Dha Yurt Bülteni-9
ULUDAĞ EKONOMİ ZİRVESİNDE İKİNCİ GÜN1)YENİ GLOBAL DÜZEN EKONOMİ & POLİTİKAUludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde Yeni Global Düzen Ekonomi ve Politika başlıklı oturumun moderatörlüğünü Nord Holding Türkiye Temsilcisi Servet Topaloğlu yaptı.
ULUDAĞ EKONOMİ ZİRVESİNDE İKİNCİ GÜN
1)YENİ GLOBAL DÜZEN EKONOMİ & POLİTİKA
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde Yeni Global Düzen Ekonomi ve Politika başlıklı oturumun moderatörlüğünü Nord Holding Türkiye Temsilcisi Servet Topaloğlu yaptı. Programda Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wullf, Brookings Enstitüsü İdari Bilimler Başkanı Yardımcısı & Teknoloji Gelişim Merkezi Direktörü Darrell West, OECD Nezdinde Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Erdem Başçı yer aldı.
ALMANYA ESKİ CUMHURBAŞKANI: DEĞİŞİM RÜZGARI RİSKLERİ GETİRİYOR
Dünyada 2 büyük trend eğilimi gördüğünü söyleyen eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wullf, "Önümüzdeki yıllar için birinci olarak dünya gayrisafi milli hasılasının ağırlığı 10 yıllar boyunca ABD ve Avrupa arasındaydı. Gittikçe Asya'ya yöneliyor. Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'nin öneminin artması nedeniyle. Türkiye bir merkez olarak Avrupa, Asya ve Afrika arasında köprü olarak ekonomik gelişime sahip. İkinci eğilim 1980 yılında Scorpion müzik grubu değişim rüzgarı şarkısını besteledi Kemikleşme yok oldu. Şimdi bencillik, korumacılık öne çıkıyor. O dönemdeki değişim rüzgarı Türkiye'ye ekonomik büyüme getirdi. Yeni değişim rüzgarı dünya ekonomisi ve Türkiye içinde değişim ile riskleri beraberinde getiriyorö dedi.
"HEP ÇATIŞMACI SÖYLEMLER VAR, İŞBİRLİĞİNE YENİDEN GERİ DÖNMELİö
Küreselleşmenin olumlu olduğunu ancak kaybedenlerinin de bulunduğunu dile getiren Wullf, adalet sorunu yaşandığını kaydetti. Mali krizin radikalleşmenin başlangıcı olduğunu söyleyen Wullf, şöyle devam etti:
"Güven bunalımına neden oldu. Küreselleşme halledilebilir, ancak dijitalleşmede sorunlara neden oluyor. IŞID örgütü dijital medya ile taraftarlar topluyor. Güvenlik zirvesinde 100 farklı milliyetten savaşçılar toplanıyor. Diğer tarafta İslamafobi var. Şiddete çağrıda bulunuyor. Norveç'te Breivik, 80 kişiyi öldürdü. Artan sorunları halletmemiz gerekiyor. Tek iyimserliğim genç insanların geleceklerini kendi ellerine almaların gerektiğini farkına vardılar. Her kuşak mücadele ile bunları elde etmeli. Son 25 yıl Avrupa ve Türkiye'nin en mutlu yılları olabilir. Gelecekte demokrasi için mücadele etmemiz gerekiyor. Almanya'yı, Trump'ı ve Brexit'i herşeyi kendi haline bırakmamalıyız. Angaje olmalıyız. Dünyadaki işbirliği için bunu anladı. Bütün sorunları el birliği ile çözebiliriz. Çatışmaya ihtiyaç yok, bundan üzüntü duyuyorum. Hep çatışmacı söylemler var. İşbirliğine yeniden geri dönmeli. Ortak çözümler bulmalıyız. En büyük dönüşüm bence buö diye konuştu.
