Dha Yurt Bülteni-8
1)KILIÇDAROĞLU, ADANA'DACHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merkez Seyhan İlçe Belediyesi'nin gerçekleştirdiği çeşitli projelerin açılışını yapmak ve muhtarlarla düzenlenen toplantıya katılmak üzere Adana'ya geldi.
1)KILIÇDAROĞLU, ADANA'DA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merkez Seyhan İlçe Belediyesi'nin gerçekleştirdiği çeşitli projelerin açılışını yapmak ve muhtarlarla düzenlenen toplantıya katılmak üzere Adana'ya geldi.
Adana Havaalanı'nda milletvekilleri ve partilileri tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, ilçe belediye tarafından yaptırılan Bey ve Barbaros Mahalle Merkezi ile diğer tesislerin açılışına geçti.
Salih ÜÇTEPE-Yusuf BAŞTUĞ/ADANA,
==================================================
2))BAKAN BOZDAĞ'DAN HOLLANDA TEPKİSİ: NAZİZT VE FAŞİST BİR UYGULAMA
ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'ya alınmamasına sert tepki göstererek, "Hollanda hükümetinin yaptığı seyahat hürriyetinin engellenmesidir, ifade hürriyetinin engellenmesidir. Toplanma hakkının çiğnenmesidir, insan haklarının ve demokrasinin katledilmesidir. Hukukun yok edilmesidir. Nazizt ve faşist bir uygulamadır. Avrupa medeniyet anlayışının iflasıdır. Net bir şekilde demokrasi de insan hakları da ayaklar altına alınmıştır" dedi.Partililerle bir araya gelerek esnafları ziyaret etmek için Düzce'ye gelen Bakan Bozdağ, TEM gişelerinde partililer tarafından karşılandı. Bakan Bozdağ, partililerle bir araya geleceği öğle yemeği öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'ya sokulmamasına tepki gösteren Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığı seyahat hürriyetinin engellenmesidir, ifade hürriyetinin engellenmesidir. Toplanma hakkının çiğnenmesidir, insan haklarının ve demokrasinin katledilmesidir. Hukukun yok edilmesidir. Esasında Avrupa Birliği'nin, Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa medeniyetinin üzerinde yükseldiği değerleri imhadır. Bu Avrupa medeniyet anlayışının iflasıdır. Net bir şekilde demokrasi de insan hakları da ayaklar altına alınmıştır. Hollanda hükümeti islamofobi hastalıklarına karşı dirayetli bir duruş sergileyememiştir. Görünen o ki Hollanda'da yükselen ayrımcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobi hastalıkları Hollanda hükümetine'de yayılmıştır, hükümeti teslim almıştır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Diyorum ki eğer ayrımcı, ırkçı, islamofobik bu olumsuz anlayışlara karşı siyasetçiler sesini yükseltmezse, ülkeyi yönetenler tavır koymazlarsa ileri de kendi ülkelerinde konuşabilecekleri demokratik bir ortamı bulamazlar, bulma imkanları da yoktur" diye konuştu.
FAŞİZMİN AYAK SESLERİ
Bakan Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığının nazizt ve faşist bir uygulama olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Teröristlere her türlü imkan verip, teröristlere kucak açıp demokratik hukuk devleti olan Türkiye'nin meşru hükümetinin bakanlarına kapıyı kapatmak ve onu demokrasiyle insan haklarıyla ve hukukun üstünlüğüyle izah etmek mümkün değildir. Bu çok net bir şekilde ifade etmek gerekirse ilkel bir uygulamadır. Diplomatik nezaketin büyük bir ilkellikle çiğnenmesidir. Nazizt ve faşist bir uygulamadır. Hollanda'da nazizmin ve faşizmin ayak seslerinin duyulmasının ötesine geçildiği ve hükümetin bu kararıyla nazizmin ve faşizmin yeniden dirilttiğini görüyoruz. Ama burada üzücü olan şey su. Avrupa Birliği organları, Avrupa Konseyi organları ve Avrupa ülkeleri bunun yanında insan hakları örgütleri ve Avrupa ile ilgili Avrupa Konseyi ile ilgili her gün rapor hazırlayan başka ülkelerin hepsine demokrasi hukuk dersi veren, ayar üstüne ayar çekmeye çalışan demokrasi havarilerinin hiçbiri şu ana kadar konuşmadı. Ben şimdi buradan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne soruyorum. Hollanda hükümetinin yaptığı demokrasi katliamı, insan hakları ve hukuku mezara gömme anlayışı ve bu faşist ve nazizt uygulama karşısında sizin söyleyecek bir çift sözünüz var mı yok mu? Eğer varsa iki gündür neden hala konuşmadınız. Türkiye söz konusu olduğunda insan hakları raporları hazırlanıp kaşlarını çatıp konuşanlar onlara da sesleniyorum. Neden Hollanda'ya, Almanya'ya, Avusturya'ya insan hakları hukuk ve demokrasi katliamı yapmaları karşısında, bu faşist uygulamalar karşısında nazizt kararlar ve uygulamalar karşısında sessiz kalıyorlar, niye konuşmuyorlar? Adil olun, objektif olun, net olun, mert olun. Çifte standardı bırakın. Demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları söz konusu olan herkese karşı eşit davranın. Görüyoruz ki böyle bir uygulama söz konusu değil. Liderler de konuşmuyor, herkes susuyor. Herkes başka bir noktadan olaya bakıyor"
TÜRK MİLLETİNİN DURUŞUNU AYAKTA ALKIŞLIYORUM
Türkiye'nin ve Türk milletinin bu noktadaki duruşunu ayakta alkışladığını belirten Bakan Bozdağ, "Çünkü bizim milletimiz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğüne sahip çıkma imtihanını ölümüne vermiş ve 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü karşısında büyük bir kahramanlık destanı yazmıştır. Eğer Türk halkının verdiği bu demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti mücadelesini dünyanın başka bir ülkesi vermiş olsaydı emin olun o halka madalya vermek için bu batılı ülkeler dahil çoğu yarışa girerdi. Ama bu kahramanlığı Türk milleti yapınca herkes suspus oldu. Hep beraber bu darbeci alçaklara sahip çıkmak için, onların hakkını hukukunu savunmak için yarışa girdiler. Şehitlerin hakkı yokmu? Gazilerin hakkı yokmu? şehitlerin yakınlarının hakkı hukuku yokmu? Onların hiç hatrını sordunuz mu? Onların lehine Türkiye ne yaptı, ne yapmadı hiç sorguladınız mı? Bu kadar büyük katliamı yapanların hakkının hukukunun peşine düşüyorlar, terör örgütlerinin peşine düşüyorlar, teröristlerin peşine düşüyorlar, casusların peşine düşüyorlar. Türkiye'nin aleyhine kim bir iş yaparsa onu himaye ediyorlar, onu koruyorlar. Bu size fayda vermez. Avrupa Birliği'nin üzerinde yükseldiği medeniyet değerleri ve temel ilkelerine de aykırıdır bu yaptıklarınız. Hukuka sahip çıkın, demokrasiye sahip çıkın. İnsan haklarına sahip çıkın bunu uygulayın" dedi.
