DHA YURT BÜLTENİ - 9
Alara Çayı üzerine 8 HES projesiANTALYA'da, doğa harikası Uçansu Şelalesi'ni oluşturan Alara Çayı üzerinde, 3'üyle ilgili hukuki sürecin sürdüğü 8 HES projesi bulunuyor.
Alara Çayı üzerine 8 HES projesi
ANTALYA'da, doğa harikası Uçansu Şelalesi'ni oluşturan Alara Çayı üzerinde, 3'üyle ilgili hukuki sürecin sürdüğü 8 HES projesi bulunuyor. Hayat 1-2 HES'lerin 'ÇED gerekli değildir' raporu, Danıştay tarafından iptal edildi. Bu 2 projeye ilişkin ÇED sürecinin yeniden başlatılması, köylülerce protesto edildi. Kamer HES davasının bilirkişi raporunda ise HES'in uygun olmadığı görüşü kaydedildi.
Gündoğmuş ilçesinde, Torosların zirvesi Akdağ ve Geyik dağlarında, 50 metre yükseklikten dökülen doğa harikası Uçansu Şelalesi'nin kaynağını da oluşturan Alara Çayı üzerinde, 7'si dere, 1'i baraj tipi olmak üzere 8 HES projesi bulunuyor. Akdeniz'e döküldüğü alana kadar yaklaşık 80 kilometre uzunluğa sahip nehir üzerindeki HES projelerinden Hayat 1, Hayat 2 ve Kamer HES ile ilgili hukuki süreç devam ediyor. ÇED raporlarında harita üzerinde belirtilen Uçankaya, Gündoğmuş, Erka, Oğuz HES projesi ve Alara Barajı'yla ilgili hukuki süreç ise başlatılmadı.
HAYAT 1-2 İÇİN 'ÇED OLUMLU' SÜRECİ
HES projelerine karşı çıkan bölge halkı adına açılan davaları takip eden avukat Münip Ermiş, 2 projenin Uçansu Şelalesi'nin hemen üst ve alt kısımlarında olduğuna dikkati çekerek, nehir üzerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca projelendirilen 8 HES olduğunu söyledi. Hukuki süreç hakkında bilgi veren Ermiş, "2012'de ilk davanın açıldığı Antalya 1'inci İdare Mahkemesi, 2013 yılında Hayat 1 ve Hayat 2 regülatör ve HES projelerinin 'ÇED gerekli değildir' raporlarını iptal etti. Danıştay 14'üncü Dairesi de mahkemenin iptal kararını onayladı. İki HES projesiyle ilgili bu kez 'ÇED olumlu' süreci başlatıldı. Geçen ay köylülerin karşı çıkması üzerine 'halkın katılımı' toplantısı yapılamadı" dedi.
KAMER HES'İN BİLİRKİŞİ HEYETİ DEĞİŞTİ
Yine şelaleye çok yakın bölgede planlanan Kamer regülatörü ve HES projesi için 2015'in Mayıs ayında verilen 'ÇED olumlu' raporunun iptali için köylülerin dava açtığını belirten Ermiş, "Antalya 2'nci İdare Mahkemesi, 2016 yılında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar temyiz edildi. Danıştay 14'üncü Dairesi itirazı reddetti. Devam eden davada, HES'lerin doğaya zarar vereceği yönünde değerlendirmeleri olan bilirkişi heyeti, itiraz üzerine değiştirilerek, yeni bir heyet oluşturulmasına karar verildi" diye konuştu.
40'A YAKIN BİLİM İNSANI 6 RAPOR HAZIRLADI
Toplam 8 projeden 3'üyle ilgili hukuki sürecin 9 yıldır devam ettiğini belirten Ermiş, "Bu davalarda 40'a yakın profesör ve doçentten oluşan bilirkişi heyetleri tarafından hazırlanan 6 raporda, Uçansu Şelalesi'nin de bulunduğu Alara Çayı'na kesinlikle HES yapılamayacağı kaydedildi. Buna rağmen davalarda itiraz üzerine sürekli yeni bilirkişi heyeti oluşturulması talep edilerek mahkeme kararları bozuluyor. Hayat 1-2 HES'ler için de yeniden ÇED süreci başlatılması, hukuk tanımazlık. Çünkü bu raporların tamamı mahkeme tarafından hazırlatılan raporlar ve kesinlikle HES yapılamaz, diyor" dedi.