"ALMANYA'DA YAŞAYAN 4 MİLYON TÜRK OLMASA BU KADAR BAŞARILI OLAMAZDIKö
Almanya'nın başarılı bir ülke olması ile ilgili açıklamalarda da bulunan Wullf, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Almanların özellikle iyi bildiği şeyleri savunduğunu düşünüyorum. Futbol milli takımımız sadece Almanya kökenlilerden oluşsaydı dünya şampiyonu olmamız zor olurdu. Khedira, Özdil, Podolski entegre etmeseydik olmazdı, onların sayesinde şampiyon olduk. Pasaport endeksinde birinci sıradayız. 168 ülkeye vizesiz seyahat edebiliyoruz. İsviçre bizden sonra geliyor. Diplomaside birinci sırada. Nerede yaşamak istiyorsunuz dendiğinde en çok insan Almanya'yı söylüyorlar. Biz dünyaya açık olmaktan yararlanıyoruz. Çünkü ülkemize dünyanın her yerinden gelenleri entegre ettik. Güven duyuluyor. Almanya'da yaşayan 4 milyon Türk olmasa bu kadar başarılı olamazdık. Biz Avrupalıyız. Avrupa sayesinde bu kadar büyüğüz. Trans Atlantik önemli. Trump dışında ilişkileri önemsiyoruz. ABD'ye ihtiyacı var. Dünyada moderatör olmak istiyoruz. Irak'ta bir insanın 30 yıldır savaş içinde yaşamasını kabul edemeyiz. Birçok kuşak artık sadece savaşı biliyor. Müslümanlar artık birbirlerini öldürmemeli. Suriye'de 500 bin insanın hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz. Bizde üniversitelerde her fikir savunuluyor. Konsensüse ulaşabiliyoruz. Sağlam kurumlarımız var. Tabi ki Almanya hukuk, yasal güvenlik nedeniyle de güçlü, güven duyuluyor. Suçsuz olan mutlaka beraat ediyor. Ben bir suçlamaya hedef oldum. Bedava bir takım şeyler verildiği ile ilgili beraat ettim. İnsanlar işletmelerinin geleceği nedeniyle endişeli olabiliyor. Bütün bunlara hukuksal güvence var. Kurumlar sağlam. Almanya'nın ekonomik başarısı bu sayede gerçekleşiyor. Türkiye ile Almanya bu açıdan başarılı olabilir. Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alabileceğine inanıyorum. Sizde dışarıdan gelenleri entegre ediyorsunuz.
ARDA ERMUT: REFERANDUM SONRASI DAHA ÖN GÖRÜLEBİLİR OLACAK
Brexit, Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, FED politikaları ve artan terör, korumacı milliyetçi hatta ırkçı retoriklerin öne çıktığını söyleyen Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, bütün bunlar sonrasında dünya genelinde de en düşük büyüme rakamının yaşandığını kaydetti. Bunların yanında Türkiye açısından da kolay olmayan süreçlerin yaşandığını söyleyen Ermut, 2015'te iki seçim, 2016'da terör olayları, Rusya krizi, 15 Temmuz darbe kalkışması dolayısıyla bölgesel iç gelişmelerle çarpan etkisi yaşandığını hatırlattı.
İncelendiğinde 2016'nın ilk yarısının zor geçtiğini belirten Ermut, "Yüzde 50 azalma ile kapattık. Özellikle ikinci yarı umut verici geçti. 2016 yatırımların yüzde 56'sı Temmuz'dan sonra, son çeyrekte toparlanma oldu. Bunlar, 2017 için umutlu olmamızı sağlayabilir. Dünyada travmatik bölgesel terör olayları olmazsa daha iyi geçeğini öngörebiliriz. Referandum sonrası daha ön görülebilir olacak. En kötü zamanda bile yatırım yapanlara var diye konuştu.
