Dha Yurt Bülteni-8
Bakan Işık'tan Fırat Kalkanı yorumu: Yeni operasyonlar yapılabilir (3)BAKAN IŞIK'IN KONVOYUNDA KAZA: 5 YARALIGümüşhane Üniversitesi'ndeki konferanstan ayrılan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, cuma namazı için camiye giderken araç konvoyunda kaza meydana geldi.
Bakan Işık'tan Fırat Kalkanı yorumu: Yeni operasyonlar yapılabilir (3)
BAKAN IŞIK'IN KONVOYUNDA KAZA: 5 YARALI
Gümüşhane Üniversitesi'ndeki konferanstan ayrılan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, cuma namazı için camiye giderken araç konvoyunda kaza meydana geldi. Kadir Koncuk'un kullandığı 29 AN 700 plakalı otomobil, aniden yola çıktığı belirtilen Özgür Altuntaş kullandığı minibüse çarptı. Kazada iki aracın sürücüleri ile otomobilde bulunan Milli Savunma Bakanlığı Basın Müşaviri Ertan Ömeroğlu ile Kelkit İlçesi eski Belediye Başkanı Muammer Duran ve foto muhabiri Özgür Yurdakalen yaralandı. Konvoydaki sağlık ekipleri yaralılara müdahale etmeye çalıştı. Yaralılar ambulanslarla Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Kaza sonrası Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, hastanenin acil servisine gelerek yaralılar hakkında bilgi aldı.
Görüntü Dökümü
Kazadan görüntüler
Detaylar
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR / GÜMÜŞHANE
==================================================
Bakan Işık'tan Fırat Kalkanı yorumu: Yeni operasyonlar yapılabilir (4)
"ALLAH BETERİNDEN SAKLASIN"
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Gümüşhane Devlet Hastanesi'nde yaralıları ziyareti sonrası açıklama yaptı. Dikkatsizlik sonucu trafik kazasının meydana geldiğini belirten Bakan Işık, "4 arkadaşımız yaralı. Bunlardan birinin durumu biraz daha ciddi. Hamdolsun hayati tehlike çok gözükmüyor. Diğer arkadaşlarda doku incinmesi veya yaralanma var ama hayati tehlikesi yok. Geçmiş olsun. Allah beterinden saklasın" dedi.
Görüntü dökümü
Bakan Işık'ın açıklamaları
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR / GÜMÜŞHANE
================================================
Kılıçdaroğlu: Binali Bey 80 düğme olsa 8 saniyede hepsini ilikler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Burdur'da yaptığı konuşmada, "Nerede çift başlılık var? Efendim Binali Bey ayrı Sayın Erdoğan ayrı telden çalarsa olmaz. Siz Binali Bey'in ayrı telden çalacağını düşünüyor musunuz? Adamı gerçekten güldürüyorlar. ya 500 metreden öteden Sayın Erdoğan'ı görse önünde 80 düğme olsa, 8 saniyede hepsini ilikler" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında Burdur'u ziyaret etti. Havayoluyla Isparta il sınırlarındaki Süleyman Demirel Havalimanı'na iniş yapan Kılıçdaroğlu, karayoluyla Burdur'a geçerken, yol üzerinde Askeriye Köyü'ne uğradı. Burada vatandaş ve esnafla sohbet eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ardından Burdur Sanayi Sitesi'nde esnafla kahvaltıda biraraya geldi.
HAYIRLI BİR İŞ YAPIN
Kahvaltıda sanayi esnafına seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği için 16 Nisan'da sandığa gidileceğini belirterek, "Sizden birinci isteğim görüşünüz, siyasi tercihiniz ne olursa olsun mutlaka sandığa gidin. Nedeni şu, bu anaya değişikliği hepimizi ilgilendiriyor. İster esnaf, ister çiftçi, ister sanayici, ister işçi, ister taşeron işçi, memur hepimizi ilgilendiriyor. O nedenle hepimizi ilgilendiriyorsa gideceğiz oyumuzu kullanacağız. Kendimize şunu soracağız, 'Bu anayasa değişikliği hangi derdimizi çözüyor. Sanayicinin, esnafın, işsizin derdini çözüyor mu? Türkiye'ye itibar kazandırıyor mu, demokrasimizi geliştiriyor mu?' Bunların hiçbirini yapmıyorsa, hiçbir derdimizi çözmüyorsa rahatlıkla, vicdan huzuru içinde gidin, hayırlı bir iş yapın ve 'hayır' oyu kullanın" diye konuştu.
NEDEN HAYIR DENİLMELİ
Neden hayır denilmesi gerektiği hususunda açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz cumhurbaşkanının taraflı mı, tarafsız mı olmasını istersiniz? Cumhurbaşkanı 80 milyonun mu, yoksa sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı mı olsun? Bu tercihte bulunacaksınız. Cumhurbaşkanı tarafsız olursa 80 milyonu temsil eder. Cumhurbaşkanı tarafsız değil de partizan olursa parti mensuplarını temsil eder" dedi.
BU BİR DEMOKRASİ TERCİHİ
Değişiklik geçerse Başbakanlığın kaldırılacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "'Başbakanlığa bu memlekette ihtiyaç yok diyorsanız' gidecek 'evet' oyu kullanacaksınız. 'Olur mu Başbakanlık olmalı, bizim tarihimizde, cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana var. Başbakanlık aynı zamanda yürütmenin de başı' diyorsanız, gidecek o zaman 'hayır' oyu kullanacaksınız. Tercih bu kadar kolay. Akıl süzgecinden geçirmeniz lazım. Bunun partilerle, kişilere ilgisi yok. Bu bir demokrasi tercihidir."
