Haberler

Dha Yurt Bülteni-5

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbuğ: Demirel 'Benim bir tane ordum var ikinci ordum yok' derdiGENELKURMAY eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 55 yıllık siyasi yaşamının anlatıldığı Isparta İslamköy'deki Demokrasi ve Kalkınma Müzesi'ni ziyaret etti.

Başbuğ: Demirel 'Benim bir tane ordum var ikinci ordum yok' derdi

GENELKURMAY eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 55 yıllık siyasi yaşamının anlatıldığı Isparta İslamköy'deki Demokrasi ve Kalkınma Müzesi'ni ziyaret etti. Demirel ile bir anısını anlatan Başbuğ, "Gerçekten de askeri darbelerin mağdurları kim?' derseniz bu listenin başına yazılacak ilk kişi Süleyman Demirel'dir. O süreçleri de konuştuğumuz zaman hep şunu söylerdi; 'Benim bir ordum var ikinci ordum yok' derdi. Onun ağzından Silahlı Kuvvetler aleyhine en ufak bir kelime duymadım" dedi.

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 1'incisi düzenlenen Kitap Fuarı'na katılmak için geldiği Isparta'da merhum 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in memleketi İslamköy'e gidip Demokrasi ve Kalkınma Müzesi'ni ziyaret etti. Demirel'in 55 yıllık siyasi hayatının anlatıldığı müzeyi baştan sona gezen İlker Başbuğ, müzede sergilenen fotoğrafları inceledi.

"BENİ İLK DEMİREL ARADI"

İlker Başbuğ, müze çıkışı Doğan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Başbuğ, 2014 yılı Mart ayında Silivri Cezaevi'nden hürriyete daha ilk adımımı attığı anda kendisine bir telefon uzatıldığını anlatırken, "Dediler ki; 'sizi 9'ncu Cumhurbaşkanımız sayın Süleyman Demirel arıyor.' Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ile ilk konuşmamı yaptım. O öyle bir insandı ki daha cezaevinden dışarı ilk adımı attığım anda benimle görüşen kendileri oldu. Demirel'in bizim yaşamımızda çok önemli bir bölümü var. Bir noktada yaşamımızın ana siyasi figürlerinden, kahramanlarından biri. Onu daha yakından tanıma fırsatını Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nde çalıştığım dönem buldum. Onun devlet adamlığı, bilgisi, toleransını ve konulara yaklaşımını görme şansımız oldu" dedi.

"SİLAHLI KUVVETLER ALEYHİNE HİÇ KONUŞMADI"

'Silivri macerasından' sonra da Demirel ile birkaç kez görüştüklerini kaydeden Başbuğ, şöyl edevam etti; "Bu görüşmelerde aklımda kalan, hiç unutmadığım şey şudur; Süleyman Demirel siyasi hayatı boyunca askeri darbelerle karşı karşıya kaldı. 'Gerçekten de askeri darbelerin mağdurları' kim derseniz bu listenin başına yazılacak ilk kişi Süleyman Demirel'dir. O süreçleri de konuştuğumuz zaman 'Benim bir tane ordum var ikinci ordum yok' derdi. Ben onun ağzından Silahlı Kuvvetler aleyhine en ufak bir kelime duymadım. Hep 'benim tek ordum var ordumun aleyhine konuşmam' derdi. Bu onun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor."

"KEŞKE ŞİMDİ HAYATTA OLSAYDI"

Süleyman Demirel'in anılarını görmekten mutlu olduğuna dikkat çeken Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerçekten çok güzel hazırlanmış. Her şey o kadar güzel gösterilmiş ki sayın Demirel'in yaptıklarını, Türkiye'ye verdiği değerli hizmetleri buradan çok güzel görüyoruz. Çok iyi bir devlet adamıydı. Devleti tanımıştı. İyi bir siyasetçiydi. Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli insanlardan biriydi. Bazen hep şunu düşünüyorum. Bakın 2017'ye geldik Mart'tayız. Keşke bugün sağ olsaydı da bir akil adam olarak, büyük bir siyasetçi olarak bizlere yol gösterici değerlendirmeler yapsaydı. Onun boşluğunu, hele bugün onun boşluğunu ne kadar çok hissettiğimizi ifade etmek isterim. Onun ne kadar büyük bir devlet adamı, ne kadar büyük bir lider, ne kadar büyük bir siyasetçi olduğunun değerini bugün çok çok daha iyi anlıyoruz. Yaptıkları, Türkiye Cumhuriyeti'ne verdiği hizmetler için ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak şükranlarımı sunuyorum. Minnetle anıyor manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Yattığı yer cennet mekanı olsun."

Görüntü Dökümü

----------------------

-Başbuğ'un açıklamaları

Haber-Kamera: Mehmet ERÇAKIR- Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, -

=====================================

Bakan Işık: Her an tepelerine TSK'nın öldürücü darbesi iniyor

MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık, PYD'nin Suriye'de Kürtleri temsil ettiğinin büyük bir yalan olduğunu, bölgede bir egemenlik oluşturmak istediklerinin farkında olduklarını belirterek, "Zaman zaman bu cüretlerde bulunulduğunu biliyoruz. Ama bu cürette bulunduğu her an tepelerine her an TSK'nın öldürücü darbesi iniyor. Türk askerine karşı giriştikleri en ufak bir hareketin başlarına neler açacağını zannediyorum biliyorlar" dedi.

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün "Yerel Medya Bakanları ile Buluşuyor" programı kapsamında Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli ve Sakarya'da bulunan yerel basın mensupları ile İzmit'te bir otelde buluştu. Bölgemizin 100 yıl sonra en büyük alt üst oluşu yaşadığını belirten Bakan Işık, "Bunun bölgedeki her ülkeye tek tek etkisi var ama en çok etkisinin olduğu ülkelerden biri belki de birincisi Türkiye. Hükümet olarak bir taraftan bu alt üst oluşun ülkemizin güvenliğini en az düzeyde etkilemesi için gayret sarf ediyoruz. Diğer taraftan da bölgedeki oluşumun Türkiye'nin gelecekteki ulusal çıkarlarına yönelik bir tehdit oluşturmaması aksine Türkiye'nin ulusal çıkarları destekleyeceği şekilde yönlendirilmesi için de gayret gösteriyoruz. Fırat Kalkanı Harekatı hem bölgenin güvenliğine, yurtlarından edilmiş milyonlarca insanın güvenle kendi topraklarına dönmesine yöneliktir. Hem de bölgede Türkiye'nin arzu etmediği oluşumları engellemeye yönelik bir harekettir" dedi.

