Dini Bir Kitaba İndirgemek Dine Yapılabilecek En Büyük İhanettir"
İSTANBUL Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) "Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefilik / Modern İslami Yorumlarda Metnin/Nassın Araçsallaştırılmasını" konulu bir sempozyum düzenledi.
İSTANBUL Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) "Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefilik / Modern İslami Yorumlarda Metnin/Nassın Araçsallaştırılmasını" konulu bir sempozyum düzenledi. İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) Üsküdar'daki konferans salonunda gerçekleşen sempozyuma akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Programın açılış ve selamlama konuşmasını İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü yarı zamanlı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Mürteza Bedir yaptı.
Prof. Dr. Mürteza Bedir'in başkanlık ettiği "Modernite ve Köklere Dönüş" başlıklı açılış oturumunun "Selefiliğin Çözümlenmesi İçin Bir Anahtar: Modern Bilimlerin Gelişiminde Kuram – Gözlem Bağıntısının Dönüşümü" başlıklı ilk bildiriyi İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayhan Çitil sundu.
"Selefi(ci)lik ve Modernizm" başlıklı ikinci sunumu ise İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü yarı zamanlı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Tahsin Görgün yaptı. Görgün, Selefi(ci)liğin İslam Medeniyetini tahrip mekanizmasına dönüştüğüne dikkat çekerek, "Mekke'ye baktığımızda bu tahribatı çok net görüyoruz. Mekke'de neredeyse Kabe'den başka hiçbir değer yoktur. Mekke'nin yönetimi tamamen Batılı şirketler tarafından yürütülmektedir. Orada söylem selefi ama hakikat Batılıdır" dedi.
"DİNİ, BİR KİTABA İNDİRGEMEK DİNE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK İHANETTİR"
Açılış oturumunun son sunumunu ise "Modernite ve Din: Metin mi Din mi?" başlıklı sunumu ile İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk verdi.
Prof. Dr. Recep Şentürk, dini salt metne indirgemenin çok tehlikeli bir yaklaşım olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Benim anlayışıma göre din bir medeniyettir. Dini, bir kitaba indirgemek dine yapılabilecek en büyük ihanettir ve böyle bir yaklaşım dini çökertmek için, içten yıkmak için geliştirilmiş bir stratejidir. İslam'ı bir medeniyet olarak yok etmek isteyen insanlar böyle bir yaklaşım ortaya koymuşlar. Burada iki büyük hata gerçekleşiyor. Bunlardan biri, "Bize metin yeter!" deyip medeniyetin bütün birikimini tasfiye etmek. Diğeri de bu metni usulsüz ve metotsuz olarak yorumlamaya çalışmak. Bu tavır bizi bir taraftan DAEŞ gibi aşırılığa diğer taraftan İbahi -her şeyi mübah sayan- bir takım sonuçlara götürebilir."
"İSLAM MEDENİYETİ YIKILMAMIŞTIR"
Prof. Recep Şentürk İslam Medeniyeti'ndeki geri kalmışlığın ve krizlerin Kur'an-ı Kerim'den uzaklaşmanın bir sonucu olarak açıklamanın çok yetersiz bir izah olduğunu belirterek şunları ifade etti:
"Dini bir metin olarak indirgemeye çalışan insanlar şu soruyu sorarak insanları ikna etmeye çalışıyorlar: Biz Müslümanlar olarak neden geri kaldık? İslam medeniyeti neden çöktü? Verdikleri cevap şu: 'Biz Kuran'dan uzaklaştık. Onun için medeniyetimiz çöktü.' şeklinde bir teori ortaya atıyorlar. Bu doğru değil. Neden? Batılılar Kur'an'a sarıldıkları için mi güçlendiler? Onların inandıkları metin hurafelerle dolu, teslise dayalı bir medeniyet… Dolayısıyla böyle bir yaklaşımın doğruluğu söz konusu değil. Diğer taraftan böyle bir açıklama bir medeniyetin yıkılışını, geri kalışını veya krize girişini açıklayamaz ki benim kanaatimce İslam medeniyeti yıkılmamıştır, gayet canlıdır, şu anda dünyadaki en önemli güçlerden bir tanesidir.