KARŞILIKSIZ KALACAK BİR DAVRANIŞ DEĞİL
Bakan Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığı bu tavrın karşılıksız kalmayacağını ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'de ifade hürriyeti üzerine konuşuyorsunuz. Kimsenin ifade hürriyeti şu ana kadar engellenmemiştir. Kimsenin toplanma hakkı engellenmiştir, seyahat hürriyeti engellenmiştir. Herkes özgürce bu ülkede kendini ifade etmekte, toplanmakta, seyahat edebilmektedir. Ama buna rağmen teröristleri himaye için bu konularda Türkiye'yi suçlayanlara diyorum ki Türkiye'nin bakanı terörist mi? Değil.
Bir terör örgütü üyesi mi? O da değil. Peki nedir, 80 milyonluk Türk milletinin oluşturduğu büyük Türkiye devletinin bin yıllık bir devletinin meşru bakanıdır. Siz teröristlere gösterdiğiniz hoş görüyü, teröristlere gösterdiğiniz yaklaşımı Türkiye devletinin meşru hükümetinin bakanlarına göstermiyorsunuz. Bu elbetteki karşılıksız kalacak bir davranış değildir. Türk milleti ve Türkiye devleti büyük bir millet, büyük bir devlettir. Büyük millet ve devlet olmanın vakar ve onuruna yaraşır bir şekilde bu konudaki davranışını belirleyecek ve ona göre yoluna devam edecektir. Kimsenin Türkiye'ye ve Türk milletine ders verme hakkı yoktur, ders vermek haddine düşmez. Türk milleti bunun gereğini Türk devleti de bunun gereğini uluslararası hukuk çerçevesinde Hollanda'nın yaptığı ilkellikle değil Türk milletinin sahip olduğu medeniyet değerlerine uygun bir biçimde yapacaktır. Ondan yana da hiç kimsenin endişesi olmasın"
TANKLARIN KORKUTAMADIĞI MİLLETİ 3-5 KÖPEKLEMİ SİNDİRTECEKSİNİZ
Hollanda'da polisin protesto eylemi yapa Türk vatandaşlarına yönelik müdahalesine de tepki gösteren Bakan Bozdağ, "Bu haksızlıklara karşı sesini yükselten Hollanda'daki vatandaşlarımızın üzerine köpekleri salıyorlar. Köpeklerle oradaki demokratik hak kullanan insanların üzerine polis gidiyor ve köpekler insanların üzerine saldırıyor. Bunun neresi insan haklarına uygun? Bunun neresi hukukun üstünlüğüne uygun? Bunun neresi demokrasiye uygun? Bunun neresi toplantı ve gösteri hakkına uygun? Öyle bir şey olabilir mi? Ama yapıyorlar, onlar zannediyorlar ki biz köpeklerle korkuturuz. Tanklar korkutamadı bu milleti, savaş jetleri korkutamadı, 3-5 köpeklemi sindirteceksiniz. Bunu görmeleri lazım, bunu anlamaları lazım. Anlamazlarsa, görmezlerse Türk milleti kendini görenlerle, anlayanlarla yoluna devam edecektir.
ABD'de görevden alınan savcı Bharara'yı FETÖ'nün Türkiye'de tamamlayamadığı operasyonu Amerika'da tamamlamak isteyen bir savcı olarak gördüklerini söyleyen Bakan Bozdağ açıklamalarına şöyle devam etti:
"Benim bildiğim savcı Bharara görevden alındı. Görevden alınınca bırakmamasının anlamı yok. Savcı Bharara Türkiye'ye karşı Fethullahçı Terör Örgütü lideri terörist Gülen ve onun teröristleri ile beraber Rıza Sarraf üzerinden yürütülen bir operasyonun ortağıdır Çok net orada yürüyen bu soruşturma Fethullahçı Terör Örgütü üyelerinin oraya götürdüğü uydurma sahte bilgiler üzerinden Türkiye'ye dönük 17- 25 Aralık'ta Fethullahçı teröristlerin Türkiye'de başaramadığını Bharara ve hakim ile tahakkuk ettirmeye çalışan birisi. Biz Bharara'yı tanıyoruz. Neler yaptığını görüyoruz. Hukuku nasıl ihlal ettiğini görüyoruz. Görevden alınması Amerikan hükümetinin takdiridir bizim ona söyleyecek sözümüz yoktur. Ama Türkiye'ye karşı hukuku kılıç olarak kullanan birisi ve bir terör örgütünün Türkiye'de tamamlayamadığı operasyonu Amerika'da tamamlamak isteyen bir savcı olarak biz hep gördük. Görevden alınmış olması tamamı ile Amerikan hükümetinin takdirinde olan bir şey"
Bakan Bozdağ, partililerle birlikte öğle yemeğinde bir araya geldikten sonra kent merkezinde esnafları ziyaret edecek.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Bakan Bozdağ'ın açıklamaları
-Yemekten görüntü
Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE
=========================================================
3)CANİKLİ : AVRUPA'DA ÇÖKÜŞ BAŞLADI
TRABZON'da açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik tutumuna sert tepki gösterdi. Avrupa Birliği'ne yönelik sert eleştirilerde bulunan Canikli Avrupa'da çöküşün başladığını söyledi.