BİLİRKİŞİ HEYETİNİN YENİ RAPORU
3'ü profesör, 2'si doçentten oluşan 5 kişilik yeni bilirkişi heyeti, 13 Mart'ta bölgede mahkeme heyetiyle yaptığı incelemelerini tamamladı ve geçen hafta raporunu hazırladı. Mahkemeye sunulan 32 sayfalık raporda, projenin tünel çalışmaları ve arazide sert zemine rastlanılması halinde patlama yapılacağının, nihai ÇED raporunda belirtildiğine dikkat çekilerek, proje alanında patlama yapılmasıyla kayaçlardaki kırık ve çatlakların olumsuz etkileneceği, kaya düşmesi, devrilmesi ve kopması gibi bazı zeminlerde kaymalara neden olacağı kaydedildi.
CAN SUYU MİKTARI DİKKATE ALINMAMIŞ
Verimsiz yatırım olması nedeniyle projenin rantabilitesi hakkında soru işaretleri bulunduğuna işaret eden bilirkişi heyeti, nihai ÇED raporunda can suyu miktarının dikkate alınmadığı, balıkçılık uygulamaları, sucul ekosistemin korunması ve biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği açısından yetersiz olduğunu kaydetti. Heyet; dava konusu proje alanının coğrafi konum ve topografik, jeolojik, jeomorfolojik yapılar, hidrojeolojik ve hidrolik özellikler dikkate alındığında da uygun olmadığını bildirdi.
ORMANLIK ALAN VE ENDEMİK TÜRLER VAR
Raporda, Eskibağ Orman İşletme Şefliği sınırlarındaki 27 bin 754 metrekarelik orman alanındaki genç ağaçların kesilecek olmasının da kamu yararı bakımından önemli ve ekonomik kayıplara neden olacağına işaret edildi. Kızılçam ormanıyla birlikte çalı ve otsu formadaki kavotu, mideotu, dağ çayı, deliçay, çan çiçeği ve kekik türlerinin geniş yayılışlı ve endemik olduğu belirtilerek, nihai ÇED raporunda türlerin devamlılığının sağlanması açısından önemli eksikler içerdiği kaydedildi.
Antalya Orman Bölge Müdürlüğü, önceki görüşlerinde HES ve hazır beton tesisinin kurulacağı sahanın büyük kısmının devlet ormanı olduğu, ormancılık çalışmalarına olumsuz etkisi olacağından uygun görülmediği yönünde görüş bildirmişti.
'ÇED OLUMLU RAPORU UYGUN DEĞİL'
Proje sahasının, 1'inci derece doğal sit alanına 30- 40 metre uzaklıkta olduğu ve bu doğal sit alanına zarar verilmeyeceğine ilişkin önlemlerin somut olmadığı da vurgulanan raporda, gerekli önlemlerin alınacağına dair yatırımcı firmanın taahhüt vermesinin de bilimsellikten uzak olduğu kaydedildi. Bilirkişi heyeti, Alara Çayı üzerine inşa edilmesi planlanan Kamer regülatörü ve HES, kırma-eleme ve hazır beton tesisleri için hazırlanan ÇED raporunun yeterli ve kapsamlı hazırlanmadığı, raporun yetersiz ve 'ÇED olumlu' kararının uygun olmadığı ortak görüş ve kanaatine varıldığını açıkladı.
Görüntü Dökümü
---------
-Şelalenin görüntüsü
-Akan suyun görüntüsü
-Şelale önündü resim çektirenlerden görüntü
-Detaylar
Haber-Kamera: Mehmet ÇINAR/ANTALYA,
====================
Çorum'da taş ocağı tartışması sürüyor
Çorum'un merkeze bağlı Üyük köyünde oturan vatandaşlar, köye açılan taş ocağında dinamitle yapılan patlamaların içme suyu kaynaklarına zarar verdiğini belirterek tepkilerini sürdürüyor. Köye gelerek vatandaşlara seslenen Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, taş ocağını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun izin verdiği yönünde iddiaları hatırlattı, "İçişleri Bakanımız konuya müdahil olduğu ve yönlendirilmesiyle ruhsat verildiği yönünde ifadeler var. Şerefimle temin ederim ki, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir" dedi.
