Diyarbakır - Diyarbakır Valisi Toprak: Öğrencilerin Yüzde 90´I Okula Geldi

DİYARBAKIR'da Kürt Dili Eğitim Hareketi'nin (TZB-Kurdi) okulların boykot edilmesi yönündeki çağrısı rağbet görmedi. Okullardaki öğrenci sayısının fazlalığı dikkat çekerken Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, "Öğrencilerimizin ve gençlerimizin geleceğini önünü kesme noktasında bir takım çalışmalar vardı. Bu yılki eğitim ve öğretim yılı, geçen yılki katılım oranın üstünde bir oranla açıldı. Katılım yüzde 90'nın üzerinde" dedi.

Kürt Dili Eğitim Hareketi'nin (TZB-Kurdi) Anadilde eğitim talebi kapsamında okulların bir hafta boykot edilmesi kararı Diyarbakır'da ilgi görmedi. İlköğretim ve liselerde okuyan binlerce öğrenci sabah ders zilinin çalmasıyla sınıflarını doldurdu. Okullarda görev yapan öğretmenler, okulun ilk günü olmasına rağmen öğrenci sayısının fazlalılığına dikkat çekti. Diyarbakır'da yasadışı gösterilerin en çok yapıldığı Bağlar'da da, okul boykotuna katılım sembolik düzeyde kaldı. Bağlar ilçesindeki Yahya Kemal İlk Öğretim Okulu, Hurriyet İlköğretim Okulu ve Namık Kemal Lisesi'nde öğrencilerin büyük bölümü okula gelmeyi tercih etti. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerde sabah saatlerinden itibaren okul çevresindeki güvenlik önlemlerini arttırdı. Öğrenci olmayan ve durumundan şüphelendikleri kişiler üzerinde uyguluma gerçekleştirdi.

OKUL YERİNE BASIN AÇIKLAMASINA GİTTİLER

Diyarbakır'ın ilçelerinde de okul boykotuna katılım beklenen altında oldu. Boykotun en çok uygulandığı ilçe Silvan oldu. Silvan'da okullara gelen tüm öğrenciler, Vatan İlköğretim Okulu'nun bahçesinde toplayarak eğitim öğretim yılı açılış töreni yapıldı. Çınar'da ise, öğrencilerin çoğunun gelmemiş olması ders işlenmemesine neden oldu. Okula gitmeyen öğrenciler BDP ilçe örgütünün önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldı. Lice ve Bismil'de öğrencilerin yüzde 70'i boykot kararına uyarken, Ergani, Çermik, Çüngüş, Hani, Hazro, Kocaköy, Eğil, Dicle ve Kulp'ta öğrencilerin büyük bölümü boykota uymadı.

DİYARBAKIR'DA İLK DERS VALİDEN

Diyarbakır'daki 2010-2011 Eğitim ve Öğretim Yılının startı, Şehit Polis Memuru Sabri Kül İlköğretim okulunda verildi. Mülki idarecilerin katıldığı Açılış törenin ardından Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak 1'inci sınıf öğrencilerine ilk dersini verdi. Sınıf kapısında çocuklarını bekleyen bir grup kadın, zılgıt çalarak Vali Toprak'ı karşıladı.

Okuldan ayrılırken gazetecilerin 'boykot' çağrısıyla ilgili sorularını yanıtlayan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, "Bu gün belki eğitim ve öğretim dönemini açıyoruz ama. Gündemde bazı problemler olacağına ilişkin iddialar vardı. Öğrencilerimizin ve gençlerimizin geleceğini önünü kesme noktasında bir takım çalışmalar vardı. Bu yılki eğitim ve öğretimin geçen yılki katılım oranın üstünde bir katılım oranıyla açıldığını ifade etmek istiyorum. Bu hareketlerle hem vatandaşlarımızın hemde öğretmenlerimizin az önce ifade ettiği gibi, cehaletle savaşma noktasında ailelerimizin çocuklarımızın kendilerinin önünü kesebilecek cehalete sürükleyecek, karamsarlığa ve geleceklerini karartmaya yönelik çalışmalara pirim vermemişlerdir. Tüm Diyarbakır halkını göstermiş olduğu en içten ve kendisine yönelik olarak ortaya çıkan olumsuz davranışlara karşı göstermiş oldukları ve kendilerini koruma amaçlı özverili ve gerçek davranıştan dolayı teşekkür ediyorum" dedi.

'VATANDAŞLARIMIZ OLUMSUZLUK ÇAĞRILARINA UYMADI'

Toprak, Diyarbakır il sınırları içinde eğitim ve öğretime katılım oranının geçen yıl okulların açıldığı ilk günün üstünde olduğunu söyledi. Daha önce çocukların, gençlerin geleceğinin karartılmaması noktasında ailelerin dikkatli davranmaları konusunda söylemleri olduğunu hatırlatan Toprak, bunun önemli ölçüde yerine getirildiğini ve dinlendiğini belirtti.

