Diyarbakır'da Cumhurbaşkanlığı Sistemi Anlatıldı
Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, “Sivilleşme, demokratikleşme, gelişme, büyüme sendikaların da problemi. Sendika olarak Türkiye’nin yol ayrımında biz de katkı sağlamak için üyelerimizle bir araya gelip kaynağından doğru bilgileri paylaşıyoruz” dedi.
Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, "Sivilleşme, demokratikleşme, gelişme, büyüme sendikaların da problemi. Sendika olarak Türkiye'nin yol ayrımında biz de katkı sağlamak için üyelerimizle bir araya gelip kaynağından doğru bilgileri paylaşıyoruz" dedi.
Öz Finans İş Sendikası, Diyarbakır'da "Cumhurbaşkanlığı ve Yeni Hükümet Sistemi ile Güncel Ekonomik Gelişmeler" konulu toplantı düzenledi. Programa, Diyarbakır ve çevre illerde görev yapan Türkiye Halk Bankası ve Ziraat Bankası çalışanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve iş adamları katıldı. Programda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Öz Finans - İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu konuşma yaptı.
Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, Türkiye'de yıllardır vesayet sisteminin olduğunu anlatarak bu sistemin 16 Nisan itibariyle son bulacağını söyledi.
Eroğlu, 1997 yılında dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın Özel Kalem Müdürü olarak görev yaptığını söyleyerek, "Kültür Bakanlığına bağlı bir il müdürlüğüne atama yapılmıştı. Başbakan Necmettin Erbakan'a atamanın ardından Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'den bir yazı geldi. Atamanın iptali isteniyor, altında ise 'rica ediyorum' diye yazıyordu. Türkiye'de kime sorsanız, aklınıza gelen rektör kim desem aklımıza Kemal Alemdaroğlu, YÖK Başkanı desem Kemal Gürüz, Yargıtay Başsavcısı desem Vural Savaş aklımıza geliyor. Şu anda görev yapanların isimleri bilmiyoruz. Bu aklımızda kalan isimler Türkiye'deki vesayet sisteminin ne durumda olduğunu göstermeye yetiyor. Aslında bu kurumların başlarındakilerin bağlı olduğu kurumlar var. Bu isimlerin bağlı olmaları, yapmaları gereken işleri yapmalılar. Başka sınırlara girmemeliler. Sivilleşme, demokratikleşme, gelişme, büyüme sendikaların da problemi. Biz de sendika olarak Türkiye'nin yol ayrımında bizde katkı sağlamak için üyelerimizle bir araya gelip kaynağından doğru bilgileri paylaşıyoruz" diye konuştu.
"Türkiye, terör saldırıları ve çevresindeki savaşlara rağmen büyüyor"
Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin ise, Türkiye'nin darbe, terör saldırıları ve çevresindeki savaşlara rağmen büyüdüğünü belirterek şunları söyledi:
"Cuma günü büyüme oranları açıklandı. Bölgemizden savaşların olduğu, dünya ticaretlerinin daraldığı, her türlü terör saldırısına maruz kaldığımız 2016 yılında bile 2,9 oranında büyüdük. Bunun önemi şu, Avrupa Birliği 1,8, OECD ülkelerinin büyümesi yine 1,8. 19 Avrupa ülkesinden daha fazla büyüyen bir Türkiye olduk. Son 15 yılda yakalanan istikrar ile bu ortalama 5,6. Bütün dünyanın kriterlerine göre bu rakamlar. 16 Nisan'dan sonra bu performansın daha da ötesine geçeceğiz. Güçlü yürütme erki ile ekonominin her alanını kapsayan kararlar daha hızlı alınacak ve daha etkin bir karar mekanizması ortaya çıkacak."
Dünya sermayesinin Türkiye'ye güvendiğini söyleyen Metin, "Para güvenli yerde durur. Türkiye'ye 2002 yılına gelen yabancı para sermayesi 15 milyar dolar. 2002'den sonra ise 180 milyar dolar. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan yabancı sermayeyi yıllık sağlamışız. 2016 yılında DEAŞ'ı, PKK'sı, FETÖ'sü hep birlikte saldırdığı Türkiye'ye gelen yabancı sermaye miktarı 12 milyar dolar. Derecelendirme kuruluşları konuşuyor, yok Türkiye'de yatırım yapılamazmış. Hadi oradan. Madem yapılamaz neden bu kadar yatırımcı geliyor" şeklinde konuştu.
"'Hayır' diyenler, referandumdan 'evet' çıkması halinde kendilerinin tek adamlığının son bulacağını biliyor"
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener de, yalan ve dedikodularla vatandaşın kafasının karıştırıldığını ifade ederek, "Bu sistem ne getiriyor, ne götürüyor buna bakılarak milletin sağlıklı karar vermesi lazımken, yalan ve iftiralarla bu paketten olmayan bir sürü dedikoduyla milletin zihni bulandırılarak kendi siyasi cephesini güçlendirmeye devam ediyorlar. Her gün yeni bir yalanla karşımıza çıkılıyor. 'Hayır' diyenler, referandumdan 'evet' çıkması halinde kendilerinin tek adamlığının son bulacağını biliyor. Dolayısıyla esas kaygıları bu. Belki bir kriz olur, belki ordu yönetime el koyar diye bekleyip köşede bekleyenlerin bu hayalleri 16 Nisan itibariyle son bulacak" dedi. - ANKARA