Merkeze bağlı Üyük köyüne açılan taş ocağında dinamitle yapılan patlamaların içme suyu kaynaklarına zarar verdiğini belirten köylüler, çalışmaların durdurulması yönündeki taleplerini iletmek üzere dün Çorum Valiliği önünde toplandı. Köylüler, Vali Mustafa Çiftçi ile görüşmek için beklemeye başladı. Bir süre sonra dışarı çıkan Vali Yardımcısı Recep Yüksel, vatandaşlarla görüştü. Yüksel, taş ocağının daha önce 4-5 defa mahkemelik olduğunu ve kararının işletme lehine sonuçlandığını belirterek konunun yine de ayrıntılı bir şekilde araştırılacağını söyledi. Bu sırada köylüler ile vali yardımcısı arasında tartışma yaşandı. Bazı vatandaşlar, vali yardımcısını yuhaladı. Köylüler, Vali Mustafa Çiftçi'nin köye geleceğini öğrenince valilik önünden ayrıldı.
VALİ BUGÜN KÖYE GELDİ
Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, bugün Üyük köyüne geldi, vatandaşlarla görüştü. Köydeki sorunları çözüme kavuşturacaklarını belirten Vali Çiftçi, vatandaşların tüm endişeleriyle ilgili de yeniden inceleme başlatacaklarını söyledi. Vali Mustafa Çiftçi, "Valiliğin önünde bir takım sorunlarınız nedeniyle oturma eylemi gerçekleştirdiğinizi duydum. Bu bölgeyle ilgili geçmiş de talepleriniz olmuş, tabi bu talepleriniz incelenecektir. Şunu da huzurlarınızda ifade etmek isterim. Taş ocağının işleten müteahhit Trabzonlu, İçişleri Bakanımızla müteahhit arasında bir bağlantı kurulmuş yani dolayısıyla, İçişleri Bakanımızda konuya müdahil olduğu ve yönlendirilmesiyle ruhsat verildiği yönünde ifadeler var. Şerefimle temin ederim ki, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Ben Çorum'da göreve başlayalı 7 ay kadar bir süre oldu. İçişleri Bakanımız beni bu konuyla ilgili, ruhsatla ilgili, bu kişi ile ilgili arayıp da her hangi bir şey söylemedi. Huzurlarınızda yeminle ifade ediyorum. Bu taş ocağını işleten kişi Trabzonlu olabilir. Konyalı da olabilir,. Trabzon'dan gelen bu kişinin iş yapması ruhsat alması gayet normal, bakanımızın da bu kişiyle hiçbir irtibatı yoktur. Benimle bu konuyla ilgili İçişleri Bakanımızda bugüne kadar hiç görüşmemiz olmamıştır. Bunu da şerefimle temin ediyorum. Bununda bilinmesinde fayda var" dedi.
İddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Vali Çiftçi, "Sinek pis değil, ama mide bulandırır. Bunlar çirkin iddialar. Bir seçim ortamındayız İstanbul'da bir seçim ortamı var. Kurt bulanık havayı sever derler. Aslı astarı olmayan gerçeklikle alakası olmayan konularda bu tür iddiaları atmak kimin işine yarar bilemiyorum ama, bunu da açıklamak gereği duydum" diye konuştu.
Vali Çiftçi konunun araştırılacağını belirterek köyden ayrıldı.
BAKAN SOYLU'DAN TEPKİ
Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çorum'daki taşocağı firmasına kendisinin izin verdiği yönündeki iddialara Twitter hesabından cevap verdi. Bakan Soylu, "Yalan haber çetecileri iş başında. Yine kurgu haberlerle siyaset peşindeler. Masa başı yalan haberiniz için suç duyurusunda bulunacağım" paylaşımına yer verdi.
Görüntü Dökümü
-----------
-Çorum Valisi Mustafa Çiftçi Üyük köyünde köylülerle bir araya gelmesi
-Vali Çiftçi'nin taş ocağı bölgesinde inceleme yapması
-Çiftçi'nin Köylülere taş ocağı ve Süleyman Soylu hakkında yaptığı açıklama
-Detaylar
(SÜRE 3 dk 45 ) (BOYUT 444 MB)
Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR – Serkan BARIŞ ÇORUM
=================
Bursa'da yeşil reçeteye tabi 235 bin kaçak ilaç ele geçirildi
Bursa'da kaçak yollarla yurda sokulan yeşil reçeteli ilaçları piyasaya süren 4 şüpheli yakalandı. Gözaltına alınan şüphelilerin araç ve evlerinde yapılan aramalarda 50 koli içerisinde 235 bin yeşil reçeteye tabi kaçak ilaç ele geçirildi.
İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri, yeşil reçeteye tabi ilaçların illegal yollarla piyasaya sürüldüğünü tespit etti. Kişilerin ruhsal değişimine yön verdiği ileri sürülen ilaçların satıldığı bilgisi üzerine 3 ay boyunca teknik ve fiziki takip yapan ekipler, operasyon için düğmeye bastı. 3 farklı adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen polis F. K., H.A., M.A.A. ve B.A.'yı gözaltına alındı. Şüphelilerin araçlarının gizli bölmelerinde ve evlerinde yapılan aramalarda 235 bin yeşil reçeteye tabi ilaç ve 1 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi. 4 şüpheli, 'uyuşturucu madde ihtiva eden reçeteye tabi ilaçların reçetesiz halde satılması' suçundan adliyeye sevk edildi.
Öte yandan, ele geçirilen hapların yasa dışı ilaç stokçularında bulunduğu, bir kısmının ise İran'dan yurda sokulduğu ve uyuşturucu etkisi taşıdığı öğrenildi. El konulan ilaçlar arasında cinsel performans artırıcı ibareli ilaçlar da bulunurken, yetkililer bu ürünlerin kalp ritmi bozan tansiyon ve yüksek dozda kalp krizi geçirten ilaçlar olduğunu açıkladı.
Görüntü Dökümü
-----------
Şüphelilerin adlieyeye sevk edilmesinden görüntüler
Ele geçirilen uyuşturucu ilaçlardan görüntüler
Detaylar
Süre: 01.23 Boyut: 156 MB
Haber - Kamera: Serkan AKKUŞ/BURSA,
===============
Su kanalına devrilen otomobilin sürücüsü öldü
Samsun'un Kavak ilçesinde yoldan çıkan otomobil, devrildiği su kanalında süreklenip, menfeze çarptı. Kazada, otomobil sürücüsü Aslan Demir (53), hayatını kaybetti.
Kaza, sabah saatlerinde Mahmutbeyli mevkisinde meydana geldi. Aslan Demir idaresindeki 05 FM 818 plakalı otomobil, aşırı yağış nedeniyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun kenarında bulunan su kanalına devrildi. Yaklaşık 100 metre su kanalında sürüklenen otomobil, menfeze çarparak durabildi. Kaza sonrası otomobil hurdaya dönerken, çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde otomobilde sıkışan Aslan Demir'in kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.
Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
------------
Kaza yapan otomobil görüntüsü
Haber-Kamera: SAMSUN,
==================
Barajın karşısındaki bağ evine, kendi yaptığı sal ile gidiyor
Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı Bozca köyünde yaşayan Hasan Laçin (71), barajın karşı tarafındaki bağ evine, 20 kilometrelik yolu kullanmamak için demir sacdan yaptığı sal üzerinde, çelik halatla geçiyor.
Bozca'da oturan Hasan Laçin, köyün yakınından geçen Bozca Barajı'nın karşı tarafında bulunan bağ evine, 20 kilometrelik yol yerine sal ile kestirmeden gidiyor. Barajın bir tarafından diğer tarafına yaklaşık 50 metrelik çelik halat çeken Laçin, sala binip, halatla karşıya geçiyor. Laçin, 2 odalı bağ evine bu yoldan gidip, bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyvelerin bakımını yapıyor. Laçin, salın çalınmaması ve akıntıya gitmemesi için de kilitle önlem alıyor.
'SAL İLE HAYVANLARIMIZI GEÇİRİYORDUK'
Hasan Laçin, barajın karşısında bulunan, babadan kalma bağ evine, 20 kilometrelik yolu kullanmamak için 60 yıldır böyle kestirmeden gittiklerini söyledi. Laçin, 60 yıl önce babasıyla yaptıkları ilk salın da hemen hemen aynı olduğunu belirterek, "Önceden karşıya geçiş daha kolaydı. İş makineleri girdi buraya ve geçişimizi zorlaştırdılar. Eskiden sal ile at, eşek gibi hayvanlarımızı da karşıdan karşıya geçiyorduk. Artık yaşlandım, zorlanıyorum. Bağ evime Sarıhıdır köyünden de geçiş var; ama 20 kilometrelik bir mesafe. Bu şekilde sal ile geçmek çok kolay oluyor. Yüklerimizi de bununla taşıyoruz" dedi.