Dün gece geç saatlerde Trabzon'a gelen Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, öğle saatlerinde Trabzon Valiliği'ni ziyaret etti. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Canikli, Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçuş iznini iptal etmesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın da Türk Konsolosluğu'na girmesine izin verilmemesi, ardından da polis eskortluğunda Almanya'ya götürülmesine tepkilerini dile getirdi. Canikli, "Uzun zamandan beri Avrupa'da, Avrupa'nın bugüne kadar savunduğu ilkeler ve değerlerle örtüşmeyen, bunlarla taban tabana zıt, en temel insan hak ve hürriyetlerinin savunulmasının aksine bir takım tavır, davranış ve politikalar ortaya konmaya başlanmıştır. Son günlerde bunlar artık çok daha gözle görülür bir şekilde açığa çıkmaya başladı. Bu hadiseler, bu politikalar aslında Avrupa tarafından ilk defa gündeme gelmiş değildir. Biraz geriye gittiğimizde Avrupa'nın bu şekilde son derece katı, tamamen çıkar ve menfaat üzerine kurulu, kafatasçı, baskıcı ve sömürgeci yaklaşımlarının her zaman dünya tarihini meşgul ettiğini ve önemli bir yer tuttuğunu görürüzö dedi.
'AVRUPA'NIN MASKELERİ DÜŞTÜ'
Avrupa'nın maskelerinin düştüğünü belirterek konuşmasını sürdüren Canikli şunları söyledi:
"Avrupa medeniyetinin, eğer medeniyet denilebilirse tamamen sömürge üzerine kurulu bir medeniyet olduğunu, bir refah ve zenginlik olduğunu biliyoruz. Çok fazla uzağa gitmeye gerek yok. 1995 yılında Bosna'da binlerce insanın katledilmesinin önünü açan, bu insanları adeta katillere teslim eden Birleşmiş Milletler forması altında onları korumakla görevli Hollandalı askerlerin ve Hollandalıların orada çok büyük bir katliama neden olduğunu biliyoruz. Buna benzer sayısız örnekler vardır tarihte. Esasında bunlara şaşırmamak gerekir. Ama biz Avrupa Birliği projesi çerçevesinde, AB'nin insanlığın en büyük değerlerine saygı duyan, onları koruyan, onlara sahip çıkan bir anlayış içerisinde olduklarına inanıyorduk, inanmak istiyorduk. Kendileri de böyle söylüyor ve bu tür propaganda yapıyorlardı. Özgürlüklerin yeşerdiği, korunduğu topraklar olarak kendi topraklarını tanımlamaya çalışıyorlardı. Fakat çok kısa sürdü, maskeler düştü. Avrupa'nın maskeleri düştü. Artık her şey açık oynanıyor.ö
'KANLI YÜZLERİNİ BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYDULAR'
Olan biteni tüm dünyanın gözleri önünde izlediklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Canikli, " Esasında bunları 15 Temmuz sonrası gelişmelerin ortaya çıkardığı şaşkınlığın yansıması olarak değerlendirmek gerekiyor. Daha önce Avrupa bu korkunç yüzünü, vahşi yüzünü, sömürgeci yüzünü bazı evrensel değerlerle maskelemeye çalışıyordu. Bu kadar açıktan bu yüzünü göstermiyordu. Ama özellikle Türkiye'de 15 Temmuz'dan sonra Avrupa çok ciddi bir şaşkınlık içerisinde rastgele, gelişi güzel, kendileri açısından da mantıklı ve rasyonel olamayan bir politik atmosfer içerisinde geçmişteki bu acı yüzlerini, kanlı yüzlerini bir kez daha ortaya koydular. Bütün dünyanın gözleri üzerindeö dedi.
"O KANA, O KATLİAMA ORTAKTIRLARö
Avrupa Birliği ülkelerinin teröre destek olduğunu belirterek açıklamalarını sürdüren Canikli şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği ülkeleri, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, tamamının uzun yıllardan beri Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan terör örgütlerine nasıl destek verdiklerini biliyoruz zaten. Onlara silah veriyorlar, her türlü finans desteği veriyorlar. Avrupa'nın verdiği silahlarla Türkiye'de binlerce masum insanın katline neden oldu terör örgütleri. Eğer Avrupa'nın bu desteği olmasaydı terör örgütleri bu kanlı faaliyetlerine Türkiye'de devam edemezdi kesinlikle. Terör örgütlerinin Türkiye'de akıttığı kanda Avrupa'nın, Hollanda'nın, Almanya'nın eli vardır. O kana, o katliama ortaktırlar. Eğer terör örgütlerine destek veriyorsanız, terör örgütlerinin yaptıklarından sonuna kadar sorumlusunuz. Onların bütün katliamlarına, cinayetlerine ortaksınız anlamına gelir.ö
AVRUPA RÜYASI ARTIK BİTMİŞTİR
Avrupa'nın suçüstü yakalandığının altını çizen Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Bu gün Avrupa tekrar suçüstü yakalanmıştır, maskeleri bir kez daha düşmüştür. Avrupa aslında dağılma sürecine girmiştir. Bundan sonra hiç kimse, hiçbir güç Avrupa'nın dağılmasını engelleyemez. Avrupa'yı bir arada tutan evrensel değerler, insan haklarına saygılı politikalar, hukukun üstünlüğü idi. Avrupa'yı Avrupa yapan ve birleştiren bu değerler artık tamamen ortadan kalkmıştır, ayaklar altına alınmıştır, çiğnenmiştir. Hollanda'da bugün bu ortaya çıkmıştır ama hiçbir Avrupa ülkesi de Hollanda'nın bu eşkıya tarzı yaklaşımını kınamamış ve eleştirmemiştir. Adeta örtülü bir şekilde destek vermektedir. O nedenle Avrupa artık sona doğru yaklaşmaktadır. Avrupa rüyası artık bitmiştir. Avrupa'da çöküş başlamıştırö dedi.
İNGİLTERE'NİN AB'DE AYRILMASI TESADÜFİ BİR ADIM DEĞİLDİR
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasına değinen ve AB rüyasının sona erdiğini ifade eden Canikli şöyle konuştu:
"Önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. İngiltere'nin AB'den ayrılması tesadüfi bir adım değildir. İngiltere Avrupa'daki bu değişimi görmüştür ve bu enkazın altında kalmamak için AB'den çıkma kararı almıştır. Avrupa'nın bütün ülkelerinde aşırı görüşler, aşırı uç görüşler, kafatasçı faşist görüşler merkeze doğru kaymaya başlamıştır. Merkezde politika üreten politikacılar aşırı uçların bu baskılarına boyun eğer hale gelmişlerdir. Avrupa'da kafatasçı, ırkçı yaklaşımlar, dominant, politik unsurlar haline gelmiştir. O nedenle Avrupa artık bundan sonra kavgaların, çatışmaların, kendi içerisinde çatışmaların merkezi haline gelecektir. Avrupa rüyası artık bitmiştir. Zaten bu kadar masum insanın kanının dökülmesine katkı ve destek veren Avrupa'nın bu hareketlerinin, bu yanlış tavır ve politikalarının cevapsız kalması da kesinlikle mümkün değildir. Elbette o onların bedellerini, bütün Avrupa, bu zulmü yapanlar ödeyeceklerdir. Şu anda gün bugündür.ö.
