Haberler
İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte'yi ağırladı

NATO Genel Sekreteri Ankara'da! İşte kritik zirvede konuşulanlar

Dha Yurt Bülteni-9

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)EL BAB ŞEHİDİ MEMLEKETİNE UĞURLANDISURİYE'nin El Bab Bölgesi'nde DEAŞ'ın yerleştirdiği el yapımı patlayıcıları temizleme çalışmaları sırasında meydana gelen patlamada şehit düşen Piyade Astsubay Yunus İşcan'ın cenazesi, Gaziantep'te düzenlenen törenin ardından memleketi Tekirdağ'a uğurlandı.

1)EL BAB ŞEHİDİ MEMLEKETİNE UĞURLANDI

SURİYE'nin El Bab Bölgesi'nde DEAŞ'ın yerleştirdiği el yapımı patlayıcıları temizleme çalışmaları sırasında meydana gelen patlamada şehit düşen Piyade Astsubay Yunus İşcan'ın cenazesi, Gaziantep'te düzenlenen törenin ardından memleketi Tekirdağ'a uğurlandı.  Suriye'nin El Bab bölgesinde DEAŞ'ın yerleştirdiği el patlayıcıları temizlerken meydana gelen patlamada Piyade Astsubay Yunus İşcan şehit oldu, 2 asker yaralandı. Şehit İşcan'ın cenazesi, öğle saatlerinde morgtan alınarak Gaziantep Havalimanı'na götürüldü. Şehit İşcan için burada düzenlenen törene; Vali Ali Yerlikaya, 5'inci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor, İl Jandarma Komutanı Albay Ömer Ersever, İl Emniyet Müdürü Erhan Gülveren, belediye başkanları ve askerler katıldı.

Şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu, askerlerin omuzlarından Türk Hava Kuvvetleri'ne ait uçağa taşındı. Şehit astsubay Yunus İşcan'ın cenazesi memleketi Tekirdağ'a gönderildi. Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında yürütülen operasyonda İşcan ile birlikte şehit askerlerin sayısı 69'a yükseldi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Törene katılanlar

Askeri uçak

Askerlerin selam durması

Şehidin tabutunun taşınması

Tabutun uçağa konulması

Uçağın ayrılışı

Genel ve detay görüntüler

Haber: Metin Faruk TAMER-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 202, 70 MB

===============================================

2)LİSELİ AHMET'İN ÖZ BABASI, "BELKİ DE OLAYI BENİM ÜZERİME ATACAKLARDI"

SINIF ARKADAŞLARI MASASINI KARANFİLLERLE SÜSLEDİ

İZMİR'in Menemen İlçesi'nde, geçen hafta kaybolan ve Manisa'daki bir su kuyusunda cansız bedenine ulaşılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Ahmet Coşkun'un katil zanlısı olarak gözaltına alınan üvey babası M.M. (Müştak Mozzak), M.M.'nin arkadaşı Y.K. ve Coşkun'un annesi E.M. (Elif Mozzak) tutuklandı. Bugün cenazeyi almak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na gelen Ahmet Coşkun'un öz babası Mustafa Ali Coşkun, oğluyla görüşmesinin sürekli engellendiğini iddia edip, öldürülmesinden suçu olanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Baba Coşkun, "Çocuğuma onu kaçıracağım yönünde telkinlerde bulunuyorlardı, belki de olayı benim üzerime yıkacaklardı. Bunların hepsi yargılamada ortaya çıkacak" dedi. Bu arada, Coşkun'un eğitim gördüğü okuldaki sınıf arkadaşları, masasını karanfillerle donattı.

