Haberler

Dha Yurt Bülteni-9

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)KAYSERİ'YE ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜMARDİN-Diyarbakır karayoluna teröristlerin yerleştirdiği patlayıcının askerlerin geçişi sırasında patlatması sonucu şehit olan iki askerden 28 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Mahmut Yıldırım'ın Kayseri'deki baba ocağına, ateş düştü.

1)KAYSERİ'YE ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ

MARDİN-Diyarbakır karayoluna teröristlerin yerleştirdiği patlayıcının askerlerin geçişi sırasında patlatması sonucu şehit olan iki askerden 28 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Mahmut Yıldırım'ın Kayseri'deki baba ocağına, ateş düştü.

Şehidin Talas ilçesi Yenidoğan Mahallesi Ertuğrul Gazi Caddesi'nde bulunan babası Necati Yıldırım'ın evine gelen askeri yetkililer, acı haberi ailesine bildirdiler. Şehidin babası Necati ile annesi Selma Yıldırım'ı evlerinden alan askeri yetkililer, aileyi askeri uçakla cenaze töreni için Diyarbakır'a götürdü. Evli ve bir çocuk babası olduğu öğrenilen şehidin cenazesinin yarın öğleyin Kalemkırdı Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği bildirildi.

Görüntü Dökümü

-------------------

-Şehit Mahmut Yıldırım'ın anne ve babasının askerler tarafından araca bindirilmesi

-Şehidin babasının evinden detay görüntü

-Şehidin ailesi ile birlikte opak fotoğrafı Sibel hanıma Whatsapp'tan gönderildi

Haber-Kamera: Zafer BARIŞ/KAYSERİ, DHA)

======================================================

2)KAYNAK: AVRUPA, DÜNYAYA SOYKIRIMI İCAT EDEN BİR BÖLGEDİR

BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Avrupa'nın demokratik haklarını kullanmak isten Türkiye'nin bakan, milletvekili ve sivil toplum kuruluşlarına karşı terör estirdiğini anlatırken, "Avrupa, dünyaya soykırımı icat eden bir bölgedir" dedi.

Veysi Kaynak, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün Kahramanmaraş'ta organize ettiği toplantıyla Gaziantep, Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa'dan gelen yaklaşık 150 gazeteciyle bir araya geldi. Toplantıya Kaynak'ın yanı sıra, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca ve Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca da katıldı. Toplantıda konuşan Kaynak, 16 Nisan'da yapılacak referandumun, son yıllarda Türkiye'de yaşanan başarıların ve istikrarı kalıcı hale gelmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi.

"TÜRKİYE'DE YALAN PARLAMENTER SİSTEMİ"

Her zaman demokratik bir devletten yana olduklarını belirten Kaynak, demokratik devletlerin 3 ana yöntemle yönetildiğini kaydederek, şöyle dedi:

"Meşruti monarşiler vardır İngiltere'de olduğu gibi ya da bizim bir zaman Osmanlı'da Kanuni Esasi'den sonra uygulandığı gibi. Parlamenter sistem var ve Başkanlık Sistemi var. Türkiye, iddialı bir laf olacağını biliyorum ama yalan bir parlamenter sistemiyle yönetilmektedir. Parlamenter sistemin esası şudur; halk sandığa gidecek, kendi temsilcilerini doğrudan seçecek ve o seçtiği temsilcilerin arasından bir hükümet çıkacak ve o meclisten güvenoyu alacak. O meclis eğer güvenini geri alırsa da hükümetin görevi sona erecek. Gerçekten Türkiye'de hep böyle mi oldu? Türkiye'de 1950-60 arasında bir iktidar vardı darbeyle yok oldu. O darbecilerin kurduğu kurucu meclis tarafından da bir Anayasa yapıldı. O Anayasa aslında milletin iradesinin üzerindeki vesayet odaklarını tahkim etmişti. 1995-99 arası Türkiye'de uygulanan bu yalan parlamenter sistemin nelere gebe olduğunu, nasıl kötü ve riskli bir sistem olduğunun adeta bir laboratuvardır. Hükümet kurma görevi partisini sandıktan birinci çıkaran rahmetli Erbakan'a değil Mesut Yılmaz'a verildi. 28 Şubat postmodern darbesinde insanlar inanlarından, fikirlerinden dolayı kitlesel olarak cezalandırıldılar ve arkası sıra o hükümet 28 Şubat Milli Güvenlik Kararları'ndan sonra ayrılmak zorunda kaldı. Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi, hani millet o egemenliğini TBMM eliyle kullanırdı. O yüzden Türkiye'deki cari parlamenter sistem yalan bir parlamenter sistemdir."

"TÜRKİYE'DE TUTUKLU GAZETECİ YOK"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gazetelerde lehte ve aleyhte yazılan yazılarla anlatıldığını, bunun da Türkiye'de özgür bir basın olduğunu gösterdiğini ifade den Kaynak, şöyle devam etti:

"Kim ne derse desin Ak Parti bir yandan da basınımızın önündeki engelleri kaldırarak bugünlere gelmiştir. Türkiye'de özgür basın var ama hiçbir basın mensubun, basın mensubu sıfatıyla terör örgütlerinin üyeliğini, maşalığını, teröristlik yapmaya hakkı yoktur. Türkiye'de tutuklu gazeteci yoktur, tutuklu suçlular vardır. Kim tarafından tespit edilmiş bu suçları, mahkemeler tarafından. İçinde banka soyguncusu var, polis şehit edeni var, yol kesen, gasp eden, terör örgütü üyesi olduğu net olarak ortaya çıkan ama bir şekilde kendisini gazeteci olarak yansıtan insanlar var. Son hadiseler göstermiştir ki hiç kimse bize özgürlük dersi veremez."