'MİSLİYLE MUKABELEDE BULUNACAĞIZ'
Hollanda'nın tutumunu eşkıyalık olarak nitelendiren Canikli, "Hollanda'nın önce Dışişleri Bakanımızın uçağına iniş izni vermemesi, daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza yapılan ve eşkiyalık olarak değerlendirdiğimiz tavır ve yaklaşımlar artık sonun başlangıcı olacaktır. Elbette bu yapılanlara Türkiye olarak misliyle mukabele etmek zaten uluslararası hukuktan doğan hakkımızdır. Misliyle mukabelede bulunacağız. Hiç kimse aklından çıkarmasın, kesinlikle mukabele gelecektir. Onların yaptığı insanlık dışı, akıl dışı. O politikacılar ülkelerine de, ülkelerinin geleceğine de zarar veriyorlar. Artık sömürü düzeninin de sonuna geliyoruzö dedi.
'AVRUPA BİR BATAKLIK SÜRECİNE GİRMİŞTİR'
Avrupa'nın bataklık sürecine girdiğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Avrupa bir bataklık sürecine girmiştir. Çırpındıkça batıyor, battıkça da çırpınıyor. Göreceksiniz, çok uzun sürmeyecek bu olaylar. Dediğim gibi İngiltere'nin AB'den çıkışıyla aslında başlamıştır. Bundan sonra da hızlanacaktır. Artık Avrupa özgürlükler ülkesi falan değildir. Avrupa hukukun üstünlüğünün tesis edildiği bir bölge değildir. Avrupa insan haklarına riayet edilen bir ülke değildir. Avrupa, Hollanda başta olmak üzere bugün dağ kanunlarının, orman kanunlarının fütursuzca uygulandığı, en temel değerlerin ayaklar altına alındığı, ortadan kaldırıldığı bir ülke ve bir bölge konumuna gelmiştir. Türkiye'ye bir şey yapamazlar, yapmaya da güçleri yetmez. Zaten yapmaya çalıştılar. 15 Temmuz terör örgütünün arkasında onlar vardı. PKK terör örgütüne her türlü desteği sağladılar, sağlamaya da devam ediyorlar. Ama sonuç alamadılar, alamayacaklar Allah'ın izniyle. Ama bu Avrupa'nın sonu olacakö diyerek açıklamalarını noktaladı.
Görüntü Dökümü
------------------------:
Canikli'nin açıklamaları
Detaylar
Haber: Fatih TURAN Kamera: Osman ŞİŞKO-TRABZON/ DHA
========================================================
4)BAKAN ZEYBEKCİ "BU TUZAK VE SENARYOYU KURGULAYANLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEDEN GEREĞİNİ YAPACAĞIZ"
DENİZLİ'de TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'la birlikte basın toplantısı düzenleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya sergilediği tutumun kabul edilebilir olmadığını, yapılanları nefret ve şiddetle kınadığını söyledi. Hollanda'nın Srebzenitsa'da 8 bin 500 müslümanın katline seyirci kalan bir ülke olduğunu belirten Zeybekci, ekonomik anlamda bir yaptırım ve boykotun söz konusu olmadığını belirterek, "Bu tuzak ve senaryoyu kurgulayanların ekmeğine yağ sürmeden gereğini yapacağız . Bu planlı bir algı operasyonu ve oyun. Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonunun kazananı olmaz, sonuçta herkes kaybeder" dedi. Şentop ise, Avrupa 'nın özgüveni olduğu dönemlerde kendileri için özgürlüklerin önemi olduğunu, Anayasa değişikliğine Türkiye'yi sağdan idare etmek isteyenlerin karşı olduğunu belirtti.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Denizli'de AK Partil İl Başkanlığı'nın düzenlediği basın toplantısında konuştu. Anemon Otel'de düzenlenen basın toplantısına AK Parti Denizli İl Başkanı Necip Filiz, AK Partili Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti Denizli Milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, İl Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un anayasa değişikliğiyle ilgili bilgilendirme toplantıları kapsamında Denizli'ye geldiğini ve İl Danışma Kurulu toplantısında değişikliğin getirdiklerini anlatacağını söyledi.
"BU PROVAKOSYONUN KAZANI OLMAZ, KAYBEDENLERİ OLUR"
Kendisinin de bu kapsamda geziler ve ziyaretler yaptığını belirten Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bild gazetesinin kendisine yönelik yaptığı hakaret içerikli yayınını da kınadığını, yapılan yayının normal bir insana yapılmayacağını söyledi. Zeybekci, "Daha darbecilerin kullandığı araçlar gereçler ortada dururken, bu ihanet girişimi sırasında ketledilen kardeşlerimizin kanları yerde dururken, hastanede yaralılarımızın hala durumları belli değilken, Türkiye Cumhuriyeti'nin milletin oylarıyla seçilmiş olan ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Marmaris'te şehit etmek üzere gönderilen tim hale menfezlerde saklanıp dağlarda kaçarken, 23 Temmuz'da Alman Der Spiegel dergisinin kapağında Türk bayrağı önünde tel örgü üzerine dikenli tellerle, 'Bir zamanlar demokrasi vardı?' diye Türkiye'yi adres göstererek bizzat kendilerini ele vermesi veya bu algı operasyonunu başlatması girişilen bu hareketin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunlara karşı sessiz kalmak bize yakışmaz. Ama, dikkat çektiğim bir konu var. Avrupa için Türkiye, Türkiye için Avrupa son derece önemlidir. Özellikle Avrupa'nın en büyük ülkesi olan Almanya ve İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeler bizim için 27 Avrupa Birliği üyesi ülkenin tamamı önemlidir. Ama, biz burada farklı bir şekilde dikkati şuraya çekmekte fayda var diye düşünüyoruz. Aklı selime çağrıda bulunmak istediğimi söylüyorum. Bu bir planlı bir provakasyon, planlı bir oyundur. Bu sürecin sonunda şu anda Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonlarının sonunda bunun kazananı olmaz. Türkiye'de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek vermek gibi bir gaflet içine düşen ülkeler de kaybeder. Bunun kaybedenleri olur. Belki, 'Bunun bir kısmında onlar daha çok kaybetti' diyebiliriz. Ama sonuçta herkes kaybeder. Onun için buradaki bu tuzağa, provakasyona ben dikkat çekmek istiyorum" dedi.