TÜRKİYE'NİN TAVRI KÜRTLERE KARŞI DEĞİLDİR

PYD bir terör örgütü olduğunu ifade eden Işık, "Bu konuda bizim hiçbir tereddüdümüz yok. Bugüne kadar bütün gelişmelerde terör örgütü olduğunu ortaya koyuyor. Sevindirici olan şu artık PYD'nin terör örgütü olduğunu yavaş yavaş batı medyasında da yazılmaya başlandı. Bununla ilgili bakanlık olarak bizde bu yazılanları topluyoruz ve diğer delillerle birlikte bunları muhataplarımıza aktaracağız. PYD'nin Suriye'deki Kürtleri temsil ettiği büyük bir yalandır. Şu anda Suriye'de Kürtlere karşı en fazla cinayet işleyen örgüt PYD'dir. Kendi anlayışında olmayan ve kendi emir komutasına girmeyen bütün Kürt unsurları yönelik düşmanca tavır sergileyen zaman zaman onları öldüren, ortadan kaldıran örgüt PYD. Türkiye'nin tavrı Kürtlere karşı değildir. Bu coğrafyada bin yıldır kardeşçe yaşadığımız kardeşlerimizdir Kürtler" diye konuştu.

Işık bölgede bir egemenlik alanı oluşturma gayretinin farkında olduklarını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Zaman zaman bu cüretlerde bulunulduğunu biliyoruz. Ama bu cürette bulunduğu her an tepelerine her an TSK'nın öldürücü darbesi iniyor. Münbiç'ten batıya doğru ilerlemeye kalktıklarında operasyonun nasıl yapıldığını ve 200'ün üzerinde PYD militanının, teröristin etkisiz hale getirildiğini biliyorsunuz. O harekattan sonra Türk askerine karşı çok fazla hamle yapmadılar. Çünkü yaparlarsa nasıl karşılık alacaklarını çok iyi biliyorlar. Ancak onlar da DEAŞ ve rejimle anlaşma yaparak, Münbiç'ten artık çıkmazlarsa çıkarılacaklarını anladıkları için DEAŞ ile anlaşarak ve rejimle anlaşarak bölgeyi rejime bırakmak gibi bir planı devreye sokmaya başladıklarını görüyoruz. Bu noktada tabi ABD başta olmak üzere bütün koalisyon güçlerinin de çok dikkatli olması gerektiğini, bu konunun hassas bir denge olduğunu bilmelerini bekliyoruz. Türk askerine karşı giriştikleri en ufak bir hareketin başlarına neler açacağını zannediyorum biliyorlar"

TSK'YI HİÇKİMSE RAHATSIZ ETMESİN

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) bir tartışmanın içine çekme gayreti olduğunu ifade eden Işık, "Son dönemdeki tartışmalar hepimizi üzdü. Maalesef TSK'yı bir tartışmanın içine çekme gayreti ile karşı karşıyayız. Bu son derece yanlış. Darbelerden Türkiye çok zarar gördü ama en fazla zararı da TSK gördü. Her darbe TSK'nın daha fazla tartışılmasına neden oldu. Bir ülkenin güvenlik ihtiyacı en fazla temel ihtiyaçlardan biridir. Bu güvenlik ihtiyacını karşılayan en önemli iki kurumdan biri TSK ve Türk emniyet teşkilatıdır. Jandarmasıyla, polisiyle. Bu kurumların özellikle TSK'nın siyasi tartışmaların içine çekilmesi ve bir takım başka hesapların içerisinde TSK'nın bulundurulması bu ülkeye en büyük kötülüktür. Sonuçta başka bir ülkemizde yok, başka bir ordumuzda yok. Onun için burada hiç kimsenin böyle kafasına estiği gibi hareket etme lüksü yok. Herkes dikkatli davranmak zorunda. Evet yaşanan onca olaydan sonra bugün TSK demokrasiye bağlıdır, demokrasinin gereği olarak kimden emir alacağını ve o emri nasıl uygulayacağını çok iyi bilmektedir. TSK'nın bir başkomutanı vardır, TSK başbakana karşı sorumludur ve görevlerini kanunlar çerçevesinde yürütmektedir. Yani demokrasiye bağlıdır. Bu noktada birilerinin TSK'yı güncel tartışmaların içerisine çekmek, hatta bazıları da maalesef TSK içerisinde bir polemik oluşturmaya çalışıyor işte şu şucudur, bu bucudur gibi bir takım maksatlı çalışmalar içerisinde bulunuyor. Takip ediyoruz ve kesinlikle hukuk çerçevesinde gereken herşeyin yapıldığını ve yapılacağını bilmenizi istiyorum. TSK'yı hiçkimse rahatsız etmesin. TSK'nın temel görevi Türk yurdunu savunmaktır. Bunun dışında hiçbir konu ile ilgili TSK bir polemiğin, bir tartışmanın içerisine çekilmemelidir. Buna azami hassasiyeti gösteriyoruz. Bu noktada farklı davrananlarla ilgili de hukuk çerçevesinde gereken her türlü çalışmayı yürütüyoruz" dedi.

EVET OYUNUN ÇIKMASI CHP İÇİN DE HAYIRLI OLACAK

Referandumdan evet çıkması durumunda CHP için de değişim olacağını ifade eden Işık, şöyle konuştu:

"Aslında bu referandumda evet sonucunun çıkması inanın CHP için de hayırlı olacak. Yani ben bizim partililerimize diyorum CHP'ye de bir iyilik yapmak istiyorsanız daha fazla gayret edin evet oyu daha yüksek çıksın. Çünkü niye bu referandum kabul edilirse inanın CHP'de de bir değişim olacak. Sadece seçim dönemlerinde üslup ayarlama, milletin ayağına gitme, milletin değerleriyle buluşma, işte efendim ayakkabısız eve girme, cenaze namazında kenarda beklememe bu her seçim dönemi CHP'nin bir seçmenle iletişim kılavuzu vardır ya bunu artık CHP içselleştirmek zorunda olacak. Başka türlü yüzde 25 bandını aşması mümkün değil. Onun için de CHP'de de bir değişim başlayacak. Her rejimde iktidar vardır ama muhalefet ancak demokraside vardır. Türkiye de sağlıklı bir demokratik yapıyı sürdürecekse güçlü bir ana muhalefete ihtiyacı var. Şu anda CHP ana muhalefet partisi olduğu için CHP'nin güçlenmesi de demokrasinin güçlenmesi anlamına geliyor. Ama bu kafayla CHP'nin yüzde 25'i geçmesi mümkün gözükmüyor. Onun için sadece seçim dönemlerinde seçmenle iletişim stratejisi olarak yazdıkları şeylerin de içselleştirme zorunluluğu olacak CHP'nin. Yani milletin değerleriyle buluşmak zorunda olacak. Bu CHP için de Türkiye için de büyük bir kazanım olacak"

