Diyanet İşleri Başkanlığı Olağanüstü Din Şurası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele devam edileceğini vurgulayarak, "Bundan sonra her anlamda mücadele dönemidir, her anlamda hesap sorma dönemidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele devam edileceğini vurgulayarak, "Bundan sonra her anlamda mücadele dönemidir, her anlamda hesap sorma dönemidir. Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için, pişman olduklarını söyleyenler konusunda ciddi tereddütlerimiz var." dedi.
Bilkent Otel'de düzenlenen Olağanüstü Din Şurası'nda konuşan Erdoğan, FETÖ 'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için, pişman olduklarını söyleyenler konusunda ciddi tereddütlerimiz var. Gerçekten pişman mı oldular? İntikamcı bir düşünceyle söylemiyorum, gerçekten pişman mı oldular? Yoksa içinde bulundukları ihanet şebekesinin alametifarikası haline dönüşen riyakarlık içindeler mi? Bunu anlamakta zorlanıyoruz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elbette, 'asıl olan beyandır' diyeceğiz ama hiç kusura bakmasınlar ki bu tür kişilere karşı gardımızı sonuna kadar indirmeyeceğiz. Çünkü, mümin bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz.
Hırsızlık kötüdür ama en büyük hırsızlık, insanların dinini, inancını, ihlasını, ümidini çalmaktır. Fetullahçı Terör Örgütü, tarihin en büyük hırsızlık şebekesi olarak onbinlerce insanın geçmişini ve geleceğini çalmıştır. Tarihte bu tarz pek çok örgüt var olmuştur.
Malum, az önce saygıdeğer hocam ve başbakan yardımcımız da ifade etti; İsmailiyye mezhebinden çıkan ve Hasan Sabbah'ın kurucusu olduğu Haşhaşiler ki bunu uzun yıllar hep ifade ettim, bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Haşhaşiler, tıpkı Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının büyük bölümü gibi iyi eğitimli, kariyer sahibi, uzun yıllar kendilerini gizlemeyi bilen, liderlerine mutlak itaati esas alan kişilerden oluşuyor. Haşhaşiler böyleydi. Bu durum, aynı kişilerin zamanı geldiğinde liderlerinden emir aldıklarında birer suikastçiye, birer katile, birer canlı bombaya dönüşmesine engel değildir."
Erdoğan, şimdi birilerinin FETÖ için de benzer şeyler söylediğini dile getirerek, "Evet, bunların faili meçhul infazları var. Bakın bunların hepsi çıkıyor ortaya. Vatandaşına F16'larla bomba yağdıran, F4'lerle bomba yağdıranlardan, bir insanın ölümünden tüm insanlığın ölümü murad edildiğine göre bizim inancımızda, başka bir şey beklenebilir mi?" diye konuştu.
-" Bunlardan daha ordunun içinde çok var"
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalandığını anımsatan Erdoğan, olaylarda bir kadının başının vücudundan ayrıldığını ve kongre merkezinin çatısında bulunduğunu söyledi. Erdoğan, "Böyle vicdansızlık olur mu? Bunun bizim dinimizde yeri var mı? Kime karşı bunu yapıyorsun? Askere, oradaki topluluğun üzerine bombayı yağdırıyorsun, 5 şehit ki üç tanesi aynı aileden. Bir tanesi de bu hanım kardeşimiz." dedi.
Şehitlerin aileleri ile görüşüldüğünde hiçbirinin "ne oldu?" diye sormadığını ve hala "canımız bu yola feda olsun" dediklerini aktaran Erdoğan, bunun bir dava, bir inanç için yapılabileceğini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çok basit bir olay değil, 238 şehit ve 2 bin 200'e yakın yaralı. Akşamları arıyorum. Geçen akşam bir tanesini aradım, sol kolunda 10 santim kalmış, diğeri kopup gitmiş. Ben, herhalde biraz hüzünlü olacak zannediyorum. Gümüşhaneli bir kardeşimiz, baktım ki böyle neşeli neşeli konuşuyor. 'Cumhurbaşkanım, sen nasılsın? Senin sesini duydum ya bana yeter' diyor. Hemen konuşmayı bitirip '88 yaşında bir annem var. Görmesem bile sesini duyayım' diyor. Hiç olmazsa annemle görüşürseniz çok mutlu olacağım' diyor bana. Kendisiyle telefonda görüşüyorum, sanki evladının bir kolu gitmemiş. Bana hala o tavsiyelerde bulunuyor, o bana psikolojik olarak adeta tedavi uyguluyor ve 'Cumhurbaşkanım sen nasılsın?' diye soruyor.
Aynı şekilde bir albayımız, vücudu delik deşik olmuş, 7 mermi almış. O da aynı dinamizm içerisinde o darbecilere karşı İstanbul'daki topçu kışlasında tankları durdurma mücadelesini veren bir albayımız. Bakıyorum, o da aynı noktada, 'Siz, bizi düşünmeyin'. Ama 'Bunlar bitmedi, Cumhurbaşkanım. Bunlardan daha ordunun içinde çok var. Bu, sizi yanıltmasın. Siz de kendinizi iyi koruyun' diyor."
Erdoğan, Türkiye'nin tankların önüne yatan böyle bir millete sahip olduğunun altını çizerek, "Biz, yılmadan usanmadan bunların üzerine giden böyle bir millete sahip olduktan sonra, Allah'ın izniyle bu badireleri de atlatırız ve ülkemizi de inşallah bu medeniyet yarışında çok daha iyi bir noktaya kavuştururuz." diye konuştu.
-"Bütün okullarına el koyduk"
"Bu yapının kan kokan, kin kokan, nefret kokan, vahşet kokan yüzünü görmezden gelip, hala 'eğitim öğretim' diyenin, 'yardım' diyenin, 'okul' diyenin, 'hizmet' diyenin ya idraki çalışmıyor, gözü görmüyordur ya da kalben bunların safındadır" diyen Erdoğan, bu nedenle bunların bütün okullarına el konulduğunu hatırlattı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"El koymak durumundaydık ve hepsini de onlara referans olan üniversitelere devrettik. Aynı şekilde silahlı kuvvetlerde de tüm askeri liseleri kapattık. Bundan sonra tüm liselerden, tüm meslek ve dengi liselerden artık Harp Okullarına girme şansı doğmuştur, hepsi girebilir.
Harp okullarının çatısında şimdi Milli Savunma Üniversitesi'ni kurduk. Milli Savunma Üniversite ile birlikte de artık Harp Akademilerini kaldırıp onun yerine diyelim ki Hava Harp Okulu, Deniz, Kara... Buralar lisans eğitimi veren ama Milli Savunma Üniversitesi lisansüstü eğitim veren bir üniversite haline gelmek suretiyle sistemi bundan sonra bu şekilde reforme edip, adımımızı buna göre atmış oluyoruz.
Bütün bunlarla beraber jandarmayı biliyorsunuz İçişleri Bakanlığı'na bağladık ve jandarmanın sistematiğini de polisin sistematiği gibi aynı sisteme dönüştürdük. Şu anda artık 'özlük haklarıydı, sicildi' hepsi İçişleri Bakanlığına bağlı. Dün akşam, son alt yapıyla ilgili adımları da attık ve inşallah 48 saat içerisinde yeni görevlendirmelerle tüm jandarma camiasındaki arkadaşlarımız da çalışmalarına başlayacak. Her yıl bu 30 Ağustos'ta olurdu. Şimdi 30 Ağustos'u kaldırdık ve artık bugün yarın tümüyle silahlı kuvvetlerimizdeki çalışma süreci başlamış olur."
(Sürecek)