"BAKANA YAPILAN MUAMELEYİ NEFRETLE VE ŞİDDETLE KINIYORUM"
Bu konuyu Alman meslektaşına da söylediğini belirten Zeybekci, "Bu süreçte dayatılan gerek Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), gerekse Avrupa'nın bir çok yerinde yuvalanmış olan bölücü terör örgütünün propagandalarına karşı dostlarımızın dikkat etmesi, çok uyanık olması gerekiyor. Bu aziz millete de değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı da uyanık olmalarını öneriyorum. Bu süreçler geçecek. Ondan sonra da birbirimize yüzüne bakar halde olmamız lazım. Bunların altını çizmek istiyorum. Dün Hollanda'daki uygulama hiçbir insan tarafından kabul edilebilir bir uygulama değildir. Bir bakanımızın gayet legal yolla seyahat özgürlüğü çerçevesinde, diplomatik kimliği ve kişiliğiyle Hollanda'ya gitmesi, orada yine yasaklanmayan bir şekilde bir araya gelen vatandaşlarımızla bir araya gelmesi Bakanımızın ve oradaki vatandaşlarımızın da hakkıdır. Oradaki uygulama insanlık dışıdır. Bakanımız orada yaklaşık 6-7 saat tutmaları, 20 metre mesafedeki konsolosluğa girmesinin engellenmesi, yakındaki korumaların gözaltına alınıp, derdest edilmesi ve sınır dışı edilmesi, en sonunda bakanımızın kabul edilemez, bırakın bir diplomatik kişiliğini, bir başka ülkenin bakanı olmasını bir insan için kabul edilyemez şartlarda orada tutulmasını ve arabasının açılmaya teşebbüs edilmesini, ondan sonra da benim için aksini söylemek mümkün değil zorla arabasının önüne üniformalı bir Hollandalı polis oturtularak Almanya sınırından sınır dışına çıkarılmasını kabul etmek mümkün değil. Bunu nefretle ve şiddetle kınıyorum" diye konuştu.
"BU TUZAK VE SENARYOYU KURGULAYANLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEDEN GEREĞİNİ YAPACAĞIZ"
Hollanda'nın Srebzenitsa'daki 8 bin 500 müslümanın katline seyirci kalan bir ülke olduğunu belirten Bakan Zeybekci, "Tarihinde böyle bir lekeyle onların tarihine havale ediyorum. Ama bir Türk bakanın böyle bir muameleye tabi tutulmasını asla kabul etmiyorum. Bir kademe geri gelmek lazım, aklı selimle düşünmek lazım. Bugün de benim karşıtım olan Hollandalı Bakanla bir telefon görüşmesi yapacağım. Kendilerinden beklentim var. Bu konuda bakanımızın yanında yer almasını beklerdim. Bu kapsamda bir görüşme planlıyoruz. İnşallah öğleden sonraki saatlerde görüşeceğiz. Bunu kabul edemiyoruz, gereğini de Türkiye Cumhuriyeti tarafından Hollanda'ya mukabele şeklinde yapılacaktır. Bu tuzak ve senaryoyu kurgulayanların ekmeğine yağ sürmeden Türkiye AB ilişkilerinde negatif bir ortamda onların istediğini yapmadan Almanya'yla Hollanda'yla ikili ilişkilerimizde dikkatli bir süreci de koruyarak gereğini de yapacağız sonuna kadar. Bu bir milli mesele haline geldi. Bu Anayasa değişikliği Ak Parti meselesi değil. CHP, MHP meselesi değil. Milletin genelini ilgilendiren bir konu. Milletimizin bsu sürece milli bilinçle sahip çıkacağını düşünüyorum. Sonuçları itibariyle kimse merak etmesin bu süreçler de geçecektir" dedi.
"ADIM ADIM BU NOKTAYA GELMEYE ÇALIŞAN ÖRGÜTLÜ BİR YAPI VAR"
Zeybekci, yaşananların adım adım bir algı operasyonunun sürece olduğunu, Türkiye'nin bu süreçte birlik beraberlik içerisinde olamadığını belirterek, "Bölücü terör örgütünün yıllarda beri oralara yerleşmesi, Avrupa'nın meydanlarında ve ülkelerinde çadırlarını kurduğu özellikle desteklendiği, NATO müttefiki ülkelerin önemli silahlarının bölücü örgütlerin elinde olduğu, 15 Temmuz sürecinde ama, lakin, fakatlı yaklaşımlar, 23 Temmuz günü Türk bayrağını kapak yapıp algı operasyonunun çerçevesini çizip Türkiye demokratik ülke değildir, Türkiye'ye karşı dilediğinizi yapmakta serbestsiniz şeklinde bu hazırlığı baştan itibaren yapan bir süreç yaşadık. Bu süreçte topyekün birlikte olamadığımızı da gösterdik. Der Sipiegel dergisinin o kapağından sonra Türkiye'de bütün hepsinin ayağa kalkması lazımdı. 'Ne demek?' diyerek, onların suratına çarpması lazım. Almanya'da yayın yapan Der Spiegel dergisinin yaptığı, gazetenin bakanın ve cumhurbaşkanı hakkında yaptığı sözler yutulur değil. Adım adım bir noktaya gelmeye çalışan bir örgütlü yapı var. Bu örgütlü yapının FETÖ örgütünün algı operasyonuyla yürüttüğü öcü Türkiye, bölücü terör örgütünün ellerinin kanları damlaya damlaya Avrupa'nın göbeğinde bu propagandayı yürütürken bizim içeride bizim içeride birlik beraberlik görüntüsü sergileyememiş olmamız" dedi.
