Diyarbakır' da Hdp Kongresi
Hdp Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, IŞİD'ten temizlenerek Kürt güçlerinin eline geçen Kobani'de İslam'la savaşılmadığını, asıl hedefin özgür bir yaşamı orda boğmaya çalışanlar olduğunu belirterek, Kobani zaferinin tüm Ortadoğu dengelerini değiştirecek güçte olduğunu söyledi.
Hdp Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, IŞİD'ten temizlenerek Kürt güçlerinin eline geçen Kobani'de İslam'la savaşılmadığını, asıl hedefin özgür bir yaşamı orda boğmaya çalışanlar olduğunu belirterek, Kobani zaferinin tüm Ortadoğu dengelerini değiştirecek güçte olduğunu söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Diyarbakır'da, 'Kürtçe öğreneceğim diyen Başbakan Davutoğlu'nu eleştirerek, Davutoğlu'nun Kürtçe öğreneceğine Kürtlere ana dilde eğitim hakkını vermesi gerektiğini söyledi.
HDP'nin Diyarbakır 1'inci Olağan İl Kongresi, pazar günü Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı Ak Parti kongresinin yapıldığı Elazığ karayolu üzerindeki Seyrantepe Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. Kürt marşı "Ey Rakip" ile başlayan kongrede salona Abdullah Öcalan ile Suriye'nin Rojava bölgesinde IŞİD'e karşı savaşırken yaşamlarını yitiren bazı YPG'liler ile 1980 yılında Diyarbakır cezaevinde yaşamlarını yitiren, Mazlum Doğan, Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz ile PKK'nın silahlı ilk kadrolarını oluşturan Mahsum Korkmaz, Mehmet Karasungur, Erdal Sincer isimli üst düzey PKK'lıların da fotoğrafları asıldı. Salonda ayrıca Irak ve Türkiye'deki Kürt isyanlarının liderleri Şeyh Sait, Seyid Rıza, Irak Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani'nin babası Molla Mustafa Barzani'nin yanısıra Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Metin Göktepe, Hasan Ocak'ın da fotoğrafları yer aldı.
Kongreye HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Üstündağ, Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, yardımcısı Fırat Anlı, bazı HDP'li milletvekilleri ile birlikte yoğun bir katılım oldu. Kongrede Abdullah Öcalan'ın Kürtçe konuşması ile PKK'lı ve YPG'lilerin kırsal kesimde eğitimlerinde çekilen görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterisiyle yansıtılınca kongreye katılanlar ayağa kalkarak uzun süre alkışlayarak, "Yaşasın başkan Apo" sloganları attı. Kongrede sanatçılar Pınar Aydınlar ile Ferhat Tunç Kobani ve Öcalan'ın övüldüğü türküler söyledi. Kongrede divan heyeti seçildikten sonra bir dakikalık saygı duruşu sırasında zafer işaretleri yapılarak, "Rehberimiz Öcalandır, PKK'dır" marşı söylendi.
ANLI: KOBANİ'Yİ ARTIK DÜNYA TANIYOR
Kongrede Divan Başkanlığı yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Fırat Anlı, Kürtçe konuşmasında, verdikleri şehitler sayesinde bugünlere geldiklerini belirterek, Pazar günü yapılan AK Parti kongresine atıfta bulundu. Anlı, "Bir kaç gün önce bu salonu dolduramayanlar gelip halkın iradesini görsünler. Bir kaç yıl öncesine kadar Şengal'den, Kobani'den bahsetseydik kimse bilmezdi. Ancak şimdi bütün dünya Kobani'yi, Şengal'i tanıyor. Bugün de başkanlığın (Öcalan) projesinin arkasında durup destek vereceğiz. Bu projehHem Türkiye, Hem Ortadoğu için bir ışık olarak ortaya çıkaracağız" dedi.