YANLIŞ ANLAŞILMAYI BAŞBAKANIMIZLA, BAHÇELİ GİDERİR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Barzani'nin Türkiye'ye gelmesinin ardından takındığı tavrı sorulması üzerine Işık, yanlış anlaşılmaların Başbakan ve Bahçeli'nin görüşerek giderebileceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Sayın Bahçeli'nin anayasa değişikliği teklifini desteklemesini, sayın Bahçeli'nin Ak Parti'nin bütün politikalarını benimsediği için diye değerlendirilemez. Türkiye'de sistem tıkanma noktasına geldi. Bir gövdede iki baş oluştu. Parlamenter sistemin köküne tuz ruhunu döken CHP oldu. 2007'deki 367 garabetini bu ülkenin başına saran CHP'dir. Hatta o dönem CHP Genel Başkanı sayın Baykal'ın 'Anayasa Mahkemesi 367'yi kabul etmezse Türkiye'de çok büyük kaos olur' açıklamasını unutmuyoruz. Bizim zaten halkımızın da anlamadığı nokta burası. Bu 367 garabetini bu milletin başına bela eden ve parlamenter sistemi aslında fiilen o gün rafa kaldıran CHP'dir. Parlamenter sistemin rafa kalkması, cumhurbaşkanını meclisin seçememez hale gelmesi zorunlu olarak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini getirdi ve halk da buna yüzde 70 destek verdi. Şimdi halkın destek verdiği ve doğrudan halkın oyuyla seçilen bir cumhurbaşkanına 'Sen hiçbir şeye karışma, etliye sütlüye karışma, suya sabuna dokunma. Sen sadece önüne gelen kararnameyi imzala' demeye kimsenin hakkı yok. Cumhurbaşkanı bu sistemde güçlüdür. Halk seçiyor çünkü. Halk seçiyor, yetkilendiriyor ama halk seçtiğine hesap da sorar. Hiç kimseden cumhurbaşkanını seçtikten sonra cumhurbaşkanının vaatlerini yerine getirmemesi hakkı olduğunu bekleyemeyiz. Cumhurbaşkanı bu noktada halka söz veriyor. Bu sözleri yerine getirip getirmediğini de halk izliyor. 5 yıl sonra da bir seçim daha var, nitekim 2019'da bir seçim daha yaşayacağız. Dolayısıyla burada bir gövdede iki baş oluştu. Bu iki başlılığın sürdürülmesinin mümkün olmadığını sayın Bahçeli de gördü. Sayın Bahçeli'yle birbirimizi sert bir şekilde eleştirdiğimiz oldu doğru ama sayın Bahçeli'nin ülkenin geleceği konusundaki hassasiyetini hiç kimse de inkar edemez. Bunu burada ortaya koydu Bahçeli. Bunu bir çözüme kavuşturalım dedi ve bir makul çerçeve çıktı. Bu makul çerçeve içerisinde sayın Bahçeli de görüşünü açıkladı. Elbette süreç içerisinde yol kazaları olur. Yanlış anlamalar olur, bunlar da oturulur konuşulur. İnsanların en önemli özelliği de bunları oturup konuşmasıdır. Ben bunları bir yol kazası olarak değerlendiriyorum. Bu yanlış anlaşmayı da sayın başbakanımızla, sayın Bahçeli giderirler. Ben MHP'nin tavrında bir değişiklik beklemiyorum"

BU FAŞİST BİR UYGULAMADIR

Almanya ve Hollanda'nın tavrını anlamanın mümkün olmadığını söyleyen Işık, "Bunlar her fırsatta Türkiye'ye demokrasi dersi veren ülkeler değil mi? İfade özgürlüğü deyip kıyamet koparıyorlar. Oradaki 3 milyon insanlarımız oy kullanmayacak mı? Oralarda da yakında seçim var. Onlar maalesef bu noktada kendi iç kamuoyuna yönelik bir hareket içerisindeler. Bu oradaki seçmene yönelik mesaj diye bakıyorum. Bu onların savunduğu değerlerle zıt olduğunun göstergesi. Avrupa siyasetinde aşırı uçlar güçlenmeye devam ediyor. Bunu kabul edemeyiz. Almanya'da şuanda bir güçlü merkez iktidar var. Ben adalet bakanımızın açıklamalarına katılıyorum. Bu faşist bir uygulamadır. Siz bakana tanımadığınız hakkı Pkk'ya tanıyacaksınız, sonra da Türkiye bizim dostumuz diyeceksiniz. Avrupa'nın birçok ülkesinde PKK elini kolunu sallayarak haraç alacak, siz hiçbir şey yapmayacaksınız. Ama 3 milyondan fazla insanın yaşadığı, 1,5 milyondan fazla seçmenin bulunduğu bir ülkede referandumla ilgili bir siyasi çalışma yapılmasını engelleyeceksiniz. Bunun adı rezalettir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Bakanın açıklamaları

HABER: Mesut ÇATAK-Çağla DAŞCI/KAMERA: Faruk KIYAK / KOCAELİ

================================================

Bozdağ: Bize yapılan uygulama; faşist ve demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulamadır (2)

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya'da katılacağı etkinliğin iptal edilmesiyle ilgili, "Bugün Türk Adalet Bakanı'na yapılan haksızlık karşısında susan Alman siyasetçiler, ülkelerinde sürekli artan aşırıcılık karşısında tavır geliştirmezlerse bu anlayış Almanya'nın her bir tarafını tuttuğu zaman Sayın Merkel bile konuşacak yer bulmakta zorlanabilir. Bize yapılan uygulama faşist ve demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulamadır" dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ, Almanya'nın Gaggenau kentinde katılacağı ve konuşma yapacağı toplantının iptal edilmesine ilişkin Yozgat'ta açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin Adalet Bakanı'nın Almanya'da konuşturulmamasının, Alman demokrasisine ve insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Çok açık bir biçimde Alman hükümeti, bu belediyenin yaptığı, eğer öyle kabul ediyorlarsa, tavrı kınamamıştır. Yanlış bulduğunu ifade etmemiştir. Ben buradan Almanya'ya çağrıda bulunuyorum. Eğer Türkiye'de toplantı yapmak isteyen bir Alman siyasetçi varsa buyursun, gelsin. Türkiye'de dilediği gibi toplantı yapsın. Türkiye'nin neresinde istiyorlarsa gelsinler, burada diledikleri şekilde toplantı yapsınlar. Aynı şeyi onlar söyleyebiliyorlar mı? Söyleyemiyorlar. Söyleyebileceklerini ben, zannetmiyorum" diye konuştu.

