Diyanet İşleri Başkan Vekili Keleş Açıklaması

Diyanet İşleri Başkan Vekili Ekrem Keleş, başta Arakan ve Suriye olmak üzere dünyanın muhtelif bölgelerinde acılar yaşayan insanların bir an önce bu zulümden kurtulması için Cenabıhakk'a dua ettiklerini belirterek "Ne yazık ki Müslüman toplumların bu yaşanan zulümleri önleyebilecek ne bir birlikleri var ne de kurumları. Bu son derece üzücü bir tablo." dedi.

Keleş, Mekke'de basın mensupları ve hac organizasyonu içinde yer alan ekip başkanları ile bayramlaşma programında bir araya geldi.

Hac ibadetinin usulüne uygun şekilde yerine getirilmesi için bütün ekiplerin, bir ibadet şuuru içinde çalıştığını aktaran Keleş, hacıların Arafat vakfesini eda ettikten sonra hacın önemli diğer menasikini de yerine getirdiklerini ifade etti.

Hacıların bir kısmının ziyaret tavafını tamamladıklarını, bir kısmının yapmaya devam ettiğini dile getiren Keleş, haccın en önemli kısmı Arafat vakfesinin gerçekleştirildiğini, hacıların intikali ve Arafat'tan inişlerinin sorunsuz şekilde tamamlandığını bildirdi.

Keleş, ziyaret tavafı devam ederken, bir taraftan da kurbanların kesildiğine işaret ederek İslam Kalkınma Bankası ile yapılan anlaşma gereği Türk hacılarının kurbanlarının bayramın ilk üç gününde kesilmesinin planlandığını anlattı. Bu işle sorumlu ekibin şu anda Mina'da görev başında olduğunu söyleyen Keleş, bir taraftan buradaki kurbanlar kesilirken Türkiye Diyanet Vakfı veya Kızılay aracılığıyla kurban kesimi için Türkiye'den vekalet veren vatandaşların kurbanlarının da dünyanın dört bir yanında kesilmeye devam ettiğini vurguladı.

Türkiye Diyanet Vakfı üzerinden halkın büyük güvenle vekalet verdiği kurbanların sayısının geçen yıla göre arttığını, şu anda 135 ülkede kurbanların kesildiğini ifade eden Keleş, "Ülkemiz, dünyanın dört bir tarafına iyilik dağıtmaya, iyiliğe öncülük etmeye devam ediyor." dedi. Ekrem Keleş, kurban etlerinin büyük bölümünün dünyanın dört bir yanındaki fakirlere soğutma sistemleriyle ulaştırıldığını da belirtti.

Hac öncesi Medine-i Münevvere ziyaretini yapmamış hacıların ayın 6'sından itibaren intikal etmeye başlayacaklarını söyleyen Keleş, oradan da Türkiye'ye dönüşlerin başlayacağını aktardı. Keleş, bütün ekiplere özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

"Bayram sevincini yaşayamayan kardeşlerimizin hüznü"

Ekrem Keleş, bu süre zarfında, 13'ü özel şirket, 17'si Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla gelen 30 hacının hayatını kaybettiğine işaret ederek şöyle konuştu:

"Bu mübarek Kurban Bayramı'nı Mekke'de idrak etmenin sevincini yaşarken dünyanın dört bir tarafında zulme uğrayan, bayram sevincini yaşayamayan kardeşlerimizin hüznünü yüreklerimizin derinliklerinde hissetmekteyiz. En başta Arakan ve Suriye olmak üzere dünyanın muhtelif bölgelerinde acılar yaşayan insanların bir an önce bu zulümden kurtulması için Cenabıhakk'a dua ediyor, niyaz ediyoruz. Ne yazık ki Müslüman toplumların bu yaşanan zulümleri önleyebilecek ne bir birlikleri var ne de kurumları. Bu son derece üzücü bir tablo. Cenabıhak inşallah Müslümanlara bu zulümleri önleyebilecek güç, kuvvet, birlik, beraberlik ve bunu önleyebilecek kurumlar tesis etmeyi nasip eylesin diye dua ediyoruz. Yeryüzünde zulmü ortadan kaldırmak üzere vazifeli olan bir ümmet, bırakın zulmü ortadan kaldırmayı, yer yer zulmün bir parçası ve aracı olmaktan da kurtulamamaktadır. Bu da son derece üzücü bir tablo. Hal böyle olunca zulümlerden kurtulmak için zalimlerden medet ummak gibi bir takım çelişkiler de yaşıyoruz."