"TÜRKİYE'NİN BAKANINA SÖVDÜLER, EHH DİYE GEÇTİK"
Kendisine yönelik Alman Bild gazetesinde yapılan ağır hakaretlere bir hafta içinde siyasi partilerden, meslek örgütlerinden herhangi bir tepki gösterilmediğini belirten Bakan Zeybekci, " Her şey bu anayasa değişikliğiyle çözülecek mi? Evet. Türkiye'de 'Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır' diyen güçlü bir iktidar muhalefet anlayışı olsaydı bugün biz bunların karşısında farklı olurduk. Yoksa dün, Hollanda bir anda yüzünü göstermedi. Söyleye söyleye geldi. Göstere göstere geldi ve ülke olarak maalesef tepki gösteremedik. AK Parti'nin Ekonomi Bakanı'na sövdüler, 'Ehh..' diye geçtik. Bir hafta oldu, diğer siyasi partilerimizden net bir tavır göremedik. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden çıkıp ta Allah rızası için çıkıp ta bir tepki göremedik. En eleştirebileceğimiz en pespaye gazetesinde, 'Ağzın tasmalı köpek' lafını duymadım. Bunu Almanya'da yayın yapan bir gazete bir bakan için söyledi ve biz seyrettik. Ondan sonra Hollanda polisi bir bakanın arabasını açmak üzere derdest ediyor, bakanı Almanya sınırına götürüyor ve oradan sınır dışı ediyor. Bunlar kabul edilebilir değildir. Bir ülkenin topyekün ayağa kalkması gerekir şeyler. Ölçülü, bize yakışır, ağırbaşlılığımızı bozmadan Türk milletine yakışır bir tepkiyle olmalı. Kalkıp ta, 'Biz de onlara aynısını yapalım, büyükelçiliklerinin önünde geçişi engelleyelim' diye değil. Asıl tepkimiz de şu olmalı. Muassır medeniyet seviyesinin üstüne geçmiş bir ülke, dostluklarını artıran, düşmanlıklarını azaltan bir Türkiye'ye doğru gitmek zorundayız" diye konuştu.
"HOLLANDA'NIN ATACAĞI ADIMLARLA BU DÜZELİR"
Bakan Zeybekci, uluslararası ilişkilerde karşılıklı menfaat olduğunu belirterek, " Bizim diğer ülkelerle ilişkilerimizde tamamen öyle olmalı. Biz biraz duygusalız. Türkiye ile Almanya'nın menfaatleri en üst düzeyde buluştuğu ilişki güçlü bir ilişki olur. 40 milyar dolara yaklaşan bir ticari ilişkimiz var. Bunları görmek lazım. Sepeti sallarken içindeki yumurtalara dikkat etmek lazım. Şu anda o noktada değiliz. Atılan adımı demokratik, insani ve dış ilişkiler, diplomatik olarak kabul etmek mümkün değil. Bu adımları attığınız zaman iki tarafta zarar görecek. Sevinen kim olacak ona bakmak lazım. Sevinenin ve kazanını eli kanlı bir vampir olarak görüyorum. Onları da hep beraber görüyoruz. Onları sevindirmek niyetinde değiliz, sevindirmeyeceğiz. Kolay olan bir anda yakıp yıkmak. İnanın 15 dakika sonra bir şey kalmaz, şurada bir konuşmaya başlarsak karşılıklı olarak. Önemli olan bunu iki tarafın da en az zarar göreceği şekilde atlatmak lazım. Bakana yapılan bu hareketler de işin düzeltilmesi yüzde 100 Hollanda'ya aittir. Hollanda'nın atacağı adımlarla bu düzelir. Ülkemizden ve bakanımızdan en basitiyle özür dilenmesi, bunu telafi edici adımların atılması bizim en önemli beklentimizdir. Onun dışında asacağız, keseceğiz, yaklaşımının ekonomik anlamda ticari anlamda gerekli olduğunu düşünmüyorum" dedi.
"SAĞ TARAFTAN ARACIN KUMANDASINA İMKAN VEREN MEKANİZMALAR SÖKÜLÜYOR"
Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop ise 16 Nisan'da referanduma götürülecek anayasa değişikliğinin son 50 yıllık tartışmayı sona erdirecek olan bir değişiklik, kişi ve parti meselesi olduğunu, Türkiye'de 1965 yılından bu yana hükümet sistemi tartışması olduğunu söyledi. AK parti kurulmadan önce Cumhurbaşkanlığı sistemini dile getiren siyasilerin, yazarların, akademisyenlerin olduğunu söyleyen Şentop, "Bu anayasa değişikliğini izah ederken vesayetin sonlandırılması olarak ifade ediyoruz. AK Parti'nin 14 yıldır vermiş olduğu bir mücadele var. Aday sürücünün aracında sağda olan bir mekanizma var. Şoför aracı kullansa da arabayı sağdaki kişi idare ediyor. Aracın sağ tarafındaki mekanizmaların sökülmesi lazım. Bu değişiklik sağ tarafta araca kumanda etmeye imkan veren mekanizmaların sökülmesi şeklinde. Önemini bu şekilde anlatmak yeterli gelebilir. Milletimizin bu sadece birkaç ay içerisinde anlattığımız bir mesele değil. 27 Nisan'daki e-muhtıradan itibaren Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı bağlamında hükümet sistemi ile ilgili tartışma var. 21 Ekim 2007'deki değişikliğin devamı niteliğinde. 10 yıla yakın zamandır bu konu konuşuluyor. Kafa karıştırmak için bir gayret var. 'Evet' de 'hayır' da haktır. 'Evet' diyenlerin neden, 'hayır' diyenlerin neden dediğini iyi bilmek lazım" dedi.
"BU KADAR İLERİ GİDECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORDUM"
Gerek Türkiye'de gerek Avrupa'da son yaşanan hadiselerin bunu gösterdiğini belirten Şentop, "Son yaşanan hadiseler de bunu gösteriyor. Anayasa değişikliğine bahsettiğim aracı yönetmeye alışmış olanlar karşı. Türkiye'de seçim kazanmadan Türkiye'yi yönetmeye alışanlar, uzaktan kumandayla iktidarına yön vermeye çalışanlar bu değişikliğe karşı. Bu kadar ileri gideceklerini ben düşünmüyordum. Hollanda'da yaşananlar bu işin ne kadar önemli iş olduğunu göstermekte. Onlar karşısında zayıf hükümetlerin olduğu bir Türkiye'ye alışmışlar. Cumhurbaşkanımızın siyaset anlayışının, yönetim anlayışının son bulmasını istiyorlar. Bundan sonra yapılacak seçimlerde Türkiye'yi yönetecek hükümetler yüzde 50 oy alacaklar. Yüzde 50 oy alan bir hükümet gerçekten çok güçlü bir hükümet olur. Bakanımıza geçmiş olsun diyoruz. Bu olay bir taraftan da şunu gösteriyor. Tüm Avrupa'nın değerleri aslında Avrupa'nın özgüveni olduğu zaman özgürlüklerin bir önemi olduğunu gösteriyor. Avrupa'da bir özgüven kaybı içerisinde olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, idamla ilgili düzenlemenin Anayasa değişikliğine neden dahil edilmediği şeklindeki soruya da, "Bu değişiklik teklifi MHP ile mutabık kaldığımız bir teklifti. Fakat idam konusu hükümet değişikliği sisteminden farklı bir konu.Vatandaşlarımız metinle ilgili tereddütle kalacaklar, Biz bu sebeple idamla ilgili düzenlemenin ayrı değerlendirilmesini düşündük. Mecliste anayasa değişikliği şeklinde yapılabilir" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------------
-TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin salona gelmesinden görüntü
-Bakan Zeybekci'nin konuşması
-Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber: Osman Nuri BOYACI - Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,
=========================================================
5)BAKAN ÖZHASEKİ: HOLLANDA'NIN YAPTIĞI AHLAKSIZLIK VE KİTAPSIZLIKTIR
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Hollanda'da yaşanan kriz ile ilgili olarak, "Hollanda'nın yaptığı ahlaksızlık ve kitapsızlıktır" dedi.
