Diyarbakır Tescilli Olmasına Rağmen Pek Bilinmeyen 2 Bin Yıllık Roma Köprüsü ve Yolu
Roma İmparatorluğu'nun Hindistan'a kadar süren seferi sırasında fethettiği ve hüküm sürdüğü Diyarbakır'da yaptırdığı yaklaşık 2 bin yıllık Roma yolu ve köprüsü ilgi bekliyor.
Roma İmparatorluğu'nun Hindistan'a kadar süren seferi sırasında fethettiği ve hüküm sürdüğü Diyarbakır'da yaptırdığı yaklaşık 2 bin yıllık Roma yolu ve köprüsü ilgi bekliyor. Araştırmacı-yazar Şeyhmus Diken, tescilli olmasına rağmen kent dışında bulunduğu için pek bilinmeyen Roma yolu ve köprüsünün Roma Yolu'nun Diyarbakır'dan başlayıp, Mardin'e ve oradan da Hindistan'a kadar giden bir güzergah üzerinde olduğunu söyledi. Diken, Roma toplumu fetihçi, askercil bir toplumdur. Fethettiği mekanları Roma'ya bağlamak için bağlantı yolları ile şekillendirmiştir. Tarihe maalesef hak ettiği değeri vermiyoruz. Köprü ve yolun içler acısı durumu da ortada. Hemen yanı başında 2 taşocağı kurulmuş. bazalt taşı işleniyor. Bu taşlar ihtiyaç sahiplerine, inşaatçılara taşınırken de yol tahrip edilmiş dedi. Roma Köprüsü olarak da bilinen Kara köprü onarımını yapan Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Meral Halifeoğlu da köprünün antik bir yol ile kente bağlandığını söyledi.
FETHEDİLEN ŞEHİRLER, BU YOLLAR İLE ROMA'YA BAĞLANIYORDU
Diyarbakır-Elazığ karayolunda olan ve kent merkezine 20 kilometre mesafede bulunan Roma döneminden kalma tarihi Roma yolu ve köprüsü tescilli bir tarihi yapı olmasına rağmen kent sakinleri tarafından pek bilenmediği belirtildi. Tarihi köprü onarılırken, tonlarca ağırlığındaki bazalt taşlardan yapılan yol ise, kaybolmaya yüz tuttu. Yolun her iki tarafında olduğu belirtilen sütunlar zamanla yok olurken, yol için döşenen tonlarca ağırlığındaki taşlar ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Diyarbakır sanat, edebiyat, tarih ve kültürel alanlarında onlarca eseri bulunan araştırmacı-yazar Şeyhmus Diken, bir piknik sırasında tesadüfen gördüğü Roma yolunun ve o dönemde yaptırılan köprünün koruma altına alınması gerektiğini söyledi. Roma İmparatorluğu'nun Hindistan seferi sırasında ele geçirdiği şehirleri, Roma ile bağlantı yollarıyla şekillendirdiğini anlatan Diken, Roma İmparatorluğu fetihçi bir toplum. Avrupa'dan başlayıp Hindistan'a kadar 80 bin kilometre kat etmişler. Kat tetikleri yolları, fethettikleri şehirleri de bağlantı yollarıyla birbirine bağlamışlar. Burası da o kadim Roma bağlantı yollarından biri. Roma kayıtlarında şehrin adı öyle geçer; Kadim Amida şehrinin, yada şimdiki adıyla Diyarbakır, Diyarbekir, Amed'in, Amid'in bağlantı yollarından biri. Şehre 20 kilometre uzaklıkta, Elazığ yolu üzeri sağında, unutulmaya yüz tutmuş bir yol. Roma bağlantı yolu buradan başlayıp, şimdiki Diyarbakır'ın Dağkapı bölgesine kadar uzanıp bağlanıyor. Oradan da Mardinkapı'dan çıkıştaki On gözlü Köprü üzerinden devam ediyor. 3 yıldır kazı yapılan Diyarbakır-Mardin şosesisinin orta yerine denk düşen Zerzevan Kalesi dediğimiz 6'ıncı yüzyılda Roma Garnizonu olarak işlev gören, çok muhkem, hakim bir tepenin üzerine kadar uzanıyor. Oradan devam ederek Mardin şehrinden geçiyor. Mardin'i geçtikten sonra da Mardin-Nusaybin arasında olan yine Roma'nın kadim şehirlerinden olan Dara'ya kadar uzanıyor. Böylesi kadim bir yol güzergahından sözediyoruz dedi.
