Diyanet'ten Ticaret Ahlakı Vurgusu: 'Fırsatçılık Kul Hakkıdır'

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma hutbesinde ticaret ahlakını vurguladı. Afet zamanlarında fırsatçılığın ve stokçuluğun haram olduğunu belirten hutbede, İslam'ın ticaretle ilgili öğretilerine dikkat çekilerek, dürüst alışverişin önemi ifade edildi.

(ANKARA) - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "ticaret ahlakı"nın anlatıldığı Cuma hutbesinde, "Afet zamanlarını, öğrencilerin okul,

memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir. Alışverişte satılan malların kusurlarını bilerek gizlemek, satıcının bilgisizliğinden veya zor durumda kalmasından istifade ederek malı gerçek fiyatından düşük bir fiyata almak fırsatçılıktır, emeğe ihanettir" ifadelerine yer verildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma hutbesinde "ticaret ahlakı" anlatıldı. İslam'ın ticaretle ilgili öğretilerine dikkati çekilen hutbede, İslam dinin ticaret ahlakına verdiği önem vurgulandı. İslam'ın emrettiği ticaret ahlakının temelinde helal- haram hassasiyeti olduğu ve "'Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın' 2 ayeti gereğince ölçü ve tartıya adaleti hakim kılmak vardır. Doğruluk ve dürüstlüğü esas almak, yalan ve hileye tevessül etmemek vardır" denilen hutbede, şunlar kaydedildi:

"Karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmak kul hakkıdır, haramdır"

"Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), çalışmayı ve helal yoldan kazanç elde etmeyi teşvik etmiş, tembelliği ve dilenciliği hoş görmemiştir. Ticarette terazisine hile karıştıran, diline yalan bulaştıran, kazancına haram katanları cehennem azabıyla uyarmıştır.

Değerli Müminler! Maalesef, bugün Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in, 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helalden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine olma arzusuna kapılıp helal haram hassasiyetini kaybetmiş durumdadır. İslam'a göre; sattığı ürünü olduğundan farklı göstermek, karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmak kul hakkıdır, haramdır. Verdiği sözü yerine getirmemek, yerine getiremeyeceği bir şeyi taahhüt etmek yalancılıktır, günahtır.

Alım satımda yerli ve yabancı kişilere farklı tarifeler uygulamak, aldatmadır, günahtır. Afet zamanlarını, öğrencilerin okul,

memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir. Alışverişte satılan malların kusurlarını bilerek gizlemek, satıcının bilgisizliğinden veya zor durumda kalmasından istifade ederek malı gerçek fiyatından düşük bir fiyata almak fırsatçılıktır, emeğe ihanettir.

"Ticaretin bereketi dürüstlükte, huzuru helalde, kazancı ise Allah'ın rızasında saklıdır"

Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in uyarısı gayet açıktır:

'Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan din kardeşine satması helal değildir.' 4 Kıymetli Müslümanlar! Aziz milletimiz, Allah Resülü (s.a.s)'in güzel ahlakını ticaretimize ahilik teşkilatı ile taşımıştır. Ahilik; iyiliğin tezgahta dokunduğu, alın terinin duayla buluştuğu, kazancın sadece cepte değil yürekte de biriktiği bir gönül kurumudur. Yüce Rabbimizin, 'Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.' 5 buyurduğu üzere; imanı kalbe nakşeden, ticaret uğruna ibadetten vazgeçmeyen şahsiyetler topluluğudur. Bugün bize düşen, ahilik anlayışını ticaretimize yeniden hakim kılmaktır. Rızkımızı helal yollardan temin etmenin gayretinde olmaktır. Unutmayalım ki, ticaretin bereketi dürüstlükte, huzuru helalde, kazancı ise Allah'ın rızasında saklıdır."

Kaynak: ANKA / Güncel
title