"DEMOKRASİNİN DÜŞMANI OLAN HASTALIKLAR ALMANYA'DA HIZLA YAYILMAKTADIR"

Almanya'da katılacağı etkinliğin iptal edilmesinin, faşist ve demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulama olduğunu dile getiren Adalet Bakanı Bozdağ, şunları söyledi: "Irkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık gibi AB'nin üzerinde yükseldiği değerlerin düşmanı olan hastalıkları, demokrasinin düşmanı olan hastalıklar Almanya'da hızla yayılmaktadır. Bugün Türk Adalet Bakanı'na yapılan haksızlık karşısında susan Alman siyasetçiler, ülkelerinde sürekli artan aşırıcılık karşısında tavır geliştirmezlerse bu anlayış, Almanya'nın her bir tarafını tuttuğu zaman Sayın Merkel bile konuşacak yer bulmakta zorlanabilir. Aşırılıklara karşı demokrasiyi, insan haklarını, hukuku korumak hepimizin görevidir. Bize yapılan uygulama; faşist ve demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulamadır. Alman anayasasının, Almanya'nın taraf olduğu İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayaklar altına alınması demektir. Hukuk devletinin çiğnenmesidir. Türk toplumunun toplanma hakkının, engellenmesidir. Orada bulunan Türk toplumu ve Adalet Bakanının kendini ifade edebilmesinin engellenmesidir. Almanya'nın geçmişindeki hastalıkların yeniden depreştiğini görmekten büyük üzüntü duyduğumuzu burada ifade etmek isterim" dedi.

Hollanda'nın tutumu hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, "Bu aşırıcılık her yerde yayılıyor. Hollanda'da da yayılıyor, Almanya'da da var başka yerlerde de yayılıyor. Bu hukuk devletinin, demokrasinin ve Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyinin üzerinde yükseldiği değerlerin düşmanıdır. Aşırıcılığa karşı ortak tutumu, hepimizin geliştirmesi lazım. Avrupa'nın pek çok ülkesinde seçimler var. Seçimlerde maalesef Türkiye aleyhtarlığı üzerinden, aşırıcılara şirin gelecek açıklamalar yapıyorlar. Türkiye karşıtlığı üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde seçim çalışması yürütenler büyük bir hata işliyorlar. Oradaki seçimlerde Türkler oy kullanmayacak. Kendi vatandaşları oy kullanacak, kendi vatandaşlarını seçecekler. Türkiye'yi bu seçimlere alet etmeleri onlara hiçbir fayda vermez, vermeyecektir de. Türkiye'de ki referandum sürecini etkilemek için Almanya'da ve yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın evet oyu kullanmalarını engellemek için çaba gösterenlere, boşuna çaba gösteriyorsunuz. Türk milleti oy verirken yabancı devletlerin iradelerine bakmaz.16 Nisan'da bu millet onlara cevabını verecektirö dedi.

BAYKAL'IN PROGRAMININ ENGELLENECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM

Bozdağ, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın da, Almanya'da Hayır propagandasıyla ilgili katılacağı programla ilgili şunları söyledi: "İnşallah iptal etmezler, Sayın Baykal bir siyaset devlet adamı, Türkiye'de siyaset yapan, Anayasal ve yasal düzene bağlı, meşru siyaset yapan herkesin, her yerde propaganda yapması konuşması, demokratik bir haktır. Sayın Baykal'ın konuşması da öyledir. Umarız Sayın Baykal'ın konuşmasını engellemezler. Ben engelleyeceklerini de düşünmüyorum, çünkü geçenlerde HDP'li bir vekil ile CHP'li bir vekil Almanya'da bir toplantı yaptı, onların toplantısına izin verdiler. 'Hayır' çalışması yapanların toplantılarına, onların toplantılarını organize edenlerin çalışmalarına ve bu 'hayır' toplantılarında konuşanların kendilerini ifade etmelerine bugüne kadar bir engel çıkarılmadı, bundan sonra da çıkarılacağını da zannetmiyorum. Çıkarılmamasını da doğru buluyorum, bunu açıklıkla da ifade etmek istiyorum."

TERÖRİSTLER ALMANYA'DA CİRİT ATIYOR

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu Almanya'nın Türkiye'deki referandum sürecine nereden baktığını ve bu olayların nereden görmek bakımından önemli, Almanya ayrıca Türkiye aleyhine çalışan herkesi himaye eden bir tutum içerisinde. PKK terör örgütü mensupları Almanya'da cirit atıyorlar, FETÖ mensupları Almanya'da cirit atıyorlar, darbe yapan askerlerden ve darbecilerden bazıları Almanya'nın himayesi altında, şöyle bir fotoğraf çıkıyor ortaya kim Türkiye devletine düşmanlık ediyorsa, kim Türkiye devletine terör dahil darbe dahil yasaların suç saydığı eylemleri yapıyorsa Almanya'da himaye görüyor. Bunu çok net bir şekilde hep görüyoruz, ifade de ediyoruz. Bundan sonra da ifade etmeye devam edeceğiz.

SUÇLULARI HİMAYE ETMEK ZARAR VERİR

Suçluları himaye etmek, sadece bir devletin aleyhine suç işliyorlar diye onlara kucak açmak hukuk devletine, demokrasiye, insan haklarına yakışmaz. Almanya ile Türkiye'nin kadim ilişkileri ve dostluğuna da yakışmaz. Bu Almanya'ya bir fayda da vermez. Onlara da zarar verir."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Bakan Bozdağ'ın gelişi

Bakan Bozdağ'ın soruları cevaplaması

Haber-Kamera: Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT,

============================================

Bakan Akdağ: İsteyen istediği kadar rahatsız olsun Türkiye yürüyüşüne devam edecek

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Almanya ve Hollanda'da referandum toplantılarına izin verilmediğini hatırlatarak, "İsteyen istediği kadar rahatsız olsun, Türkiye yürüyüşüne devam edecek. Engellemeye çalışsın güçleri yetmeyecekö dedi.

Dün gece Ordu'ya gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bugün Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nu makamında ziyaret etti. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili burada açıklamada bulunan Bakan Akdağ, referandum toplantılarına izin vermeyen Almanya ve Hollanda'ya tepki gösterdi. Yeni bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçip koşar adım yürümek istediklerini vurgulayan Bakan Akdağ, "Kısa bir süre önce Almanya'nın, hemen peşinde Hollanda'nın referandum için yapılacak toplantılardaki konuşmalara müsaade etmemesi, yada o konuşmaların yapılacağı toplantılara müsaade etmemesi, bir taraftan bu ülkelerin demokrasi diye ağızlarından düşürmedikleri kavramı içselleştiremediğini gösteriyor. Kendilerine gelince demokrasi, başkalarına gelince çifte standartlı başka bir zihniyete sahip olduklarını gösteriyor.Bundan daha önemlisi aslında bu ülkelerin Türkiye'nin büyümesinde, güçlenmesinde, bölgede bir lider ülke konumuna gelmesinden rahatsız oluyorlar. İsteyen istediği kadar rahatsız olsun. Türkiye yürüyüşüne devam edecek, engellemeye çalışsın güçleri yetmeyecekö dedi.