ROMA YOLU AYRI, İPEK YOLU AYRI
Tarih Surlar, Suriçi ve Hevsel Bahçeleri'nin UNESCO tarihi miras listesine eklendiğini hatırlatan Diken, Roma yolu'nun da bu listeye eklenmesi gerektiğini söyledi. Marco Polo'nun seyahatlerinde de sıkça bahsedilen İpek yolu olarak bir dönem kullanılmış olabileceğini ancak, Roma yolu'nun İpek yolundan ayrı tutulması gerektiğini kaydeden Şeyhmus Diken, İpek Yolu çok daha farklı bir mantıktır. Çin'e kadar uzanan, Marco Polo'nun seyahatlerinde adı geçen, başka tarihi kayıtlarda da adı geçen bir yoldur. Ama Roma yolu, o yol ile aynı kategoride bir tutmamak lazım. Biliyorsunuz Roma toplumu askercil bir toplumdur. Fethettiği mekanları ana mekanına, yani Roma'ya bağlantı yolları ile şekillendiren bir mantıktır. Bunu o kategori içerisinde değerlendirmek lazım. Burası da İpek Yolu olarak kullanılmış olabilir ama ayrı tutmak lazım şeklinde konuştu.
KÖPRÜ ANTİK YOL İLE KENTE BAĞLANIYOR
Kara köprü olarak da bilinen Roma köprü'sünün onarımını yapan Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Meral Halifeoğlu, Roma köprüsünün, taşlardan yapılma antik yol ile kente bağlandığını belirterek, Ergani yolunun sağındaki eski Eğil yolu üzerindeki Kara köprü, Deve geçidi Suyu üzerinde yer almaktadır. Antik bir yolla Diyarbakır'a bağlanan altı gözlü köprünün ana yapım malzemesi bazalttır. Köprülerin mimari özellikleri incelendiğinde çok sayıda sınıflandırma yapmak mümkündür. Tarihi Diyarbakır köprüleri üzerinde yer aldığı suyun genişlik ve derinliğinin etkilediği biçimselliklerine göre incelendiğinde, çok gözlü ve tek ana gözlü köprüler olarak sınıflandırılabilir. Kara köprü de bazalt taşından inşa edilmiştir. Karasu köprüsü olarak da bilinen yapı, eski Eğil yolunda, Deve geçidi Suyu üzerinde yer almaktadır. Köprü üzerinde yapım yılını, yaptıranını veren bir yazıt bulunmamaktadır. Sultan 4'üncü Murad köprüsü adıyla anılan yapının bir Osmanlı Dönemi eseri olduğu belirtilse de sanat tarihi uzmanı Prof.Dr. Hakkı Acun ise köprüde yaptığı incelemede kemer biçimlerine dayanarak yapının bir Roma dönemi eseri olduğunu söylemektedir. Bazalt taşın hakim olduğu yapının uzunluğu 94, genişliği 7 metredir. Köprünün memba tarafındaki selyaranları üçgen gövdeli ve külahlıdır. Ancak günümüze selyaranı tam olarak ulaşanı yoktur. Altı gözden oluşan köprünün kemerleri yarım daire formundadır. Memba yüzünün en sağındaki kemer diğerlerine göre daha küçük yapılmıştır, Özgün üst döşemesinin büyük bölümü günümüze ulaşan köprü, güneyden antik bir yolla kent merkezine bağlanmaktadır dedi.