"AVRUPA İÇİN ORTAÇAĞ KARANLIĞINA GİRİŞİN İLK ADIMLARI ATILMIŞTIR"

Başta Alman ve Hollanda olmak üzere son zamanlarda Avrupa'da, Türklere ve bakanlara yönelik tutumlara da değinen Veysi Kaynak, yaşananları rezalet olarak değerlendirdi. Kaynak, şöyle konuştu:

"Bize, terörle mücadele eden Türkiye'ye 'Terörle mücadele yasanızı gevşetin' diyen Avrupa, kendisi bizzat demokrasi için demokratik değerleri ayaklar altına, demokrasi için oralarda olan Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarına, milletvekillerine, bakanlarına terör estirmektedir. Avrupa, dünyaya soykırımı icat eden bir bölgedir. Bizim ecdadımızı asla soykırımla anılmamıştır. 600 yıl, 3 kıtada, 24 milyon metrekareyi yöneten ecdadımız asla soykırım yapmamıştır, asla emperyalist olmamıştır. Asla kültürel emperyalizme diline, inancına, ırkına, hiçbir şeyine müdahale etmemiştir. Osmanlı'nın hüküm sürdüğü coğrafyada hala o insanlar 600 sene hüküm sürdüğü yerlerde kendi dilleriyle konuşmaya, kendi inançlarıyla yaşamaya ve kendi kültürlerini yaşatmaya devam etmiştir. Ama şimdi dönüp bakıyorsunuz 'Dini sembol sayılabilecek şeylerle çalışmazsınız' diyorlar. Avrupa için Ortaçağ karanlığına girişin ilk adımları atılmıştır."

Görüntü Dökümü

-------------------

Kaynak'ın salona girişi

Salondan detay

Kaynak'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 28 MB

=========================================================

3)BAKAN SOYLU: MEDENİYETİMİZİ KISITLAMAK İSTİYORLAR

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu medeniyetlerine iftira atıldığını belirterek, "Biz sadece bu ülkenin içerisinde kendimizi sorumlu tutan bir medeniyet değiliz. Bizim medeniyetimizi kısıtlamak istiyorlar, medeniyetimize iftira atıyorlar. Bizim medeniyetimizi taşımak isteyenleri bazen hapse atıyorlar, bazen idam ediyorlar, bazen medya ve gazeteler üzerinden itibarsızlaştırmak istiyorlar. Bu medeniyeti yarına taşımak isteyenleri ekonomik bir krizle, anarşizmle, terbiye etmek istiyorlar. Bunu hep birlikte yaşıyoruzö dedi.

Sabah saatlerinde özel uçakla Trabzon'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir restorantta düzenlenen kahvaltılı organizasyonda gençlerle bir araya geldi. Alkışlarla salona giren yapan Bakan Soylu, yaklaşık 45 dakika boyunca öğrencilerle tokalaştı, selamlaştı.

"MEDENİYETİMİZİ KISITLAMAK İSTİYORLARö

Gençlere seslenen Bakan Soylu, medeniyetlerinin kısıtlanmak istendiğini ve iftira atıldığını belirterek, "Etrafımızdaki coğrafyayı unutan bir medeniyet değiliz. 400, 500 ve 600 yıl önce yaşananları unutan bir medeniyet değiliz. Biz sadece bu ülkenin içerisinde kendimizi sorumlu tutan bir medeniyet de değiliz. Bizim medeniyetimizi kısıtlamak istiyorlar, medeniyetimize iftira atıyorlar. Bizim medeniyetimizi taşımak isteyenleri bazen hapse atıyorlar, bazen idam ediyorlar, bazen medya ve gazeteler üzerinden itibarsızlaştırmak istiyorlar. Bu medeniyeti yarına taşımak isteyenleri ekonomik bir krizle, anarşizmle, terbiye etmek istiyorlar. Bunu hep birlikte yaşıyoruz. Ama sizlerin üzerinde büyük yükümlülük ve sorumluluklarınız var. Türkiye 2 bin, 2 bin 500 dolarlık bir ülke olsaydı geleceğe ait ümitsiz olabilirdiniz. Ülkemiz tanklarını, insansız hava araçlarını yapmamış olsaydı bugün umutsuz olabilirdiniz. Ama dikkat edin. Türkiye ötekileştirilen bir ülke değildir. Altını çizmek istiyorum. Avrupa tarafından da ötekileştirilen değildir. Türkiye korakor mücadele yapılan ve kora kor diz çökertilmek istenen, bunun için gayret gösterilen bir ülkedir. 2 bin dolarlık bir ülke olsaydı Türkiye ötekileştirilen bir ülke olurduö dedi.

