Dışişleri Bakan Yardımcısı Yılmaz'dan TBMM Dışişleri Komisyonu'nda Kapalı Oturumda Gazze Sunumu
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, TBMM Dışişleri Komisyonu'nda Gazze'deki son gelişmelere ilişkin kapalı oturumda sunum yapıyor. Komisyon Başkanı Fuat Oktay, toplantının başında yaptığı konuşmada, "Bugün Gazze'ye ilişkin gelişmelerde artık Türkiye masadadır. Her zaman olduğu gibi bundan böyle de Filistin halkının hak ve çıkarlarını korumak doğrultusunda sonuna kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi.
Haber: Melis YILDIRIM
(TBMM) - Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, TBMM Dışişleri Komisyonu'nda Gazze'deki son gelişmelere ilişkin kapalı oturumda sunum yapıyor. Komisyon Başkanı Fuat Oktay, toplantının başında yaptığı konuşmada, "Bugün Gazze'ye ilişkin gelişmelerde artık Türkiye masadadır. Her zaman olduğu gibi bundan böyle de Filistin halkının hak ve çıkarlarını korumak doğrultusunda sonuna kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu'nun 28'inci dönem dördüncü yasama yılının ilk toplantısı, Komisyon Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay başkanlığında yapıldı. Oktay, konuşmasında şunları kaydetti:
"İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı ağır saldırılar zamanla insanlığa karşı suçların ve savaş suçlarının işlendiği bir katliama, Batılı devletlerin dahi göz yummakta ve kabullenmekte giderek zorlandıkları bir soykırıma dönüştü. Batılı devletlerin bu insanlık dramına karşı tavır almaya başlamalarında, uluslararası kollektif ve koordineli sivil aktivizm hareketleri çok etkili olmuştur. Bu çerçevede, insanlığın sesi olan Sumud ve Özgürlük hareketinin aktivistlerini buradan selamlıyorum. Türkiye'nin uluslararası alanda yürüttüğü diplomasinin önemli bir rolü olduğunu da vurgulamak isterim. Malumunuz olduğu üzere, bu hususta biz de Komisyon olarak yoğun bir çaba harcadık.
Eylül ayında toplanan 80. BM Genel Kurulu marjında gerçekleştirilen toplantılar sırasında, aralarında İngiltere ve Fransa gibi BM Güvenlik Konseyi üyelerinin de bulunduğu 10 kadar Batılı ülke daha Filistin Devleti'ni tanıdıklarını açıkladılar. Anılan ülkelerin Parlamento Dışişleri Komisyonlarına, Komisyonumuz adına teşekkür mektupları gönderdiğimizi belirtmek isterim.
"Türkiye'nin katkısı ülkemizin ağırlığını ortaya koydu"
Türkiye, Katar ve Mısır'ın da aktif rol aldığı müzakereler sonucunda İsrail ve Hamas arasında ateşkesin sağlanmasını takiben,13 Ekim günü Şarm el Şeyh'te Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı Trump, Katar ve Mısır Devlet Başkanları tarafından kalıcı barış ve refah için bir mutabakat imzalandı. Bu gelişmeler, İsrail'in yürüttüğü soykırımın durdurulması, insani yardımların bir an önce bölgeye girebilmesi, rehinelerin karşılıklı teatisi ve Gazze'deki Filistinlilerin bölge dışına sürülmelerinin engellenmesi açısından son derece olumludur. Bu olumlu neticelerin alınmasında Türkiye'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın son derece önemli ve hatta belirleyici girişimleri söz konusu olmuştur. Süreç içerisinde Türkiye'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği katkı, aynı zamanda ülkemizin, bölgemizde ve küresel çapta önem ve ağırlığını da net şekilde bir kez daha ortaya koymuştur.
Gazze barış sürecinde, böylelikle ilk aşama tamamlanmaktadır. İkinci aşamada Gazze'de geçici yönetimin kurulması ve Gazze'nin acilen yeniden imarı gündemdedir. Burada önemli olan husus, Gazze'nin Gazzelilere, Filistinlilere ait olduğu hususudur. Uzun vadede Filistinlilere karşı bir asimilasyon politikası uygulanmasına müsaade edilmemesidir.