YATIRIMLAR AVRUPA AĞIRLIKLI
Ekonomik anlamda önemli çalışmalar yapıldığını söyleyen Ermut, Cumhurbaşkanı ve Başbakan nezdinde önemli çalışmalar da yürütüldüğünü kaydetti. Türkiye'yi çok bilmeyenlerin bulunduğunu ve yatırımcılarda algı boşluğu olduğunu söyleyen Ermut, Türkiye yatırımlarının yüzde 76 civarında Avrupa'dan, yüzde 9'luk bölümünde ABD'den geldiğini kaydetti. Bunun yaklaşık yüzde 85'i oluşturduğuna dikkat çeken Ermut, Yakın Doğu ve Asya, Rusya, Çin, Malezya, Japonya ve Arapça konuşan ülkelerden de yatırımların arttığını açıkladı. Ermut, Türkiye'ye yatırımların geleceğine inandıklarını kaydetti.
Türkiye'yi dışarıda anlatırken, 4 saatlik uçuş dairesi çizdiklerini söyleyen Ermut, "Bu daire içinde 1,6 milyar insan, 28 milyar dolar GSMH var diyoruz. Eğitimli nüfusu özellikle doğrudan yatırımlarda sıfırdan olunca uzun dönemli bakıyorlar. Kur riskleri bile kararlarını sınırlı etkiliyor. Belki erteliyor ama yatırım radarına giriyorsa kalıyor. Bu dairede dünyanın önemli pazarları var. Elbette yatırım odaklı sorular gelirken, güvenlik ile ilgili sorular da geliyor. Turist ve yatırımcı olarak ilk olarak gelecekte algı boşluğu var. Bunlar anlatmakta zorlanıyoruz. Çalışmalarımızı değiştirdik. Pazar dinamiklerinin çok uluslu şirketlerinin doğrudan yatırımları belirleyeceğini düşünüyorum. Eninden sonundan insani ve ekonomik ihtiyaçlar var. Bu dönem daralma belki var ama bunun yeniden değişeceğini düşünüyorumö dedi.
Son dönemde Türkiye'de de teknoloji şirketlerinin değer artışını gördüklerini söyleyen Ermut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye için avantaj ve dezavantajlar var. Genel anlamıyla olumlu yönü bilim, teknoloji adaptasyonu kuvvetli olarak görüyor. Bu dönemde önceden dikkatimizi çekmeyen melek yatırımcılar ile ilgili çalışmalara başladık. KOBİ'ler anlamında Almanya'nın önemli kısmı Türkiye'de yatırımcı olma potansiyeli var. Türkiye'nin 14 senelik büyüme hikayesi KOBİ ve biraz büyüğü olan işletmeler motor görevi görmüş. Siyasi tercihlerin başarısı da ona bağlı. Karşılıklı birbirlerini büyütmüşler. Ancak şirketlerin profesyonel anlamda eksikler var. Mesela bilanço anlamında."Referandum süreci sonrasında kamu reformunun da olacağını ileri süren Ermut, bu reformlar ile bürokrasinin de başarı hikayesinin içinde olacağını savundu.
WEST: DÜNYADA YAŞANAN DEĞİŞİMİ KAZARA OLMADIĞINI SÖYLEDİM
Dünyada küresel düzende bir değişim olduğunu vurgulayan Brookings Enstitüsü İdari Bilimler Başkanı Yardımcısı & Teknoloji Gelişim Merkezi Direktörü Darrell West, Mega Değişim adında kitabında siyaset ve ekonomide değişiklikleri aktarmaya çalıştığını kaydetti. Brexit, Trump'ın başkan seçilmesi, terörün küreselleşme karşısında popülist gelişmeleri anlatmaya çalıştıklarını ifade eden West, "Özellikle dünyada yaşanan değişimi kazara olmadığını söyledim. Gelecek zaman bugünden gördüğümüz değişikliklere sınırlı olmayacak. Trump'ın başkan seçilmesi küresel düzende ne manaya gelecek, buna bakmamız lazım. ABD olmak üzere dünyada şok niteliğindeydi. Hem ABD sınırları içinde, hem dış politikasında önemli adımlar attı. Trump değişim taahhüt etse de dönüşümsel lider olarak tanımlarsak, ABD iç politikalar noktasında sınırlı, eli kolu bağlı kalacaktır. Dış politikada daha aktif olurlar. İç politikada kongre onayı alması gerekir. Daha zorlu süreç vardırö dedi.