DEMOKRASİ GEÇERLİ KURAL
Eğer bu anayasa değişikliği gerçekleşirse milletvekilinin çıkıp kürsüden vatandaşın derdini dile getiremeyeceğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Tercih sizin tercihiniz. Bunun partilerle ilgisi var mı, hayır. O nedenle bu ülkenin ülkücüsü, milliyetçisi, sosyal demokratı, liberali, mütedeyyin insanı hepimizi ilgilendiriyor. Demokrasi sadece benim için değil hepimiz için geçerli bir kural" dedi.
'KENDİ GELECEĞİMİZ İÇİN'
Esnafın yoğun ilgi gösterdiği toplantıda 18 maddelik anayasa paketine ilişkin eleştirilerini sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu, "Diyorsanız ki 'Bir kişiye yetki verelim, bir sabah kalksın istediği zaman meclisi feshetsin yeniden seçimlere gitsin. Bu doğrudur' gidecek 'evet' oyu kullanacaksınız. 'Ya böyle saçma şey olmaz, TBMM'yi, milletvekillerini biz seçtik Ankara'ya gönderdik. Süresi dolmadan bir kişi meclisi niye feshetsin, tekrar seçime götürsün, bu doğru değildir' diyorsanız, gideceksiniz 'hayır' oyu kullanacaksınız" diye konuştu. "'Bir kişiye yetki verelim, bir kişinin iradesi milli irade olsun' diyorsanız 'evet' oyu kullanacaksınız" diyen Kılıçdaroğlu, "'Bir kişinin iradesi milli irade olmaz, 80 milyonun iradesi bir kişiye emanet edilmez. Ortak akıl, düşünce vardır. Meclisi bunun için seçtik, 550 kişi ortak iradeyi temsil ediyor' diyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız. İşin özü bu kadar basittir. Demokrasiyi birlikte savunacaksak, bu işin sağcısı solcusu yoktur, ülkücüsü- milliyetçisi yoktur, liberali mütedeyyini yoktur, 80 milyon oturacağız kendi geleceğimiz için karar vereceğiz" şeklinde konuştu.
ANAYASA MAHKEMESİ SORUSU
'Anayasa Mahkemesi'ne neden gitmediniz' diye sorularla karşılaştıklarını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir milletin kaderini bir mahkeme tayin edemez, bir milletin kaderini o ülkede yaşayan halk tayin eder. Siz tayin edeceksiniz. Demokrasiden yana mı tercihinizi kullanacaksınız, otoriter tek adam rejiminden yana mı tercihinizi kullanacaksınız? Bu kadar basit" dedi.
NEDEN EVET'İ ANLATAMIYORLAR
'Hayır' oyu kullanılması gerektiğini bütün bu ayrıntılarıyla anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, "Ama onlar neden 'evet' oyu kullanılması gerektiğini bir türlü anlatamıyorlar. Ne diyorlar, 'Hayır oyu kullananlar teröristtir' diyorlar. Bu memlekette 'evet' veya 'hayır' oyu kullananlar bizim vatandaşımız. Demokrasinin gereği olarak 'evet' veya 'hayır' tercihinde bulunacak. Ne demek terörist? Söyledikleri efendim niye evet oyu kullanacağız, 'çift başlılığı ortadan kaldırmak' için. Ama son zamanlarda söylemiyorlar. Neden zaten devlette çift başlılık yok. Kaç tane cumhurbaşkanı var bir tane, kaç tane başbakan, vali, büyükelçi var" diye konuştu.
ADAMI GÜLDÜRÜYORLAR
'Bu çıkarsa Türkiye uçacak' şeklindeki söylemleri hatırlatan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "15 yıldır hükümetteler, istediği kanunu çıkarıyorlar, istediği kararı alıyorlar, bütün bakanlar kendilerinden. E Türkiye'yi uçurdunuz da biz çıkıp size engel mi olduk? Siz karar aldınız da herhangi biri çıkıp size engel mi oldu? Hiçbirisi olmadı. Aynı kadro, bütün yetkiyi bir adama verecekler e diyorlar ki çift başlılığı engelleyeceğiz, Türkiye'yi uçuracağız yok böyle bir şey. Efendim başbakan ayrı cumhurbaşkanı ayrı telden çalarsa. Ne zaman ayrı telden çaldılar. Bir araya gelirlerse oturur konuşurlar, sorunlara bakarlar, tartışılar kendi aralarında, doğru yolu bulurlar. Nerede çift başlılık var? Efendim Binali Bey ayrı Sayın Erdoğan ayrı telden çalarsa olmaz. Siz Binali Bey'in ayrı telden çalacağını düşünüyor musunuz? Adamı gerçekten güldürüyorlar. ya 500 metreden öteden Sayın Erdoğan'ı görse önünde 80 düğme olsa 8 saniyede hepsini ilikler. Öyle ayrı telden çalma falan yok. Millete doğruları söylemek lazım."
Kılıçdaroğlu, sanayi esnafıyla buluştuktan sonra 'Hayır' otobüsüyle konvoy eşliğinde Burdur şehir merkezine hareket etti. Yolda vatandaşları selamlayan Kılıçdaroğlu'nu, Cumhuriyet Meydanı'nda partililer ellerinde meşaleler, konfeti, Türk bayrakları ve 'hayır' bayraklarıyla karşıladı. Otobüsten inip kendisini karşılayan partili ve vatandaşları selamlayan Kemal Kılıçdaroğlu, burada fotoğraf çektirdi, ardından da Burdur Belediyesi'ne ait sergi salonunda düzenlenen vatandaşla buluşma toplantısına katıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (1)
-------------------------
Kılıçdaroğlu'nun salonu gelişi
Vatandaşlarla selamlaşması
Salon çıkışı vatahdaşlarla selamlaşması
Yolda vatandaşlarla selamlaşması
Cumhuriyet meydanında partililerin karşılama görüntüsü
Salon içinde partililerin görüntüsü
Kemal Kılıçdaroğlu'nun salona girmesi
Kemal Kılıçdaroğlu küçük kızı kucağına alıp sevmesi
Detaylar
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (2)
------------------
Kılıçdaroğlu konuşma
Haber-Kamera: Mehmet ÇINAR- Mesut MADAN/BURDUR, -
===========================================
Gaziantep'te sağanak yağmur
GAZİANTEP'te, öğleden sonra aniden başlayan sağanak yağmur, günlük yaşamı olumsuz etkiledi.
