Dilek Doğan'ın Ölümüne İlişkin Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sarıyer'de terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin açılan davada ifade veren sanık polis memuru Y.M, "Niyetim asla herhangi bir kimseyi vurmak değildi.

Sarıyer'de terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin açılan davada ifade veren sanık polis memuru Y.M, "Niyetim asla herhangi bir kimseyi vurmak değildi. 26 yıllık polisim bu zamana kadar kimseyi vurmadım. Benim ailem var. Çok üzgünüm. Aileye baş sağlığı diliyorum" dedi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, kimlik tespitinin ardından bazı baroların ve hukuk derneği avukatlarının, müdahillik talepleri alındı.

Sanık avukatı, baro ve hukuk derneklerinin suçtan doğrudan zarar görmediğini iddia ederek, müdahillik taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Nimet Demir, İstanbul, Adana, Gaziantep ve Adana Barolarının davaya müdahilliklerini değerlendireceğini belirterek, hukuk derneklerinin ise benzer taleplerini reddetti.

Taleplerin ardından ifade veren sanık polis memuru Y.M, terör örgütü DHKP/C'ye yönelik birçok adrese operasyon yapıldığını, terör örgütü üyesi ve canlı bomba olduğu belirlenen Hatice Ruken Kılıç isimli şahısı aradıklarını söyledi.

Sanık polis memuru Y.M, olay gününü şöyle anlattı:

"Bize verilen adrese intikal ettik. Evin bahçesinde 3 şahıs vardı. Şahıslardan Mehmet Doğan'a dönerek arama yapacağımızı ve evde kimin ikamet ettiğini sordum. O da bana 'ev bizim' diye cevap verdi. Evde kaç kişi olduğunu sordum. 'Annem ve babam kalıyor' dedi. Biz, operasyon ekibiyiz. Arama yapılacak yere önce gider, gerekli güvenlik tedbirlerini aldıktan sonra içeri arama yapacak ekibin girmesini sağlarız."

Aile fertlerinden aramaya ilişkin gelen teklifleri kabul ettiğini iddia eden sanık Y.M, şöyle devam etti:

"Eve girerken, Dilek Doğan'ı gördüm. Kim olduğunu sordum. O da bana ismini söyledi. Onun ve evdekilerin kimliğini istedim. Bu sırada evde bulunan Dilek, arama yaparken galoş giymemizi söyledi. Ben de operasyon ekibi olduğumuzu galoş giyemeyeceğimizi ifade ettim. Hareket kabiliyetimiz daralacağı için galoş giyme talebini kabul etmedim. Fakat arama yapacak ekibin galoş giyeceğini kendilerine söyledim. Dilek ve Mehmet bana buraya neden geldiğimizi sordu. Tabi konuşmalar devam ediyordu. Ankara'daki patlamaya atfen bir şeyler diyorlardı. Ben de bu sırada Metin'e dönerek 'ben sana ne dedim' diye tepki gösterdim. Arama yapacak ekip eve girince biz çıkmak için dışarıya yöneldik. Bu sırada Dilek, bana eliyle müdahalede bulundu. Sonra birden patlama sesi duyuldu. Ben önce silahımın patladığını düşünmedim. Dilek'in yere düştüğünü gördüm. Silahı ben ateşlemedim. Olay sırasındaki tutum ortada. Şahısların bütün isteklerini yerine getirdim. Dilek, vurulunca hemen hastaneye yetiştirilmesini sağlamak için elimden geleni yaptım. Aile, bana ve ekibime saldırdı. Görüntülerde de var zaten. Hatta ekibimde yaralananlar bile oldu."

"26 yıllık polisim kimseyi vurmadım"

Uzun yıllar özel harekat polisi olarak görev yaptığını ve birçok operasyona katıldığını anlatan sanık Y.M, herhangi bir operasyonda daima silahının dolu ve emniyetinin açık olduğunu söyledi.

Arama yapacak ekibin güvenliğini sağlamak için önce belirlenen adrese ekibiyle girdiğini anlatan sanık Y.M, "Emekliliğime çok az bir zaman kalmışken, emeklilik planı yaparken neden böyle bir olayla mesleğime leke düşüreyim ki? Niyetim asla herhangi bir kimseyi vurmak değildi. 26 yıllık polisim bu zamana kadar kimseyi vurmadım. Benim ailem var. Çok üzgünüm. Aileye baş sağlığı diliyorum" dedi.

"Kızım suçu varsa davadan çekilirim"

Duruşmada söz alan baba Metin Doğan ise, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, sanık polis memur Y.M'nin agresif tavırlar sergilediğini savundu.

Polisin arama taleplerini kabul ettiklerini vurgulayan Doğan, "Kızımı görünce kimlik istedi. 'Hatice isimli bombacıyı tanıyor musunuz' dedi. Bizim ne işimiz olur bombacılarla. Evimizi alaşağı ettiler. Ben kendisine hakaret etmedim. Hatta görevlerini rahat yapsınlar diye yardımcı bile oldum. Canlı bombayı arıyorlar kim olduklarını bilmiyorlar mı? Eğer kızımın tek suçu varsa bu davadan çekilirim" diye konuştu.

-"Dilek vurulunca kendimi kaybettim"

Mahkemede ifade veren ağabey Mehmet Doğan, olaydan önce Ankara'daki terör saldırısını eleştirdiğini bunu ifade ederken polislerin tepkisiyle karşılaştığını ve kendisinin de polise tepki gösterdiğini anlattı.

Arama ekibine kapıyı kendisinin açtığını belirten Mehmet Doğan, "Arama yapacaklarını söylediler. Ben de gayet sakin bir tavırla kendilerine yardımcı oldum. Evde başka şahıslar var mı diye aradılar. Olmadığını görünce çıktılar. O sırada Ankara'daki bombalama olayını eleştirince sanık, 'ben sana ne dedim' diye üzerime yürüdü. O esnada kapıya çarptı, eli de tetikteydi. Zaten kapıya çarpmasıyla silahını ateşlemesi bir oldu. Dilek vurulunca kendimi kaybettim" ifadelerini kullandı.

-"Evimiz defalarca arandı"

Duruşmada söz alan anne Aysel Doğan da, evin koridorunda kızının sesini duyunca bir polisin hızlıca kapıya yöneldiğini gördüğünü söyledi.

Evlerinin birçok kez polisler tarafından arandığını iddia eden Aysel Doğan, şöyle devam etti: "Kızımın sesini duyunca odanın kapısına çıktım. Sanık beni görünce tekrar içeri girdi. 'Hatice Kılıç burada mı?' dedi. Kim olduğunu sordum. 'Bombacı' dedi. Kimliklerimizi aldı, dışarıya götürdü. O kadar polis evimize geldi. Kimse Dilek'e dokunmadı. Evimize hep kadın polis gelir yatak odasını arardı. Kimse polise hakaret etmedi. Etseydik, bu hepimizi vururdu. Dilek ona dokunmadı bile. Kapıya çarptıktan sonra silah sesini duydum. Dışarıda sıktılar sandım. Kızım yere düştü."

Duruşma müşteki ve sanık avukatların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.

Kaynak: AA / Güncel
title
Close