Kaymakam ve milli eğitim müdürlerinden aldığı bilgilere göre, bu yılki katılımın geçen yılın daha da üstünde olduğunu bildiren Diyarbakır Valisi Toprak şöyle dedi:

"İlimiz genelinde, Diyarbakır il sınırları içinde eğitim ve öğretime katılım oranı geçen yıl okulların açıldığı ilk günün üstünde. Katılım yüzde 90'ların üstünde. Tüm ilçe kaymakamlıklarımız ve milli eğitim müdürlerimiz aracılığıyla okulların genel durumu hakkında bilgi aldık. ve yüzde 90'ların üzerinde. Sonuç olarak diyoruz ki, geçen yılki eğitim, öğretimin ilk gününe göre mukayese ettiğimizde 2010-2011'in ilk günü olan bugün eğitim ve öğretime tüm çevresel oluşturulan baskı ve öğrencilerin, gençlerin geleceğini karartma adına yapılan açıklamaların aleyhine vatandaşlarımızın sağduyusu ve vatandaşlarımızın çocuklarını her türlü olumsuzluktan, eğitimdeki olumsuzluklara yol açabilecek eksikliklere karşı vatandaşlarımız bu olumsuzluk çağrılarına uymamıştır. Çocuklarımız cıvıltı içeresinde eğitim öğretime katılmanın güzelliğini yaşıyor. ve herkese de tüm vatandaşlarımıza da bu noktada gösterdikleri güzel anlayıştan dolayı teşekkür ediyorum. ve diyorum ki bu çocuklarımızın geleceğini karatma adına onları eğitim ve öğretimden yoksun bırakma adına hiç bir çaba amacına ulaşamaz. Çünkü, bir kez daha söylüyorum, bu tür olaylarda çocukları gençleri, kadınları, bir yerlere göndermeme, yahut kendi emelleri noktasında kullanmaya çalışanlar zarar görmüyor. Zarar gören, yine bizim çocuklarımız gençlerimiz , kadınlarımız, kızlarımız ve vatandaşlarımız oluyor. Vatandaşımız da bunun bilincine erişti. Birilerinin kullanabileceği olumsuz argümanların her biri, bir bir çözülüyor. Belli bir noktaya geliyor. Onun için o ifade edenlerin olumsuzluğa sevk etmek isteyenlerin artık ellerinde kullanabileceği olumsuzluklar kalmadı. Onun için geldiler, bakınız, geleceği emanet ettiğimiz gençleri, eğitimden yoksun bırakma adına, cehalet ve cahil bırakma adına, her türlü çağrıya da yapıyorlar. İşte bunların gerçek niyetleri ortada. Onun için ben bir kez daha vatandaşlarımıza bir kez daha göstermiş oldukları duyarlılık ve çocuklarının geleceğini kurtarma adına yapmış oldukları katkıdan dolayı çok teşekkür ediyorum.Biz eğitim konusunu cezayla, savcılıkla falan asla asla dile getirmeyiz."

TOPRAK: VATANDAŞ BİZİ RAHAT BIRAKIN DİYOR

Toprak, vatandaşlar, gençler ve çocukları geleceğe daha iyi taşıma adına neler yapılabileceği noktasında çalışma yürüttüklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"İlk öğretimde zaman zaman kırsal kesimde şu veya bu sebeple geçmiş yıllarda çocuğunu okula göndermeyenler olabiliyor. Biz onlara ulaşıyoruz. 'Çocuğunuzu eğitim öğretimin içine alacağız. Size de eğer ekonomik noktada yoksunluğunuz varsa katkı sağlayacağız" dolayısıyla bu manada biz, velilerimize, çocuklarımıza cezadan bahsetmiyoruz. Sevgiden hoşgörüden, cehaleti yenmede, eğitimin öneminden bahsediyoruz. Vatandaşlarımızı ikna ediyoruz. Şu anda da vatandaşlarımızı ikna ettik. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz. Ama zaman zaman korku, baskı, ürperti gibi şurada, burada olmuş olabilir, Biz bunların da peşindeyiz. Eğer ki, anayasa, kanun ve yönetmelikte yazan, eğitim ve öğretimden yoksun bırakma adına, velayet hakkının kötüye kullanılması adına vatandaşları olumsuzluğa yanlış bir işleme itenler varsa, esas onlarla uğraşıyoruz. Yoksa vatandaşlarımız her şeyin farkında. Burada vatandaşlarımız aslında diyor ki, 'bizi artık rahat bırakınız, biz huzur ve güven içerisinde Diyarbakır'da ve tüm illerimizde yaşamak istiyoruz. Bizim üzerimizden politikalar yapmayınız. Bizi kullanmayınız. Artık bıktık' diyorlar. Bunu her zaman ifade ediyorlar ve son zamanlarda da bunu açık bir şekilde görüyoruz. Hatta o sesini yükseltip de görüşünü ifade edenlere karşı da "bu cesareti nereden buluyorsunuz' diye vatandaşlarımızın dimdik ayakta durduğunu görüyoruz. Milletimizin, vatandaşlarımızın, çocuklarımız ve gençlerimizin üzerinden hiç bir şekilde olumsuz bir çalışmayı yapmayalım. Çocuklarımızın eğitim ve öğretimde daha iyi nasıl olabilir, bunların üzerinde çalışalım. Gelecekte Türkiye Cumhuriyetimizi hep birlikte bu gök kubbe altında yaşayan tüm vatandaşlarımızı her birini, muasır medeniyet noktasında en ideal noktaya nasıl gidebiliriz, nasıl sosyal refahı artırırız bunu üzerinde çalışalım. Ama hiçbir zaman çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini karartma adına onları istismar etmeyelim."