'SİSTEMİ KENDİM KURDUM'
Karşıya geçerken, salı suyun üzerinde çelik halatla yüzdürdüğünü anlatan Hasan Laçin, "Sistemi kendim kurdum. Çelik halatı büyük kayalara bağladım. Sala bindiğimiz zaman halat yardımıyla karşıya geçiyorum. Şu ana kadar herhangi bir sıkıntı olmadı. Suya düşen de hiç olmadı. Bahçemde fasulye, patates, salatalık, domates gibi birçok ürün yetiştiriyorum. Eskiden çocuğum ve torunlarım da gelip gidiyorlardı. Artık kimse gelmiyor. Bağ evimin bulunduğu bölgede 30 kişinin daha arazileri vardı. Hepsi de bıraktı bahçelerini, ekmiyorlar" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------
-Hasan Laçin, Mustafa Dirik ve iki gencin salın bulunduğu yere gelişi
-Zincirle kilitli salın anahtarla açılması
-Sala binilmesi, halatı bilek gücüyle çekerek bahçelerin bulunduğu alana geçilmesi
-Bahçeye yürünmesi, bahçede çapa yapılması
-Bağ evinde dinlenme görüntüsü
-Hasan Laçin ile bahçede röportaj
-Sal üzerinde Mustafa Dirik ve Hasan Laçin ile röportaj
-Bahçede çalışma sonrası tekrar sal ile karşıya geçilmesi
-Salın demir zincire anahtarla kilitlenmesi
Süre: 7 dakika-770 MB
Haber: Olcay DÜZGÜN-Kamera: İsmet KÖZELO/KAYSERİ,DHA
==================
TIR'ın çarptığı servis minibüsü dereye yuvarlandı
Bursa'da kırmızı ışıkta geçen TIR, servis minibüsüne çarptı. Kontrolden çıkan minibüs, yol kenarındaki dere yatağına yuvarlandı. Kazada yaralanan olmadı.
Kaza, saat 11.00 sıralarında merkez Osmangazi İlçesi İstanbul Yolu Caddesi'nde meydana geldi. Ovaakça'daki trafik lambalarından Bursa yönüne dönmek isteyen İlker Karvan'ın (32) kullandığı 16 AAE 385 plakalı servis minibüsüne kırmızı ışıkta geçen Mürsel Keskin'in (44) kullandığı 38 GB 369 plakalı TIR çarptı. Çarpmanın etkisiyle minibüs, yol kenarındaki dere yatağına yuvarlandı. Bir yemek firmasına ait olan serviste yolcu olmaması olası faciayı önledi.
Kaza nedeniyle trafiğe kapanan yolda uzun araç kuyruğu oluştu. Kazaya karışan araçların çekilmesiyle yol trafiğe açıldı.
Görüntü Dökümü
-----------
-Kaza yerinden görüntüler
-Dereye uşan araçtan detaylar
-Trafikten görüntüler
-Detaylar
Süre: 01.13 Boyut: 137 MB
Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,
======================
Suriyelilerin Öncüpınar'dan bayram dönüşü sürüyor
Ramazan Bayramı için ülkelerine giden Suriyelilerin, Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye dönüşleri devam ediyor. Bayram sonrası Türkiye'ye dönen Suriyelilerin sayısının şu ana kadar 5 bin 500 olduğu belirtildi.
Ramazan Bayram öncesi 20 bin 576 Suriyeli, Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan ülkelerine gitti. Suriyelilerin, bayram tatilinin ardından Türkiye'ye dönüşleri ise devam ediyor. Sınır hattına gelen Suriyeliler, Göç İdaresi İl Müdürlüğü ve polis ekipleri tarafından işlemleri yapıldıktan sonra Türkiye tarafına geçti. Yetkililer, şu ana kadar 5 bin 500 Suriyelinin geri döndüğünü, dönüşlerin 1 Kasım'da sona ereceğini belirtti.