YÜKSEKDAĞ: KÜRTÇE ÖĞRENECEĞİNE ANA DİLDE EĞİTİM HAKKINI VERSİN
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kongreye katılanları Kürtçe selamladıktan sonra konuşmasına "Bayramınız kutlu olsun. Kobani'ye selam olsun" diyerek başlyıp, şunları söyledi:
"Amed ve bütün Kürdistan halkı direnenlere nasıl selam göndereceğini çok iyi biliyor. Dün 'Kobani düştü, diyecek' diyenler, 'Kobani'yle çözüm sürecinin ne ilgisi var' diyenlere bakın bugün Kobani'ye selam söylüyor. İşte bu selamı söyleten bu halkın direnişidir. Biz yeni başladık. Karanlığın karşısında aydınlığın kazandığı günler başladı. Zulmedenleri, baskıcı diktatörlük anlayışını savunanların karşısında değişimin günleri başladı. Biz daha yeni başladık. Siyasi iktidar bugüne kadar olduğu gibi daha çok tükürdüğünü yalayacak. Başbakan Davutoğlu gelmiş Amed'de yaptığı konuşmada Kobani'ye selam gönderiyor. Bununla yetinmiyor, 'güzel Kürtçemizi de aslında öğrenmek istiyorum bunun içinde çalışacağım' diyor. Ama aynı Başbakan ve hükümeti, iktidarı, ana dilde eğitim hakkını bu halkın burnundan getiriyor. Başbakan sen, ana dilinden başka bir dili öğrenmek zorunda değilsin. Ama bu halka ana dilinden başka bir dili öğrenmek zorunda da bırakamazsın. Ana dilde eğitim hakkı ana sütü kadar hellal ve bütün halklarımızın ana dilini yaşama ve eğitim görme hakkına sahip olan bütün halklarımızı geleceğini belirleyecek demokratik bir haktır. ve bugün gelip Amed'de Diyarbakır'da lütfen Kürtçe öğreneceğine, bu tip siyasi jest denemeleriyle bu temel demokrasi sorununu çözeceğini zannedeceğine gerçeken demokratikleşme adımları at. Bugüne kadar çözüm masasında beklettiğin Sayın Abdullah Öcalan'ın çözüm ve müzakare taslağını tartışmaya aç. Eğer müzakere taslağını tartışmaya başlarsanız sende Kürtçe öğrenmek zorunda kalmazsın. Ana dilde eğitim hakkı gibi demokratik bir hakta müzakere süreci içinde çözüme bağlanır. Bir hükümetin başbakanı olarak gelip yalan yanlış sözler söylemek zorunda kalmazsın."
"CUMHURBAŞKANI GİBİ SAÇMALAYACAKLAR"
Türkiye'yi demokratikleştirecek sorumluluğundan Davutoğlu'nun selam göndermekle kaçamayacağını söyleyen Yüksekdağ, "Gelip burada selam göndereceğine Türkiye'nin demokratikleştirilmesi siyasetinin gerçek sorumluluğunu üstlen. Bu sorumluluktan kacış yok. Bu sorumluluktan kaçtığınız sürece yenileceksiniz. Kobani'de Suriye'de yenildiğiniz gibi yenileceksiniz. O çok beğendiğiniz, övündüğünüz çokta derin bir stratejiye dayandırdığınız Ortadoğu politikalarınız yerlerde sürünüyor. Bu bölgede hiç bir yere gidemiyorsunuz. Gidip gidebileceğiniz yer sadece Somali. Ancak oraya gidebiliyorsunuz. Çünkü kapısını çalacağınız bir komşunuz kalmadı. Çözümsüzlüğü bu halka dayatırsanız, bu halkta size yenilgiyi dayatacaktır. Düne kadar Kobani direnişini selamlıyorduk, bugün Kobani zaferini selamlıyoruz. Yarın Ortadoğu'nun, Mezopotamya'nın dört bir yanından bu zafer haberlerini alacağız. Biz zafer haberlerini almaya devam edeceğiz. Biz her zafer haberi aldığımızda onların kimyası bozulacak ne diyeceklerini şaşıracaklar Cumhurbaşkanı gibi saçmalayacaklar. İşte bu kadar bu direniş size hem saçmalatır hem birinizin söylediği sözü başkasına yalanlatır. Bu halk sizin dengelerinizi daha çok alt üst eder. Biz artık, yeni bir güne uyandık. Kobani'deki zaferle bütün Ortadoğu ve Mezopotamya halkları için, bütün dünya halkları için yeni bir tarih yeni bir çağ başlattık. Bu halklarımızın çağıdır. Bizim için kaybetmek artık yoktur. Karşımıza çıkardıkları barajların bize engel olma sorunu asla ve asla yoktur. Amed halkı seçim barajını zaten çoktan aşmış. Amed'de AKP'nin ve düzen partilerinin baraj sorunu var. Onlar halkın barajını aşamıyorlar burada. Bütün Türnkiye kentlerinde de öyle bir güç inşaa edeceğiz ki AKP ve bütün düzen partileri halkın barajlarının altında kalacaklar burada olduğu, Kobani'de karşımıza çıkardıkları barajı nasıl aşsıysak aynı mücadele ile aşacağız" dedi.