Prof. Dr. Recep Şentürk, modernizmin temel iddiasının dinin hayattan geri çekilmesi olduğunu söyleyerek bunun dine doğrudan saldırarak değil dini hayatın içten dönüştürülmesi şeklinde gerçekleştirildiğini vurguladı ve söylemleri farklı olsa da modernizm ve selefiliğin dini tasfiye noktasında aynı fonksiyonu icra ettiğine değindi.
"KUR'AN VE HADİS İSLAM ÜMMETİNİN YEGANE REFERANSIDIR"
Prof. Dr. Recep Şentürk, İslam dünyasının mevcut krizlerden kurtulmasının reçetesinin ümmetin ortak ilimde, hayatta ve ortak referanslarda buluşmasından geçtiğinin altını çizdi. Bu noktada usul ilminin önemini vurguladı:
"Selefilik ve modernizm, metne aşırı vurgu yapıyor ama nasları yorumlarken İslam medeniyetinin üretmiş olduğu usul-i fıkıh metodundan ayrılıyorlar. Bence esas problem burada ortaya çıkıyor. Çünkü Kur'an ve Hadis İslam ümmetinin yegane referansıdır. Hepimiz oraya referansta bulunuyoruz. Hepimizin başvuru kaynağıdır. 'Ancak Kuran ve Hadis'i nasıl yorumlayacağız? Oradan nasıl hüküm çıkaracağız?' konusunda bir ihtilaf ortaya çıkıyor. İslam medeniyetinin ilim geleneğini, bilim geleneğini sürdürmek isteyenler usul-i fıkıhla Kur'an ve sünneti yorumlayıp oradan hükümler çıkartmaya çalışırken modernist ve selefi dediğimiz insanlar alternatif metotlar kullanıyorlar ya da hiçbir metot kullanmamayı tercih ediyorlar.
Modernizm ve seleficilik, metinciliği araçsallaştırarak ve metotsuz bir yaklaşımla dinin içten dönüştürülmesi ve modernitenin taleplerine uygun hale getirilmesinin vasıtası oluyorlar. İslam dini bir medeniyettir. Sadece metne indirgenemez. Gerçek selefilik de İslam'ı bir medeniyet olarak algılamak ve onun ihyası için çalışmaktır. İslam medeniyetinin ihya ve tecdidinin yolu ilim iledir ve gelenekli yenilikçilik iledir."
Prof. Dr. Recep Şentürk; bir katılımcının,"Medeniyetin şehir, siyaset, bilim ve kültür gibi unsurları olduğunu ve bu kriterler düşünüldüğünde Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bir medeniyet kurmuş mudur?" sorusuna "İslam medeniyeti Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından Kur'an ve sünnet ışığında inşa edilmiştir. Medeniyet, bir toplumsal düzendir. Hz. Muhammed de (s.a.v.) bir sosyal düzen, bir ahlak düzeni kurmuştur" şeklinde cevap verdi.
Sempozyum, Ehl-i Kitapta Kutsal Metne Dönüş, Metnin Araçsallaştırılmasının Kökleri, Nassa Yeni Yaklaşımların Doğuşu, Metin Odaklı Yaklaşımın İslami İlimlerdeki Yansımaları, Modernleşmenin İslami İlimlere Etkileri ve Yeni Yöntem Arayışları, Metnin Araçsallaştırılması ve Fıkıh Usulü, Usul Düşüncesinde Radikal Kırılma: Kur'aniyyun Ekolü başlıklı oturumla ve Prof. Dr. Fuat Aydın, Prof. Dr. Hacı Yunus Apaydın, Prof. Dr. Kaşif Hamdi Okur, Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, Prof. Dr. Mehmet Paçacı ve Prof. Dr. Zekeriya Güler gibi akademisyenlerin sunumları ile 24 Eylül 2017 Pazar akşamına kadar devam edecek.
- İstanbul