PKK BÜTÜN GÜÇLERİYLE REFERANDUMUN KARŞISINDA

PKK'nın bütün güçleriyle referandumun karşısında olduğunu, PKK elebaşlarından birinin basında yayımlanan videosuna da dikkat çeken Bakan Akdağ şöyle konuştu: "Belki bugün takip edenleriniz olmuştur. PKK'nın elebaşlarından videosu yayınlandı basında. Enteresandır; bütün güçleriyle bu referandumun karşısında olduklarını, 'hayır' oyu verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Çünkü başından söylediler bunu; 'Eğer halk oylamasında 'evet' çıkar, yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kurulursa biz bittik. PKK o zaman biter, sonu gelir, PKK diye bir şey kalmaz. O zaman biz bütün güçlerimizle buna karşı çıkacağız. Bir daha gezi ruhunu ayağa kaldırmak lazım' diyorlar. Bizler bu ülkenin vatandaşları olarak bu söylenenlere bakarak kararımızı verebiliriz. Türkiye'nin ana damarlarını pırıl pırıl yapacak, nefes borularını açacak bir sistemin peşindeyiz. İnşallah Türkiye bunu da gerçekleştirecek. Almanlar bakanlarımızı konuşturmamışlar, PKK'nın ele başları bütün güçleriyle karşı çıkacakmış. İstedikleri kadar karşı çıksınlar, millet 1950'de Demokrat Parti'nin kuruluşunda nasıl kararın kendisine ait olduğunu açıkça ifade ettiyse, bütün o hain darbelerden sonra nasıl dosta düşmana büyük millet olduğunu gösterdiyse, ben inanıyorum ki bu seferde milletimiz ferasetini gösterecektir.ö

MEVSİMSEL GRİP VAKALARI NORMAL

Açıklamalarının ardından gazetecilerin mevsimsel griple ilgili sorularını da yanıtlayan Bakan Recep Akdağ, mevsimsel grip vakalarının diğer yıllara göre bu yıl normal olduğunu vurgulayarak, "Sonbahar aylarında artmaya başlar, içinde bulunduğumuz aylarda artık yavaşlar iyice azalır. Her yıl olur bu. Bu sene normal yıllardan farklı bir durum yok. Biz gripte yaşlı kişilerden, kronik bir hastalığı olanların durumundan biraz endişe ederiz. Bu kişilerin grip mevsimi gelmeden aşılanmalarını öneriyoruz. Yani bir olağanüstü durum yok. Bazı yıllarda yeni bir grip virüsü çıkarsa ortaya, daha önce toplumun karşılaşmadığı ondan endişe ediyoruz. Çok ciddi tedbirler almak gerekiyor o zaman. İçinde bulunduğumuz yıl böyle bir durum yokö şeklinde konuştu.

İNSANLARA ZARAR VEREBİLECEK YAYINLARLA MÜCADELE EDİYORUZ

Televizyonlarda vatandaşlara yönelik sağlık tavsiyelerinde bulunanlara yönelikte Sağlık Bakanlığı olarak dikkatli çalışma yürüttüklerini ifade eden Bakan Recep Akdağ, "İnsanlara zarar verebilecek yayınları olanlar, bunlarla mücadele ediyoruz. Yüzlerce, binlerce suç duyurusunda bulunduk, bulunmaya devam edeceğiz. Birçok internet sitesi kapatıldı. Yurtdışından yayın yapan televizyon kanalları bunlar. Mücadeleyi biz devam ettireceğiz ama burada önemli olan husus, vatandaşımızın da dikkatli olmasıdır. Bir takım bitkisel karışımları kullandıkları için her yıl yüzlerce kişi ağır karaciğer yetmezliğine girmekte, bunların bir kısmı hayatını kaybetmekte. Biz sürekli üzerinde duruyoruz, takipçisiyiz" ifadelerini kullandı.

GENÇLER ARASINDA TÜTÜN KULLANIMI ARTTI

Son yıllarda gençler arasında tütün kullanımının artmaya başladığını, bunun önlenmesi içinde yapılan çalışmaları değerlendiren Bakan Akdağ şöyle devam etti: "Madde bağımlılığına götüren yolun tabanı, parke taşları sigara kullanımıdır. Madde bağımlılığı olan her yüz kişiden 95'inin daha önce sigara içtiğini biliyoruz, araştırmalar bunu gösteriyor. O'nun için sigara aslında tabii ki herkesi değil ama, gençlerin bir kısmını madde bağımlılığına götürebilecek bir risktir. Dolayısıyla zaten kendisi zararlı. Gençlerimizin sigara içmeye başlamamaları konusunda, bunları korumak için elimizden geleni yapmak durumundayız. Sağlık Bakanlığı olarak bunu yapıyoruz. Tüm toplumun, özellikle basınımızın, diğer birçok kuruluşun buna itina etmesi lazım. Yalnızca Sağlık Bakanlığı'nın, Yeşilay'ın çabalarıyla bu işin üstesinden gelmek zor. Kendisinden Allah razı olsun sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bu tütün kullanımı konusunu, son derece hassas takipçisi olduğu için biz mesafe alabildik. Son yıllarda maalesef gençler arasında tütün kullanımı artmaya başladı. Bunun bağımlılıkla yakından alakası var. Rehabilitasyon konusu içinde şuanda Aile Bakanlığımız yoğun çalışma yürütüyor. Bazı belediyelerimiz ve Sivil Toplum'dan güzel adımlar var. Bu mesele illaki rehabilitasyon anlamında köyler kurmak düşünülmemeli, oda yapılabilir.ö

Görüntü Dökümü

-------------

-Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın valilikte açıklamaları

-Valilik ziyaretinden görüntü

Haber-Kamera: Nedim KOVAN / ORDU

=======================================

Ağbal: Gözü kapalı denetim yapmayacağız

MALİYE Bakanı Naci Ağbal, Erzurum'da düzenlenen 'Defterdarlar' toplantısında, yeni dönemde gözü kapalı denetimler yapılmayacağını anlatırken, "Mükellefi baştan suçlu kabul etmeyeceğiz. Mükelleflerin haklarını güçlendireceğiz" dedi.