Kayseri'de bir AVM'nin açılışına katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, "Beraber Bakanları Kurulunda görev yaptığım Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma kardeşim, Hollanda'da masum bir şekilde konuşmak, sohbet etmek istedi. İzin vermiyorlar. Bu ne kitapsızlık, bu ne ahlaksızlıktır. Bunlara tabii ki cevap vereceğiz. Bunlara cevap vereceğiz, bunun başında da çalışmak gelir. Onları, çalışarak dize getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, dışarıdan ve içeriden düşmanlarının bitmediğini söyleyen Bakan Özhaseki, şunları kaydetti:
"İçerde PKK belası var. Devlet olarak 40 yıldır mücadele ediyoruz. Son dönemlerde çukur kazmaları, bayrak asmaları bardağı taşırdı. Şehirlerde ve köylerde PKK temizlendi. Şimdi yurt dışında temizlemeye çalışıyoruz. Bunları bitirene kadar azimliyiz, mücadele edeceğiz. Bir başka bela da FETÖ grubudur. Hizmet eriyiz, diyerek insanları kandıran yapı, bir gecede kurt adama dönüştü. Masumların üzerine kurşun sıktılar. 15 Temmuz sonrası iki batı ülkesi bize 'geçmiş olsun' diyemedi. Hani demokrasinin beşiğiydiniz? Onların içlerindeki duygu, (nasıl oldu da ihtilal gerçekleşmedi) şeklinde. Sonra bize (darbecilere kötü muamale yapmıyorsunuz değil mi) dediler. Allah belanızı versin sizin."
16 Nisan'daki referandum ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, "Referanduma gidiyoruz. Hepinizin oyu başımızın üstüne. Teröristler 'hayır' diyor. Sizlerin içerisinde farklı oy verecekler vardır. Bu sistemin gelmesinin üç nedeni var. Birincisi iki başlı sistemin kaldırılmasıdır. İkincisi istikrar, bir diğer neden ise vesayet rejimin ortadan kalkmasıdır" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin konuşması
-Genel detaylar
Haber: Yasin DALKILIÇ Kamera: Olcay DÜZGÜN /KAYSERİ DHA)
DV 1 DOSYA, 6 dakika 34 saniye/209 MB
=====================================================
6) ELAZIĞ'DA KADİRİ ŞEYHİ'NİN CENAZESİNE İZDİHAM YAŞANDI
ELAZIĞ'da, Kadiri tarikatı şeyhlerinden olan ve Cemil efendi olarak bilinen Cemil Evliyaoğlu 84 yaşında hayatını kaybetti. Evliyaoglu için düzenlenen ve siyasetçilerin katıldığı cenaze töreninde, yoğunluk nedeniyle izdiham yaşandı.
Elazığ'da yaşayan ve uzun bir süredir yaşadığı Kalp rahatsızlığı nedeniyle yaşamını yitiren Kadiri tarikatının şeyhi Cemil Evliyaoğlu için öğlen namazının ardından İzzet Paşa Camiinde tören düzenlendi. Vali Murat Zorluoğlu, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Elazığ Milletvekilleri Tahir Öztürk, Ömer Serdar, Ejder Açıkkapı, Metin Bulut, eski Bakanlardan Ahmet Cemil Tunç, Sacit Günbey, Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan, Siyasi parti il temsilcileri, Kadiri tarikatı müritleri ve vatandaşlar katıldığı törende yoğunluk nedehniyle izdiham yaşandı. Cenaze namazını kardeşi Abdulkadir Evliyaoğlu'nun kıldırdığı Cemil Evliyaoğlu'nun cenazesi tekbirler eşliğinde omuzlarda taşındı. Cemil Evliyaoğlu'nun cenazesi Asri mezarlıkta toprağa verildi.
Görüntü Dökümü:
-----------------
-Cenazeden detay görüntüler
-Cenazeye katılanlardan detay görüntüler
-Cenaze namazından görüntüler
-Cenazenin taşınmasından görüntüler, tekbir getirilmesi
-Cade'de kalabalığın cenazeyi omuzlarda taşımasından genel görüntüler
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Şahismail GEZİCİ/ELAZIĞ,-
====================================================
7)BURSA'DA BAR CİNAYETİ KAMERALARDA
BURSA'da barda, Mehmet Onat'ın (39) ölümü arkadaşı Ahmet Işık'ın (55) yaralandığı silahlı kavga güvenlik kameralarına yansıdı. Öte yandan olay sonrası kaçarak kayıplara karışan katil zanlısı ve 3 arkadaşı, polis ekipleri tarafından yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Bursa'nın merkez Nilüfer İlçesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerindeki bir barda eğlenen iki grup arasında 'yan bakma' iddiasıyla kavga çıktı. Karşılıklı küfürleşen iki grup birbirine girdi. Silahların konuştuğu kavgada, beyaz eşya dükkanı sahibi 4 çocuk babası Mehmet Onat hayatını kaybederken, her iki ayağından vurulan tekstilci arkadaşı Ahmet Işık yaralandı. Olaydan sonra harekete geçen Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayda silahı kullandığı belirlenen Serkan U. (28) ile kavgaya karışan A.G. (24),O.G. (24) ve B.G'yi (18) gözaltına aldı.
