DHKP-C'den Derin Devlet Çıktı
18'i tutuklu 30 şüphelinin yer aldığı 300 sayfalık iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
DHKP-C terör örgütüne yönelik soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. 18'i tutuklu 30 şüphelinin yer aldığı 300 sayfalık iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
ÇOCUKLARI SANIK, KENDİLERİ TANIK
Operasyonlar kapsamında tutuklanan çocukları Duygu Yücel ve Berk Ercan'ı kurtarmak için mücadele veren baba İsmail Ercan ve baba Hüseyin Yücel de iddianamede yer aldı. İki babanın tanık olarak verdikleri ifadeler, şüphelilerin aleyhine delil olarak iddianamede yer aldı. İddianamede şüpheli olarak yer alan Duygu Yücel ile Berk Ercan'ın babalarının televizyon kanallarındaki "Örgüt çocuklarımızı kandırdı" sözleri de iddianamenin delilleri arasına girdi.
11 ÇELİK KAPI DA İDDİANAMEYE GİRDİ
Operasyon sırasında gündeme gelen "11 çelik kapı" da iddianamede yer buldu. Gençlik Federasyonu Derneği'ne ait Okmeydanı'ndaki 3 katlı binanın örgütün ana merkezi olduğu anlatıldı. Yapılan baskınlarda binada 11 çelik kapının bulunduğuna ve duvarlara çelik zırh giydirildiğine de iddianamede yer verildi. Örgüte ait birçok dokümanın saklandığı ifade edilen bu binada gençlere örgütsel eğitim verildiği vurgulandı.
TUTUKLU AVUKATLARIN SORUŞTURMASI DEVAM EDİYOR
Öte yandan Avukat Taylan Tanay ve Selçuk Kozağaçlı'nın da aralarında olduğu 9 avukatın tutuklandığı soruşturma halen devam ediyor.
DHKP-C = DERİN SOL
Hakkında iddianame hazırlanan DHKP-C örgütü son aylarda çok hareketlenmişti. İstanbul Emniyeti'ne yönelik bombalı saldırı girişimi ile polis memurlarının şehit edildiği çeşitli saldırılar peşpeşe gelmişti. Bu saldırılardan sonuncuları ise Başbakanlık binasına yönelik roketatarlı saldırı ve eş zamanlı olarak Adalet bakanlığı binasına yönelik el bombalı saldırı oldu. Saldırıların, Ergenekon davasında savcılık mütalaasının açıklanmasının hemen sonrasına denk gelmesi bir meydan okuma ve intikam misillemesi olarak yorumlandı.
KIZIL TUGAYLARA BENZİYOR
Ergenekon iddianamelerinde, Ergenekon terör örgütüne taşeron eylem yapmakla suçlanıyor. Bu açıdan örgüt, İtalyan Ergenekonu 'Gladio'ya taşeron eylem yapan 'Kızıl Tugaylar' örgütüne benzetiliyor. Kızıl Tugaylar, İtalyan Başbakanı Aldo Moro'nun kaçırılarak öldürülmesi eylemini gerçekleştirmişti. Başbakan Moro'nun kaçırılıp öldürülmesi eyleminde Gladio örgütünün bağlantılarına dair somut delillere ulaşıldı.
PERİNÇEK'E AĞIR SUÇLAMA
Ergenekon yöneticilerinden olmak suçlamasıyla yargılanan Doğu Perinçek'e yönelik 1989'da soruşturma başlatan DGM Başsavcısı Yaşar Günaydın'ın öldürülmesi de aynı kapsamda değerlendirilebilecek bir başka delil. Perinçek'i Turgut Özal'a Başbakanken düzenlenen suikasti saptırmakla suçlayan Başsavcı korumalarıyla birlikte Dev-Sol tarafından öldürüldü. Eylemin bu örgüte birileri tarafından servis edildiğine dair belgeler Ergenekon iddianamelerine girdi. İddianamede Günaydın'a düzenlenen suikastla ilgili yakalanan Dev-Sol üyesi Yasemin Okuyucu'nun eylemin servis edildiği yönündeki ifadesine de yer verildi: "Eylem bize hazır olarak geldi. Biz sadece, küçük detay çalışmaları yaptık."
ALEVİLERE TUZAK
Bu davaya bakan mahkemenin talebi üzerine İstanbul'daki Ergenekon davasına bakan mahkemeden gönderilen bir belgede ise, DHKP-C'nin Özel Harp Dairesi (ÖHD) mensuplarıyla ortak eylemler yürüttüğü, Özel Harp'in Alevi grupları kendi yapılarına kazandırma çalışması yaptığı belirtiliyor.
Örgütle ilgili ortaya çıkan bir diğer çarpıcı bilgi de, 2012 yılı boyunca Türkiye'de 89 yerde Alevi vatandaşların evlerinin işaretlenmesi olaylarının en azından birinin ardından DHKP-C'nin çıkması oldu. İstanbul Eyüp'teki Alevi evlerini işaretletenin DHKP-C terör örgütü, işaretleyenlerin ise Pir Sultan Abdal Derneği'nin iki üyesi olduğu ortaya çıktı. Olayda bir DHKP-C'li tutuklandı.