Palandöken Kayak Merkezi'ndeki Snow Dora Otel'de 2 gün sürecek toplantıya Maliye Bakanı Naci Ağbal, AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hacı Abdullah Kaya, Müsteşar Yardımcıları Ömer Duman, Halit Öcal, Muhasebat Genel Müdürü Ertan Erüz, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü Hakan Ay, Personel Genel Müdürü Şinasi Yurdakul, Gelir Politikaları Genel Müdürü Burcu Aydın, Strateji Geliştirme Başkanı Ayşe Berrin Dikmelik, İdari Mali İşler ve Bilgi İşlem Daire Başkanları Ahmet Koçyiğit ve Vedat köksaldı, Gelir İdaresi Başkanı Yardımcısı Yıldırım Bozbıyık ile 81 ilin defterdarı katıldı. Maliye Bakanı Naci Ağbal, toplantıda 2016 yılı faaliyet ve uygulamalarının değerlendirileceğini, 2017 yılı gider ve gelir hedefleri ile uygulanacak politikaların görüşüleceğini belirtti. Bakan Ağbal, 22 deftardarın ilk defa bu göreve atandığına işaret etti ve tavsiyede bulunurken, şöyle dedi: "Unutmayın çok önemli bir koltuğa oturdunuz. Mutlaka güzel işler yapın. Sakın eski alışkanlıklara katılmayın. Yapmak istediğiniz defterdarlık binaları olmasın. Sizden bina değil hizmet, yatırım, üretim ve itharacata destek istiyorum. Sizi bana böyle anlatsınlar."

Maliye Bakanlığını yatırım, üretim için daha fazla çalışacağına dikkati çeken Ağbal, özel sektörün ihtiyaç duyduğu arsaları üreteceklerini bildirdi. Mükelleflerle saygıya ve güvene dayanan bir iş ortaklığı geliştireceklerini ifade eden Ağbal, şunları söyledi:

"Biz onların karlarının ortağıyız, zararlarının ortağı değil miyiz? Zarar ederken zor dönemde bir de biz mi vuracağız? Zor gününde mükellefin elinden tutmamız, yardımcı olmamız lazım. Kendimizi mükellefin yerine koyacağız. Onları anlayıp zorluklarını bileceğiz. Maliyenin gülen yüzünü en önce mükellefe göstereceğiz. Mükellefle ilgili farklı kaynaklardan farklı bilgelere erişebilir, risk analizi yapabilir ve mükellefi denetime alabiliriz. Ama artık geldiğimiz noktada mükellefle karşılıklı güveni artıracak, saygıyı artıracak ortamı oluşturmamız lazım. Bir mükellef hakkında denetime başlamadan önce bir defa da kendisine soralım. Bulduğumuz bilgi ve bulguları kendisi yorumlasın. 'Beyanımı düzeltmek istiyorum, vergi miktarını artırmak istiyorum' derse kendisine teşekkür edeceğiz. Böylelikle kendi rızasıyla vergiye katılmış olur. Buldugumiz bilgi ve bulular son derece basit izah edilebilir açıklanabilir bilgilerdir o zaman boştan yere vergi denetimine almamış oluruz. Bundan sonra gözümüz kapalı denetim olmayacak. Gözümüz kapalı mükellefi baştan suçlama tavrımız olmayacak. Her zaman anlaşma, uzlaşma yoluna gideceğiz. Mükellefin haklarını güçlendireceğiz."

Cazibe Merkezleri Programı ile sağlanan teşvikleri anlatan Bakan Ağbal, bakanlar kurulu kararıyla ürünlere 15 yıl alım garantisi getirdiklerini ikinci olarak yatırımlarla ilgili olarak önemli inisiyatiff aldıklarını ve olağanüstü teşvik paketini uygulamaya koyduklarını bildirdi.

Görüntü Dökümü

--------------

-Ağbal'ın açıklamaları

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ERZURUM, -

===============================================

Bakan Özlü: FETÖ denilen yapı yargı sistemimizin ayarını bozmuştur

BİLİM Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "FETÖ denilen yapı yargı sistemimizin ayarını bozmuştur. Dolayısıyla aslında bu pakette, ayarı bozulan yargı sistemimizin de tekrar yerine oturtulmasını amaçlıyoruz" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, bir dizi etkinliğe katılmak için Yalova'ya geldi. Özlü, ilk olarak Yalova Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri ile kahvaltıda buluştu. Settur Marina'daki Altınbalık Restoran'da düzenlenen kahvaltıda konuşan Özlü, anayasa değişikliği referandumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Anayasa paketinin sınırlı bir paket olduğunu kaydeden Özlü, şöyle konuştu: "Bu, 18 maddelik bir paket. Bakın anayasanın tamamını değiştirmiyoruz. Başlangıç ilkeleri yerinde duruyor. Başlangıç ilkelerine sonuna kadar saygılıyız. Cumhuriyeti kuran felsefeye sonuna kadar saygılıyız. Artık Türkiye'de cumhuriyetten başka bir rejim tartışılmıyor. Bu tartışma 1923'te bitti. Bu tartışma 1923'te bittiği gibi cumhuriyet de artık asla ve katta bir tartışma konusu değil. Cumhuriyetimizi sonuna kadar savunacağız. Bu bir rejim meselesi değildir. Biz sadece mevcut sistemi savunmuyoruz. Mevcut sistemi değiştirmek istiyoruz. Mevcut bir sistem ve bir de bizim önerdiğimiz bir sistem var."

Konuşmasında AK Parti iktidarları döneminde çok sayıda mega projeye imza attıklarını bunlar arasında Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, otoyollar, bölünmüş yollar bulunduğunu anlatan Bakan Özlü, çok sayıda mega projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Bunları, mevcut sisteme rağmen hayata geçirdiklerini söyleyen Özlü, şöyle dedi: "İnanın bütün bunları sisteme rağmen yaptık. Mevcut sistemin zorluklarına rağmen yaptık. Mevcut sistem baba ile oğlu karşı karşıya getirebilecek bir sistem. Baba cumhurbaşkanı, oğul başbakan olsa karşı karşıya gelirler. Çünkü bu sistem aslında Türk milletinin, bizim milletimizin kültürüne, yapısına çok da müsait olmayan bir sistem. 2007'deki referandumla zaten zor çalışan sistemin ayarı bozuldu. Düşünün halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, yine halkın seçtiği bir başbakan var. İkisi de halktan yetki alıyor, ikisi de güçlü. Şu anda yaptığımız ayarı bozulan sistemi tekrar düzenlemek, tekrar pratik, hızlı, çalışabilir hale getirebilmek."

FETÖ'nün yargı sisteminin ayarını bozduğuna değinen Özlü, "Her madden bir şeyler çıkarmaya çalıyorlar. Bakın bu 18 maddeden sadece bir tanesi bile bu referandumda 'Evet' demek için yeterli. Şimdi düşünün ilk maddesi ne diyor. Yargı bağımsız ilave ediyorum tarafsız olacak. Değerli arkadaşlar yargı taraflı olacak diyebilir miyiz? Yargının elbette tarafsız olması lazım. Peki bu nereden çıktı. Bakın hatırlayın Türkiye'de çok davalar görüldü. Yine yargı sürecinin nasıl zedelediği, tahrip edildiği, ayarlarının bozulduğunu hep beraber gördük. FETÖ denilen yapı yargı sistemimizin ayarını bozmuştur. Dolayısıyla aslında bu pakette ayarı bozulan yargı sistemimizin de tekrar yerine oturtulmasını amaçlıyoruz" dedi.