Kentte öğleden sonra aniden bastıran sağanak yağmura hazırlıksız yakalananlar, zor anlar yaşadı. Yağış nedeniyle bazı yollarda su birikintileri oluşurken, sürücüler de trafikte hızlarını düşürerek ilerledi. Hasarlı kazaların meydana geldiği kentteki sağanak yağmur devam ediyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Yağmurun yağması
Yağmurdan kaçan vatandaşlar
Trafikteki araçların yağmur altında ilerlemesi
Tramvayın yağmur altında seyretmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Eyyüp BURUN-GAZİANTEP-DHA)
====================================
HDP İl Başkanı adliyeye sevk edildi
TERÖR örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan HDP Bilecik İl Başkanı Ekrem Bedevi adliyeye sevk edildi.
HDP İl Başkanı Ekrem Bedevi, önceki gün Bilecik'in Bozüyük İlçesi'nde Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi ekiplerince gözaltına alındı. Sosyal medyada terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanan Ekrem Bedev,i götürüldüğü Bilecik Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi'nde yapılan sorgulamasının ardından bugün adliyeye sevk edildi.
Görüntü dökümü:
-HDP İl başkanı Ekrem Bedevi'nin polisler tarafından adliyeye getirilmesinden çekilen görüntüler
Haber-Kamera: Cafer ELMAS-BİLECİK
========================================
Şanlıurfa'da PKK operasyonu: 12 gözaltı
ŞANLIURFA'da, polisin terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlediği operasyonda 12 kişi gözaltına alındı.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında sosyal medya hesaplarında terör propagandası yapan ve aralarında örgütün sözde öz savunma biriminde eğitim alanların da bulunduğu kişilerin yakalanması için çalışma başlattı. Savcılık talimatıyla bu sabah harekete geçen polisler, kent merkezi ve ilçelerde 12 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Özel harekatçıların da destek verdiği baskınlarda; Cebrail Ö., Serdar İ., Mustafa Ö., Ahmet Ö., Mehmet Garip Ö., Hasan Ö., Halil T., Tacettin Ö., Metin C., Ahmet T., Resul U. ve Abuzer K. gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden 5'inin terör örgütünün sözde öz savunma birliğinde eğitim aldıkları ve örgütte bilgi aktardıkları belirlendi. Yakalanan şüpheliler sağlık kontörlünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Sağlık kontörlünden geçirilen şüpheliler
Zırhlı polis aracına konulan şüpheliler
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)
============================================
Şanlıurfa'da, korucular yemin ederek göreve başladı
ŞANLIURFA'da, 1 aylık eğitimlerini tamamlayan 52 güvenlik korucusu, düzenlenen törenle yemin edip, göreve başladı.
Suruç, Halfeti ve Birecik ilçelerinde görev yapacak olan 52 yeni güvenlik korucusu için Suruç İlçe Jandarma Komutanlığı'nda yemin töreni düzenlendi. Yemin törenine Suruç Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ferhat Sinanoğlu, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Murat Yılık, Askerlik Şube Başkanı Harun Ağaç, İlçe Emniyet Müdürü Murat Türker, korucu aileleri ile vatandaşlar katıldı.
Törende konuşan Suruç Kaymakamı Ferhat Sinanoğlu, terörle mücadele konusunda güvenlik güçlerinin ortak hareket ettiğini ve teröristler bitene kadar mücadelenin süreceğini söyledi.
Sinanoğlu, yeni göreve başlayacak olan 52 korucunun güvenlik güçlerinin terörle mücadele noktasında gücünü artıracağını kaydetti.
Konuşmaların ardından 52 güvenlik korucusu, Türk bayrağı ve silahların bulunduğu masaya ellerini koyup yemin etti. Yemin töreninin ardından korucular, aileleri ve askerler ile birlikte davul zurna eşliğinde halay çekti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
Suruç Jandarma Komutanlığı
Güvenlik Korucularının yemin etmesi
Askerlerin vatandaşlarla halay çekmesi
Emekli olan koruculara plaket verilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
=========================================
Bilal Erdoğan : Bu sistem kriz üreten bir sistem
TÜRKİYE Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinde yüzde 41 oy olan Ak Parti'nin iktidarı kurmasının mümkün olmadığını belirterek, "Batı da nasıl? Yüzde 41 ile ülkesini yöneten bir parti yok. Türkiye'de yüzde 41 oy alan partinin koalisyon kurmak zorunda bırakıldığı bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu sistem koalisyon üreten bir sistem. Bunu tekrar tekrar yaşadık. Bu sistem kriz üreten bir sistem" dedi.
İzmit'te bir restoranda düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması Toplantısı'na Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, TÜGVA Genel Başkanı İsmail Emanet, TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Halkın oy kullanmayı iyi bildiğini söyleyen Bilal Erdoğan, "Zaman zaman neleri yaşıyoruz? belediye başkanının aldığı oyla, mecliste aynı partinin aldığı oy arasında yüzde 15-20-25'e varan farklı oylar oluşuyor. Demek ki millet sandıkta dahi bu iki oyları birbirine karşı dengelemeyi çok iyi biliyor. Hani o göbeğini kaşıyan, bidon kafalı cahil halk var ya gayet oy kullanmanın ne olduğunu iki oyların birbirleri arasında dengesini kurmayı çok iyi biliyor. Ama parlamenter sistemin olduğu söylenen yasama ve yürütmenin güçler ayrılığı ilkesine bağlı olarak işlediği söyleyen hükümet sistemimizde halka bir oy kullandırılıyordu o oy içinden hem meclis, hem hükümet, hem yürütme oluşmak durumunda kalıyordu. Eskiden cumhurbaşkanı da oradan çıkıyordu" dedi.