"OLAY ÇOK FARKLI BİR BOYUT ALMIŞTIRö

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle devam etti:

"Eğer bugün Almanya ve Hollanda ile dünyanın bazı ülkeleri Türkiye'ye had bildirmeye çalışıyorsa bilmenizi isterim ki, olay çok farklı bir boyut almıştır. Olay kora kor mücadele eden, güçlenen, kendi otomobilini, kendi uydusunu yapacak olan ve kendine ait milli geliri 25 bin dolara çıkarabilecek olan bir Türkiye'ye tahammül etmeme meselesidir. 'Evet sen yükseliyorsun, büyüyorsun. Ama seninle mücadele edip, en pahalı olarak nitelendirdiğin Anadolu coğrafyasını elinden alabilmek için çaba sarf edeceğim' meselesidir. Esas vesayet dış vesayetti, biz bunu hep göz ardı ettik.ö

"ATACAĞIMIZ ADIMLARI SİZ DEĞİL MİLLET TANIMLAYACAKö

"Trabzon'un gururu Soylu Süleymanö sloganları üzerine konuşmasına kısa süre ara veren Bakan Soylu kalabalığa, "Asıl sizler bizim gururumuzsunuzö diyerek karşılık verdi ve açıklamalarını sürdürdü. Anayasa değişikliği ve referandum sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Soylu şunlar söyledi:

"Neymiş, parlamento güçsüz olacakmış. Doğru, bir gecede 28 Şubat sürecinde Doğru Yol Partisi'nden 25 milletvekilinin başka bir partiye transfer edildiği bir parlamento daha güçlü. Değil mi? Peki bu millet neden Tayyip Erdoğan'ı seviyor? Siz sesinizi çıkarmazken, bu parlamentoyu güçsüz bir hale düşürürken Marmaris'te, 'Ben milletimi yalnız bırakamam' diyerek inip inmeyeceği belli olmadan uçağa binen ve kendisini Allah'a ve bu millete teslim ettiği için. Onlar istiyorlar ki demokrasiyi, insan haklarını ve özgürlükleri biz tanımlayalım. Ey dünya size sesleniyorum; atacağımız adımları siz değil bu medeniyet ve bu büyük millet tanımlayacak. Bu sizin sorumluluğunuzdadır.ö

"ZİHNİYET AYNI, BU ZİHNİYET HİÇ ŞAŞMAZö

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Bakan Soylu, "Bilmenizi isterim çok büyük bir mücadele veriyoruz. Gerçi ben de kendimi çok yoruyorum. Kılıçdaroğlu'na bıraksak o çok daha güzel anlatıyor. Yanlış mı söylüyorum? Cumhurbaşkanımız bir söz etti, 'Buna 5 tane keçi verseniz kaybeder' dedi. Bende bunu izah ettim. Sonra çok kıymetli bir dostum kulağıma eğildi, 'Burada ufak bir yanlışlık var. Keçiler kaybolmaz bu kendisi kaybolur' dedi. Zihniyet aynı, bu zihniyet hiç şaşmazö ifadelerini kullandı.

FEYZİOĞLU'NA GÖNDERME: 'ADAMIN CİBİLLİYETİ AYNI CİBİLİYET'

Bakan Soylu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun Trabzon Barosu tarafından düzenlenen panelde yaptığı konuşmaya da tepki gösterdi ve şunları söyledi:

"Diyor ki; 'Bu Anayasa'yı MHP ile AK Parti oturdu, Apo ile beraber yaptı.' Bak bak, ne yapmışız? Edepten yoksun bir adamın söylediği söze bakar mısın? Şimdi adamın tipine bakıyorsun, adamın boyuna bakıyorsun, ona oy verip oraya getirip Baro Başkanı yapanlara bakıyorsun; size şunu söylemek istedim. Adamın cibilliyeti aynı cibilliyet. 1'inci köprüye, 2'inci köprüye, 3'üncü köprüye 'hayır' diyen bir cibilliyet. Trabzon'da bir baro var, o da aynısı. Hiç yakışmıyor Trabzon'a. Bunu söyleyen adamın yakasına 3 tane rozet takması lazım. Beraber aynı yolda gitmiyorlar mı? Gidiyorlar. CHP'nin, HDP'nin ve FETÖ'nün rozetini takacak. Üçünün de rozetini takacak. Eksik kalıyor ve avukatlarımızı ve hukukçularımızı da gayri kanuni bir şekilde yanlış temsil ediyorlar. Gayri kanuni ve hukuksuz bir şekilde yanlış temsil ediyorlar. Bu kadar açık ve nettir. 16 Nisan'da gerekli cevabı milletimiz verecek. Bunlar bu memleketin ortaya koyduğu bu zenginlikleri ortadan kaldırabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.ö

"SİZE BİR SIRRIMIZI VEREYİMö

Yoğun bir çalışma temposunda olduklarını ifade eden Bakan Soylu, "Size bir sırrımızı vereyim. Ben Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya ne kadar gitmişsem, eksiklikleri ne kadar yerinde görmüşsek bilmenizi isterim ki o kadar tedbir alabiliyoruz. Saha bize öğretiyor. Ama eğer gitmezsen devleti kim yönetir biliyor musunuz? Bazen PKK, bazen FETÖ, bazen onların muadilleri. Bürokrasi ne yapıyor? Siyasi irade olmayınca da bürokrasinin hareket kabiliyeti azalıyor ve duruyor. Bu kadar basit. Bugün Türkiye'nin başına gelen en temel felaketler ve kısır döngünün sebebi budurö diyerek açıklamalarını tamamladı.

