedi.

'ARKA SOKAKLARIN REYTİNGİ ÇOCUKLARDAN'

Arka Sokaklar dizisinin yıllar geçmesine rağmen reytinglerdeki yerini koruması ile ilgili olarak 'olağanüstü bir başarı' diyen Doğan, ' Arka Sokaklar'ı genellikle çocuklar izliyor. Polisiye seven bir toplumuz. Devamlılığı yok. Her bölüm farklı bir olay gerçekleşiyor. Bu da kahraman olmayı seven çocukların çok ilgisini çekiyor' dedi.

'FANI OLDUĞUM TEK DİZİ 'BEHZAT Ç.' İDİ'

Geliştirdiği hızlı izleme yöntemi ile haftada en az 50 dizi izlediğini söyleyen Doğan'ın ise fanı olduğu tek dizi Behzat Ç. imiş. Ankara'da çekilen dizinin yayınlandığı saatte evine misafir bile çağırmadığını, telefonunu kapatarak diziyi izlediğini anlatan Doğan, "İlk defa bir Türk dizisi birinci sezon finaliyle beni şaşırttı. 'Vay be, ben bunu nasıl anlamadım?' diye gezdim iki gün. Farklı, derdi olan ve bize oyunculuk şöleni sunan bir işti. Keşke bitmeseydi" diye konuştu.

'AVRUPA VE AMERİKA'YA DİZİ SATMAMIZ ÇOK ZOR'

Son yıllarda dizi sektöründe Türkiye'de çok iyi işler yapıldığını ifade eden Doğan, buna rağmen Avrupa ve Amerika'ya dizi satmamızın çok zor olduğunu söylüyor.

Doğan yurtdışına dizi satmak içi gerekenleri şöyle sıralıyor: "Yurtdışına satacağımız bir dizi yapmamız için öncelikle dört günde senaryo yazmamalıyız. Çekilecek dizilerimizin hazırlık aşamalarının en az bir yıl sürmesi gerekiyor. Batılı ne yapıyor? Beşinci bölümden çekmeye başlıyor. Senarist, yönetmen, oyuncu hepsi acemiliğini atıyor, sonra birinci bölümü çekiyor. Bizim de dizilerimizi çekerken bunlara dikkat etmemiz gerekiyor."

KANALLARIMIZIN MAJÖR DİZİLERİ İSE ŞÖYLE;

Dizi doktoru Oya Doğan kanalların en çok izlenen majör dizilerini ise şu şekilde sıraladı:
ATV'de yayınlanan 'Kurtlar Vadisi' dizisi hangi kanala gitse o kanalı kaldırır diyen Doğan, onu joker dizi kategorisine koyuyor.


ATV'nin majör dizisi olarak hiç düşünmeden 'Karadayı' diyor,
STAR TV; 'Muhteşem Yüzyıl'
KANAL D; 'Küçük Ağa'
SHOW TV; 'Benim İçin Üzülme' idi, ama bitti.
TRT1; Seksenler
SAMANYOLU TV; 'KÜÇÜK GELİN'
GENÇLİK DİZİSİ OLARAK İSE FAVORİM KANAL D'DE YAYINLANAN ; 'GÜNEŞİ BEKLERKEN'
'KUSURSUZLAR, KÖKSÜZ VE SİLSİLE'DEN ETKİLENDİM'
Oya Doğan ile biraz da filmler üzerine sohbet ediyoruz. Kusursuzlar, Köksüz ve Silsile'den çok etkilendiğini söylüyor bize…
Son dönem vizyonda olan Bizum Hoca filmini de çok beğendiğini ifade eden Doğan, Düğün Dernek, Recep İvedik gibi komedi filmlerinin patlamasının sebebini de ülkedeki siyasi ve ekonomik krize bağlıyor ve ekliyor, "Çocuklar Duymasın dizisi de 2001 yılında başladı ve o dönem de ülkede siyasi ve ekonomi kriz vardı" diyor.
DİZİ MÜZİKLERİNDE TOYGAR IŞIKLI VE AYTEKİN ATAŞ ÇOK İYİ…
Dizilerde, müziklerin önemine vurgu yapan Doğan, dizi müzikleri konusunda Toygar Işıklı ve Aytekin Ataş'ın eline kimsenin su dökemeyeceğini belirtiyor.
Toygar Işıklı'nın 'Kara Para Aşk' ve 'Kurt Seyit ve Şura' dizisi müzikleri ile Aytekin Ataş'ın da 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi müziği ile tüm izleyenleri kendisine hayran bıraktığını söyleyen Doğan, 'Kesinlikle artık yurtdışı filmlerine müzik yapmalı' tavsiyesinde bulunuyor.

'ATV DİZİLERİNİN İZLEYİCİSİ ERKEK'

Oya Doğan her kanalın izleyicisinin farklılık gösterdiğini de söylüyor.

'SHOW TV izleyicisinin toprak işine ilgi gösterdiğini gördük' diyen Doğan, 'SHOW TV'ye transfer edilen Dila Hanım, Adını Kalbime Yazdım ve Benim İçin Üzülme dizilerinin reytingleri yayınlandıkları süre içerisinde gayet iyiydi' açıklamasını yaptı.

ATV'nin seyircisinin genellikle 'erkek' olduğunu söyleyen Doğan, Kadınların yüzde yüz baktığı kanalları ise şu şekilde sıralıyor; Total'de FOX, SAMANYOLU, KANAL D - AB'de ise, STAR, KANAL D ve ATV. 'BOSPHORUS PLATOLARINI ÇOK BEĞENDİM' Bosphorus Film Platolarını da gezen Doğan, platonun çok güzel olduğunu belirterek, 'Bir gün çok param olsa büyük bir arazi alır ve kesinlikle plato kurarım' dedi.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title