BU SİSTEM KRİZ ÜRETEN BİR SİSTEM
7 Haziran seçimlerine değinen Bilal Erdoğan, "7 Haziran seçimlerini yaşadık. Yüzde 41 oy alan Ak Parti tek başına iktidarı kurması mümkün olmayan bir tablo ile karşılaştı. Batı da nasıl? Yüzde 41 ile ülkesini yöneten bir parti yok. Türkiye'de yüzde 41 oy alan partinin koalisyon kurmak zorunda bırakıldığı bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu sistem koalisyon üreten bir sistem. Bunu tekrar tekrar yaşadık. Bu sistem kriz üreten bir sistem. Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderimiz, karizmatik bir liderimiz, dünya liderimiz var diye Türkiye'de hep tek parti olacağını sanmayalım. Bu yapının sağlıklı olmadığı zaten vaka. Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider bile bu bürokrasinin yavaşlığından, işlerin önüne taş koyduğundan şikayet ediyorsa yürütmenin de halka doğrudan hesap vermesi lazım" diye konuştu.
Bilal Erdoğan daha sonra TÜGVA İzmit İlçe Temsilciliği'nin açılışına katıldı. Bilal Erdoğan açılışta yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği'nin Müslüman ülkeleri istemediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu Avrupalılar ne kadar kudurursa kudursun. Bunlar bizi işgal etmek isteyeli daha 100 yıl olmadı. Bizi dörde, beşe bölmek isteyeli daha yüz yıl olmadı. Şu an da bizim büyümemizden, gelişmemizden rahatsız olmaları, o emellerinin hala canlı olduğunu gösteriyor. Avrupa Birliği üye ülkeleri Roma'da toplantı yapıyorlar, topluca gidip Papa'nın elini öpüyorlar. Müslüman bir ülke aranızda olsaydı nasıl olacaktı? Demek ki açık seçik şunu söylüyorlar. 'Biz aramızda Müslüman istemiyoruz' diyorlar. Sonra insan haklarından, demokrasiden bahsediyorlar. Bırakın bunları. İstemiyorsunuz Müslüman ülkeleri. Bırakın üye yapmayı, siz ülkelerinizde yaşayan Müslümanlara da ikinci sınıf, üçüncü sınıf insan muamelesi yapıyorsunuz. Onlara hakiki vatandaş muamelesi yapıyor olsaydınız Türkiye'den oraya giden 'Hayır' kampanyacılarına da 'Evet' kampanyacılarına da eşit muamele ederdiniz. Ama Avrupa ikiyüzlülüğünü hiçbir zaman olmadığı kadar açık seçik ortaya koydu. Biz bu Avrupa'yı iyi tanıyoruz. Bizle iyi niyetli ortaklık, müttefiklik hukuku kuracaklarsa bize demokrasi, özgürlük, insan hakları temelinde adil bir şekilde, eşit orak statüsünde muamele edeceklerse bizim Avrupa'yla hiçbir sorunumuz olmaz. Ama sen Avrupa'daki dindaşlarımıza, soydaşlarımıza, vatandaşlarımıza zulmedersen Türkiye buna göz yummaz, Türk milleti buna göz yummaz, Recep Tayyip Erdoğan buna göz yummaz"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Toplantıdan görüntü, Erdoğan'ın konuşması
Açılıştan görüntü, Erdoğan'ın konuşması
Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Çağla DAŞCI/İZMİT(Kocaeli), -
===================================================
Bakan Ağbal: Şimdi tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz (2)
EKONOMİDEKİ BÜYÜME SEVİNDİRİCİ
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Gaziantep Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası'nı ziyaret etti. Burada konuşan Bakan Ağbal, 2016'nın 4'üncü çeyreğinde yakalanan yüzde 3.5'luk büyümenin Türkiye'nin ekonomisinin ne kadar sağlam olduğunu gösterdiğini söyledi. Ağustos ayından itibaren ekonomiyi canlandırmak için birçok reform yaptıklarını ifade eden Ağbal, alınan kararların ne kadar yerinde olduğunu büyüme rakamlarıyla beraber gördüklerini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Biraz önce açıklanan rakamlara göre Türkiye ekonomisi yılın son çeyreğinde yüzde 3.5 büyüdü. Böylece Türkiye ekonomisi 2016 yılında yüzde 2.9 oranında büyümüş oldu. Bu çok sevindirici bir gelişme. Yılın ilk yarısında aslında 2016'da çok büyük bir büyüme oranı yakalamıştık yüzde 5 civarında. Hain darbe girişimi ve ardından artan terör olayları tabi ki ekonomide bir takım sıkıntıları meydana getirdi. O zaman yüzde 1.8 olarak 3'üncü çeyrekte bir daralma ifade edilmişti. Yılın son çeyreğinde yani 4'üncü çeyrekte hepimiz için son derece olumlu bir büyüme gelişmesi yakalamış olduk ve böylelikle Türkiye ekonomisi 2016'da yüzde 3'ü yakaladı. Yani burada yüzde 2.9 gerçekten ileriye dönük son derece iyi bir haber oldu. Ağustos ayından itibaren ekonomideki daralmayı bertaraf etmek için arka arkaya düzenlemeler yaptık. Hem özel sektör yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, gerek bankacılık sistemiyle ilgili, gerek makro ihtiyati tedbirlerle ilgili bir çok karar aldık. Ardından kamu maliyesini, maliye politikasını devreye soktuk. Hem yatırım hem üretim hem ihracat ile ilgili arka arkaya bir kısım vergileri düşürdük bir takım destekleri de arttırdık. Daha sonra özellikle tüketim harcamalarını arttırmak için makro ihtiyati tedbirler üzerinde bir takım genişlemeler meydana getirdik."
