DHKP-C Hakkında Her Şey
En son Ankara'da Amerikan Büyükelçiliği'ne saldıran DHKP-C'nin bağlantıları inanılır gibi değil.
Son dönemde tartışma programlarında sıkça konuşulan ve en son Ankara'daki ABD Büyükelçiliğine canlı bomba ile saldırı düzenleyen DHKP-C'nin kim olduğunu amacının ne olduğunu ve örgütü kimlerin desteklediğini terör uzmanı gazeteci yazar Haşim Söylemez'e sorduk.
İşte o söyleşimiz:
"SOLUN DERİN ÇOCUĞU"
- Sağ sol döneminin 90'lardaki DHKP-C'sine birden bire ne oldu da kan dökmeye başladı?
Dev-Sol geleneğinden gelen DHKP/C bugünlerde olduğu gibi aslında geçmişte de ciddi eylemlerde bulundu. 90'lı yıllarda PKK Doğu ve Güneydoğu'da eylemler yaparken DHKP/C de aynı eylemleri şehirlerde batıda yapıyordu. Bir sürü seri cinayetler işlendi bu yıllarda İsmail Selen gibi isimler bu dönemlerde organizeli bir şekilde öldürüldü. Marjinal militarist solun yaramaz derin çocuğu DHKP/C Dursun Kartaş döneminde bu eylemlere devam etti.
Ancak güvenlik birimlerinin ciddi operasyonları sayesinde eylem yapacak militanları yakalandı ve cezaevlerine konuldu. Bu militanlar daha sonra çeşitli aflardan yaralanarak ya da kaçarak tekrar sahaya döndüler. Hollanda Belçika başta olmak üzere Avrupa ülkeleri özellikle Yunanistan'ı iyi bir eğitim sahası olarak kullandılar.
DURSUN KARATAŞ'TAN SONRA İŞLER DEĞİŞTİ
DHKP/C Ergenekon sanıkları ile bağlantısı olduğu gibi hala çözülmeyen derin yapıyla da ilişki içinde. Dursun Kartaş'ın ölümünden sonra örgüt Ergenekon gibi yapılara darbe vuran polisleri hedef aldı. Maksat polisleri pasifsize etmek ve onları gözdağı vermekti. Devriye gezen polisler şehit edildi. Çünkü bu durum hem Ergenekoncuların işine hem de derin güçlerin işini yarıyordu. Bir nevi polise siz operasyon yaparsanız bizde sizi sokak ortasında öldürürüz mesajı verilmeye çalışıldı.
"ÖRGÜTÜN LİDERİ ZERİN SARI"
Dursun'dan sonra örgütün liderliğine sevgilisi avukat olan Zerin Sarı getirildi. Zerin Sarı eğlence hayatını seven Taksim'deki barlardan çıkmayan birisiyken birden örgütün içinde etkili bir konuma geldi ve halihazırda örgütün lideri olarak adı geçiyor.
Derin ilişkileri olan Zerin Sarı asıl gücünü Hüseyin Fevzi Tekin'den alıyor. Tekin'in birçok Ergenekon sanığı ile irtibatı var. Onun tuhaf bir şekilde Cezaevinde çıkması ise düşünürcü bir nokta. Çünkü suç sabit üzerine kayıtlı 5 eylemi bulunuyor. Şuanda yeni eylemleri tamamen orta doğudaki özellikle Suriye'deki gelişmelere bağılı.
- Bu örgütün amacı nedir? Gerçekten solcu bir devrim yapmak mı?
DHKP/C güç ve kitlesel olarak devrim yapma gibi bir kudreti yok ya da onu insanları inandırmak için ellinde yeteri derecede argümana sahip değil. Yani bir PKK değil. Beslendiği kaynak ise Alevi vatandaşlarımız. Ama bu konuda da bu sahayı PKK iyi kapatmış durumda.
"BELÇİKA, HOLLANDA, ALMANYA, YUNANİSTAN"
- Üslenmelerini en çok hangi ülkelerde yapıyorlar ve neden?
Belçika, Hollanda, Almanya ve Yunanistan. Çünkü buralarda rahat bir alan buluyorlar. Bazı ülkelerde DHKP/C hala bir terör örgütü değil. Fransa, Belçika ve İsveç gibi ülkelerde rahat harekeletme sebebi eski tüfek solcu diyebilmeğimiz kişilerin bu ülkelerde legal alanda iş sahibi olmaları.