Görüntü Dökümü

-------------------

Soylu'nun salonda selamlaşması

Soylu'nun konuşması

Detaylar

HABER: FATİH TURAN KAMERA: OSMAN ŞİŞKO/DHA

=========================================================

4)BAKAN ÇAVUŞOĞLU, AVRUPA'YA ÇANAKKALE'DEN YÜKLENDİ

ÇANAKKALE'de konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa ile değil, Avrupa'nın Türkiye ile problemi bulunduğunu belirterek, "Ama bizimle problemi olanlara karşı da biz eğilmeyiz, bükülmeyiz, dik durmasını biliriz. Hiçbir zamanda eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Teslim de olmayacağız" dedi.

Geceyi Çanakkale'de geçiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugünkü programına Vali Orhan Tavlı'yı ziyaret ederek başladı. Ardından da Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Kongre ve Fuar Merkezi'nde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve partililerle bir araya geldi. Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ile AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider'in de katıldığı toplantıda konuşan Bakan Çavuşoğlu, Avrupa'yı sert bir dille eleştirdi. 16 Nisan'daki referandumda anayasa değişikliğinin oylanacağını anlatan Bakan Çavuşoğlu, yeni Cumhurbaşkanlığı sistemini getirecek olan değişim için 'evet' oyu istedi.

"HAZMEDEMİYORLAR"

Konuşmasında son günlerde gerginliğin tırmandığı Avrupa'ya yüklenen Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Avrupa ile bizim bir problemimiz yok. Ama görüyoruz Avrupa'nın Türkiye ile problemi var. Bizim dünyanın başka bir yeriyle de problemimiz yok. Niye olsun ki problemimiz. Durup dururken bir ülkeyle, bir milletle, bir toplulukla niye kavga edelim. Ne faydası var bize. Ama bizimle problemi olanlara karşı da biz eğilmeyiz, bükülmeyiz, dik durmasını biliriz. Hiçbir zaman da eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Teslim de olmayacağız. Onlar alışmışlar, eskiden emredecekler, Türkiye yapacak. İstedikleri kararları alacak. Onlar karar verecek, Türkiye onların buyruğunda gidecek. Geçti o günler. Bizi eşit bir ortak gibi görmek durumundalar. Görecekler de, anlayacaklar da. Anlamaya başladılar, hazmedemiyorlar. Ama hazmetme kapasitelerini genişletsinler. Çünkü Türkiye daha da büyüyecek. Yani bugünkü Türkiye'yi hazmetmekte zorlanıyorsunuz ama yarınki Türkiye'yi böyle giderse hazmetmekte daha da zorlanacaksınız. Şimdiden daha geniş olmaya başlayın, hazır olun. Türkiye'yi durduramazsınız, Türk milletini durduramazsınız, bize zincir vuramazsınız."

"AVRUPA ORTAÇAĞ DÖNEMİNE GİTMEYE BAŞLADI"

Önümüzdeki Cumartesi günü 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102'nci yıldönümü törenlerinin yapılacağı Çanakkale için, "Çanakkale geçilmez' diyen bir şehirdeyiz biz. Ama bizle dost olana biz de dost oluruz" diye seslenen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün dünya çok değişiyor. Sorunlarda var. Maalesef sorunların en çoğu da yaşadığımız kıtada, Avrupa'da var. Ekonomik krizler var mı var. Ülkeler batıyor. Bankalar batıyor. Sosyal problem var mı? Çok ciddi problemler var. Göç krizi var mı? Evet var. Dış politikası başarılı mı? Hayır değil. Genişleme politikası başarılı mı? Hayır değil. Doğu politikası başarısız. Entegrasyon politikası bitti. Kendileri de itiraf ediyorlar. Peki en büyük tehlike ne? Irkçılık ve yabancı düşmanlığı. İslam karşıtlığı, kendisinden olmayan herkese nefretle yaklaşma. Artık bu düşünce eyleme dönüşmeye başladı ve fiziki saldırı. Avrupa nereye gidiyor? Avrupa Ortaçağ dönemine gitmeye başladı. Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesine gitmeye başladı. Oysa 6-7 sene önce Avrupa Konseyi Başkanı olduğum dönemlerde hepimiz Avrupa'yı uyardık. Avrupa'yı hep uyarıyorduk, bu Avrupa'nın gidişi iyi değil. Bu ırkçı adımlara karşı sağlam duralım, Avrupa'nın değerlerini hatırlatalım. Bu değerler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'yı birleştiren değerlerdir. Ekonomik işbirliği, insan hakları, demokrasi, hukuk gibi değerler. Şuanda Avrupa'da hepsi ayaklar altında. İki yüzlülük had safhada. Avrupa Birliği ve Avrupa ülkelerinin bazıları, Hollanda'nın yaptığının kabul edilemez olduğunu söylediği halde açıklamalarında Hollanda'ya destek verdi. Niye, dayanışma. Ne dayanışması, Batı Avrupa dayanışması, Hristiyan dayanışması. Böyle bir şey olur mu? Yanlışı kim yaparsa eğer standart bir değer varsa ortada ona göre değerlendirme yapacaksın. Bunun Türkiye'de olduğunu düşünün, şuanda tüm dünya ayakta olmaz mıydı? veya başka bir ülkede olduğunu düşünün, tüm dünya ayakta olmaz mıydı? Rusya'da oldu, tüm dünya ayakta olmaz mıydı? E peki Avrupa yapınca biz nasıl meşru oluyoruz? Bunu meşru gösterdiğin zaman ben sana nasıl saygı duyacağım? Yarın sen bana demokrasi konusunda nasıl ders vereceksin. Ben bunu senin yüzüne vurmayacak mıyım? Diyorlar ki sizin bakan konuşunca sert konuşuyor, daha ne diyeceğim. Yani içimden daha fazla şey söylemek geliyor da, terbiyemiz müsaade etmiyor. Yaptığımız görevin sorumluluğu da var."

