Dinleme Soruşturmasında Tutuklanan 2 Polis Müdürü Serbest (2)
Aileleri KARŞILADI Kararın, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu'na ulaşmasının ardından Memduh Tosun ve Taner Aydın serbest bırakıldı.
Aileleri KARŞILADI
Kararın, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu'na ulaşmasının ardından Memduh Tosun ve Taner Aydın serbest bırakıldı. Cezaevinden çıkan iki polis müdürünü, avukatları, arkadaşları ve aileleri karşıladı. Tahliyeyi birbirlerine sarılarak kutlayan polislerden Memduh Tosun, "Ben beş evrakla suçlandım. Bunlardan biri, biz iki parti şeklinde uluslararası uyuşturucu kaçakçısı bir gruba operasyon yapmışız. Bunların içinde 200- 300 numara dinlemişiz ve bunların birisinde 600 kilogram eroin, İzmir tarihinde ilk, diğer partide aynı grubu 436 kilogram eroin ele geçirmişiz. Bizim buradaki suçlamamız 'sen bu grubu takip etmişsin, bunu yaparken bir polis memuru üzerine kayıtlı bir telefon bu grubun içerisinde kullanılmış.' Biz bunu fark etmemişiz, çünkü bir polis memuru kullanmamış. Adli dosyada gidin, Kaçakçılık Şubesi buna operasyon yaptı, bunun dosyasında göreceksiniz. Bizim başka birini dinleme gibi derdimiz yok diye anlatmaya çalıştık ama yine de, 'Siz kendinizi ispatlamaya çalışın' dediler. Bu kadar içi boş dosyayla tamamı fotokopi, bize suçlanan evrakların aslı kendilerinde olmamasına rağmen bizi suçlamak adına evraklarda belli tahrifatlar yaparak, bir kısımlarını gizleyerek bir kısım insanı, personeli mağdur etme adına yapılmış operasyondur ama bunların hepsi hukukun karşısında bir şey ifade etmeyecektir. Birinci operasyonla ilgili 'Paralel yapı operasyonu' dediler. Bu da tamamen yalan. Bu kişilerden, paralel dediklerinden sekizi hala aynı şubedeler ve savcılık ifadelerinde söyledikleri, en kozmik denilen bürolarda çalışıyorlar. Nasıl paralelle halen aynı şubede çalışıyorlar? Bunların tamamı, polisi yıpratmaya yönelik şeyler" dedi.
BASKI İDDİASI
Serbest bırakılan bir diğer emniyet müdürü Taner Aydın, yaşananlar nedeniyle en çok ailelerin mağdur olduğunu aktardı. Aydın, "İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen, kendisine ait olmayan mahkemede olan evraklara kendisinin yetkisi varmış gibi aslının aynı gibi damga vurup imzalamış. Bunu kanunen hakimlerimiz savcılarımız da kabul ettiler, böyle bir yetkisi olmadığını, sahte evrak ürettiğini ortaya koydular. Ayrıca Terör Şubesi'nde bir suç oluştu. Telefon dinlemeleriyle gözaltına alınmamıza rağmen, emniyet amiri benden, 'Aile yapımı anlatmamı' istedi. Ben kendisine Anayasa'da insanların kişisel bilgilerinin, inançların sorgulanamayacağını, bunu sormasının suç olduğun hatırlatmama rağmen, 'Ben sorarım, sen de cevaplamak zorundasın' dedi. Ben de cevaplamadım. Daha sonra savcıya, bu soruyu kendisinin sordurup sordurtmadığını sordum. Savcımız direk, 'Bunu sormak suçtur, kim sorduysa suç işlemiştir' dedi. Bu savcılık ifademde tutanağa geçirildi. Tüm arkadaşlarımıza fikirlerimizi inançlarımızı öğrenmek için sorular sorularak fişleme mantığıyla işlemler yapılıyor. Ben Edirneliyim, dedem çiftçidir, babam belediyeden emeklidir. Polislerin çoğu orta direk ailelerdir, 14 yaşında polis kolejine girdim. Devlet okuturken bu paranın milletten geldiğinin farkında olarak büyüdük ve bizim bir borcumuz var. Ben ve arkadaşlarımızın başarısından dolayı çalıştığım dönemde devlet büyükleri ve milletimiz de bizi takdir etmiştir. Bu her şeyin üzerindedir. Millete olan borcumuzu ödemek için çalışmaya hazırız" diye konuştu.
Bu arada üst mahkemenin dosyanın üzerindeki gizlilik kararını da kaldırdığı öğrenildi. - Kararın