Dîvânu Lugâti't-Türk'ten Günümüze
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin moderatörlüğünde "Dîvânu Lugâti't-Türk" paneli gerçekleştirildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Otağ-ı Hümayun'de gerçekleşen Dîvânu Lugâti't-Türk panelinin açılış konuşmasını moderatör Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin yaptı. Prof. Dr. Kaçalin, 1072-1074 yıllarında Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan ve Türk dilinin Arapça sözlüğü olan Dîvânu Lugâti't-Türk'ün değerinin, teknolojinin insanı esir aldığı bu zamanda yeterince anlaşılmadığını söyledi.
"UYGURLAR KAŞGARLI MAHMUD'DAN HABERSİZ YAŞIYORLARDI"
Panelde"Dîvânu Lugâti't-Türk'ün Uygurlar İçin Önemi" başlıklı bir konuşma yapan Dr. Zemire Gulcalı, Kaşgarlı Mahmud'un bu eserinin çevirilerinin 20. yüzyılın ortalarında başladığını söyleyerek, "Çin'de Dîvânu Lugâti't-Türk'ün çevirisi için yapılan çalışmalar 20. yüzyılda başlar. 1980'lerin sonuna kadar Uygurların büyük çoğunluğu Dîvânu Lugâti't-Türk'den habersizdir ta ki Çağdaş Uygurca'ya çevrilip dağıtılana dek. Kaşgarlı Mahmud'un kabri ilk kez 1987'de devlet desteğiyle restore edilmiştir. Daha önce civardaki Uygurların kendi çabalarıyla da iki kez restoresi yapılmıştır." şeklinde konuştu. Doğu Trükistan'da son dönemlerdeki sözde çift dilli, gerçekte tek dilli eğitime geçildikten sonra Kaşgarlı Mahmud'un Dîvânu Lugâti't-Türk eseri hakkında hiçbir bilginin derslerde yer almadığını sözlerine ekleyen Gulcalı, Kaşgarlı Mahmud'la aynı dönemde yaşamış olan Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig eserinin ise müfredatta yer aldığını söyledi.
FUTBOLUN İLK HALİ: TEPÜK
"11. Yüzyıl Türk Toplumu ve Dîvânu Lugâti't-Türk'te Nesne Dünyası" hakkında konuşma yapan Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Çetin, 11. Yüzyılda Türk dünyasının nasıl yaşadığı ve uygarlık düzeylerinin ne boyutta olduğuyla ilgili bilgi verdi. Dîvânu Lugâti't-Türk'te bulunan 8000 sözün büyük bölümünün Türk dilinde yaşadığını söyleyen Doç. Dr. Çetin, "Dîvânu Lugâti't-Türk'te oyun isimleri de yer almaktadır. Tepük ismi verilen oyunu açıklarken verdiği bilgiler çok ilgi çekicidir. Artan kumaş parçalarının bir deriyle bağlanarak top oluşturulduğu ve oğlan çocuklarının bu yuvarlak nesneyi tekmeleyerek bir oyun oynadığı anlatılmaktadır. Tepmek "dövmek, vurmak, tekmeleyerek vurmak" anlamındaki fiilden geldiği açık bir biçimde görülen tepük sözünün adı olduğu oyun hakkında Kâşgarlı Mahmud ne yazık ki daha fazla bilgi vermemektedir. Kâşgarlı Mahmud'un verdiği bu kısa bilgiden tepük adlı oyunun futbolun ilk biçimi olduğu ileri sürülebilir. Ama Futbolun mucidi Türk'lerdi demiyorum, yanlış anlaşılmasın." ifadelerini kullandı. "11. yüzyılda Türklerin ütü kullandıkları, eldiven taktıkları ve ipek mendil kullandıkları da Dîvânu Lugâti't-Türk'te yer alan diğer bilgilerdendir" dedi.
ATASÖZLERİ ANLAMI KUVVETLENDİRDİ
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Ölmez, "Yeni Bir Çeviri ve Atasözleri" isimli konuşmasında, Türkçe'de tüm Türk dillerini kapsayacak genişlikte bir atasözleri sözlüğünün büyük eksiklik olduğundan bahsetti. Dîvânu Lugâti't-Türk'te, 'Aç ne yemez, tok ne temez', 'Alımcı arslan verimci çırkan' gibi günümüz Türkçe'sinde de kullanılan 300 tane atasözü olduğunu belirten Prof. Dr. Ölmez, Kaşgarlı Mahmud'un atasözlerini sözleri daha anlaşılır hale getirmek için kullandığını söyledi.
DÎVÂNU LUGÂTİ'T-TÜRK HEDİYESİ
Panel katılımcılarına program bitiminde ESEV öğrencilerinin hazırlamış olduğu rölyef çalışması takdim edildi. Program sonunda en kısa fıkra anlatan 3 kişiye de Dîvânu Lugâti't-Türk eseri
hediye edildi.