Karşıyaka'daki Atakent Anadolu Lisesi 9'uncu sınıf öğrencisi Ahmet Coşkun, geçen 12 Şubat'ta Bolu'dan gelen teyzesi Esma Koç'u görmek için dedesi Ahmet Koç'un Esatpaşa Mahallesi'ndeki evine gitti. Dedesinin evinden kendi evlerinde unuttuğu USB belleği almaya gideceğini söyleyerek ayrılan Coşkun'dan bir daha haber alınamadı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis ekipleri, Coşkun'un yürüdüğü güzergah üzerindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan araştırma sonucunda Ahmet Coşkun'un en son evinin 150 metre ilerisindeki plastik doğrama atölyesinin önünden geçerken görüntülendiği öğrenildi. Coşkun'un cep telefonunun IMEI numarasından yapılan araştırma sonucunda Manisa'nın Yunusemre İlçesi Recepli Mahallesi yakınlarındaki bir bölgeden sinyal alındı. Harekete geçen ekipler, Ahmet Coşkun'un cansız bedenini bir su kuyusunda buldu. Jandarma ve AFAD ekipleri tarafından kuyudan çıkarılan Ahmet Coşkun'un cansız bedeni savcının incelemesinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı.

ÜVEY BABASI İTİRAF ETTİ

Lise öğrencisi Ahmet Coşkun, cansız bedeninin ayağına taş bağlanmış halde kuyuda bulunmasıyla ilgili bir yurtta Kuran eğitimi veren üvey babası M.M., annesi E.M. ve aynı yurtta aşçılık yapan M.M.'nin arkadaşı Y.K. gözaltına alındı. M.M.'nin şüpheli ifadeleri üzerine yapılan detaylı sorgulamada, katil zanlısı her şeyi anlattı. M.M.'nin, Ahmet Coşkun'un annesine aşık olduktan sonra, ilk etapta liseli genci evliliğe ikna ettiği, ardından da annesini ikna etmesini sağladığı ortaya çıktı. Oğluna çok düşkün olan E.M.'nin evliliği düşünmemesine rağmen oğlunu kırmamak için kabul ettiği öğrenildi. Bir gözü protez olan ve eşinden 10 yaş küçük olan M.M.'nin bu nedenle kompleks yaşadığı, E.M.'nin oğluna olan düşkünlüğü nedeniyle de cinayete karar verdiğini itiraf ettiği belirtildi.

PİKNİĞE GÖTÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞ

Katil zanlısı M.M.'nin, doğayı çok seven, derslerinde de oldukça başarılı olan Ahmet Coşkun'u, kayıplara karıştığı gün pikniğe götürme bahanesiyle yanına aldığı, ardından olayın yaşandığı Recepli Köyü'ne götürdüğü, burada da arkasından saldırıp sopayla defalarca başına vurduğu belirlendi. Bir nalburdan aldığı sopayla bayıltıncaya kadar darp ettiği talihsiz liseliyi henüz ölmeden yine nalburdan aldığı çuvala koyup üzerine de taş dolduran M.M.'nin, daha sonra çuvalı su kuyusuna attığı tespit edildi. Polisin, M.M.'nin sopayla çuvalı aldığı nalbura da ulaştığı belirtildi.

3 KİŞİ DE TUTUKLANDI

İzmir Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerinin sürdürdüğü soruşturma kapsamında, sorgulanan M.M.'nin, E.M.'nin oğluna olan düşkünlüğü nedeniyle Ahmet Coşkun'u rakibi olarak görmeye başladığını ve onu ortadan kaldırırsa daha güzel bir hayatlarının olacağını düşündüğü söylediği ileri sürüldü. Katil zanlısı M.M.'nin, olayın ardından önce kendi cep telefonu ve Ahmet Coşkun'un cep telefonundan yaptıkları konuşmalara ait kayıtları sildiği, ardından da hiçbir şey yaşanmamış gibi cinayetten sonra "Canım oğlum bu cuma bana mesaj atmadın, seni çok özledim nasılsın" diye mesaj gönderdiği tespit edildi. İşlemlerinin ardından dün (pazartesi) adliyeye sevk edilen M.M., E.M. ve Y.K. tutuklandı. M.M.'nin hakim karşısında, "Olaydan sonra eşimi aradım o iş tamam dedim, o da 'Bunu daha sonra konuşalım' dedi" diye konuştuğu öğrenildi.