Yüksek işsizliğin büyük bir problem olduğunu ifade eden West, bunun da bir parçasının teknoloji kaynaklı olduğunu kaydetti. Trump'ın ABD siyasetinde kısa vadeli aktör olabileceğini söyleyen West, "Aynı fikirde olmayan çok sayıda kişi var. Özellikle Trump'ın ortaya koyduğu sıkıntılarla ABD demokrasisi ciddi başa çıkabilecektir. Kuvvetli kalacaktır. Politikalarını hayata geçirmekte zorlanacaktır. Aslında Hollanda'daki son seçimlerden sonra endişe verici bir durum oluyor ise de Fransa, Almanya'da neler olacağını görmek lazım. Bu durağanlıktan çıkabileceğimizi pozitif sinyaller olduğunu düşünüyorum. Milliyetçilik artmaya başladı. Ekonomi düzelince bunlar da ortadan kalkacaktırö diye konuştu.
Trump'ın Türkiye konusunda daha az önyargıya sahip olacağını söyleyen West, Türkiye'nin buradan istifade edebileceğini kaydetti. Türkiye'nin eğitimli nüfusu olduğunu belirten West, "Bundan ciddi faydalanacaktır. Yeni otoyol, tüneller inşa edilmiş. İnşaat sektörü, yatırımlar uzun vadeli kalkınmasına hizmet edecektir. Ulaştırma Bakanı dile getirdiği üzere yatırımlara ve teknolojik yatırımlara arzu, ilgi var. Kalkınma ve büyümeyi beraberinde getirecektir. Türkiye'nin güçlü yanları var. Optimist olmalıö dedi.
BAŞÇI: ORTA YOLDA BÜYÜK İHTİMALLE İSTİKRAR KAZANACAK
OECD Nezdinda Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Erdem Başçı, 2015'te sürdürülebilir kalkınma konusunda ümitlerin zirvede olduğunu, herkesin bunların yapılabileceğini düşündüğünü, işbirliğinin bütün dünyada hayata geçirileceğinianımsattı. Ancak bir yıl sonra sürdürülebilir kalkınmanın dip noktada olduğunu ifade eden Başçı, ciddi belirsizlikler olduğunu dile getirdi.
Çevre ve enerji konusunda gerekli işbirliği yapılabilir konusunun görüşüldüğünü ve kararlar alındığını hatırlatan Başçı, "Artı 2 dereceyi geçmeyecek dendi. 1970'ten itibaren sürekli ısınma başladı. Şu anda artı 1,6'dayız. Yönetmekte zorluklar olacak. Bir hafta sonra Paris'te 197 ülkenin katıldığı iklim zirvesinde bu ülkeler taahhüt altına girdi. Tedbirleri alacağız en azından geciktireceğiz dendi. Bunlar önemli ilk defa yapılıyor. Ümit ışığıydı. Daha sonra BM çerçevesinde sürdürülebilir kalkınma amaçları kabul edildi. Bunu anlatmamız. Her birimiz elçi olmalıyız. Dünyadaki bütün canlıların refahını amaçlayan ulaşılması zor amaçlar. 2 binden fazla kuruluş BM birlikte çalışacağını söyledi. Özel, sivil toplum kuruluşları, teknik kuruluşlar… Dolayısıyla hepimiz ümitliydik. Brexit geldi. Çok şaşırdık. Sonra popülist diyorlar içe kapanmacı söylemler seçim kazanmaya başladı. Daha fazla oy aldı. Bütün alınan kararlar boşa mı gitti acaba? Ben zannetmiyorum. Orta yolda büyük ihtimalle istikrar kazanacak. Küresel baza işbirliği olacak. Bir anda olmayacak. Faydalı olduğu anlaşıldıkça olumlu yönde adımlar atmaya devam edeceğizö diye konuştu.