Yeniden imar için ortaya çıkacak maliyetle ilgili asıl sorumluluk İsrail'indir. Gazze'de barbarca bir yıkım oluşturan İsrail'in, bunu tazmin etmesi gerekmektedir. Öte yandan, böyle bir soykırımın ve yıkımın insanlık tarihinde bir daha yaşanmaması için İsrail'in devlet olarak yargılandığı Uluslararası Adalet Divanı'ndaki dava ile Netanyahu ve çetesinin yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava süreçlerinin sonuçlanması ve bu mahkemelerce alınan kararların uygulanması bir gerekliliktir.
"Gazze'ye ilişkin gelişmelerde artık Türkiye masadadır"
Bugün Gazze'ye ilişkin gelişmelerde artık Türkiye masadadır. Her zaman olduğu gibi bundan böyle de, Filistin halkının hak ve çıkarlarını korumak doğrultusunda sonuna kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz. Burada, Filistin davasının yegane ve nihai çözümünün 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti'nin kurulması olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.
"SDG'nin yanlış yollara tevessül etmemesi önem taşıyor"
Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini koruması, barış içerisinde, istikrarlı ve müreffeh bir komşu olarak güney doğu sınırımızda yer alması, gerek siyasi gerek insancıl açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda çaba gösteren Şam yönetiminin desteklenmesi, Suriye'ye yönelik dış müdahalelere imkan tanınmaması ve SDG'nin Suriye ile bütünleşmesinin en kısa zamanda gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, SDG'nin yanlış yollara tevessül etmemesi büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizi yakından ilgilendiren diğer bir önemli husus da Rusya-Ukrayna Savaşının maalesef halen devam ediyor olmasıdır. Ülkemiz, savaşın başından beri samimi ve ilkeli bir tutum takınarak, savaşın taraflarını bir araya getirmek ve kabul edilebilir, kalıcı bir ateşkes ve barışın sağlanması için yoğun faaliyetler sürdürmektedir. Türkiye çabalarına devam edecektir."
Ardından komisyon gündemindeki uluslararası anlaşmalar görüşüldü. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Berris Ekinci'nin sunum yaptığı komisyonda, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklif", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Arasında OECD İstanbul Merkezi Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Yenilenmesine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Devleti Milli Birlik Hükümeti Arasında Kolluk İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi", "Türkiye Cumhuriyeti ile Morityus Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması'nı Tadil Eden İlk Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi", "Dışişleri Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Maliye Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Kırgız Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Arasında Borç Silme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistin Mültecileri İçin Yardım ve Bayındırlık Ajansı Arasında Ankara'da UNRWA Ofisinin Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi" görüşülerek kabul edildi.
Ekinci, Somali ile ilgili uygun bulma kanun teklifi görüşmesi esnasında CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Türkiye'nin Somali'ye yönelik insani yardımlar veya hibelerin Somali'deki bazı Türk şirketlerinin alacaklarının karşılığında yapıldığı iddialarını sorması üzerine, "Bizim tarafımızda basına yansıyan şekliyle bir bilgi bulunmamaktadır" yanıtını verdi.
"Bu kadar borcu silme lüksümüz var mı"
"Dışişleri Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Maliye Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Kırgız Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Arasında Borç Silme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi"nin görüşüldüğü esnada, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo'nun Türkiye'deki geçim derdine değinerek, "Bu kadar borcu silme lüksümüz var mı" sorusu üzerine bir tartışma açıldı.
"Elma ile armudu birbirine karıştırmamak gerek"
Bu konu üzerine söz alan AK Parti Balıkesir Milletvekili ve Komisyon Başkanvekili Mustafa Canbey, "Elma ile armudu birbirine karıştırmamak gerek" diyerek, "Kendi ülkemiz içindeki gerçeklerle karşılaştırmamalıyız diyorum. Bu anlamda baktığınız zaman, özellikle stratejik anlamda yapılan bu çalışmaların kıymetli olduğunu ifade etmek istiyorum. Önümüzdeki dönemde özellikle Orta Asya ile olan ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi, daha iyi bir alana taşınması ülkemiz açısından çok kıymetli" ifadelerini kullandı.