ÖZ BABASI KONUŞTU

Öldürülen Ahmet Coşkun'un Menemen'de yaşayan ve bir demir çelik fabrikasında çalışan öz babası Mustafa Ali Coşkun (43), boşandıktan sonra oğlunun velayetinin annesine verildiğini ve sonrasında kendisine gösterilmediğini öne sürdü. Başka bir evlilik yapmadığını belirten Coşkun, "Kaybolduktan sonraki pazartesi sabahı durumu öğrendim. Yeğenim sosyal medyada görmüş. Ben de polise başvurdum, doğru olup olmadığını araştırdım. Daha sonra beni ifadeye çağırıp şüphemin olup olmadığını sordular. Tabii ki birinci derecede sorumlu anneydi, çünkü çocuğun velayeti annedeydi. Oğlumu en son bir sene önce gördüm, bana göstermiyorlardı. Ahmet çok iyi bir çocuktu ve başarılı bir öğrenciydi. Annesi bir türlü benimle paylaşamadı, göstermemek için sürekli önüme engel koydu. Benim kaçıracağımı öne sürüp çocuğu korkutuyordu. Baskı oluşturuyorlardı. Ailevi nedenlerden dolayı anlaşamadık ve dava açtılar, sonra da medeni insanlar gibi boşandık. Ben kapımın açık olduğunu ne zaman isterlerse gelebileceklerini söyledim hatta boşanmak için davayı ben açmadım. Ama o süreçte güvenliksizlik de oluştu" dedi.

"BELKİ DE BENİM ÜZERİME YIKACAKLARDI"

Oğlunun kayıp olduğunu öğrendikten sonra eski kayınpederinin evine gittiğini anlatan Coşkun, "Oğlumun yurtta kaldığını biliyordum, belki başarısında faydası vardı ama böyle bir şekilde katledileceği aklıma gelmedi. Çocuğu ortadan kaldırıp benim mi üzerime atmak istediler bilmiyorum. Kaybolduğunda eski kayınpederimin evine gittim beni görür görmez 'En büyük düşmanım sensin' dedi. Bana 15 yıldır çocuğu göstermediler, okula gittim, müdür yardımcısı engelledi. Çocuğu bana göstermemek için her seferinde engel oldular. Ben çocuğumla arkadaş olmak istediğimi söyledim ama okula bile gitmeme izin vermediler. Bu caniliği yapanların en iyi şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Üvey babasının nasıl katlettiği ortada. Çocuğun annesinin haberi olmadan bunu yapabilir miydi bilmiyorum. Annesinin eli var mıydı, planlı bir şey miydi onu da yargılama aşamasında göreceğiz. Belki de çocuğa 'Baban seni kaçıracak' diyerek olayı benim üzerime mi yıkacaklardı, onu da bilmiyorum. Ben kendim mağdurum, benim annem babam yok, çocuğu kaçırıp ne yapacağım" diye konuştu.

MASASI KARANFİLLE DONATILDI

Bu arada, Ahmet Coşkun'un eğitim gördüğü Atakent Anadolu Lisesi'ndeki sınıf arkadaşları, talihsiz gencin masasını karanfillerle donattı. Çevresinde çok sevilen biri olan Coşkun'un arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.

Cenazeyi almak için İzmir Adli Tıp Kurumu'nda bekleyen Mustafa Ali Coşkun, oğlunu Manisa'nın Yunusemre İlçesi'ne bağlı kırsal Köseler Mahallesi'nde toprağa vereceğini söyledi.SU KUYUSUNA BAYGIN HALDEYKEN ATILMIŞ

