Diyarbakır Sur'da Ölen 2 PKK'lının Aileleri Cenazelerin Verilmesini İstedi
Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı süren merkez Sur İlçesi'nde öldürülen PKK'lılardan 2'sinin cenazesinin Kurşunlu Camii'nde olduğunu söyleyen HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, bunların alınarak ailelerine verilmesini istedi.
Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı süren merkez Sur İlçesi'nde öldürülen PKK'lılardan 2'sinin cenazesinin Kurşunlu Camii'nde olduğunu söyleyen HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, bunların alınarak ailelerine verilmesini istedi. Çatışmada ölen PKK'lı Mesut Seviktek ile İsa Oran'ın yakınları da cenazelerin kendilerine teslim edilmesini istedi.
Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi'nde PKK'lıların oluşturduğu barikatların kaldırılması, hendekleri kapatılması ve örgüt üyelerinin etkisiz hale getirilmesi için 2 Aralık günü alınan sokağa çıkma yasağı devam ederken, ilçede güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK'lı Mesut Seviktek ile İsa Oran'ın aileleri ile HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, İHD şubesinde, cenazelerin ailelere teslim edilmesini istedi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Sur'da süren operasyonda sivillere ve göstericilere yönelik insan hakkı ihlallerinin yaşandığını ileri sürdü, yasağın bir an önce kaldırılması ve cenazelerin teslim edilmesini istedi. HDP Diyarbakır Milletveki Nursel Aydoğan, Sur'da 2 cenazenin bulunduğunu belirterek, Diyarbakır Valiliği'nin verdiği bilgiye göre cenazelerin Kurşunlu Camii'nde bekletildiğini söyledi. Aydoğan, şöyle konuştu:
"Hem bölgede yaşayan, hem de Diyarbakır Valiliği'nin doğrulamasıyla bir ciddi çatışma ortamının kalmadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ama buna rağmen valilik orada bulunan iki cenazeyi almama konusunda ısrarcıdır. Kendileri yaptığımız görüşmelerde cenazeleri bizim tarafımızdan ya da aileleri tarafından alınması yönündedir. Kendileri için bir tehlike olduğundan bahsediyorlar. Aynı tehlike bizim içinde vardır. Bizim oraya cenazeleri almaya gidecek arkadaşlarımız, annelerimiz açısından da vardır. Kimsenin canı kimseden daha kıymetli değildir. Yani polisin canı bizim annelerimizden daha kıymetli değildir. Bizim annelerimizin canı da öyledir. Artık hiçbir şey için olmasa bile İslami değerler açısından oradaki cenazelerin orada kalmaması gerekiyor."
Sur İlçesi'ndeki yasağın kaldırılması ve oradaki cenazelerin teslim edilmesini isteyen Aydoğan, "Artık cenazeler üzerinden daha fazla politika yapmak bu cenazeler üzerinden Kürt halkına bir ders verme dönemi zamanı geçmiştir" dedi. Kürt halkının bu acıları geçmişte çok yaşadığını bugün de direndiğini, mücadele ettiğini belirterek şöyle dedi:
"Cenazesi orada 7 gün kalsa da inancını yitirmeden bir sonuç alacağını düşünerek çabasını direnişini sürdürüyor. Yani o direnişin öyle kolay kolay kırılması mümkün değildir. Şu anda özyönetimin ilan edildiği, hendek ve barikatların açıldığı ilçelerde devam eden çatışmalarda yaşamını yitiren ve gerek direnişçi, gerek sivil gerekse polis olsun, asker olsun artık onlarca demeyeceğim saklanan asker ve polis cenazeleriyle birlikte yüzlerce insan yaşamını yitirmiş durumda. Madem insan yaşamına bu kadar değer veriyorsunuz diyorum."
Aydoğan, sorunun operasyonlarla değil, diyalogla çözülebileceğini öne sürerken, şöyle devam etti:
"Öyle anlaşılıyor ki, AKP Hükümeti ve Başbakan Davutoğlu bu meseleyi bir prestij konusu haline getirmiştir. O hendekler, barikatlar kapatılmadan ben o ilçeler çıkamam demektedir. Biz kendilerine sormak istiyoruz. Diyelim ki daha fazla bir güç kullandınız. On bin değil, otuz bin özel harekat ve jandarma getirdiniz bir şekilde o hendekleri kapattınız. Sorun çözüldü mü? Sur'da hendekler açıldıktan sonra Bağlar'da açılmayacağı ya da Malazgirt'te, Bitlis'in herhangi bir ilçesinde, ya da İstanbul'un herhangi bir ilçesinde bu barikat ve hendeklerin açılmayacağını bir garantisi kendilerince var mı acaba? O nedenle bu mesele öyle çok büyük ağır silahların sivil yerleşim yerlerinde yaşayan insanlara yönelik kullanılarak çözüleceği bir mesele değildir. Bu mesele karşılıklı oturulup konuşularak diyalog geliştirilecek bir meseledir."
Sur'daki çatışmalarda öldürülen PKK'lı Mesut Seviktek ile İsa Oran'ın yakınları da cenazelerin kendilerine teslim edilmesini istedi