Görüntü DÖkümü

------------------

-Bakan Özlü'nün açıklamaları

Haber-Kamera: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, -

===============================================

PKK'dan kaçan bir kişi sınırda yakalandı

HAKKARİ'nin Çukurca İlçesi'nde 2013 yılında PKK'ya katılan ve 2 gün önce terör örgütü PKK'dan kaçan bir kişi, sınırı geçmek isterken, jandarma ekipleri tarafından yakalandı.

Hakkari Valiliği, PKK'dan kaçan kişinin gece saatlerinde sınırı geçmeye çalışırken yakalandığını açıkladı. Açıklamada, şöyle denildi: "İl Jandarma Komutanlığı görevlilerimizce PKK/KCK bölücü terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik olarak yürütülen çalışmalar kapsamında; 3.3.2017 günü saat: 00.05 sıralarında İlimiz Çukurca İlçesi Üzümlü Üs bölgesi görevlilerimizce icra edilen sınır hattı gözetleme faaliyeti esnasında Irak ülkesi sınırlarından Ülkemiz sınırlarına mülteci olarak geçmeye çalışan 1 şahıs yakalanmış, hakkında yapılan araştırmada 2013 yılında PKK/KCK bölücü terör örgütüne katıldığı, 02.03.2017 günü örgütten kaçarak Ülkemiz sınırına geldiği tespit edilmiştir. Şahıs gözaltına alınmış olup; konu ile ilgili adli tahkikat devam etmektedir."

Haber: HAKKARİ

==============================================

Trafik kazaları Mobeseye takıldı

ERZİNCAN'da trafik kurallarına uymayan sürücülerin neden olduğu trafik kazaları mobese kameraları tarafıdan kaydedildi.

Emniyet Müdürlüğü, geçen şubat ayında kent merkezinde meydana gelen trafik kazalarının MOBESE kayıtlarını basınla paylaştı. Görüntülerde Kavakyolu Kavşağı'nda trafik kurallarına uymayan bir sürücünün neden olduğu kaza iki ayrı mobese kamerası tarafından tespit edildi. Diğer kazada yine aynı kavşakta iki aracın çarpısması sonucu meydana geldi. Kazalar maddi hasar ile ucuz atlatıldı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

kamera kayıtları

haber- kamera: Coşkun MENEK / ERZİNCAN, -

===============================================

Sokakta, deprem eğitimi

BURSA'da 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan 'Deprem Haftası' nedeniyle AFAD tarafından kentin en işlek semtinde deprem eğitimi amacıyla tatbikat yapıldı. Bursa'daki arama ve kurtarma ekiplerinin kendilerini tanıtım amacıyla stand açtığı etkinlik ilgi ile izlendi.

Bursa İl Afad Müdürlüğü, her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan 'Deprem Haftası' etkinliklerini, Kent Meydanı'nda açtığı stand ve verdiği deprem eğitimi ile sürdürdü. Bursa'da bulunan aralarında AFAD ve NAK ile ilçe belediyelerinin arama kurtarma ekiplerinin de kendilerini tanıtmak için stand açtığı etkinlik büyük ilgi gördü. AFAD ekiplerinin olası depremlerde nelerin yapılması nelerden kaçınılmasını anlattığı etkinliklerde izleyenlere ilk yardım eğitimide verildi.

Bursa İl AFAD Müdür vekili Yalçın Mumcu yaptığı açıklamada, "Deprem haftası nedeniyle vatandaşa Afad'ı anlatmak istedik. Ekiplerimiz, araç ve gereçlerimizle. Amacımız olası deprem karşısında vatandaşın eğitimli ve bilinçli olması" dedi.

Deprem haftası nedeniyle bastırdıkları broşürlerden 30 binini vatandaşlara ve öğrencilere dağıttıklarını açıklayan Yalçın Mumcu, "Bursa'da deprem bölgesinde bir şehirimiz. Bu nedenle hafta kapsamında okullar ile kamu kurumlarınıda eğitim veriyoruz. tatbikatlar düzenliyoruz. Bu çalışmalarımızı daha sonraki süreçlerde artırarak sürdüeceğiz" dedi.

Görüntü dökümü

açılan standlardan görüntü

Detaylar

röpertajlar

Haber-Kamera: Halil ÖZÇOBAN/ BURSA

==============================================

(TEKRAR)

Şanlıurfa'da dolu yağınca oynanan maç ertelendi

Şanlıurfa'da aniden bastıran dolu, yaşamı olumsuz etkiledi

ŞANLIURFA dün akşam saatlerinde etkili olan dolu yağışı yaşamı olumsuz etkiledi.

Kent merkezinde akşam saatlerinde dolu yağışı etkili oldu. Aniden bastıran dolu, kent merkezinde vatandaşlar ile sürücüler zor anlar yaşadı. Kentin simgesi konumundaki Balıklıgöl kavşağında taşan suların çamurla birlikte tünele akması sonucu çok sayıda araç çamura saplandı. Uzun araç konvoyunun oluştuğu yolda mahsur kalan sürücüler, belediye hizmetlerinin yetersizliğinden yakındı. Sürücüler, kendi imkanlarıyla çağırdıkları çekicilerle çamura saplanan araçlarını çekmeye çalıştı.

Yağış nedeniyle özellikle kırsal mahallelerde bulunan arazilerdeki ekinlere zarara verdi. Dolu yağışının ardından yerler beyaz bir örtüyle kaplandı.

ŞANLIURFA'DA DOLU YAĞINCA OYNANAN MAÇ ERTELENDİ

TFF 1'inci Lig'de oynanan Şanlıurfaspor- Adana Demirspor karşılaşması, yoğun dolu yağışı nedeniyle maçın 7'nci dakikasında ertelendi. GAP Arena Stadı'nda Adana Demirspor'u ağırlayan Şanlıurfaspor, 1- 0 önde iken maçın 7'nci dakikasında aniden dolu yağışı etkili oldu. Saha zeminin su toplaması ve stadyumda elektriklerin kesilmesiyle alınan kararla karşılaşma ertelendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Yolda kalan araçlar

Sular altında ilerlemeye çalışan sürücüler

Yolda kalan sürücüler

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

======================================

(TEKRAR)

Sevgilisinin dövüp eve kilitlediği hamile kadın itfaiye merdiveniyle kurtarıldı (2)

SERBEST BIRAKILDI

Bolu'da 4 aylık hamile sevgilisini dövüp eve kilitlediği iddiasıyla gözaltına alınan İlker T., emniyetteki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. İlker T.'nin, 2008 yılında tartıştığı babasını bıçaklayarak öldürdüğü, bir süre cezaevinde yattıktan sonra tahliye edildiği belirtildi.