"İŞİNİZİ KAYBETMEYECEKSİNİZ DİYEN LİDER OY ALABİLİYORö
G20'de işbirlikleri olduğunu söyleyen Başçı, ortak çıkarlar doğrultusunda konsensüs kültürünün oluştuğunu kaydetti. Son dönemdeki tedirginliklerden birisinin dijital ekonomi olduğuna dikkat çeken Başçı, "Çok hızlı değişim var. Çok hızlı yansımalarını öngöremiyorlar. Fakat bunu atfetmeden serbest ticarete atfetmek kolay oluyor. İşinizi kaybetmeyeceksiniz diyen lider oy alabiliyor. Teknolojiyi bilmiyoruz. West'in güzel çalışmaları var. Oradaki dinamikleri öğrenmemiz gerekiyor. Dijital ekonomiye odaklanalım. Makineler insan mı, makine mi anlayamaz hale gelecek. Çağrı merkezlerinde artık bilgisayarlar cevap vermeye başlayacak. Hindistan'da binlerce insan işini kaybedecek. Bunların yerine bilgisayarlar gelecek. Politikacılar olarak bizler ne yapacağız? 9 ülke OCED ile işbirliği yapıyor. Gençleri nasıl yetiştirebiliriz. Bu konulara odaklanmamızda fayda varö dedi.
Merkez Bankaları'nın sürekli yeteneklerinin geliştirdiklerini de söyleyen Başçı, teknik kabiliyet açısından aracın çok olmasının finansal ve parasal sürdürülebilirlik açısından önemini vurguladı.
GÖRÜNTÜLER CANLI YAYINLANDI
=====================================================
2)AĞBAL: ABD'NİN FAİZ ARTTIRMASI, GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİ ETKİLİYOR
MALİYE Bakanı Naci Ağbal, ABD'deki seçimler sonrası Başkan Donald John Trump'un iş başına gelmesi ardından Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmesinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerini etkilediğini bunun da büyük bir risk oluşturduğunu söyledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Mersin Sanayi ve Ticaret Odası'nda düzenlenen 'İstihdam ve Üretim Destekleri ile Vergisel Düzenlemeler Toplantısı'na katıldı. Vali Özdemir Çakacak, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Burhanettin Kocamaz, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile iş dünyasının büyük ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Bakan Ağbal, 2009'dan sonra ortaya çıkan küresel ekonominin daralmasının halen devam ettiğini söyledi. 2016'nın bütün dünya ekonomilerinde 2009 krizinden sonra en kötü yıl olduğunu belirten Ağbal, şöyle dedi: "Bundan önceki yıllarda hep IMF, Dünya Bankası ileriye dönük hep iyimser tahminlerde bulundular ancak hep gerçekleşmeler bunun altında oldu. Küresel ekonomide işlerin beklenen ölçüde gitmediğini ifade etmekte yarar var. Fırsatlarımız ve risklerimiz var. Uzun dönemli farklı trendler var. Bunların farkında olmalıyız, dünyaya bakışımızı da bu riskler, tehditler, fırsatlar ve genel trendler üzerinden kurmak zorundayız."
"KÜRESEL EKONOMİDE TOPARLANMA OLACAK"
Tüm dünyada ekonomide toparlanma beklendiğini ifade eden Ağbal şöyle devam etti:
"Önümüzdeki dönemde hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde ılımlı bir toparlanma olacak. AB ülkelerinde 2013 sonrasında ekonomik anlamda toparlanma görüldü. ABD seçimleri ardından belirsizlikler başladı. ABD seçim sonuçlarına ilişkin aşağı-yukarı bir beklenti vardı. Tersi bir sonuç oldu. Trump'ın ABD'de iş başına geldikten sonra hızlı bir şekilde kamu harcamalarını arttıracağı, vergileri düşüreceği şeklinde bir beklenti vardı, vardı fakat orada da anlaşılıyor ki bu ortaya konulan politikaların kısa sürede uygulamaya konulması mümkün gözükmüyor. Bu da bizim için bir belirsizlik unsuru, bu da küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor. ABD Merkez Bankası, 'Bu sene en az 3 defa faiz arttıracağız' diyor. Martta faiz artırımı geldi, 2 defa daha var. ABD'de faizlerin yukarıya gitmesi bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin hepsini etkiliyor. Bu risk unsuru."