"Bugün büyüme rakamları kararlarımızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor" diyen Bakan Ağbal, şunları söyledi: "Bu kararlar sayesinde ekonomide son çeyrekte çok hızlı bir toparlanma yaşanmıştır. Bu hepimiz için son derece sevindirici. Özellikle özel tüketim harcamalarının yüzde 5.7 gibi bir oranda büyümüş olması, önümüzdeki dönemde de tüketim kaynaklı büyümenin devam edeceğini ortaya koyan önemli bir gösterge. Türkiye ekonomisi için biliyorsunuz özel tüketim harcamaları, önemli bir büyüme kaynağı. Her ne kadar 2016'nın 3'üncü çeyreğinde bu alanda bir yavaşlama olduysa da çok hızlı bir toparlamayı son çeyrekte görüyoruz. Yatırım harcamaları yüzde 2 büyüdü bu çok önemli. Son çeyrekte sanayideki büyüme oranı hepimizi ziyadesiyle memnun etmesi lazım. Yüzde 5 oranında yıllık bazda sanayi üretiminde büyüme var. Bu son derece önemli ekonomide çarkların döndüğünü üreten Türkiye'nin üretmeye devam ettiğini bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin ayağına vurulmak istenen bu prangalara rağmen ekonomi de tam bir güven içerisinde yolumuza devam ediyoruz. Bazıları, 'acaba bu ekonomide devam eden bu yavaşlama kalıcı olur mu? Burada acaba Türkiye ekonomisi tekrar toparlanır mı? Bu uzun süre devam eder mi?' diye, değişik değerlendirmelerde bulundular. Ama bir defa daha gösterdik, bunu 2009 global ekonomik krizde de göstermiştik. O zaman da 2009'dan sonra çok hızlı bir şekilde 2010 yılında toparlama göstermiştik. Şimdi de görüyoruz ki 2016'nın 3'üncü çeyreğinde bütün olumsuzluklar nedeniyle bir daralma olsa da ekonomimizin temelleri sağlam. Ekonomimizde tam bir güven ortamı var. Yatırım yapan ülkesine güveniyor yatırım yapıyor, vatandaş tüketimini yapıyor ve sanayi de büyüyor. İnşaat sektöründe güzel bir rakam geldi. Yüzde 3.7'lik bir büyüme rakamı var. Bu da son derece önemli. İnşaat sektörü hem sağladığı istihdam hem sağladığı katma değer yanında bir çok sektörü de etkiliyor. bu da son derece önemli. İnşallah 2017, 2016 yılından daha iyi olacak."
Bakan Ağbal konuşmasının ardından 'Maliye Politikası ve Reform' konulu sunum yaparak muhasebeci ve mali müşavirlerin sorularını yanıtladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
Toplantıya katılanlar
Naci Ağbal'ın gelişi
Naci Ağbal'ın konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber: Eyüp BURUN – Kamera: Ahmet SOYDOĞAN -GAZİANTEP-DHA)
========================================
Bakan Yardımcısı Metin: Kapak olsun diye söylüyorum 15 Temmuz'dan sonra 8 milyar dolar sermaye geldi
EKONOMİ Bakan Yardımcısı Fatih Metin, 2016 yılında 15 Temmuz'a kadar Türkiye'ye 4 milyar dolar doğrudan sermaye geldiğini belirterek, "Kapak olsun diye söylüyorum, 15 Temmuz'dan sonra ülkemize doğrudan 8 milyar dolar sermaye geldi" dedi.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu'nun (TUSAF) bu yıl 13'üncüsünü düzenlediği 'Buğday ve Un Ticareti, Unlu Mamullerde Trendler ve Yenilikçilik Kongresi' Antalya'nın turizm bölgesi Belek'teki Sueno Otel'de başladı. Kongreye katılan Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, son 15 yılda yakalanan siyasi istikrar sayesinde Türkiye'nin dünyada 17'nci büyük ekonomiye sahip olduğunu söyledi. Türkiye'nin büyüme rakamlarının Avrupa Birliği büyümesinin iki katına ulaştığını dile getiren Metin, "Güçlenen ülkemiz birilerini rahatsız ediyor. Eşkıyalık yaparak uluslararası hukuku çiğnediler, ülkemiz karşısında zavallı duruma düştüler. Türkiye bunlara pabuç bırakmayacak. Büyümeye devam edeceğiz. 4 saatlik uçuşla 57 ülkeye ulaşabiliyoruz. Her alanda rekorlar kıran ve ticaretin yüzde 60'ının yapıldığı bir bölgenin tam ortasındayız. Bu büyümeyi gören ülkelerin rahat durması mümkün mü? Maşa olarak kullanılan terör örgütleri üzerinden ülkemize saldırılar gerçekleştiriliyor" diye konuştu.
'KAPAK OLSUN'
Bakan Yardımcısı Metin, 2002 yılına kadar Türkiye'ye direkt gelen sermaye miktarının 15 milyar dolar olduğunu söyledi. Metin, "2002 yılından bugüne kadar ülkemize direkt gelen yabancı sermaye miktarı 180 milyar dolara ulaştı. 2016 yılında 15 Temmuz'a kadar gelen sermaye 4 milyar dolar. Kapak olsun diye söylüyorum, 15 Temmuz'dan sonra gelen yabancı sermaye miktarı ise 8 milyar dolar. 2016 yılında toplam 12 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye ülkemize geldi" dedi.
AKADEMİK UNVANLI BAZI KİŞİLERİ ÜRÜNLERİ KÖTÜ ETKİLİYOR
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş ise Rusya ile yaşanan krizden sonra yeni pazarlar bulmak için tarım iş forumları başlattıklarını söyledi. Sektörün dönem dönem medyanın azizliğine uğradığını dile getiren Daniş, "Kendi alanı olmadığı halde, isminin önünde akademik unvanları olan birçok kişi maalesef ürünlerimizi etkileyecek, toplumu endişeye sevk edecek açıklamaları sorumsuzca yapmaktadır. Bakanlık olarak bu kişilerle temas halindeyiz. Bunların bazıları ne ile karşılaşacaklarını bildikleri için bize cevap bile vermemektedir. Medyanın bu konuda daha duyarlı olmasını istiyorum. Halkımızın da her söylenene inanmamasını istiyorum. Vatandaşlarımızın sağlık kuruluşlarımıza giderek bu bilgileri almalarını istiyoruz" dedi.