"BU AVRUPA'NIN GİDİŞİ FELAKET"

Konuşmasına "Tabi Hollanda'dan çok içimizdeki Hollandalıları da görüyoruz" diyerek devam eden Bakan Çavuşoğlu, "Efendim Dışişleri Bakanı şöyle dedi, böyle dedi'. Şimdi Almanya'da bir gazeteci bana soru soruyor, 'sizin ülkenize gelen her turist tutuklanıyormuş, o yüzden gelmeye korkuyoruz'. Ben bunun zırva olduğunu söyledim. Bunun İngilizcesi başka bir kelime. Vay efendim bunu kelime kelime çevirip ondan sonra 'bakan şöyle' dedi. Ben buna 'zırva' demeyeceğim de ne diyeceğim? Bir gazeteci çıkıp, sizin ülkenize gelen her turist tutuklanıyormuş derse ne diyeceğim? Yani bir gazeteci önce dürüst olmalı. Bugün Avrupa'daki gazeteciler dürüst değil. Çünkü onları da yönlendiren siyasetçilerdir, derin devlettir. Bugün Almanya'daki gazetelerin hepsi, yüzde 10'u bu sistemin kontrolündedir. Bunu bilerek söylüyorum, çok iddialı bir şekilde söylüyorum. Alman arkadaşlarımızla görüştüğümüz zaman onların da yüzüne söylüyorum. Hiç bir şey söylemiyorlar. Çünkü biliyorlar. Yöntemleri farklı, bir gün o yöntemleri bir yerde, panelde tartışırız. Hangi yöntemleri uyguladıklarını, şimdi yeri değil. Ama işte böyle bir Avrupa'nın kendisini tekrar gözden geçirip, tekrar eski fabrika ayarlarına dönmesi lazım. İkinci Dünya Savaşı sonrası fabrika ayarlarına dönmesi lazım. Çünkü bu Avrupa'nın gidişi felaket. Bu Avrupa'nın gidişi maalesef endişe verici. Avrupa Türkiye'deki referandum konusunda da taraf tutuyor. Gazetelere manşet atıyor, siyasetçileri taraf tutuyor. Neden taraf tutuyorsunuz? Bugüne kadar biz hiç taraf tutmadık. Sen taraf tutarsan bizde taraf tutmaya başlarız. Sen orada yurt dışında yaşayan Türklere etkin olacağını düşünüyorsan hiç kusura bakma ters teper. Ama bizim her hangi bir taraf tutmamızda oradaki Türklerin nasıl oy vereceğini de onlar iyi tahmin eder. Ama biz bunu doğru bulmuyoruz. Bugüne kadarda hiç müdahale etmedik. 15 senedir iktidardayız imasını bile yapmıyoruz. Niye? Başka ülkelerin iç siyasetlerine karışmayı doğru bulmuyoruz. Ama onlar bizim iç siyasetimize karışmaya başlarlarsa biz de karışırız. Yani onların anladığı dilden bizde konuşmasını biliriz. Ama bununla da kalmayız, ama bu doğru bir şey olmaz. O yüzden bu konuda da hatalarından dönmesi lazım. Niye referandum da taraf tutuyorsun. Vatandaşım 'evet' der, 'hayır' der. Sana mı kalmış. Sen Türkiye'yi sevdiğin için mi taraf tutuyorsun. Türk insanını çok mu düşündüğün için, Müslümanları çok sevdiğin için mi taraf tutuyorsun. Türkiye'nin geleceğini çok düşündüğün için mi taraf tutuyorsun. Fesatlıktan çatlıyorsun."

Konuşmasının ardından muhtarlarla hatıra fotoğraf çektiren Bakan Mevlütoğlu, ardından da Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, 29 Kasım 2016'da irtibat kesilen ve sonrasında şehit düştüğü açıklanan Piyade Astsubay Üstçavuş Kıvanç Kaşıkçı'nın baba ocağını ve Silopi'de hain terör saldırısında ağır yaralanan Çanakkaleli Gazi Polis Memuru Seçkin Yıldırım'ı evinde ziyaret etti.

Görüntü Dökümü

----------------

Bakan Çavuşoğlu'nun Vali Orhan Tavlı'yı ziyaretinden görüntü

Bakan Çavuşoğlu'nun muhtarlarla bir araya geldiği toplantıdan görüntü

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasından görüntü

Bakan Çavuşoğlu'nun muhtarlarla fotoğraf çektirmesinden görüntü

Haber- Kamera: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,

==========================================================

5)GAZİANTEP'TE SİLAHLI KAVGA: 2 ÖLÜ, 2 YARALI

GAZİANTEP'te iki grup arasında bilinmeyen nedenle çıkan silahlı kavgada, 2 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi de yaralandı.

Olay, öğle saatlerinde Vatan Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, kimlikleri henüz belirsiz iki grup arasında başlayan tartışma, kısa sürede tüfek ve tabancaların da kullanıldığı kavgaya dönüştü. Olayda, isimleri henüz belirlenemeyen 2 kişi, tüfek ve tabancalarla vurularak yaşamlarını yitirdi, 2 kişi de yaralandı. Çevredekiler de silah sesleriyle büyük korku yaşadı.