- Gerçekleştirdikleri eylemlere ve organizasyonlara dikkat edilirse bunlar ciddi paralar ve istihbarat bilgisi gerektiriyor. Sence bunu nasıl karşılıyorlar?
DHKP/C'nin ciddi bir finans kaynağı yok. Legal alanda restorant ve iş sahibi olan eski marjinal solcuların katkısı var. Avrupa da bunlar destek çıkıyor ancak bu silah ve eylem yapmaları için yeterli bir para değil. Bu yüzden daha çok derin ilişkileri sayesinde silah ve para yardımı alıyor.
ÖRGÜTÜ EĞİTEN ASTSUBAY KİM?
- DHKP-C gerçekten bir siyasi örgüt müdür? Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi son dönemde etnikleşmeye başlayan bir örgüt müdür?
DHKP/C Dev-Sol kliğini attıktan sonra yani Dursun Kartaş ile birlikte siyasi kimliğini tamamen yitirdi. Ve artık bazı güçlerin güdümünde dönemlere göre hareket eden bir örgüt haline geldi.
Bunun en önemli delili ise şuanda Ergenekon davasında aranan(yurtdışında bulunuyorlar) ancak ismini vermek istemediğim TSK mensuplarının örgütü eğitimden geçirmesi ve onları kimleri öldüreceklerine dair bilgi ve talimat vermesinde anlayabiliriz. Bunların başında Astsubay Muzaffer M. Geliyor.
Örgütün son dönemde etkin olması çeşitli bahanelerle cezaevinden affedilerek çıkana militanların yeniden Türkiye'ye gönderilmesinden kaynaklanıyor. İlk başta hedefleri polisi sindirmekti şimdi ise durumlara ve gündeme dair eylemler yapıyorlar. ABD elçiliğine saldırısı bir Suriye'ye Türkiye'nin ve ABD'nin dolaylı müdahalesine bir tepki eylemiydi.
ELÇİLİĞE SALDIRMALARINDAKİ ASIL SEBEP
- Usame Bin Ladin'in damadının bir gün önce Ankara'da yakalanması ve ertesi gün Büyükelçiliğin DHKP-C tarafından bombalanması arasında bir bağ var mıdır?
Ben bir bağ olduğunu düşünmüyorum. ABD elçiliğine saldırı Esad yönetimini destekleyen DHKP/C'nin Amerika'ya yönelik tepkisiydi. Bu mesaj aynı zamanda Türkiye'nin Suriye politikasına bir eleştiri mahiyeti taşıyor. Zaten son operasyonda yakalanan bazı militanların Suriye'den gelmiş olmaları da bunu teyit ediyor. O.A. ve S. K. Şamdan yeni dönmüşlerdi. DHKP/C Esad rejimini destekliyor. Çünkü Dursun Karataş örgütü 1994'te Suriye'de kurdu ve Esad rejiminden büyük destek aldı. Dursun Karataş ve adamları burada eğitildi, maddi destek aldı. Şam'ın ve Esad rejimi bir nevi DHKP/C'nin hamiliğini yapıyor. ABD eçiliğinin saldırı hamimize dokunma niteliğinde. Bu arada örgüt halen Esad tarafından ciddi bir biçimde destekleniyor silah ve finans anlamında.
"YAKALANAN DHKP-C'Lİ BEN MİT'ÇİYİM DİYOR"
- Bir dönem Suriye ve Türkiye arasındaki iyi ilişkilerden ve arapça bilen ajan ihtiyacından dolayı MİT'e bir çok Nusayri alındığı söyleniyor bu iddia doğru mudur?
Evet MİT içinde Arapça Farsça ya da diğer dilleri bilen elmanlar sürekli alınır. Zaten geniş ve katmanlardan oluşan MİT içinde bir Alevi kliği var. Arap Alevisi dediğimiz kişilerde bu grupla birlikte hareket ediyor. Malatyalılar ve Hataylı ekibi birlikte hareket ediyor. MİT'in içinde Nusayriler var. Türk vatandaşı olanlar dışında MİT'in elman olarak kullandığı Nusayrilerde mevcut. Zaten MİT bugün zor durumda bırakın bu kliktir.