TÜRKİYE DÜNYA UN İHRACAT ŞAMPİYONU
TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, un ihracatının 15 yılda 22 kat arttığını belirterek, sektörün ihracata 1.1 milyar dolar katkı sağladığını söyledi. Un sanayiinin 18 milyar liralık ekonomik büyüklüğü olduğunu dile getiren Ulusoy, Türkiye un sanayicilerinin 11,6 milyon tonluk dünya ticaretinin yüzde 30'unu gerçekleştirdiğini kaydetti. Türkiye'nin 160 ülkeye un ihraç ettiğini dile getiren Ulusoy, un ihracatının yüzde 40'ının Irak'a yapıldığını anlattı. Ulusoy, "Irak'ı sırasıyla Sudan ve Suriye takip ediyor. Güneydoğu Anadolu bölgemiz ihracatın yüzde 46'sını karşılarken, Mardin bu konuda birinci, Gaziantep ikinci sırada yer alıyor. Türkiye dünya un ihracat şampiyonu olarak yerini korumaktadır. 2002 yılında 253 bin ton olan un ihracatımız, 15 yılda 14 kat artarak 3,5 milyon tona yükseldi. Aynı dönemde Türkiye'nin ihracatı 47 milyon dolardan, 1 milyar 80 milyon dolara çıktı" dedi.
Eren Günhan Ulusoy, televizyonlarda ekmeğe yönelik karalama kampanyaları yapıldığını belirterek, "Umarım bu konuda insanlarımız yanlış yönlendirmelerden kurtulur. İnsan sağlığına zarar verecek kişilerin karşısında olacağız" dedi.
Konuşmaları ardından kongre kapsamında açılan serginin kurdelesi kesildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------
Fuar alanından detay görüntüler
Ekonomi Bakan yardımcısının salona gelişi
Salonun içinden detay görüntüler
Protokolden görüntü
TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy'un konuşması
TUSAF Başkanı Een Günhan Ulusoy'un konuşma aralarına detay konulması
Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin'in konuşması
Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin'in konuşma aralarına detay konulması
Tarım Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş'in konuşması
Fuar kurdele kesiminden görüntü
Bakanların fuarı gezmesi
Fuardan detay görüntüler
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,
=========================================
Şehit savcı için lokma dağıtıldı
İSTANBUL Adliyesi'ndeki odasında iki yıl önce 31 Mart'ta şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz ile tüm şehitlerin anısına Antalya Adliyesi'nde 5 bin kişilik lokma tatlısı dağıtıldı.
İstanbul Adliyesi'ndeki odasında DHKPC'li oldukları iddia edilen teröristlerin rehin aldığı Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015 tarihinde düzenlenen operasyonda kurtarılmaya çalışılırken şehit olmuştu. Savcı Kiraz, ölümünün ikinci yıldönümünde Antalya'da düzenlenen törenle anıldı. Anma töreninde Savcı Mehmet Selim Kiraz ile diğer tüm şehitlerin anısına lokma tatlısı dağıtıldı.
Törene; Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Adalet Komisyonu Başkanı Orhan Özdemir, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Ali Nevzat Açıkgöz, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ile Antalya Müftüsü Osman Artan, hakim ve savcılar ile adliye çalışanları katıldı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, terör eylemi sonucu şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz ile diğer şehitleri anmak için toplandıklarını söyledi. Başsavcı Solmaz, "Milli birlik ve beraberliğimize zarar vermek isteyen terörün her türlüsünü, aktörlerini, hedeflerini, teşvik edicilerini ve mazur görücülerini, her kim ve her ne olursa olsun, lanetliyorum. Saldırıları, nefret ve şiddetle kınıyorum" dedi.
Türkiye'deki bu menfur saldırıların milli birlik ve beraberliğimizi bölemeyeceğini anlatan Başsavcı Solmaz, Savcı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere tüm şehitlere rahmet diledi. Başsavcı Solmaz, konuşmasında 5 Ocak'ta İzmir adliyesi'nde şehit düşen polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can ile 15 Temmuz darbe girişiminde şehit edilen Ömer Halis Demir'i de unutmadı.
Antalya Müftüsü Osman Artan da şehitler için dua etti. Duanın ardından Vali Münir Karaloğlu ile Cumhuriyet Başsavcısı Solmaz'ın da aralarında bulunduğu yargı mensupları şehitler için lokma dağıtımını gerçekleştirdi.
Adliyenin bahçesinde hazırlanan lokmaya ilgi büyük oldu. Aralarında avukatların ve adliye çalışanlarının da olduğu binlerce kişi uzun kuyruklar oluşturdu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------
Lokma tatlıları pişirilirken
Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın konuşmaları
Antalya Müftüsü Osman Artan'ın dua ettirmesi
Vali Münir Karaloğlu ile Başsavcının da aralarında bulunduğu grup lokma dağıtırken
Lokma dağıtımından genel görüntüler
Antalya adliyesinin dışarıdan görüntüsü
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
==================================
Anne ve oğlu faciadan saniyelerle kurtuldu
BURSA'nın İnegöl ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, hafif ticari araç ile kamyonet çarpıştı. İki aracın savrulduğu kazada yolda yürümekte olan çocuğu ile yürümekte olan bir kadın ölümden son anda kurtuldu.