BAR CİNAYETİ KAMERALARDA
Barda yaşanan silahlı kavganın güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. İş yerine ait olan güvenlik kamera görüntülerinde Serkan U'nun, barda sahne önündeki masada sandalyede arkadaşları ile birlikte oturan Mehmet Onat'ın yanına gelip, kulağına bir şey söylediği, daha sonra ayağa kalkan Serkan U. ve yanında bulunan arkadaşlarıyla yumruklaştığı, barın arka kısmına geçen Serkan U'nun silahını doldurup ateş ettiği görülüyor. Suç aleti tabanca ile birlikte yakalanan Serkan U. polise verdiği ilk ifadesinde olayı kendisinin gerçekleştirdiğini ve ateş ettiği kişileri tanımadığını, bir anlık küfürleşme sonrası olayın yaşandığını belirtti. Gözaltına alınan 4 kişi adliyeye sevkedildi.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Barda çıkan kavga
-Cinayet zanlısın silahını çıkarması
-Kargaşa
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi
Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,
=========================================================
8)GASPÇI, DÜĞÜN GÜNÜ DAMAT TIRAŞI OLURKEN YAKALANDI
ADANA'da 5 ayrı suçtan aranan 24 yaşındaki İshan Tekin, düğün yapacağı gün takım elbisesiyle damat tıraşı olduğu berbere yapılan operasyonla yakalandı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Seyhan Suç Önleme ve Araştırma Büro Amirliği ekipleri, 3 yağma, hayvan hırsızlığı ve kasten yaralama suçlarından hakkında yakalama emri bulunan İshan Tekin'in Küçükdikili Mahallesi'nde bir berberde olduğu bilgisini aldı. Geniş güvenlik önlemi altında berbere operasyon yapan polis, Tekin'i damatlık kıyafetiyle tıraş olurken yakaladı. Gözaltına alınan şüphelinin akşam düğünü olduğu ortaya çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen şüpheli, uzun namlulu silahlar taşıyan polisler eşliğinde zırhlı araçla sağlık raporu için adli tıp birimine getirildi. Burada çekim yapan gazetecilere tepki gösteren İshan Tekin, damatlık kıyafetiyle adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Zırhlı aracın gelişi
Takım elbiseli zanlının zırhlı araçtan indirilmesi
Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi
Adli Tıp Birimi'nden çıkarılması
Sağlık kontrolü için hastaneye girişi
Hastaneden çıkarılması
Zırhlı araca bindirilmesi
Aracın gidişi
SÜRE: 02'02" BOYUT: 228 MB
Haber-Kamera: Murat KİBRİTOĞLU/ADANA,
========================================================
9)DOĞUMDAN SONRA BALKONI ATILAN BEBEK, KİMSESİZLER MEZARLIĞINA DEFNEDİLDİ
KARAMAN'da sevgilisinden hamile kalan 22 yaşındaki Huriye P.'nin evde doğum yapıp, boğup, poşet içinde balkona attığı kız bebeğin cesedi, sahip çıkan olmayınca belediye ekipleri tarafından kimsesizler mezarlığına defnedildi.
Karaman'da oturan ve ailesiyle birlikte yaşayan Huriye P., oto elektrikçisi sevgilisi 25 yaşındaki Ramazan Y.'den hamile kaldı. Huriye P., geçen 22 Şubat günü, tedavi için Karaman Devlet Hastanesi Kadın Doğum Acil Servisi'ne gitti. Burada yapılan kontrolde doktorlar, Huriye P.'ye bebeğin doğum kanalına girdiğini ve doğumun başlamak üzere olduğunu söyledi. Huriye P. de iddiaya göre doğum yapmayı reddetti. Doktorlar da, ancak bebeğin babasının da rızasıyla kendisini doğum yapmadan taburcu edebileceklerini söyledi. Huriye P. de sevgilisi Ramazan Y.'yi hastaneye çağırdı. İki sevgili gerekli evrakları imzalayıp, doğum yapmadan hastaneden ayrıldı.
EVDE DOĞUM YAPIP, BEBEĞİ BALKONA BIRAKTI
Evine dönen Huriye P., iddiaya göre kendi imkanlarıyla evde doğum yapıp, dünyaya gelen kız bebeğini boğdu. Kanlar içindeki cesedi beze sarıp evin balkonuna attı. Bu sırada doktorlar durumu polise bildirdi. Geçen 24 Şubat günü, polis tarafından ifadesi alınmak için karakola davet edilen Huriye P.'nin hamile olmadığı fark edildi. Polisin yaptığı sorgunun ardından Huriye P., ailesinin hamile olduğunu bilmediğini, kendi imkanlarıyla evde doğum yaptığını ve bebeğin ölü doğduğunu öne sürdü. Genç kızın ifadesinin ardından, ailesiyle birlikte oturduğu evde arama yapan polis, bebeğin cesedini evin balkonunda buldu.
BEBEK CANLI OLARAK DOĞMUŞ
Yapılan otopsi sonucunda bebeğin canlı doğduğu, doğumdan bir süre sonra boğularak öldüğü bu sırada elmacık kemiklerinin ve sırtında bulunan 6 adet kaburga kemiğinin kırıldığı tespit edildi.
TUTUKLANDI
Polis Huriye P., annesi F.P., babası H.İ.P., erkek kardeşi M.P., kız kardeşi H.P. ile sevgilisi Ramazan Y.'yi gözaltına aldı. Yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Huriye P. tutuklandı, diğer şüpheliler ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Cumhuriyet Savcılığı'nın itirazı üzerine Huriye P.'nin sevgilisi Ramazan Y. ile kız kardeşi H.P., tutuklandı.
BEBEK KİMSESİZLER MEZARLIĞINA DEFNEDİLDİ
Huriye P.'nin doğumdan sonra boğarak öldürdüğü ve poşet içinde balkona bıraktığı kız bebeğin cesedi de, 15 günlük yasal süreç boyunca kimsenin sahip çıkmaması üzerine belediye ekipleri tarafından morgdan alınıp, Şehir Mezarlığı'na götürüldü. Burada kılınan cenaze namazının ardından kimsesizler mezarlığına defnedildi. Belediye ekipleri tarafından mezar taşına ise 'İsimsiz bebek Pınar' yazılması dikkat çekti.
(Görüntü Dökümü
-----------------------
Bebeğin cesedinin morgdan alınıp, mezarlığa getirilmesi
Cenaze namazının kılınması
Defnedilmesi
Huriye P.'nin tutuklanması (ARŞİV)
(Haber- Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN DHA))
===============================