Bayramların neşe, sevinç ve huzur günleri olduğunu, Müslümanların bu sevinci daha da artırmaya çalışması gerektiğini belirten Keleş, bu en geniş ortak paydanın daha da güçlendirilmesini amaçladıklarını anlattı. Ekrem Keleş, "Bayramların asla bağdaşmayacağı atmosfer nefret, kindir, düşmanlıktır. Husumete ayıracak hiçbir vaktimiz yok. Dünyada fazlasıyla husumet var zaten. Böyle bir ortamda husumeti bertaraf edecek hoşgörüyü, sevgiyi, müsamahayı yaygınlaştırmamız gerekiyor." dedi.

"Dünyada bu kadar açlık varken kurbanlarımızın paylaşılması büyük önem taşıyor"

İslam'ın güzelliklerinin sadece sözde bırakılmaması, bunların yaşayarak gösterilmesi gerektiğini ifade eden Keleş, bayram dolayısıyla ziyaret edilmedik öksüz, yetim, düşkün, yaşlı, elinden tutulmadık hiçbir fakir bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

Kurban kesen vatandaşların elbette etlerini kendilerinin de yiyebileceğini, eşe dosta ikram edilebileceklerini belirten Keleş, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ancak dünyada bu kadar açlık varken kurbanlarımızın paylaşılması büyük önem taşıyor. Milletimiz de bunun şuurunda. Geçen seneki Diyanet İşleri Başkanlığı vasıtasıyla kesilen etlerin sayısı 240 bini aşmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla da kendiliğinden 10 bini aşkın kurban kesmek suretiyle dağıtmıştı. Bu seneki rakamlarımız, daha kesinleşmemekle birlikte o rakamları aşacak. Milletimize huzurunuzda çok teşekkür ediyoruz."

Suudi Arabistan makamlarının açıkladığına göre bu yıl 2 milyon 352 bin 122 kişinin hac yaptığını aktaran Keleş, herkesin haccının mebrur ve makbul olmasını, tüm hacıların sağlıkla memleketlerine dönmelerini diledi.

"İnşallah bu fikri paylaşımlar, karşılıklı olarak hissedilen bu üzüntüler yankı bulur"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ekrem Keleş, bir soru üzerine, kurban kesimlerinin ilk üç günde yapılmasının planlandığını, şu an itibariyle kesimlerin tamamlandığı bilgisinin kendisine ulaştığını bildirdi.

Keleş, "Hac süresince birçok Müslüman ülkenin yöneticileriyle bir araya geliyorsunuz. Çatışma bölgesindeki Müslümanlarla ilgili birlikte bir organizasyon düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, İslam ülkelerinin hac organizasyonu yapan yetkilileriyle her sene toplantılar yaptıklarını, toplantılarda bu konuların da konuşulduğunu söyledi.

Keleş, şöyle devam etti:

"Ama bunun etkin biçimde hayata geçirilmesi tüm ülkelerin etkinliğiyle hayata geçirilebilecek bir husus. İslam ülkeleri hac organizasyonları başkanları ile aynı ızdırabı, üzüntüyü paylaşıyoruz, dertleşiyoruz. İnşallah bu fikri paylaşımlar, karşılıklı olarak hissedilen bu üzüntüler yankı bulur."

"Diyanet İşleri Başkanı olarak mevkidaşlarınızla toplumsal farkındalık oluşturmak konusunda bir çalışmanız olacak mı?" sorusuna Keleş, şu yanıtı verdi:

"Yeryüzünde adaletin tesisi, hakkın hukukun korunması ve tesisi için gönderilmiş bir ümmetin bunu sağlamaktan aciz kalması üzücü bir tablo. En başta ilim ve fikir adamlarının bunun temini hususunda çaba sarf etmeleri gerekiyor. Bu çabayı görüştüğümüz bir çok ilim ve fikir adamıyla müşahede ediyoruz, bunları seslendiriyoruz. Fiiliyata dökülmesinin önünde sizlerin de malumunuz pek çok engel var. Umarız ki inşallah bu engellerin ortadan kaldırılması yolunda daha fazla çaba sarf edilir. Daha fazla çalışmamız ve daha fazla duyurmamız gerektiği kanaatindeyim."

Bir başka soru üzerine de Keleş, profil olarak hacıların yüzde 54'ünün kadınlardan oluştuğunu, umrede de kadınların daha fazla bulunduğunu belirterek bu durumun sevindirici olduğunu kaydetti.