İnegöl'de Altay Caddesi'Nde ki kaza,Hakan B. yönetimindeki 16 KFY 05 plakalı hafif ticari araç ile Recep Ç.'nin sürdüğü 16 KJA 51 plakalı komyenetin çarpışması sonucu meydana geldi. Her iki aracın savurluduğu kazada olay yerinden çocuğu ile geçmekte olan bir kadın ölümden son anda kurtuldu. Anne ve çocuğunun kazadan kurtulma anları güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi.Benzer kazaların sık sık meydana geldiğini söyleyen esnaf belediyeyi önlem almaya sürücüleri ise dikkatli olmaya çağırdı.
Maddi hasarlı kaza ile ilgili soruşturmaya başlandı.
Görüntü dökümü
Kaza genel görüntü,
Kaza anı güvenlik kamera görüntüleri,
Esnafın tepki açıklaması
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),
========================================
Çatal hırsızları güvenlik kamerasına takıldı
BURSA'da bir okula girerek okuldaki çatal takımlarıyla mikrofon, bilgisayar ve ses sistemini çalan zanlıları polis güvenlik kameralarından tespit ederek çaldı.
Merkez Osmangazi ilçesinde Altıparmak'taki Gaziakdemir İlköğretim Okulu'na hırsızlık yapmak için gelen C. U. (25)ve İ. A. (24), okuldaki çatal takımlarını ve mikrofon, hoperlör ile ses kayıtlarını çalarak kayıplara karıştı. Okul yetkililerinin haber vermesiyle inceleme başlatan Bursa Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, okulun güvenlik kamerasından tespit ettikleri C. U. ve İ. A.'yı Altıparmak Mahallesi'ndeki evlerinde yakaladı.
Çeşitli suçlardan daha önce de kaydı oldukları belirtilen iki zanlı tutuklandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
güvenlik kamerası görüntüleri
Haber-Kamera: BURSA, -
==========================================
Edirneli kadınlardan '9/8'lik hayır klibi
EDİRNE'de aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu Nar Kadın Dayanışması Ağı üyeleri, 16 Nisan'da yapılacak referandum oylaması için yöresel 'Babuba' şarkısına yeni sözler yazıp 'hayır' klibi çekti. Trakya şivesiyle 'ayır bea' yazılı pankart hazırlayıp, göbek atarak eğlenen kadınların klibi kısa sürede sosyal medyada yoğun ilgi gördü.
Üniversite öğrencilerinde yer aldığı Edirne Nar Kadın Dayanışması Ağı üyesi kadınların çektiği klipte, üzerine Trakya şivesiyle 'ayır bea' yazılı pankart astıkları balonlarla süslü kamyonetin üzerinde toplanıp, kent ormanında davul-zurna eşliğinde göbek atıyor. Yöresel oyun havası 'Babuba' şarkısına kendilerine göre yeni sözler yazan kadınlar, yeni anayasa maddelerine tepkilerini kliple dile getiriyor. Kadınların sosyal medyadaki sayfalarında yayınlanan klip büyük ilgi görüyor.
Edirne Nar Kadın Dayanışması Ağı üyesi ve Trakya Üniversitesi öğrencisi Aybüke Kanarya, 16 Nisan'da yapılacak olan halk oylamasına ilişkin seslerini yükseltmek için klip hazırladıklarını belirterek şunları söyledi: "Başkanlık sistemine biz de karşıyız. Hayır kampanyasına bizde Trakya'dan bir selam vermek istedik. Bizim umudumuzu arttıran, yükselten bir şarkı olsun istedik. Trakya'ya özgü olması için Babuba türküsünü aldık. Kısa sürede sözlerini değiştirdik. Stüdyo kaydından sonra kadınlarla eğlenebildiğimiz bir şey olsun istedik. Kent Ormanı'nda klibimizi çektik. Sosyal medyada çok paylaşılmaya başlandı. Klip sırasında göbek atık, bizde çok eğlendik. Oynayabileceğimiz, eğlenebileceğiz bir şarkı oldu."
Trakya Üniversitesi öğrencilerinden Nazlı Farsak, kadına yönelik şiddetin sürdüğü için bununla mücadele ettiklerini söyledi. Nar Kadın Dayanışması Ağı olarak referandumda hayır oyu kullanacaklarını ifade eden Farsak,"Maalesef bu ülkede taciz, tecavüz ve kadına şiddet var. Son 15 yılda bunun arttığını düşünüyoruz. Buna Edirne'den bir tepki göstermek istedik. Trakya'da bilindiği gibi 'h' harfi çok kullanılmaz bu yüzden de sloganımıza 'ayır bea' dedik" diye konuştu.
'AYIR BEA' KLİBİ
Edirne Nar Dayanışması Ağı üyesi 14 kadının yer aldığı klip, Karağaç Mahallesi'nde çekildi. Trakya şivesiyle 'ayır bea' yazılı pankart olan balonlarla süslü kamyonetteki kadınlar müzik eşliğinde göbek attı. Daha sonra Kent Ormanı'nda devam eden klipte 'Babuba' şarkı sözleri ise referandum için şöyle değiştirildi:
"Kadınların sesleri baharı yeşertiyor aman
Aydınlık günler için çoğalıyor ayırlar.
Neşesiyle kazanacak kadınlar.
Başkanlığı sevemedik umut ayırda.
İsyanımız büyüyor yan yana.
Yemeği de bıraktık çıktık sokağa.
Sesimiz yükseliyor yan yana.
Sokakların her yanı kırmızı nar oldu babuba.
Meriç'in azgın suyu kadınların umudu.
Yenecek karanlığı, sarayı.
Meriç'in azgın suyu kadınların umudu.
Yenecek karanlığı, sarayı."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kadınların hayır klibi
-Klipte yer alanlar kadınlarla röp.
-Kadınların klibi dizüstü bilgisayardan izlemesi
-Kadınlardan detaylar
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/EDİRNE,-
=======================================
2 çocuğun öldüğü yangın davasında 3 sanık da beraat etti
İZMİR'in Buca İlçesi'nde, iki yıl önce çıkan yangında 9 yaşındaki Helin Çelen ile kardeşi 1 yaşındaki Emir Çelen'in ölümüne neden oldukları iddiasıyla, 1'i tutuklu 3 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Ağırlaştırılmış mübbet hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Kaan Kadir Kirik ile tutuksuz yargılanan anne Arife Çelen ve baba Ferhat Çelen beraat etti.