İzmir'in Menemen İlçesi'nde, geçen hafta kaybolan ve Manisa'daki bir su kuyusunda cansız bedenine ulaşılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Ahmet Coşkun'un cenazesi İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'nda yapılan otopsinin ardından öz babası Mustafa Ali Coşkun'a teslim edildi. Baba Coşkun, oğlunu, Manisa'nın Yunus Emre İlçesi Köseler Mahallesi'nde bugün ikindide toprağa vereceğini söyledi. Bu arada, talihsiz liselinin ölümüyle ilgili yeni bir ayrıntı ortaya çıktı. Buna göre, başına sopayla vurulduktan sonra kendinden geçen Ahmet Coşkun'un, su kuyusuna henüz hayattayken atıldığı ve kafatasında çatlak, beyninde de kanama oluştuğu ortaya çıktı.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Adli Tıp Kurumu'ndan görüntü

-Ahmet Coşkun'un öz babası Mustafa Ali Coşkun ile röp.

-Genel ve detay görüntü

-Cenaze alınırken görüntü

-Genel ve detay görüntü

(Haber: Tufan HAMARAT, Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, DHA)

====================================================

3)İŞADAMINI KAÇIRIP DOMUZ BAĞI İLE TUTAN ŞÜPHELİLER PKK İLE TEHDİT ETMİŞ

TEKİRDAĞ'ın Çerkezköy İlçesi'nde yatırım yapmak isteyen işadamı Nurettin Çakın'ı kaçırıp, domuz bağı ile işkence yaptıktan sonra bankaya parasını almak için götürürken yakalanan 4 şüpheli, bugün Saray İlçesi'nde adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin, işadamını PKK ile tehdit ederek, "Malını paranı bize vereceksin, bizim korumamız altında olacaksın. Sonra da ülkeyi terk edecesin. Paranla rtulacaksın" dedikleri ortaya çıktı. Hollanda'da uzun yıllar çalıştıktan sonra İstanbul Silivri'ye yerleşen Nurettin Çakın, bir süre önce Tekirdağ'ın Çerkezköy İlçesi'nde yaşayan Ali Kemal Aydoğan ile tanışıp arkadaş oldu. Çakın, parası olduğunu ve Hollanda'daki birikimleri ile Türkiye'de arsa ve işyeri gibi yerler alıp yatırım yapmak istediğini dile getirince, Kemal Aydoğan, Çakın'ın elindeki paraları almak için plan yaptı. Çerkezköy'de bir süre önce bir işyeri kiralayan Aydoğan, Çakın'ı ilçeye davet ederek, kiraladığı işyerini satma bahanesi ile Kızılpınar Mahallesi'ndeki dükkana götürdü.Ali Kemal Aydoğan, işyerinde kuzenleri Ali Aydoğan, Cemali Aydoğan ve Enes Durdu ile birlikte Nurettin Çakın'ın işyerinin bodrum katına indirip, etkisiz hale getirdi. Çakın'ı domuz bağı yöntemiyle ellerlini ve ayaklarını bağlayarak ağzını bantladılar. İki zanlı Çakın'a, polis ve devlet ile yakın ilişkileri olduğunu ve hesabındaki paraları kendilerine vermeleri durumunda can güvenliğini sağlayacaklarını söyledi. Çakın'ı bodrum katında yaklaşık 4 saat rehin tutan şüpheliler, daha sonra bankadan paraları çekip kendilerine vermelerini istedi. Ölüm korkusu ile bu duruma razı olan Çakın, Ali Kemal Aydoğan, Aziz Aydoğan tarafından kiralanan bir otomobille bankadaki paraları çekmesi için Saray İlçesi'ne götürüldü.

Nurettin Çakın, otomobilde şekerinin düştüğünü belirterek, yemek yemeleri konusunda kaçıran kişileri ikna etti. Bunun üzerine Saray İlçesi Otogarı karşısındaki bir lokanta önünde durdular. Bu sırada otomobilden inen Çakın, otogar önündeki trafik polis ekiplerini doğru kaçarak yardım istedi. Yardım üzerine hareket geçen polis, otomobilde bulunan Ali Kemal Aydoğan ve Aziz Aydoğan'ı yakaladı. Çakın'ın ifadesi üzerine polis jandarma bölgesi olan Çerkezköy'ün Kızılpınar Mahallesi'nde olduklarını belirlediği diğer şüpheliler Cumali Aydoğan ve Enes Durdu'yu düzenlediği operasyonla yakaladı.

