Diyarbakır Dışişleri Eski Bakanı Yakış: Sessiz Diplomasi Ile Çözülebilirdi
Ak Parti kurucularından ve Dışişleri eski bakanı Yaşar Yakış, Avrupa ve son olarak Hollanda ile yaşanan krizi değerlendirirken, sorunun sessiz diplomasi ile çözülmesi gerektiğini ve siyasetçinin polis ile karşı karşıya gelmesinin yanlış olduğunu söyledi.
Ak Parti kurucularından ve Dışişleri eski bakanı Yaşar Yakış, Avrupa ve son olarak Hollanda ile yaşanan krizi değerlendirirken, sorunun sessiz diplomasi ile çözülmesi gerektiğini ve siyasetçinin polis ile karşı karşıya gelmesinin yanlış olduğunu söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, Avrupa ülkelerine seslenerek, "Allah rızası için bunlara karışmayın kapıları açın, buradan da mağduriyet edebiyatı yapmasınlar" dedi.
"HANGİ SONUÇ ÇIKARSA ÇIKSIN REFERUNDAM DEMOKRATİK OLMAYACAKTIR"
Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Barış Bloku, Demokrasi İçin Birlik, Diyalog Grubu ve Yurttaş Girişimi tarafından organize edilen, "Hukuk Herkes İçin" Paneli, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası toplantı salonunda yapıldı. ANAP eski Genel Başkanı Nesrin Nas'ın moderatörlüğünde yapılan panelde ilk konuşmayı yapan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Avukatlık ve Baro başkanı iken Adliye ve Cezaevlerine fazla gitmediğini, ancak Milletvekili seçildikten sonra Adliye ve Cezaevlerinden çıkmadığını belirterek, "Türkiye bakımından böyle berbat bir ortamdayız. böyle bir ortamda Anayasa değişikliği yapmaya çalışıyoruz. Bir defa OHAL koşullarında anayasa değişikliği yapılamaz. Ama AKP ve Cumhurbaşkanı muhalefete etkisiz hale getirmeye çalışarak anayasa değişikliğini yapmaya çalışıyor, Hangi sonuç çıkarsa çıksın bu Referandum demokratik olmayacaktır. Çünkü meşru bir ortamda yapılmıyor" dedi.
CHP'li Tanrıkulu, son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının Hollanda'dan sınır dışı edilmesi ile sonuçlanan Avrupa ile yaşanan Referandum çalışmaları krizi ile ilgili olarak ise, "İçeride, düşmanlaştırmadıkları, ötekileştirmedikleri kimse kalmadı, şimdi yurt dışından mağduriyet ithal etmeye çalışıyorlar. Aslında 2008 yılında yurt dışında seçim propagandası yapılamayacağına dair yasa çıkartıldı. Avrupa ülkelerine buradan bir çağrıda bulunuyorum. Allah rızası için bunlara karışmayın kapıları açın, buradan da mağduriyet edebiyatı yapmasınlar, bedelini biz ödüyoruz. Onlara her türlü kolaylığı sağlasınlar ama onlarda aynısını kendi ülkemizde yapsınlar" dedi.
"HİÇ BİR PARTİNİN 17 NİSAN İLE İLGİLİ PROGRAM VE PROJESİ YOKTUR"
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise, savaşın bir kara delik olduğunu, her şeyi yiyip yuttuğunu defalarca söylediklerini ifade ederek, "Savaş sadece canları almıyor, kültürü ve doğayı da yutuyor. HDP, bir kısmı kapatılan geçmişteki partilerin de devamı olarak 1990'dan beri legal siyaset sahnesindedir. Tekçilik üzerine kurulan devletin bütün formüllerini bozmuştur., HDP milyonların alın teri olan ezber bozan bir öyküdür" dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kürt sorununun güvenlik sorunu olduğunu ve şiddet politikaları ile çözüleceğini söyleyen ilk bakan olmadığını da söyleyen HDP'li yıldırım, "1984 yılından beri bu sorun için 6 Cumhurbaşkanı, 13 Başbakan, 11 Genelkurmay Başkanı ve 29 İçişleri bakanı aynı politikayı yürütmüşlerdir. Bu ne kadar daha sürer bilinmez ama eninde sonunda sorunun çözümü masada olacaktır. Şimdi bütün partiler 16 Nisan'a kitlenmiş ama hiç birinin 17 Nisan ile ilgili bir program ve projesi yoktur. Sanki 17 Nisan'da 'Evet' te 'Hayır' da çıksa bütün sorunlar çözülecektir gibi bir algı yaratılıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE, 16 NİSAN'DAN SONRA DOLMABAHÇE MASASINA DÖNMELİ, MASAYA PYD'DE DAHİL EDİLMELİDİR"
Panelde son konuşmayı yapan Ak Parti kurucularından ve Dışişleri eski bakanı Yaşar Yakış, Türkiye'de durumun o kadar çaresiz olmadığını, sadece gelmesi gereken yere geç geleceğini belirterek, özellikle Türkiye'nin Suriye politikası ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı konuşmaları anlattı. Eski Bakan Yakış, 4 ülkeye yayılmış 35 milyonluk bir Kürt nüfusun olduğunu, Kürtlerin Irak'ta bağımsızlığa doğru gittiğini, Suriye'de ise şu anki duruma göre haklarını alacakları gibi bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, "Türkiye'nin çıkarı Suriye'li Kürtler ile birlikte çalışmaktır. Kuzey Irak'lı Kürtlerle olan ilişkilerin aynısını Suriye'li Kürtler ile yapmalıyız. Suriye'deki Kürtler bağımsızlık peşinde değil ve haklarını istiyorlar. Bu hem Suriye yönetiminin hem Türkiye'nin politikasına uymaktadır. Geçmişte PYD lideri Salih Müslim'e, 'Esat ile savaş senin yanında oluruz' teklifi yapıldı. Salih Müslim bunu kabul etmedi ve bugün başka bir noktadadır. Türkiye, 16 Nisan Referandumunda, 'Evet' te, 'Hayır' da çıkarsa çıksın Dolmabahçe masasına dönmeli ve o masaya PYD de dahil edilmelidir. 16 Nisan'da sonuç ne olursa olsun Kürt sorunun çözümü için yeniden süreç başlatılmalıdır" diye konutu.
Dışişleri eski Bakanı Yakış, Avrupa ve son olarak Hollanda ile yaşanan krizi değerlendirirken, "Yaşanan olaylar tüm taraflar için üzüntü vericidir. Adına sessiz diplomasi denilen şey böyle zamanlar için lazımdır. Sessiz diplomasi ile sorun çözülmeliydi ve siyasetçi ile polisi karşı karşıya getirmek yanlıştır. Bu iş diplomatlara verilmiş olsaydı onlar sessiz diplomasi ile çözerlerdi ve siyasette gereksiz yere yıpratılmazdı. Türkiye bu sessiz diplomasiyi yapmalıydı" diye konuştu.