Kuruçeşme Mahallesi 203/1 Sokak numara 5'teki tek katlı evde geçen 6 Aralık 2015 tarihinde yangın çıktı. Çelen ailesinin en büyük çocuğu Helin Çelen, kardeşleri 8 yaşındaki Baran, 6 yaşındaki Arda ve 4 yaşındaki Ata Çelen'in evden çıkmasını sağladıktan sonra, en küçük kardeşi Emir Çelen'i kurtarmak üzere tekrar içeri girdi. Ancak evde, alevlerin arasında kalarak minik Emir ve dışarı çıkamayan Helin Çelen hayatını kaybetti. Ev kullanılamaz hale gelirken, yangın sırasında, aralarında sorun bulunan anne Arife Çelen ve baba Ferhat Çelen'in evde olmadığı anlaşıldı.
Kurtulan üç kardeşten Baran'ın "Evimizi sakallı biri yaktı" demesi üzerine 'Sakallı Kadir' diye bilinen Kaan Kadir Kirik polis tarafından gözaltına alındı. Kirik, anne ve baba ile birlikte adliyeye sevk edildi. Kirik tutuklanırken, anne ve baba ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 3 kişi hakkında, evde bulunan her bir çocuk için ayrı ayrı olmak üzere 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemeyle dava açıldı.
İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın son duruşmasına tutuklu sanık Kaan Kadir Kirik, tutuksuz sanıklar Arife Çelen, Ferhat Çelen, tarafların avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Müjgan Bilen Özen katıldı.
TUTUKLU SANIK; BEN DE SÖNDÜRMEYE KATILDIM
Suçlamayı kabul etmeyen sanık Kaan Kadir Kirik, "Ben 10 yıldır aynı mahallede oturuyorum. Çelen ailesinin evine girip, yangın çıkartıp, çocuklarının ölümüne neden olmadım. Olay saatinde caddenin diğer ucunda yürüyordum. Dumanları görünce evin yanına gittim. Mahalle çok kalabalıktı. Hortumla su sıkıp yangını söndürmeye çalışıyorlardı. Ben de yangını söndürmek için yardım ettim. Yangın söndürüldükten sonra polisler beni alıp karakola götürdü. Yangının ne şekilde çıktığını bilmiyorum, ben bir şey görmedim. Yanan evin yanına gittiğimde, ev yerden çatıya kadar tutuşmuş vaziyetteydi. Hava karadığı saatlerde sokaktan geçmiş olabilirim, hatırlamıyorum. Benim adımı bu şekilde vermiş olabilirler" dedi.
Arife Çelen ise "Olay gecesi ayrı yaşadığım eşim Ferhat'ın yanına para almaya gittim. Evden çıkarken mum yakıp bırakmıştım. Ben oğlum Baran'a polisler sorduğunda yangını Kadir'in çıkardığını söyle diye tembihte bulunmadım. Kadir'i bile tanımıyorum. Kadir ve ailesiyle benim veya eşim arasında husumet yoktur. Ev sahibi, evin müteahhite verilmesi için bizden evden çıkmamızı istemişti. Bu nedenle ev sahibiyle aramızda ihtilaf vardır. Ev sahibi beni 'Evinizi başınıza yıkarım' diye tehdit etmişti. Baran, hastanede bana mumun devrilmesi sonucu evde yangın çıktığını söylemişti. Ama daha sonra sorduğumda ise eve sakallı birinin girdiğini, çakmak çıkartıp, gazeteleri masanın üzerinde yakıp gittiğini, gelen kişinin de kirli sakallı olduğunu söyledi. Baran, sakallı kişinin Kaan Kadir Kirik olduğunu söylemişti" diye konuştu.
Tutuksuz yargılanan baba Ferhat Çelen, "Üç aydır eşimden ayrı yaşıyordum. Olay gecesi de Menderes İlçesi'nde bir arkadaşımın yanına gitmiştim. Eşim de para almak için benim yanıma gelmişti. Ben yangının nasıl ve kim tarafından çıkarıldığını bilmiyorum" dedi.
ABLAM VE KARDEŞİM MUM YAKTI
Tanık olarak dinlenen çocuklardan Baran Çelen, "Işıklar sönüktü, ablam Helin ile kardeşim Arda mum yaktılar. Mum masanın üzerinde duruyordu. Gözlerimi açtığımda evde ışıklar gördüm. Helin ile Arda birden kaçtılar, biz de arkalarından kaçtık. Bizim evde elektrikler hep sönüktür. Annem her akşam babamın çalıştığı işyerine gidip, sabah geliyordu. Uyandığımda evde annemi görüyordum" dedi
Mahkeme başkanı küçük çocuğa evi neden Kadir'in yaktığını söylediğini sordu. Bunun üzerine, "Kadir camı kırıp pencereden eve girdi. İçeride ne yaptığını hatırlamıyorum. O gece Kadir arka cebinden çakmak çıkarttı. Elinde bir defa döndürdü. Kağıtları masanın üzerine koydu. Ama yaktığını görmedim" dedi. Hakim, polise neden Kadir'in gazete kağıtlarını tutuşturup yaktığını söylediğini, ayrıca annesinin polislere yangını Kadir'in çıkardığını söylemesini isteyip istemediğini sorması üzerine, küçük çocuk her iki elini birleştirip, başını iki yana sallayarak, gülüp "Bilmiyorum ki" diye cevap verdi.
Yargılama sonunda mahkeme heyeti her üç sanığın da delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Müjgan Bilen Özen, kararı temyiz edeceklerini belirtti.
Haber: Bahri KARATAŞ / İZMİR, -
=========================================