Yakalanan 4 şüpheli Tekirdağ'ın Saray İlçesi Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulandı. Şüphelilerin, domuz bağı ile bağladıkları işadamı Nurettin Çakın'ı terör örgütü PKK ile tehdit ettikleri ortaya çıktı. Şüphelilerin, işadamına "Malını paranı bize vereceksin, bizim korumamız altında olacaksın. Sonra da ülkeyi terk edecesin. Paranla kurtulacaksın" dedikleri belirtildi.

Şüpheliler Ali Kemal Aydoğan, Aziz Aydoğan, Cumali Aydoğan ve Enes Drdu, emniyetteki soruşturmalarının ardından bugün Saray İlçesi adliyesine çıkarıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

Şüphelilerin adliyeye getirilmesi

Şüphelilerden detaylar

Alınan önlemler

Kaçırılan işadamının tutulduğu bodrum

Kaçıran kişilerin olayı anlatması

Detaylar

Haber-Kamera: Şaban KARDEŞ/SARAY(Tekirdağ), -

=========================================================

4)TOKAT'TA KARBONMONOKSİT GAZI CAN ALDI

TOKAT'ta 75 yaşındaki Ahmet Gürses, yatağında ölü bulundu. Gürses'in sobadan sızan karbonmonoksit gazından hayatını kaybettiği üzerinde duruluyor.Kent merkezi Semerkant Mahallesi'nde iki katlı müstakil evde yaşayan işçi emeklisi evli ve 4 çocuk babası Ahmet Gürses, dün gece üst kattaki odasında tek başına uyudu. Sabah saatlerinde alt katta oturan yakınları, uyandırmak için Ahmet Gürses'in odasına çıktı. Ancak Ahmet Gürses'in hareketsiz ve sessiz bir şekilde yatağında yattığını gören yakınları durumu 112 ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler tarafından yapılan incelemede yaşlı adamın öldüğü belirlendi. Olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Evde yapılan ilk incelemede Gürses'in kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından hayatını kaybettiği belirlendi. Savcının incelemesinin ardından Gürses'in cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Tokat Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

EŞİ BUGÜN AMELİYAT OLACAKTI

Bu arada büyük üzüntü yaşayan yakınları, talihsiz adamın eşi Ayşe Gürses'in de bir süredir Tokat Devlet Hastanesi'nde bağırsak kanseri nedeniyle yataklı tedavi gördüğünü, bugün ise ameliyat olmaya hazırlandığını söyledi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