Kongreye telefonla bağlanan Kobani Kantonu Başbakanı Enver Müslim ise, "Özgürlük şehitlerimizi selamlıyoruz. Şehitler kantonu Kobani'den herkese selam ediyoruz. Bütün savaşçılarımız adına sizleri selamlıyoruz, başarılar diliyoruz" dedi.
DEMİRTAŞ: KOBANİ'DE İSLAMLA SAVAŞILMADI
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani zaferinin tüm Ortadoğu dengelerini değiştirecek güçte olduğunu belirterek,
"Kobani zaferi tüm Ortadoğu dengelerini değiştirecek güçtedir. Bu zaferin henüz tamamlanmadığının da farkındayız. Çünkü IŞİD barbarlık zihniyeti tüm halklar için tehlike oluşturmaya devam ediyor. Oradaki savaş küçük bir kasabayı ele geçirme savaşı değildir. Asıl hedef özgür bir yaşamı hedefleyen bu zihniyeti orada boğmaktır. Suriye'de savaşı bırakıp Kobani'ye yüklendiler. Kürtlere karşı savaştılar. Kimse Kürt halkına İslamı öğretmesin. Kobani'de yenilen zihniyet İslamı en çok ben bilirim zihniyetidir. Bu bize demokrasiyi de biz biliriz diyeni Türkiye'den de hatırlıyoruz. Yenilen o zihniyettir işte. Kobani'de İslamın savaşı değil barbarlık ile özgürlük savaşı vardı. Orada islam kaybetmedi. Var olacak İslamdır" dedi.
"KENDİMİZİ ELEŞTİREBİLMELİYİZ"
Parti olarak kendilerini eleştirebilmeleri gerektiğini dile getiren Demirtaş, "Kendimizi eleştirebilmeliyiz. Yeni yaşam diyorsak, yeni bir siyaset üretmek zorundayız. Yerelde ve genelde yeterli siyaseti hizmeti yapamadık. Özeleştiri yapabilmeliyiz. Çuvaldızı önce kendimize batırmalıyız. Bizler bu kadar bedel ödeyerek yarattığı değerleri doğru siyasetle buluşturamazsak hataya düşeriz. O isimsiz kahramanlar bu halkın değerlerini oluşturanlardır. Onları temsil etmek kolay değildir. Bu değerlere layık olacak bir yaşamı sergilemesi gerekir. Öyle 'seçilirim, yerimde otururum' diyerek bu kenti temsil edemezsiniz. Siyaseti örgütleyeceksek, HDP yeni bir siyasi anlayışla halkın huzuruna çıkacaksa cesur olmak zorundadır. Yeni bir dili, yeni bir politikayı, yeni bir yaşamı özgürleştirmek gerekir. Bu öz güvenle halkımızın önüne çıkıyoruz. Yeni bir yaşamı, yeni bir siyasi anlayışla yapacağız. Geçmi başarılarımızdan örnek, hatalarımızdan dersler çıkararak yapmalıyız. Biz Van'a da, Ankara'ya da aynı umudu gönderdik. Şimdi ezilen halklar umut bekliyor bizden. Dürüst bir siyaset bulamadıkları için başımıza bela olan bu siyasete gittikleri için şimdi bize bakıyorlar. Biz bu beklentiye cevap vermek zorundayız. Tarihi sorumlulukla karşı karşıyayız. Biz muhalefet olmak için yola çıkmadık. artık halkların demokratik iktidarını kurma zamanı geldi" dedi.