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık görevlisi sevk edildi. Sağlık görevlileri yaralıları ambulanslarla hastanelere taşırken, 2 kişinin cesetleri otopsi için Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Olay yerine gelen polisler, yaptıkları incelemede çatışmaya karıştığı iddia edilen 1 kişiyi kovalamaca sonucu yakaladı.

POLİSLERİN ARASINDAN ATEŞ AÇILDI

Polislerin incelemesi sürerken plakası alınamayan bir otomobilden havaya ateş açıldı. Açılan ateş çevrede korkuya yol açarken, otomobil hızla uzaklaşıp izini kaybettirdi.

Polisler, çatışmaya karışan ve kaçan kişilerin kimliklerinin belirlenerek yakalanması için çalışma başlatırken, olay yeri ve çevresinde ise zırhlı araçlarla güvenlik önlemi alındı.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Olay yeri

Polislerin önlem alması

Yaralananlar

Polisin gözaltı yapması

Otomobilden ateş açılması

Otomobilin ilerlemesi

Çevredekilerin kaçışması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 268 MB

=======================================================

6)57'NCİ ALAY'I TEMSİL EDEN 57 GÖNÜLLÜ, ÇANAKKALE'YE YÜRÜYOR

ÇANAKKALE Savaşları'nda gösterdikleri kahramanlıklarla destanlaşan 57'nci Alay için Tekirdağ'dan yola çıkan 57 gönüllünün Çanakkale'ye yürüyüşleri sürüyor.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Tekirdağ'da kurduğu 57'nci Alay'ı temsil eden 57 gönüllü için önceki gün Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102'nci yıldönümü nedeniyle 18 Mart Cumartesi günü düzenlenecek törene katılmak üzere 57'nci Alay Şehitliği'ne yürümeye başladı. 'Dönmeyi düşünmediler' sloganı ile yola çıkan ve 235 kilometre yürüyecek olan grup Malkara İlçesi'nde Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul tarafından karşılandı. Yurdakul, "Siz bizlerin onurumuzsunuz. Malkara'da olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu coşkuyu bu ruhu tarihte emsali görülmemiş kahraman alayı tekrar yaşattığınız için teşekkür ediyorum. Ülkemizin her yerinde sizin gibi insanlara gerçekten ihtiyacımız var. Bizlere her yıl bu 57'nci Alay'ın ne kadar önemli olduğunu bu kahramanlık destanını yeniden hatırlatıyorsunuz. Gerçekten büyük bir onur ve kıvanç kaynağısınız. Hepinize tekrar tarihimizi geçmişimizi kahramanlık destanlarımızı bizlere hatırlattığınız için teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum" dedi.

Grubun sözcüsü 53 yaşındaki Hikmet Selim Yılmaz, amaçlarının, Tekirdağ'ı tarih ile kucaklaştırmak olduğunu ifade ederek, "Çanakkale Savaşları'nın 102'nci yıldönümünde orada olacağız. Başta 57'nci Alay erleri ile subayları olmak üzere bütün Çanakkale ve Gelibolu kara ve deniz savaşları şehitlerimiz nur içinde yatsınlar. İşte böyle bir alayın bugünkü torunları olan biz Tekirdağlılar ne kadar övünç duysak azdır. Atalarımızdan aldığımız bu sancağı sonsuza kadar yere düşürmemeye ve sahip çıkmaya karar verdik. Onlara gidiyoruz. Sizler bizleri yüreklerinizde yeşertirken bizler vatan topraklarını adımlayarak adlarını Çanakkale Savaşları'na altın harflerle yazdıran, 'Biz buraya teslim olmaya ve dönmeye gelmedik, ölmeye geldik' diyen atalarımıza yürüyoruz. Şehitlerimizi yad etmek için yürüyoruz. Biz bomba sırtında, kanlı sırtta nasıl bir destan yazdığımızı 102 yıllık bir süreçte tüm dünyaya duyurduk. ve o 102 yıllık süreçte kanlı sırtta kara muharebelerin başladığı dönemde 25 Nisan sonrası 57'ıncı Alay Tekirdağ'dan aldı o sancağı Galiçya'ya, Filistin cephesine taşıdı. ve o sancağı yere düşürmemek için son sancak taburu topyekun kendini imha etti. Böyle bir alayın yürüyüşçüleri olmak, böyle bir alayın destanını tarihsel sürece yeniden aktarmak ve onları yaşatmak temsili de olsa bizim kocaman yüreklerimizde çok önemli bir yer ediyor. Biz bedenlerimizle yürümüyoruz, biz yüreklerimizle yürüyoruz. Ayaklarımız parçalansa da iğne, iplikle diksek de, biz bedenlerimizi terk ettik bu yürüyüş boyunca. Biz sadece ve sadece 57'nci Alay'ın destanını yazıyoruz.B ütün insanlarımızın dualarını şehitlerimize iletmek için yola çıktık" dedi.