-Evden görüntüler

-Polislerin incelemesi

-Cenazenin çıkarılışı

-Ölen adamın fotosu

Haber-Kamera: Mustafa TURAPOĞLU/TOKAT,

=====================================================

5)CHP'Lİ ATICI: 'EVET' DERSEK TÜRKİYE'DEKİ YARGIYI BİR TEK KİŞİNİN ELİNE VERMİŞ OLACAĞIZ

Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Bingöl'de referandumla ilgili yaptığı konuşmasında, "Evet dersek, 80 milyondan toplanan vergileri, bir tek kişi bütçelendirecek. Evet dersek, Türkiye'deki yargıyı bir tek kişinin eline vermiş olacağız" dedi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, anayasa değişliğiyle ilgili 16 Nisan'da yapılacak refarandum günü sandık güvenliğine ilişkin alışmalarla ilgili Bingöl'de partilileriyle bir araya geldi. CHP İl Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıda konuşan Atıcı, anketlerde 'Hayır' oyunun çıktığını belirterek, "Referandumda evet çıkması halinde anayasa değişikliği 2019 yılında yürürlüğe girecek. Vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla il il, ilçe ilçe, köy köy geziyoruz. Gezmeye de devam edeceğiz, onlara işin gerçeğini anlatacağız. Onlara şu soruyu sormakla başlayacağız. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar, hatta AKP'nin milletvekilleri diyorlar ki 'Evet' deyin, terör bitsin, ekonomi düzelsin, işsizlik bitsin, memleket şaha kalksın, uçsun, yeniden bir diriliş olsun. Diyelim ki, doğru söylüyorlar. Diyelim ki, halkımız bunlara inandı ve 'Evet' oyu verdi. Bu anayasa değişikliği ne zaman yürürlüğe girecek? 2019 yılında. En önemli budur. Eğer yeninden dirileceksek, neden 2019'u bekleyeceğiz? Terör bitecekse, neden 2019'u bekliyoruz. Vatandaş 'Evet' demiş, ertesi gün girsin yürürlüğe bu uygulama? Bizim reçetemiz buysa, ilacımız buysa, neden 2,5 sene sonra bu ilacı içelim? Evet dersek Cumhurbaşkanı, yani bir partinin de genel başkanı aynı zamanda hazinenin de anahtarına sahip olacak. 80 milyondan toplanan vergileri, bir tek kişi bütçelendirecek. Eğer 'Evet' dersek, Türkiye'deki yargıyı bir tek kişinin eline vermiş olacağız. Anayasa mahkemesi, yani bakanları, başbakanları, yargılamakla yükümlü olan Yüce Divan, 15 kişiden oluşuyor. Eğer evet derseniz, bu divanın 15 üyesinden 12'sini bir partinin başkanı belirleyecek"dedi.

Görüntü dökümü:

-----------------------

Toplantıdan görüntü

Atıcı'nın konuşması

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL,

=====================================================

6)VALİ AKSOY: AB'NİN DESTEKLEDİĞİ PROJELER KAPSAMINDA SON 3 YILDA 8.4 MİLYON AVRO KAYNAK KULLANILDI

DİYARBAKIR Valisi Hüseyin Aksoy, Diyarbakır'a 2013-2016 yılları arasında 38 kamu kurum ve kuruluşları hazırladığı ve Avrupa Birliğinin desteklediği projeler için 8.4 milyon avro kaynak kullanıldığını söyledi.

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı (DESOB) ve Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayi Destekleme Vakfı (MEKSA), tarafından yürütülen DESOB Girişimcilik ve İş Danışmanlığı Merkezi projesi kapsamında gerçekleşen "İstihdam ve genç işsizliği sorununun çözümlenmesinde meslek kuruluşlarının rolü" çalıştayı yapıldı. Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Talip Gül, DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu, MEKSA Vakfı Şube Başkanı Sertaç Işık, TSO Başkanı Ahmet Sayar, DOGÜNSİFED Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, Baro Başkanı Ahmet Özmen'in yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı çalıştayda konuşan Vali Aksoy, Diyarbakır'a 2013-2016 yılları arasında 38 kamu kurum ve kuruluşları hazırladığı ve Avrupa Birliğinin desteklediği projeler için 8.4 milyon avro kaynak kullanıldığını belirterek, şunları söyledi:

"Yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bölgeye yönelik olarak yürüttüğü çalışmalarda yaklaşık olarak 78 milyonluk bir kaynağın Avrupa Birliği kapsamı içerisinde bölgemize gelen yatırımlarda kullanıldığını ifade etmek isterim. Sivil toplum kuruluşlarımızında 8 projesini 350 bin avroluk projesininde bölgemizde yürütüldüğünü belirtmek istiyorum. Toplama baktığımızda yaklaşık olarak 98 milyonluk bir kaynağı bu üç yıl içerisinde Diyarbakır'da yürütülen çeşitli projelerde kullanmış durumdayız. DESOB yine Avrupa Birliğin'den sağlanan yaklaşık olarak 274 bin avroluk bir proje kapsamı içerisinde MEKSA Vakfı ile birlikte örnek bir çalışmayı gerçekleştiriyor. ve bu projenin en önemli boyutuda sektörel yatırım alanlarında genç istihdamın desteklenmesi programı kapsamı içerisindeki bir proje. ve bu projeninde özelliği en fazla yoğunluk yaşadığımız genç kişilerin istihdamının nasıl ne şekilde yapılacağı ile ilgili mevcut durumu ortaya koymak ve buna çözüm üretmek adına yapılacak olan bu çalıştay. Bu çalıştayda çeşitli kurum ve kuruluşlarımızın görüşleri olacak ve bu görüşlerde bizlere bundan sonraki çalışmalarımızda rehberlik etmiş olacak."

DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu ise, proje hakkında bilgi vererek, Proje ile 200 genç işsize ve 500 ortaöğretim öğrencisine yönelik mesleki tanıtım kariyer ve iş danışmanlığı ve girişimciliği danışmanlığı hizmetleri verildiğini söyledi. 50 genç işsize iş sağlığı ve güvenliği, iş organizasyonu eğitimleri verildiğini söyleyen Ebedinoğlu, "Kendi iş yerini kurmak isteyen 100 gencimize girişimcilik eğitimi vererek kendi iş yerlerini açmaları konusunda danışmanlık hizmetleri verildi. Eğitimlerimizde genç kadınlarımızın istihdamı için kadınlara pozitif bir ayrımcılık yapılarak yaklaşık yüzde 60 bir katılım sağlandı. Yine projemizde 32 genç işsize yaklaşık 7 ay süreyle 800 saatlik kaynakçılık eğitimi verildi. Kursiyerlerimize eğitim sonunda MEB onaylı sertifika verildikten sonra MYK sınavına tabi tutuldu. Ayrıca bu gençlerden bazılarıda çeşitli firmalarda işe yerleştirilmelerinde sağlamış bulunmaktayız" dedi.

Konuşmalar sonrasında proje kapsamında mezun olan kuriyerlere sertifakaları verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------

Çalıştaya katılanlar

Vali Aksoy'un konuşması

Ebedinoğlu'nun konuşması

Sertifaların verilmesi

Genel ve detay

Haber-Kamera: Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,

=======================================================

7)ÇOMÜ'DE 70 AKADEMİSYEN BYLOCK'CU ÇIKTI

ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çerçevesinde şu ana kadar 322 akademik ve idari personel hakkında soruşturma başlatılırken, 70 akademisyen ve 100'ün üzerinde idari personelde örgütün gizli haberleşme uygulaması olan ByLock tespit edildiğini açıkladı.Bir önceki rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner'in halen FETÖ/PDY kapsamında tutuklu olarak cezaevinde bulunduğu ÇOMÜ'de, örgüt yapılanması çözülmeye başladı. ÇOMÜ'nün mevcut Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, düzenlediği basın toplantısında, üniversitedeki FETÖ yapılanmasına ilişkin olarak son gelişmeleri aktardı. Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, ÇOMÜ'nün son 6 yıllık gündeminin paralel yapılanmayla geçtiğini belirterek, "Maalesef, özellikle 15 Temmuz'la birlikte bütün Türkiye'nin de gördüğü silahlı terör örgütü FETÖ ve onların yaptıklarının gündem oluşturduğu bir altı yıl yaşadık. Bizden önceki dört yıl boyunca konuşulan konular arasında kime ne tür sıkıntılar çıkarıldı, Çanakkale'nin değişik kurumlarıyla ne tür sürtüşmeler yaşandı gibi aslında üniversitenin gündeminde hiç bulunmaması gereken birçok konu konuşuldu. Buda ÇOMÜ'ye bilimsel ilerleme ve kurumsallaşma anlamında ciddi zaman kaybettirdi" dedi.