BÜTÇE DENGELERİ İYİ DURUMDA
Türkiye'nin Maliye Bakanı olarak rahat olduğunu vurgulayan Ağbal, "Bütçe dengeleri iyi durumda. Bugün bütçe açıkları milli gelire oran bakımda ortalama yüzde1. OECD ülkelerinde bu oran yüzde 3'ün üzerindedir. Bir kısım AB ülkelerinde yüzde 5 üzerinde. Türkiye kamu maliyesi bakımından herkesin performansı iyi dediği bir ülke konumundadır. Bütçe açıklarınız düştüyse devletin borcu da azalır. Türkiye'nin kamu borcu milli gelire oranı yüzde 30 altında. AB ve ABD'liler gelince onlara onları soruyorum, 'Bütçe açığınız ne kadar' diyoruz. Eskide onlar bize ders verirlerdi. Kamu maliyesi bakımından performansımız son drece güzel" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın otururken görüntüsü
Salondan genel ve detay görüntüler
Naci Ağbal'ın konuşması
Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,
====================================================
3)BAKAN ÇELİK, ŞEHİT YAKINI VE GAZİLERLE BULUŞTU
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Şanlıurfa'da şehit yakınları, gazi ve engellilerle bir araya geldi. Bakan Çelik, "Bu topraklar için dün de, bugün de canını verecek, hayatını verecek insanların olması bizleri gururlandırıyor" dedi.
Şanlıurfa'da referandum çalışmalarını sürdüren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, şehit yakınları, gazi ve engellilerle bir araya geldi. Bakan Faruk Çelik, devleti güçlendirmek için çalıştıklarını belirtti. Birilerinin Türkiye'nin ayrılmasından medet umduğunu kaydeden Çelik, şöyle dedi:
"Birileri bizim ayrılıp bölünüp parçalanıp küçülmemizden gelecekleri acısından medet umuyor. Ama kendilerine gelince kendileri birlik oluşturuyor. Kendileri dayanışma oluşturuyor. Bize gelince de bu birliğimizi çok görüyorlar. Bunlara dikkat edip ona göre geleceğimizi şekillendirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde gençliğimiz, nesiller, çok büyük bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Bu tehlikenin farkına varmadan çok ciddi kayıplarla karşı karşıya kalabilirler."
Şehitlik mertebesinin büyük bir makam olduğunu ifade eden Bakan Çelik, "Bu topraklar için dün de, bugün de canını verecek, hayatını verecek insanların olması bizleri gururlandırıyor. Eğer böyle olmasak, bu memleket üzerinde emelleri olanlar, çok büyük operasyonları gerçekleştirecekler. Bizim milletimizin dışında artık dünyada ülkesi için değerleri için canını verecek pek fazla milletlerde kalmadı" diye konuştu.
Türk askerinin Fırat Kalkanı Harekatı'yla Suriye'de bir aylık sürede çok büyük bir alanı terör örgütlerinden kurtardığını anlatan Çelik, koalisyon güçlerinin Suriye'ye müdahil olmamaları durumunda Türk ordusunun kısa sürede Suriyelileri kendi topraklarına yerleştirecek potansiyele, güce ve inanca sahip olduğunu ifade eden Bakan Çelik, şöyle konuştu:
"Yanı başımızda devam eden bir savaş var. Onlar yeryüzüne ayak basıp oradaki olumsuz unsurları ortadan kaldırmak değil, havadan rastgele bombalayarak oralara huzur getireceklerini zannediyorlar. Amaçları da oralara huzur getirmek değil, huzursuzluğu artırmaktır. Havadan bomba attığınız zaman kimi öldürüyorsunuz kimi katlediyorsunuz? Farkındalar mı evet farkındalar ama işlerine öyle geliyor. Biz Suriye'ye mazlumların elinden tutmak, zalimleri uzaklaştırmak için girdik. Yerlerinden göç eden insanları evlerine döndürmek için oraya girdik. Bundan dolayı bu millet diğer milletlerle mukayese edilecek bir millet değildir. 15 Temmuz'da da bunu gösterdi bu millet. Vatanı için tehlikeye düştüğü zaman ne fedakarlıklar yapacağını gösterdi. Çanakkale'de de doğusundan batısına tüm vatandaşlarımız her şeyini bırakarak cepheye koşmuş ve şehit olmuştur. İşte bu özelliklere haiz olan milletin hizmetkarı olmaktan daha büyük bir şeref yoktur."
