Ege Üniversitesi Hastanesi'nde koronavirüse karşı DNA aşısı geliştirildi
İZMİR Ege Üniversitesi Hastanesi, TUBİTAK-MAM önderliğinde, 18 akademisyeninin çalışmasıyla koronavirüse karşı 4 DNA aşısı geliştirdi.
İZMİR Ege Üniversitesi Hastanesi, TUBİTAK-MAM önderliğinde, 18 akademisyeninin çalışmasıyla koronavirüse karşı 4 DNA aşısı geliştirdi. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, "Kovid-19'a karşı geliştirdiğimiz dört farklı DNA aşısı prototipinin laboratuvar ölçekli üretimini bitirdik ve kısa süre önce ilk aşı prototipimizi hayvanlara uyguladık. Aşı prototiplerinin ardışık olarak hayvan modellerine uygulanması iki ay kadar daha sürecek. Bu aşama sonrası dört DNA aşısı prototipi içinden hayvanlarda en kuvvetli bağışık yanıt uyaran aşılarımızın, hayvan modelleri üzerinde toksisite etkilerini test etmeyi amaçlıyoruz" dedi.
Ege Üniversitesi Hastanesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK-MAM desteği ile, 'Kovid-19 Aşısı İçin Antijen Keşfi ve DNA Aşısı Geliştirilmesi' ile ilgili çalışmanın sonucunda 4 DNA aşısı üretildi. Aşı çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere Ege Üniversitesi Hastanesi'nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, 18 akademisyenin çalışmalarıyla üretilen DNA aşılarının hayvanlar üzerinde denendiğini aktaran Prof. Dr. Necdet Budak, "Ege Üniversitesi olarak sürdürdüğümüz ARGE faaliyetlerinin meyvelerini aldık ve 2018- 2019 döneminde TÜBİTAK'a en çok proje üreten birinci üniversite olduk. Salgınla mücadelede köklü çözüm üretmek için Multidisipliner Aşı Araştırma ve Geliştirme Çalışma Grubu çatısı altında çalışmalarımıza başladık. TÜBİTAK-MAM önderliğinde oluşturulan kovid-19 Türkiye Platformu tarafından desteklenen 'Kovid-19'a karşı DNA aşısı geliştirme' projemizde üniversitemizin farklı fakülte ve meslek yüksekokulundan toplam 18 akademisyenimiz üstün bir gayretle çalışmaktadır. Mültisipliner alanlardan farklı paydaşlarla yürüttüğümüz proje ekibimizde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Merkez Laboratuvarı ve Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü'nün ve özel sektörden araştırmacılar da bulunmaktadır" dedi.'İLK AŞI PROTOTİPİ HAYVANLARA UYGULANDI'Üniversite çatısı altında yürütülen çalışmalar sonucunda, koronavirüs'e karşı geliştirilen dört farklı DNA aşısı prototipinin laboratuvar ölçekli üretimini bitirdiklerini anlatan Budak, "Kısa süre önce ilk aşı prototipimizi hayvanlara uyguladık. Aşı prototiplerinin ardışık olarak hayvan modellerine uygulanması iki ay kadar daha sürecek. Bu aşama sonrası dört DNA aşısı prototipi içinden hayvanlarda en kuvvetli bağışık yanıt uyaran aşılarımızın, hayvan modelleri üzerinde toksisite etkilerini test etmeyi amaçlıyoruz. Bu aşamanın ardından Faz 1 klinik çalışma için yasal otoriteye başvuru yapabileceğiz" diye konuştu.Üniversite çatısı altında İzmir'de bir aşı geliştirme merkezi kurulacağının müjdesini veren Budak, "Ar-Ge kültürünü yapısında barındıran bir üniversite olarak ülkemizi ve dünyayı etkileyen stratejik projelerde liderliğimizi artırarak devam ettirmeyi planlıyoruz. Aşı geliştirme çalışmalarımızı daha disiplinli ve koordinasyonlu bir biçimde sürdürmek için yakın gelecekte Üniversitemiz çatısı altında Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi kuracağımızı müjdesini şimdiden vermek istiyorum. Bizler, Ege Üniversitesi'nin koronavirüsyanında diğer enfeksiyöz ajanlara karşı verilen mücadelede geldiği noktadan dolayı büyük bir heyecan ve onur duyuyoruz" dedi.'DNA AŞILARINDE ENFEKSİYON RİSKİ YOK, RAF ÖMRÜ UZUN' Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Moleküler Parazitoloji ve Aşı Araştırma ve Geliştirme Laboratuvarı Yöneticisi Doç. Dr. Mert Döşkaya ise, "Aşının bağışıklık yanıtı uyarma sürecini test ediyoruz. 2 ay sonumda üründe toksisite çalışması yapacağız. Zehirleyici etki var mı diye test edilecek. Sağlık bakanlığıma başvuru yapılacak. Bu süreç bir miktar uzayabilir. Toplamda 6 ay sonra sonuca ulaşabiliriz. DNA aşılarının en önemli özelliği toksik etkilerinin olmaması. Veterinerde kullanım alanları var. İnsanlarda ise henüz DNA aşısı yok fakat kolay üretilebilirliği, raf ömrünün uzun olması, uzak bölgelere gönderilebilmesi, maliyetin ucuz olması avantajlı. Enfeksiyon riski yok. Bağışık yanıtı kuvvetli uyarıyor ve uzun süre uyarıyor. DNA verdiğimizde virüse ait parçayı uzun süreli olarak vücutta yaratıyor. Bu gibi özellikleriyle ön planda" şeklinde konuştu.'GELECEK SONBAHARDA AŞI ÇIKAR DİYE UMUYORUZ'Sağlık Bakanlığı'ndan onay gelmesinin ardından, Ege Üniversitesi ARGE merkezinin hem sağlıklı hem hasta gönüllüler ile faz 1 çalışmalarının yapılabilmesi mümkün olduğunu aktaran Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi (ARGEFAR) Müdürü Prof. Dr. Ercüment Karasulu, "İkinci ayın sonunda faz 1 için etik kurulu sonuçlarını hazırlayacağız. Sağlık bakanlığı da süreci hızlandırıyor. Kesin bir tarih yok. Gelecek sonbaharda ilk aşılar çıkar diye umuyoruz" dedi.