Yürüyen grupta bulunan ve yürümekten ayaklarının altı patlayan Namık Kemal Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi 25 yaşındaki Melis Gizem İşcan, "Bizim 57'nci Alay'ımız bir asır önce daha zor şartlarda, daha zor şekillerde ölümüne yürüdüler. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunda, onun söylediği gibi ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum dediği gibi ölmeye gittiler. Benim patlamış ayağım nasıl olsa geçer. Önemli olan onları anmaktı. Önemli olan onların vatan savunmasında neler hissettiğini bir nebze anlayabilmekti. Ben bunu azda olsa anladım. O yüzden bu yürüyüşe katıldığım için çok mutluyum" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Grubun yolda yürüyüşü

-Grubun Malkara'ya gelişi

-Grubun karşılanması

-Belediye başkanının konuşması

-Grup sözcüsünün konuşması

-Ayakları yürümekten patlayan kızdan detay

-Gruba plaket verilmesi

-Detaylar

Haber-Kamera: Murat YAYIN/MALKARA(Tekirdağ),

===================================================

7)ULUDAĞ'A 2 GÜNDE 15 SANTİM KAR YAĞDI

TÜRKİYE'nin kış turizm merkezlerinden Uludağ'da hava sıcaklığı eksi 7 dereceye kadar düşerken dünden beri devam eden kar yağışı nedeniyle Uludağ'a iki günde 15 santim kar yağdı. Uludağ'da bu sabah kar kalınlığı 98 santim olarak ölçüldü.

Yurdu etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava, kış ve kayak turizminin önemli merkezlerinden Uludağ'da kar yağışına neden oldu. Hava sıcaklığının eksi 7 dereceye kadar düştüğü Uludağ'da iki gün içersinde 15 santim kar yağdı. Kar kalınlığının bu sabah 98 santim olarak ölçüldüğü Uludağ'da, yağışları hafta boyunca aralıklı olarak devam edeceği açıklandı. jandadrmanın zincir takmayan araçların geçişine izin vermediği Uludağ'da Büyükşehir Belediyesi'ne ait iş makineleri ise yolların kapanmaması için çalışmalarını yoğunlaştırdı.

Kar yağışı Uludağ'da ki işletmelerin yüzünü güldürdü. Ağoğlu Otel'in Genel Müdürü Murat Pınarcı, hafta sonları çok yoğun olduklarını belirtip, "kar yağışı bu yıl sezonu uzatacak. Önümzüdeki hafta ekonomi zirvesine ev sahipliği yapacağız. Uludağ'a olan ilgi giderek artıyor" dedi.x

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Uludağ'dan görüntü

-Murat Pınarcı ile röp

-Detaylar

-Pistlerden görüntü

Faruk KAHRAMAN / BURSA, -

====================================================

8)ÇORUM'DA YOĞUN KAR YAĞIŞI TRAFİĞİ FELÇ ETTİ

ÇORUM'da kar yağışı nedeniyle kayganlaşan yolda iki otomobil çarpıştı. Kazada 3 kişi yaralandı.

Çorum'da dün akşam saatlerinde başlayan kar gece saatlerine kadar aralıksız devam etti. Çorum-Samsun karayolu Kaymakçı mevkiinde kayan bir TIR nedeniyle yol kısa bir süre ulaşıma kapandı. Bölge trafik ekipleri ve karayolları ekiplerinin çalışmaları sonucunda karayolu yeniden trafiğe açıldı. Çorum-Alaca karayolunda yoğun kar yaşışı nedeniyle meydana gelen trafik kazasında, Deniz Çelik idaresindeki 19 KU 779 plakalı otomobil, Necati Bekar idaresindeki 38 RZ 928 plakalı otomobil ile yoğun kar yağışı nedeniyle kayganlaşan yolda çarpıştı. Kazada her iki araçta bulunan sürücülerle birlikte Ümit Şahin yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü :

---------------------

Yaralıların hastaneye getirilmesi

Kayan TIR'dan detay

Kar yağışından detay

SÜRE: 2.30 - BOYUT : 118 MB)

Haber-Kamera : Yusuf ÇINAR/ÇORUM,-

=======================================================

9)ADINA 38 HAT AÇILDI, 7 BİN LİRA BORÇLANDIRILDI

ŞANLIURFA'da okur-yazar olmayan ve geçimini inşaatlarda çalışarak sağlayan 4 çocuk babası 36 yaşındaki Mehmet Pisat'ın SGK girişi için verdiği kimlik fotokopisinden adına 38 telefon hattı açıldı. Kendisinden habersiz kullanıma açılan hatlardan dolayı GSM şirketlerine 7 bin lira borçlanan Pisat, mağduriyetinin giderilmesini istedi.

Eyyübiye Mahallesi'nde oturan Mehmet Pisat'ın çalıştığı inşaatlarda SGK primi ödenmesi için verdiği nüfus cüzdanı fotokopisiyle adına 38 telefon hattı açıldı. Adına 7 bin lira civarında borcu bulunduğuna dair borç yazısının gelmesiyle birlikte durumdan haberdar olan Pisat, Şanlıurfa'dan dışarı çıkmadığını, İzmir'de adının insan kaçakçılığına karıştığını bununu için gözaltına alınıp daha sonra gerçek ortaya çıkınca serbest kaldığını söyledi. Pisat, hayatını karartan dolandırıcıların bulunması için mahkemeye başvurduğunu anlatarak, mağduriyetinin giderilmesini istedi.

Mehmet Pisat, şunları söyledi:

"Benim okur-yazarlığım yoktur. Ben inşaatlarda çalışıyorum. Bu sırada sigorta girişini yapabilmek için bizden nüfus cüzdanımızı istediler. Bende verdim; onun dışında hiçbir kişiye veya kuruma cüzdanımı vermedim. Bir süre sonra bizim eve borç kağıtları gelmeye başladı. Bunun için mahkemeye başvurdum. Adıma 38 hat çıktığını öğrendim. Benim sürekli bir gelirim yok, mahkeme masraflarını bile karşılamakta zorlanıyorum. Hayatımda hiç İzmir'e gitmedim. Bunun için gözaltına alındım. Saçımdan numune alıp parmak izimi aldılar. Bu durum yüzünden hem benim, hem de ailemin psikolojisi bozuldu. Bir an önce bu dolandırıcıların bulunup adalette teslim edilmesini istiyorum."