Görüntü Dökümü
----------
Otobüsten inişleri
- Getirdikleri eşyalar
Kuyruklardan görüntü
- Kontrolden geçişleri
Yapılan röportaj
Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 197 MB
Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
=====================
(Özel) - 'Üniversiteli çoban', koyun otlatırken roman yazdı
Diyarbakır'da, Dicle Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünden mezun olduktan sonra iş bulamadığı için çobanlık yapan Mevla Yıldız (24), hayvanlarını otlattığı merada 3 ayda eğitim felsefesi üzerine 'Eğitimli psikopatlar' adında kitap yazdı. Arkadaşının kredi kartını kullanarak 5 bin TL borçla romanı bin adet bastıran Yıldız, kitabının satılmasından çok okunmasını istediğini söyledi.
Dicle Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünden 2017'de mezun olan Mevla Yıldız, uzun süre iş aradı. Yıldız, iş bulamayınca da Bağlar ilçesinin kırsal Oğlaklı Mahallesi'nde yaşayan ailesinin yanına dönüp, çobanlık yapmaya başladı. Yıldız, hayvan otlatırken yazmak için bol bol vakti olduğunu görüp, eğitim felsefesi üzerine roman yazmaya karar verdi. Hayvanlarını otlattığı merada 3 ayda 'Eğitimli psikopatlar' ismiyle roman yazan Yıldız, arkadaşının kredi kartını kullanarak 5 bin TL borçla bin adet bastırıp, satışa çıkardı.
İş bulamadığı için çobanlık yaptığını belirten Yıldız, "Okulda senaryo dersimiz vardı. Senaryo dersimize giren hocamız, senaryo yazmamızı istemişti. Yazdığım senaryo hocanın hoşuna gitmişti. Hatta o dersten 100 almıştım ve hocam o senaryoyu kaybetmememi istedi. Bunu geliştirmem için beni teşvik etti. Köyde hayvancılık dışında yapılacak bir iş olmadığı için ekstradan kendimi yazmaya yönelttim, senaryo üzerinde çalışarak kendimi geliştirmeye çalıştım ve 'Eğitimli Psikopatlar' adlı romanı yazdım" dedi.
'ARKADAŞIMIN KREDİ KARTIYLA ÖDEME YAPTIM'
Kitabı yazdıktan sonra basıp basmama konusunda tereddüt yaşadığını ifade eden Yıldız, "Eğitimin yararları olduğunu biliyoruz. Bir de eğitimin yanlış ellerden kullanılmasından bahsediyorum. Kitabı 3 ayda yazdım ama bunu 3 ayın emeği olarak görmüyorum. Ben 24 yaşındayım. İlk 4 yılı saymasak, ben 20 yıllık bir emek diye düşünüyorum. Kitabı yazdıktan sonra basıp basmama konusunda tereddüt ettim. Birkaç arkadaşa gönderdim ve çok beğendiklerini söylediler. Basmam için beni ikna ettiler. Ben de düşündüm, nasıl basabilirim diye. Çünkü ilk deneyimimdi. Sonra bir arkadaşla görüştüm, o bana bir yol gösterdi. Bir yayınevi ile konuştum ve sağ olsunlar bana yardımcı oldular. Gerek editör bulma, gerek yayınlama anlamında bana birkaç öneri sundular. En uygun olanı seçtim. Fiyat konusunda biraz sıkıntı çektim. Ailem, kitabı basmamı istiyorlardı ama ellerinden bir şey gelmediği için onlar da yardım edemedi. Bir ara kitabı basmaktan vazgeçtim. Bir arkadaşımın kredi kartıyla ödemeyi yapıp, bin tane kitap bastık. Hedefim bu kitabın satılmasından çok okunmasıdır. Satın alınması benim için önemli değil. Okunup orada anlattığım şeyleri herkesin bilmesini istiyorum. Bin kitaptan 100 tanesi okunsa, bin tanesinin satılmasından çok daha iyidir. Kitabın basımı 5 bin TL'ye mal oldu. Şimdi yazarlığa devam ediyorum. Kendime yazar diyemiyorum. Bundan sonraki süreçte de kitabı basılıp satıldıktan sonra gelecek tepkilere göre devam etmeyi düşünüyorum. Daha doğrusu gelecek eleştirileri değerlendirip, onları düzelterek devam etmeyi düşünüyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------
- Drone ile çekilmiş detay görüntüler
Mevla Yıldız'ın konuşması
- Koyun otlatırken deftere notlar alması
- Kitap okuması
- Mevla Yıldız'ın konuşması
- Mevla Yıldız'ın kendi kitabını okuması
- Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 824 MB
Haber-Kamera: Emrah KIZIL/DİYARBAKIR,