"Kırgızistan'a bu jesti yaparken KKTC için karşılığında ne aldık"
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Salıcı'nın buna itirazı olmadığını aktararak, "Benim var ama, o alınmasın, benim var. Öyle bir ortamdayız ki, Türkiye'de emeklisine zam veremeyen, asgari ücretlisine 10 aydır zam yapamayan bir iktidar var. Emekli istediğinde para yok. Tabii ki Orta Asya'daki kardeşlerimiz bizim canımız, ciğerimiz. Onda bir tereddüt yok. Ama nasıl ki borç silme noktasında bu kadar rahat davranırken bu memleketin milyonlarca yurttaşın dertlerine de bu kadar da bigane kalınması insanın içine sinmiyor." dedi. Kırgızistan'ın da aralarında bulunduğu Türki Cumhuriyetlerin kısa bir süre önce Avrupa Birliği (AB) ile bir anlaşma imzaladıklarını ve bu ülkelerin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilişkilerini en üst seviyeye çıkardıklarını anımsatan Çakırözer, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak,bizim ayrılmaz parçamız Kıbrıs Türkü için, KKTC için, şunu anlayabiliyorum, ülkeler AB ile ilişki kurmak isterken bazı şeylere boyun eğer ama Türkiye Cumhuriyeti'ne, KKTC'ye hangi adımları attılar? Attılar mı? ya da hangi adımları attılar noktasında ilişkilerimiz sürmekte? Kırgızistan'ın bu anlaşmaya imza attığını görüyorum. Attı mı, atmadı mı? Şerh koyabiliyor mu, 'Biz KKTC'yi ayrı tutuyoruz bunda' gibi koydular mı? Bunlar ortadayken, bizim canımız dediğimiz Cumhuriyetler reel politikanın gereğini yaparken biz hakkımız olan borcu silme noktasında niye daha cömert davranıyoruz? Bunu sormanın hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bu noktada bizlere ikna edici hangi yanıtlarınız olabilir? Bir ya da iki önceki oturumda benzer bir şeyi Somali için yaptık diye hatırlıyorum, arsa verdik. Dediniz ki, 'Onlar da bize vermişti'. Ama biz onu inşaatıyla birlikte verdik. Evet biz yardım yapalım ama sorgulayalım da yaptığımız bu yardımlar bu milletin, 86 milyonun emeklisine, emekçisine veremediği bütçeden veriliyor. Hepimizin sorması gerekiyor, bunun karşılığında ne aldık? Bu noktada Kırgızistan'a bu jesti yaparken KKTC için karşılığında ne aldık?"
"O zaman gelin İBB'deki yolsuzlukları konuşalım"
Çakırözer'in KKTC'de kurulan taşınmaz mal komisyona değinerek konuşmasını tamamlamasının ardından söz alan AK Parti Elazığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı, "Ceylan Hanım'ın bu konuyla ilgili söylediği şeyi çok masumane buluyorum, onun bağlamıyla alakalı olmasa bile" dedi. Nazırlı devamında, "Biz burada Dışişleri Komisyonu'nda ısrarla konuyu siyasetten uzaklaştırıp gündemimize odaklanmaya çalışıyoruz. Ancak bu konu, '10 aydır emeklilere zam yapılmazken niye bu yapılıyor'u ısrarla vurgularsak, o zaman bize de Utku Bey şunu sormak düşer: O zaman gelin İBB'deki yolsuzlukları konuşalım. Burası onun yeri değil demek istiyorum. Emekli maaşları farklı bir şey, dış politika başka bir şey" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Çakırözer, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i kast ederek, "Gökçek'i de konuşalım" dedi.
Kanun tekliflerinin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından toplantıya ara verildi. Aranın ardından Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz'ın "Gazze'ye İlişkin Son Gelişmeler" konulu sunumu için kapalı oturuma geçildi.