Bakan Çelik, konuşma ardından çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Suruç İlçesi'ne hareket etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Bakan Faruk Çelik'in konuşması
Bakan'nın toplantısına katılan şehit yakınları ve gaziler
Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 307 MB
========================================================
4)CHP'Lİ İNCE: ZENGİNİN ÇOCUĞU MİLLETVEKİLİ, MİLLETİN ÇOCUĞU ŞEHİT OLACAK
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandumda 'evet' çıkarsa zengin çocuklarının 18 yaşında milletvekili, milletin çocuklarının da 20 yaşında El Bab'ta şehit olacağını savundu. Referandum gezileri kapsamında Adana'ya gelen Muharrem İnce, merkez Sarıçam İlçesi'nde parti otobüsü üzerinden vatandaşlara seslendi. Bazı CHP'li milletvekillerinin de eşlik ettiği İnce, Ahmed Arif'in 'Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin' adlı şiiri okuyarak dinleyenleri selamladı. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği İnce, "Anayasa değişikliğiyle ilgili 18 maddenin hiç birinde ekonomiden, terörle mücadeleden, emeklinin maaşından, gençlere nasıl iş bulunacağından bahsedilmiyor" dedi.
18 YAŞ ELEŞTİRİSİ
Referandumda 'evet' çıkarsa dünyada nüfusa göre en fazla milletvekilinin Türkiye'de olacağını söyleyen İnce, şunları kaydetti:
"400 milyon fazladan milletvekillerine gidecek. Sayı 600 değil, 650 olacak. Çünkü bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcıları milletvekillerinden olmayacağı için 50 olarak da onları sayın. Evet derse millet buna, 18 yaşında milletvekili olacak. Lise son sınıfta milletvekili olacak, 20 bin lira maaş alacak, askerlikten muaf olacak. Her sene 1.2 milyon genç 18 yaşına basıyor. Üniversite mezunu gençlerin her 4 tanesinden biri işsiz. Üniversite sınavlarında onların soruları çalınıyor. Suriyelilerin çocukları sınavsız üniversiteye giriyor, sizin çocuklarınız çalınmış sorularla sınava giriyor. Zenginin çocuğu 18 yaşında milletvekili olacak, ey milletim senin çocuğun da 20 yaşında El Bab'ta şehit olacak. Git evet ver o zaman, ne diyeyim sana?"
Muharrem İnce, daha sonra merkez Çukurova İlçesi'ndeki bir semt pazarında da vatandaşlara seslendi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin parti otobüsü içinden vatandaşlarla selamlaşması
Alandaki vatandaşların görüntüsü
Muharrem İnce'nin konuşması
SÜRE: 03'25" BOYUT: 382 MB
Haber: Yusuf BAŞTUĞ -Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
===========================================
5)UMUT ORAN'DAN 'KONUT ALANA VATANDAŞLIK' ELEŞTİRİSİ
SOSYALİST Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran, 16 Nisan'da yapılacak referandum öncesinde yürüttüğü 'Hayır' kampanyası kapsamında Manisa'ya geldi. Başkanlık sistemiyle yönetilen bazı ülkelerin iki yakasının bir araya gelmediği savunan Oran, AK Parti'nin 2 milyon stok lüks konut yaptığını öne sürüp, 1 milyon dolara lüks konut alana vatandaşlık hakkı verilmesini eleştirdi.
Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran, 16 Nisan'da yapılacak referandum öncesinde yürüttüğü 'Hayır' kampanyası kapsamında Manisa'ya geldi. CHP İl Başkanlığını ziyaret eden Oran, partililerle sohbet etti. Daha sonra basın açıklaması yapan Oran, AK Parti'nin Türk milletinin gerisinde kaldığını öne sürerek, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin gitmiş olduğu yolla, izlemiş olduğu yolla halkımızın gittiği yol artık zıt durumda. Çünkü ortaya koymuş oldukları 15 yıllık politikalarıyla ne ülkenin gündemiyle ne de Türkiye'nin öncelikleriyle örtüşmüyor. Ülkemizin bir beka sorunu var. Mehmetçiğimiz vatan nöbetinde ama şuanda tek adamlık olarak dayatılan başkanlık rejimi baktığınız zaman kişiye özel ısmarlama sınırsız, süresiz ve sonsuz bir yetkiyi, talep eden bir dayatma" diye konuştu.
"1 MİLYON DOLAR GETİRENE VATANDAŞLIK VERİYORLAR"
AK Parti'nin elinde 2 milyon konut stoğu olduğunu iddia eden Oran, "Adalet ve Kalkınma Partisi sürekli inşaat yaptı. Şimdi elinde 2 milyon stok konutu var. Gençlerimizin derdi, yurt sorunu var. Evlenen gençlerimizin başlarını sokacak bir yuva sorunu var. Adalet ve Kalkınma Partisi bununla ilgili hiçbir şey yapmadı. Bu lüks konutlar elinde patlamış durumda. Yurt dışından eğer 1 milyon dolarlık konut alırlarsa, sorgusuz sualsiz vatandaşlık veriyorlar. Yani yatırıma, üretime gelene değil, gelip lüks konuttan daire alana, 1 milyon dolar getirene vatandaşlık veriyorlar" dedi.
"BU TÜR ÜLKELER İKİ YAKASINI BİR ARAYA GETİREMİYOR"
Evet oyu konusunda vatandaşların kafasında soru işaretlerinin olduğunu da sözlerine ekleyen Oran, "Adalet ve Kalkınma Partisi sandıkta da seçim çalışmalarında da hayırın çok gerisinde kalmıştır. Vatandaşımızdan da gördüğüm evet konusunda vatandaşın kafasında çok ciddi sorular vardır. Şuanda kısıtlı da olsa ellerinde bir özgürlükleri, demokrasileri, hukukun kırıntısı var. Bunları tek adama verdiği zaman geleceği daha da karanlık görüyor. Bunun bilincinde ve böyle bir riske girmek istemiyor. Dünyadaki bu başkanlık sistemiyle yönetilen, en dip ülkeler. Bu tür ülkeler iki yakasını bir araya getiremiyor. Bunların hepsinde ciddi bir bölünme ve iç savaş sorunu var" diye konuştu.
Konuşması sonrasında CHP Yunus Emre Kadın Kolları Başkanı Serpil Cebeci, Oran'a çiçek takdim etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Umut Oran partililerle detay
Umut Oran açıklama
Genel ve Detay görüntü
( Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN / MANİSA,
======================================
6)TIR İLE OTOMOBİLİN ÇARPIŞTIĞI KAZA KAMERADA
MANİSA'nın Kula İlçesi'nde, TIR'la otomobilin çarpıştığı kazada 1 kişi yaralanırken, o anlar, bir işyerinin güvenlik kamerasınca görüntülendi.
Kaza, geçen çarşamba günü saat 20.45'te, İzmir- Ankara D- 300 Karayolu Orhan Acar Kavşağı'nda meydana geldi. Uşak'tan İzmir yönüne giden Şafak Cihat Madak yönetimindeki 43 KZ 554 plakalı TIR ile D-300 Karayolu'na çıkarken kırmızı ışıkta geçen Hasan Memili yönetimindeki 45 K 4993 otomobil çarpıştı. Kazada otomobil sürücü Memili, yaralandı. Yaralı Memili ambulansla hastaneye kaldırılıp, tedaviye alındı. Kaza anı, bir işyerinin güvenlik kamerasınca görüntülendi. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
İşyerinin güvenlik kamerasından görüntü
(KJ Haber- Kamera: Hasan YİĞEN / KULA (Manisa),