Öte yandan hastanede tedavisi tamamlanan Gizem S.'nin, vücudunda herhangi bir kırık olmadığı belirlendi. Bebeğinin de sağlıklı olduğu öğrenilen Gizem S., Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'nce koruma altına alındı. Gizem S.'nin, İlker T.'den şikayetçi olduğu belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------

-İtfaiyenin merdivenli aracı

-Gizem S.'nin pencerede görüntüsü

-Gizem S.'nin sepete alınması, aşağıya indirilmesi

-Ambulansa alınması

-Sokaktan, ambulanstan, evden detaylar

-Ambulansın gidişi

Haber-Kamera: Ersin ERCAN/BOLU,

====================================

Gafur Uzuner Mersin'de sergi açtı

TİYATRO sanatçısı Gafur Uzuner, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi'nde resim sergisi açtı.

50 eseri ile Mersin'de ikinci kez kişisel sergi açan sanatçının çalışmaları büyük beğeni topladı. Uzuner'in sergisinin açılışına MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, yönetim kurulu üyesi Ekrem Sağlam, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı Sadık Çağatay Güneş, MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek, ressam Ahmet Yeşil ile sanatseverler katıldı.

Mersinli sanatseverlerden aldığı olumlu tepkinin kendisini mutlu ettiğini belirten Uzuner, "Oyuncu olmamın yanında aynı zamanda televizyon programı yaptığım için gezip tozuyorum. Dolayısıyla gezi programı nedeni ile gezip tozarken gözlediklerimi resimle yorumluyorum" dedi.

23 Mart tarihine kadar açık kalacak olan sergi, hafta içi 08.30-18.00, cumartesi ise 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Sergi salonunun görüntüsü

Sergiyi gezenlerden görüntü

Resimlere bakanlar

Resimlerin görüntüsü

Gafur Uzuner'in sanatseverlerle konuşması

Uzuner, sergiye gelenlerle fotoğraf çektirmesi

Uzuner, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ile konuşması

Uzuner, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ve beraberindekilerle fotoğraf çektirmesi

Gafur Uzuner ile röp

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

==========================================

Türk bilim adamının mikroçipi ile gebe kalan inek kesilmekten kurtuldu

AFYONKARAHİSAR'ın Bolvadin ilçesinde, doğuramadığı için sahibinin kesime göndereceği 'Sarıkız' adlı inek, Türk bilim adamı Prof. Dr. Utkan Demirci tarafından geliştirilen 'çiple suni tohumlama' sayesinde gebe kaldı ve kesilmekten kurtuldu.

Bolvadin'e bağlı Yürükkaracaören'de hayvancılıkla uğraşan 55 yaşındaki Muammer Yörük, Sarıkız adlı simental cinsi düveye tohumlama yaşı geldiğinde veterinere tohumlama yaptırdı. Ancak Sarıkız, 4 kez tohumlama yaptırılmasına rağmen hiçbirinde gebe kalmadı. Hayvancılıkta yavrulamayan inek maliyet olarak değerlendirildiği için istemeyerek de olsa kesime gönderecekken, veterinerinden yeni bir çipli tohumlama yöntemi olduğunu öğrendi. Bunun gebelik şansını iki kat arttırdığını söyleyince, bu yöntemle Sarıkız'a tohumlama yaptırdı. Sarıkız isimli inek bu sayede gebe kaldı. Köylülerden bazıları da aynı durumda olan inekleri de bu yöntemle gebe kaldı.

Sarıkıza suni tohumlama yapan Veteriner Hekim Osman Soğukpınar, bir süredir mikroçip yöntemiyle seçilerek elde edilen spermlerle tohumlama yaptığını belirterek şu bilgileri verdi: "Suni tohumlamada normalde gebelik başarı şansı yüzde 60 oranındayken, çipli tohumda bu oran çok yüksek. Biz bu uygulamayı yeni yapmamıza rağmen çok iyi sonuçlar aldık. Son 3 ayda 17 ineğe çipli suni tohumlama işlemi gerçekleştirdik, bu ineklerden 14'ü şu anda gebe kaldı. Türkiye'de hayvancılıkta en büyük sorun maliyet, yüksek bakım ve yem maliyetlerine dayanacak gücü olmayan üretici, hayvanı genç de olsa yavrulamayınca mecburen kesime gönderiyor. Bu durum ülkemizde yüzde 22 oranında. Çiple tohumlamada sonuçlar çok başarılı, bu yöntem sayesinde hayvancılıkta verimin artacağına inanıyorum. Kendi çiftliğimdeki hayvanlara da uyguladım; onlarda da başarılı oldu. Meslektaşlarıma ve üreticilerime denemelerini tavsiye ediyorum."

ABD'DEKİ TÜRK BİLİM ADAMININ BULUŞU

ABD'deki Harvard Üniversitesi'nde Türk bilim adamı Prof. Dr. Utkan Demirci tarafından geliştirilen 'çiple suni tohumlama' yöntemi, büyükbaş hayvancılıkta üreme oranında başarıyı ikiye katlayarak, hayvancılıkta verimin artmasına katkı sağlıyor. Hayvancılık tesislerinde ve çiftliklerde büyükbaş hayvanlara suni tohumlama için kullanılan dondurulmuş boğa spermi, normal teknolojiden üretimde kullanılan farklı olarak, çip yöntemiyle sperm ile yapılan suni tohumlamada başarı oranını iki katına çıkarıyor.

Biyoteknoloji alanında 'Dünyayı değiştirecek 35 bilim insanı' arasında gösterilen Türk bilim adamı Prof. Dr. Utkan Demirci tarafından Harvard Üniversitesi'nde geliştirilen mikroçipler, İzmir'deki Depark Laboratuvarları'nda üretiliyor. Prof. Demirci halen 40 kişiye ulaşan araştırma ekibiyle çalışmalarına Stanford Üniversitesi'nde devam ediyor. Çipler, spermler arasında en kaliteli ve sağlıklı olanı tespit ediyor. Böylece az sayıda sperme sahip olsalar bile erkeklerin kısırlık sorununa çare olarak dünyanın birçok ülkesindeki tüp bebek merkezlerinde insanlara yönelik, yaygın olarak kullanılıyor.

Haber: İZMİR, -

================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

THY, İstanbul Havalimanı'ndan 38 seferini iptal etti

THY, İstanbul için 38 seferin iptalini duyurdu

Kayyum kararının ardından Tunceli ve Elazığ için 'Yasak' kararı

Kayyum kararının ardından iki ilde dikkat çeken 'Yasak' kararı

title