"322 PERSONEL HAKKINDA SORUŞTURMA"

Kendisi göreve geldiğinden itibaren FETÖ yapılanmasının üniversitenin halen bir numaralı gündemi olmaya devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Acer, "Biz bu konuyu daha hızlı bir şekilde gündemden çıkarmaya gayret gösterdik. Üniversitenin şu anki durumuna ben, 'Yeniden yapılanma' diyorum. Ben ve arkadaşlarım ÇOMÜ'yü yeniden şekillendirmenin heyecanın yaşıyoruz. Dışarıya çok yansımasa da kendi içimizde yaşıyoruz. Dolayısıyla FETÖ gündemini geride bırakmaya başladığımızı söyleyebilirim. Çok sayıda öğretim elemanının ve idari personelin soruşturmalarında sona yaklaşıldı. Hatta idari personelin soruşturmaları tamamlandı. Henüz resmi tebligatlar yapılmamış olsa da, 322 akademik personelin büyük bir çoğunluğunun soruşturmasının sonuçları aşağı yukarı belli. Bugüne kadar ihraç olanlar var. Olacak olanlar var" diye konuştu.

"70 BYLOKCU AKADEMİSYEN"

ÇOMÜ'de şu ana kadar FETÖ'nün gizli haberleşme programı olan ByLock'u kullanan 70 akademik personel ile 100'ün üzerinde idari personel tespit edildiğini anlatan Rektör Prof. Dr. Acer, bu rakamların sürekli güncellendiğini söyledi. Rektör Acer, şöyle devam etti:

"Sadece akademik personelde 70'ye yakın ByLock tespit edildi. Aynı zamanda idari personel içinde 100'ün üzerinde ByLock tespit edilmiş kişiler var. Bundan sonra nasıl bir sonuç çıkar onu göreceğiz. FETÖ yapılanmasında ilk sırada üç üniversite sayarım. Bunlardan biri Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, bizimle aynı kategoride. Onlar şu an akademisyen ihraç listesinde birinci sıradalar. Bir diğeri de Dicle Üniversitesi. Ama Dicle Üniversitesi'nde süreç tahmin ediyorum ki yavaş yürüyor olabilir. Onlarda da epey bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Diğeri de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin başına gelmiş epey büyük bir felaket bu. Kurumsallaşma adına ciddi bir zaman kaybına yol açmış."

"EN ÇOK İDARİ PERSONELİN İHRAÇ EDİLDİĞİ ÜNİVERSİTE OLDU"

FETÖ yapılanması kapsamında ihraç edilen idari personel sayısında ÇOMÜ'nün Türkiye'de ilk sırada bulunduğunu ifade eden Rektör Yücel Acer, "Soruşturmalarda biz iki hususu birbirinden ayırdık. İdari personel ile akademik personeli birbirinden ayırıp, iki farklı komisyon soruşturdu. 72 idari personel üniversitemizden ihraç oldu. Sanıyorum buna bir dört kişi daha eklenecek. Nihai olarak 76 diyebiliriz. Maalesef Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bütün üniversiteler arasında en çok idari personelin ihraç edildiği yer oldu. İhraç olan akademik personel sayısı ise 145. Ama bu rakam öyle görünüyor ki kesinlikle 200'ü geçebilir. Bu rakamda bizi Türkiye'de üniversiteler içerisinde ilk dört arasına sokuyor" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Basın toplantısından görüntü.

-ÇOMÜ Rektör Prof. Dr. Yücel Acer'in açıklamalarından görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber: Burak GEZEN - Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,

========================================================

8)ÖMER HALİSDEMİR'İN HEYKELİ DİKİLDİ

15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi öldürdükten sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir'in, memleketi Niğde'de heykeli dikildi.

Niğde Belediyesi tarafından yaptırılan heykel, şehidin adını taşıyan Ömer Halisdemir Meydanı'nda dikildi. 2 ayda tamamlanan heykel, yıldız motifi üzerine yerleştirildi. Boyu 6 metre olan heykelin arkasında yer alan hilalde ise, 'Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet' yazıyor. Vinç yardımı ile bulunduğu yere dikilen heykele, Niğdeliler büyük ilgi gösterdi.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Heykel dikilirken görüntü

Vatandaşlardan görüntü

Dikilen heykelin görüntüsü

Heykelden detay görüntü

Vatandaşlarla röportaj

Süre: 01'36" Boyut: 108 MB

Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title