Görüntü Dökümü

--------------------------

Adliye binası

Mehmet Pisat'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Ali LEYLAK-Kamera- Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 193 MB

========================================================

10)CHP'Lİ BİÇER'DEN 'HAYIR'LI REFERANDUM KLİBİ

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer ve partili kadınların kamera karşısına geçerek seslendirdiği 'Hayırlı ola' referandum klibi ilgi çekti.

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, anayasa değişikliği referandumuna yönelik 'hayır' kampanyasına destek olmak için CHP'li kadınlarla birlikte kamera karşısına geçti. 'Çemberimde Gül Oya' türküsünün müziği eşliğinde referandum için hazırlanan cümlelerin kullanıldığı 3 dakikalık klip ilgi çekti. Stüdyoda başlayan klip, sokakta tamamlandı.

CHP'li Milletvekili Yıldız Biçer, "İnandığımız bir yolda kadınlarımızla beraber mücadele ederek ortak bir iş yapma duygusu tarif edilemez. Destek oldular, uğraştılar. Emek veren her bir arkadaşıma teşekkür ediyorum. Onlarla beraber ortaya güzel bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Referandumdan da hayır çıkacak. Hayır kazanacak, buna inanıyorum" dedi.

CHP'li Biçer'in ve partili kadınların söyledikleri türkünün değiştirilmiş sözleri şöyle: "Ülkemde güzel günler görmedim doya doya. Açsın rengarenk güller bahar gelsin yurduma. Tercihim hayırlı ola. Anadolu adımız yiğitliktir andımız. Ne oldu birden böyle bölünmeyiz seksene. Tercihim hayırlı ola."

Görüntü Dökümü

--------------------------

Klipten görüntü

Genel ve Detay görüntü

( Haber- Kamera: İZMİR,

=========================================================

11)'MERSİN'İ GİZEMİ' DÜNYA 3'NCÜSÜ OLDU

MERSİN Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde yapılan Akdeniz Turizm Forumu (MEDITOUR 2016) için çekilen ' Mersin'in Gizemi' adlı kısa film ITB Berlin Fuarı kapsamında düzenlenen 'Golden City Gate' Turizm Filmleri yarışmasında dünya 3'ncüsü oldu.

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, Başkan Yardımcısı Nuh Yüksel Güngör ve Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş'in katılımı ile basın toplantısı düzenledi. MTSO'nun ulusal ve uluslar arası yaptığı çalışmalar ve hayata geçirdiği projeler hakkında bilgi veren Aşut, Mersin'in dünyanın yaşadığı en büyük küresel ekonomik krizlerde bile ihracatını koruyan bir kent olduğunu söyledi. Mersin'in büyük sıçramalar yapamadığını anlatan Aşut, "Ama zor zamanda var olanı korumak da önemlidir. Bu arada her sıkıntıya rağmen yüksek teknolojili ve katma değerli ürünlerdeki yüzde 3'e yakın artış çok önemlidir, gelecek için bir umuttur" dedi.

Aşut, geçtiğimiz aylarda ev sahipliğini yaptıkları MEDITOUR 2016 çektirdikleri ' Mersin'in Gizemi' adlı kısa filminin dünya turizm çevresinde adından söz ettirdiğini de dile getirdi. K2 Medya'dan yönetmen Onur Kıratlı tarafından çekilen filmin ITB Berlin Fuarı kapsamında düzenlenen 'Golden City Gate' Turizm Filmleri yarışmasında dünya 3'ncüsü olduğunu kaydeden Aşut şöyle dedi:

"Hazırlattığımız ve bir Mersin firmamızın çektiği tanıtım filmi 'Mersin'in Gizemi', Turizm Filmleri yarışmasında 42 katılımcı kent arasında üçüncülük ödülü kazandı. Bu vesile ile Mersin böylesi önemli bir fuarda tekrar gündeme geldi, film binlerce insan tarafından seyredildi. Önemli bir imaj ve tanıtım çalışması oldu. Her alanda dünya kalitesinde iş yapan bir Mersin hedefimizdir. Bunu çeken firmanın bir Mersin girişimcisi olması ise ayrıca gurur mesesidir."

Görüntü Dökümü

----------------------------

Mersin'i Gizemi filmi

Toplantıya katılanlar filmi seyrederken

Toplantıya katılanlardan genel ve detay

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut'un konuşması

Genel ve detay

(BOYUT: 428,97 MB) (SÜRE: 03,50 dk)

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
İstanbul'da katliam: 4 kişiyi öldürüp intihar etti

4 kişiyi öldürüp canına kıydı! İntihar anı kamerada

Saadet Partisi'nde yeni genel başkan Mahmut Arıkan

Saadet'te Karamollaoğlu dönemi sona erdi! İşte yeni genel başkan

10 ilimizde eğitime kar engeli

10 ilimizde eğitime kar engeli

Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto: TürkAkım sayesinde başka rotaya ihtiyacımız yok

"Türkiye'den başka rotaya ihtiyacımız yok"

title