DHKP/C MİT üzerinden bu klikten istihbarat bilgisi alıyor. Çoğu DHKP/C militanı yakalandığında MİT'in kaşeli elmanı olduğunu söylüyor. Bu önemli bir ayrıntı.
-PKK ve DHKP-C arasında herhangi bir bağ ya da benzerlik var mıdır?
PKK bir dönem çatı örgütlüğünü ilan etti ve sol örgütler PKK çatısı altına alındı. Hatta birçok sol militan PKK kamplarında eğitildi. Bağlantısı daha çok teknik ve yardım anlamındadır. Yoksa DHKP/C PKK tabanını alıyor diye kızıyor. Ama PKK'nın gücün kabul ediyor ve buna saygı duyduğu gibi bir sorun çıkarmıyor. Özellikle PKK'nın Dersim sahasını oluşturan kadroların çoğu eski sol Alevilerden oluşması önemli bir nokta. Ama Şuanda DHKP/C'nin kırsalda faaliyeti yok. Sadece birebir elmanlar üzerinden eylem amaçlı çalışmalar yapıyor. Bunun için ise büyük şehirleri ve önemli kişi ve kurumları hedef alıyor.
ÖRGÜTÜN BİLİNEN EYLEMLERİ
I. Körfez Savaşı sırasında ABD Emperyalizmini protesto etmek amacı ile iki ABD askeri personeli öldürüldü, bir ABD Hava Kuvvetleri subayı yaralandı ve yirminin üzerinde ABD ve NATO askeri ve lojistik tesisi bombalandı.
Ocak 1995 tarihinde İstanbul Kasımpaşa'da Koç Holdingin deposu basılarak tahrip edildi.
9 Haziran 1995'de Rüştü Erdem isimli polis memuru DYP Şişli binası önünde nöbet tutarken aralarında Sibel Yalçın isimli örgüt üyesinin de bulunduğu üç DHKP-C üyesi militan tarafından şehit edildi.
29 Eylül 1995'de Tarkan Yağcı ve Serdar Öztürk isimli Jandarma erleri İstanbul Maslak'ta İl Jandarma Alay Komutanlığı giriş kapısı önünde gece nöbeti tutarlarken DHKP-C üyesi Mustafa Duyar ve İsmail Akkol isimli militanlar tarafından çapraz ateşe alınarak öldürüldü.
9 Ocak 1996 tarihinde Sabancı Center'ın 25. katında Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota SA genel müdürü Haluk Gürgün ve başkanlık sekreteri Nilgün Hasefe'nin öldürülmesi.
10 Eylül 2001'de Taksim Gümüşsuyu caddesindeki polis noktasına DHKP-C üyesi Uğur Bülbül tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. Saldırıda canlı bombanın dışında 26 yaşındaki polis memuru Halil İbrahim Doğan ve 25 yaşındaki polis memuru Tuncay Karataş ile 23 yaşındaki Amanda Rigg isimli o sırada yoldan geçmekte olan ve saldırı sonucu kolu kopan ve sonrasında ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Avustralyalı genç bir turist hayatını kaybetti. 17 polis memuru ile 6 vatandaş saldırı sonucu yaralandı.
11 Eylül 2012'de İstanbul Sultangazi 75. Yıl Polis Merkezi'ne DHKP-C üyesi İbrahim Çuhadar tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. Saldırıda canlı bombanın dışında 1 polis memuru şehit oldu. 7 kişi yaralandı.
9 Aralık 2012'de İstanbul'da Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü Yeni Bosna 75'inci Yıl Polis Merkezi DHKP-C tarafından saldırı düzenlendi. Saldırıda Nebiha Aracı yakalandı.Saldırı Yürüyüş dergisi satarken polis tarafından vurularak felç bırakılan Ferhat Gerçek için yapıldığı açıklandı.
11 Aralık 2012'de İstanbul'da 9 Aralık'ta Yenibosna karakoluna yapılan saldırıda yakalanan Nebiha Aracı'ya işkence yapıldığı gerekçesiyle Gaziosmanpaşa'da Mücahit Daştan isimli polis öldü.
1 Şubat 2013'de Ankara'da ABD Büyükelçiliğine Ecevit Şanlı adlı canlı bombanın kendini patlatması sonucu bir koruma öldü Didem Tuncay adlı gazeteci ağır yaralandı
Sezgin Akar
Haberler.com