Die Welt Gazetesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türkçe Mektup
Alman Die Welt gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ulf Poschardt, tutuklu bulunan muhabirleri Deniz Yücel'in serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türkçe mektup yazdı. Erdoğan'ı ve Türkiye'yi öven mektupta Kur'an'a da atıf yapıldı.
Alman Die Welt gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ulf Poschardt, geçtiğimiz hafta "terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan tutuklanan muhabirleri Deniz Yücel'in serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık mektup yazdı.
Mektup gazetenin kendi sitesinde Almanca ve Türkçe olarak yer aldı.
"İLİŞKİLERİ ANCAK ERDOĞAN DÜZELTEBİLİR"
Adeta yalvaran bir dille yazılan mektupta Deniz Yücel'den bahsedilirken, mektubu kaleme alan Poschardt da babasının ve kendisinin Türkiye'ye olan sevgisini uzun uzun anlatıyor.
Almanya- Türkiye ilişkilerinin bu aralar olumsuz yönde gittiğini belirten Poschardt, bu durumu sadece Erdoğan'ın düzeltebileceğini söylüyor.
KUR'AN-I KERİM'DEN ALINTI YAPTI
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu bölgenin kültürlerinin, dillerinin ve mimarilerinin beşiği olduğunu söyleyen Ulf Poschardt, mektubunda Kur'an-ı Kerim'den bir alıntı da yapıyor.
İşte gazetede yayımlanan o mektup:
Sayın Cumhurbaşkanı,
bu yolla size başvurduğum için lütfen hoş karşılayın beni. Size ulaşmak benim için çok önemli. Adım Ulf Poschardt. „Welt" gazetesinin genel yayın yönetmeniyim. Türkiye muhabirimiz Deniz Yücel bir haftadan fazla bir zamandır tutuklu olduğu için, kendisi ile ilgili endişe duyuyorum. İki sene önce kendisini gazetemize almak için Deniz ile buluştuğumuzda ikimizin de isteği Deniz'in iç politika konularında yazmasıydı. Ta ki Türkiye ve orada yaşayan insanlar hakkında konuşmaya başlayana dek. Deniz'in annesinin, babasının memleketini ne kadar çok sevdiğini hemen anladım. Deniz gazetemiz için bu nedenle gitti Türkiye'ye. Gazetelerimizde ve internet sayfalarımızda yayımlanan röportajları ve analizleriyle Türkiye'nin kültürünü, örf ve adetlerini fazla tanımayan binlerce insanın memleketiniz ile ilgilenmelerini sağladı. Deniz Türkiye ile ilgili yazmaya başladığından beri, haberlerimize olan ilgi iki mislinden fazla arttı.
Maliye Bakanlığında Türk vergi sisteminin modernizasyonunda yardımcı olabilmek için Bavyeralı bir memur olarak babam 80'li senelerin sonlarında Ankara'da bulunmuştur.
Ankara'daki iş arkadaşlarının inanılmaz bir çalışkanlık ve angajman ile Cumartesi günleri öğleden sonraları bile bakanlıkta nasıl çalıştıklarını kendisi bugün bile anlatır. Daha 1989 senesinde bir çok kadının bakanlıkta önemli mevkilerde görev aldıklarını görmekten ne kadar çok etkilenmişti. Dört Türk futbol takımının Avrupa Kupası birinci turunda oynaması nedeniyle bir toplantıyı ertelemiş olan Türk iş arkadaşlarının futbol maçlarındaki heyecanından da efsane gibi bahseder babam. Ve kendisini düzenli bir şekilde yemeğe davet eden iş arkadaşlarında yediği leziz turşular gibisini bir daha bulamamış babam.
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu bölgenin kültürümüzün, dilimizin ve mimarimizin beşiği olduğunu gösteririm ben hep oğullarımla müzeye gittiğimizde. Türkiye'yi ve Almanya'yı birbirine bağlayan çok şey olduğuna inanıyorum. Deniz gibi çoğu çifte vatandaşlığa sahip olan Türk kökenli milyonlarca Federal Alman vatandaşı değil sadece, değişken bir tarih ki bunun içinde müşterek menfaatlere değer verildiği ve özen gösterildiği zaman iki tarafın da yararına olduğuna inanıyorum. Şu andaki ilişki iki ülkemizi birleştiren durumu yansıtmıyor.
Bunu siz değiştirebilirsiniz.
Herkesten önce Siz.
Deniz Yücel'in serbest bırakılması bir sinyal olabilir.
1999 senesi Mart ayında politik karşıtlarınız Sizi orada görmek istedikleri için hapse girdiniz. Böyle bir cezanın ne anlama geldiğini biliyorsunuz.
Deniz Yücel gazetecidir, eleştiren ve rahat durmayan bir gazeteci. Ne daha fazla, ne de daha az. Lütfen, serbest bırakın Deniz'i. Deniz kendiliğinden gidip teslim oldu ve ülkenizde bir hukuk devleti olarak adil bir yargılama yapılacaına güvenerek.
Deniz sorgu makamlarıyla beraber çalışır.
Dininizin temel direği Kuran'dır. En güzel surelerden biri olan 55. surede çok merhametli olan Allah'ın dünyayı yaratışı anlatılır: Önce insanı yarattı, sonra güneş ve yıldızlar ile gökyüzünü ve sonunda artık insanlar arasında adaleti sağlayacak olan tartıyı.
„İnsanlar ile ilgili bir yargıda bulunacaksanız eğer", Allah inananlardan bunu talep eder, „o zaman adil karar veriniz ".
Cevabınızın beni sevindirmesi umuduyla.
Saygılarımla
Ulf Poschardt