"MÜCADELEMİZ SAYESİNDE DEMOKRASİ VAR"
Demirtaş, kendilerine barajı dayatanlara büyük bir mesaj verme kararlılığıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, şöyle dedi:
"Seçim sonuçları açıklandığında Türkiye'de yeni bir siyaset olacak. Bu seçimde iktidar olacağız demiyorum, aynı zamanda gerçekçi olacağız. Ama bir sonraki seçimlerde Türkiye'nin ana demokratik siyasi merkezi biz olacağız. Artık bize parmak sallayarak yöneten devlet anlayışını tarihin çöp sepetnie göndermek zorundayız. Bizler bu ülkenin gerçek sahibiysek bizler yönetmeliyiz, ezilenler yönetmeli. Ezilenin Türk'ü, Kürt', Çerkezi, Alevisi, Süryanisi birbirinin arasına ayrım koymadan ezilen kimliğiyle insan kimliğiyle karar sahibi olmalıyız demeli. Ezilen ama mahcup siyaseti temsil eden siyaset olamaz. Neden özgüven eksikilğimiz olsun. Bu topraklar faşizme boyun eğmediyse bugün iktidar olanların iktidarın keyfini sürüyorsa bizim mücadelenin yarattığı ortam sayesindedir. Darbelere karşı direnmeseydik Türkiye'de demokrasinin d'si olmazdı. Erdoğan'ın, Gülen'in temsilcilerinin yaptığı gibi 'Kenan Evren, senin tankının paleti olayım' deseydi bugün kimse nefes alamazdı. Diyarbakır'da büyük bir işsizlik sorunu var. Birlikte istihdam yaratacak projeleri gerçekleştirmemiz lazım. Biz Türkiye'de sadece laf üreten değil iş üreten pratiğiyle kendi hüneriyle özgür bir yaşamı inşaa eden siyaseti ortaya koydukça Türkiye halkları Edirne'ye gönderdiğimiz selamı canı gönülden alacak. HDP'ye dört elle sarılacaklar. Biz artık AKP tarzı siyaseti bu topraklarda asla iktidar yapmamakta kararlıysak söz vereceğiz Halkların demokratik iktidarını baş göz etmeye hazırmıyız? HDP'yi iktidar yapmaya hazırmıyız. İnşallah başaracağız. Zor bir yola başladık. Amed halkı daha iyi hatırlar. Her biriniz bu sokaklarda nefes almanın bile zor olduğu günlerden geçtiğimizi biliyorsunuz. O günlerde korkuya teslim olmadık. Faşizme boyun eğmedik. Bundan sonra da HDP'yi büyüteceksek aynı yoldaşlık duygusuyla büyütmek zorundayız"
"ULUSAL BİRLİKTELİĞİ SAĞLAMAMIZ LAZIM"
Diyarbakır kongresinin en büyük mesajının ulusal birliktelik mesajı olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bu topraklarda birlikte yaşayıp birlikte mücadele edip yarınları birlikte inşaa edeceksek ulusal birlik konusunda büyük bir mesaj vermeliyiz. Buradan bütün siyasi partilere ve bütün sivil toplum örgütlere, hareketlere çağrı yapıyoruz. İslami, Alevi hareketlerine emek hareketlerine Kürdistani hareketler, gün birlik beraberlik günüdür. Bizler tarihimizde birliğimizi sağladığımız zaman önemli başarılara imza attık. Bugünde tarihi bir süreçtir. Amed kongresi buna dönüşsün istiyoruz. Seçimlere doğru giderken ulusal birliğin en zirvede olduğu bir süreç olmasını istiyoruz. Eğer bunu başarırsak bütün dünyaya vereceğimiz en güçlü mesajda bu. Hükümeti AKP hükümeti bugüne kadar yarım yamalak eksik yanlış politikası şu saatten itibaren değiştirme şansına sahiptir. Madem Kobani'ye selam gönderiyorsunuz bunun karşılığı olacak. Rojava'nın statüsünün garanti altına alınması lazım. Sayın Başbakan eğer buradan Kobani'ye selam gönderirken samimiyse o halde Rojava'nın statüsünün tanınması ve Kobani'nin yeniden inşaasında samimi olmaz mı? Öyle 'Kuzey Suriye'yi kabul etmeyiz, izin vermeyiz demekle olmaz.' Bunlar yanlış politikalardır. Doğru olan Rojava ile elele vermektir. Ankara'nın Kobani ile elele vermesidir. Bu başarılırsa bölgede yeni bir siyaset doğabilir ve Türkiye bu siyasetle kazanabilir. O zaman gidip Somali'de, Cibuti'de ihale peşinde koşmak zorunda kalmaz. Bölgenin istikrarı, barışı için ve Türkiye'de yürüyen müzakere süreci için buyük bir fırsattır.Türkiye ile Rojava ilişkilerini geçmişte yapılan hatalarla belirleyemezsin. Doğru olan aklı selim davranmaktır. Rojava ve Türkiye içinde doğrusu budur. Rojava ile işbirliği Türkiye'ye kazandıracaktır. HDP olarak buna katkı sunmaya hazırız. Bu halk bu topraklarda var olacak. HDP yüzde 10 barajı aşsada aşsamada Kürtler bu topraklarda vardır. Sayın Öcalan'a Amed'den selamlarımı göndererek onun öngördüğü temelde de barışı inşaa sürecini de bu kadrolarla gerçekleştireceğimiz sözünü tekrarlıyorum" dedi.