Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Dha Yurt Bülteni-5

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)BAKAN EROĞLU: KURAKLIK OLMASINA RAĞMEN SU SIKINTISI YOKORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kişi başına düşen su miktarının ölçü olmadığını bildirerek, "Mühim olan suyu akıllı bir şekilde yönetmektir.

1)BAKAN EROĞLU: KURAKLIK OLMASINA RAĞMEN SU SIKINTISI YOK

ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kişi başına düşen su miktarının ölçü olmadığını bildirerek, "Mühim olan suyu akıllı bir şekilde yönetmektir. Dolayısıyla biz de su konusunda dünyada ilk 3'e giren bir ülkeyiz. Gerçekten güzel bir tecrübemiz var. Dolayısıyla suyu akıllıca yönetiyoruz. Bu sene kuraklık olmasına rağmen su sıkıntısı yok" dedi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, toplu temel atma töreni ve bir dizi etkinlik için Yalova'ya geldi. Bakan Eroğlu, Osmangazi Köprüsü'nün Yalova gişeleri girişinde Yalova Valisi Tuğba Yılmaz, AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel, Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, AK Parti İl Başkanı Yusuf Ziya Öztabak ve hayvansever dernekleri üyeleri tarafından karşılandı. Eroğlu, Altınova Hersek Lagünü'nde kuşları dürbünle gözlemledi. Daha sonra da lagünde yaşayan kuş türlerinin fotoğraflarını inceledi. Eroğlu, lagüne 200 sülünün salımını da gerçekleştirdi.

'SEYİR MERKEZİ HALİNE GETİRECEĞİZ'

Bakan Eroğlu, Hersek Lagünü'nü korumak için Osmangazi Köprüsü'ne kavis verildiğini hatırlattı. Burada basın mensuplarına açıklama yapan Eroğlu, şöyle konuştu: İnşallah burayı muhteşem hale getireceğiz. Önemli bir sulak alan olarak da dünyaya tanıtacağız. Osmangazi Köprüsü'nün çıkışında olması da avantaj. Burası seyir merkezi haline gelecek. Projelerimiz var. İnşallah hep birlikte hayata geçireceğiz. Görevimiz tabiatı ve sulak alanları korumaktır. Bazıları bize diyor ki; 'Türkiye'de sulak alanlar azalıyor.' Hayır, sulak alanlar artıyor. Biz yüzlerce sulak alanı bu şekilde, güzergahı değiştirerek koruduk bakın. Ayrıca gerek Gala Gölü Trakya'da, Bafa Gölü, Eber Gölü, Akşehir Gölü, bütün gölleri koruyoruz. Sizlere bir liste vereyim sulak alanları geliştirdik. Kayseri Develi'deki Sultan Sazlığı kurumuştu tamamen. Biz oraya hayat kazandırdık. Dün bir televizyonda gördüm. 'Efendim sulak alanlar kuruyor.' Hayır sulak alanlar artıyor. Biz bunu ispat ederiz. Arkadaşlara talimat verdim. Neydi sulak alanlar, şimdi ne halde. Buradaki olay da bir ispat. Köprünün güzergahı gölün üzerindeydi. Başbakanımız buna müsaade etmedi, güzergah değişti arkadaşlar. Biraz daha yüksek maliyet oldu ama bu lagünü kurtarmaya değer."

'İSTANBUL 18 MİLYON, 2071 YILINA KADAR SUYU VAR'

Su konusundaki eleştirilerle ilgili de konuşan Bakan Eroğlu, Türkiye'nin suyu iyi bir şekilde yönettiğini kaydetti. Bakan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Bazıları diyor ki 'Efendim kişi başına düşen su miktarı azaldı.' Efendim, yağışlardan değil, nüfus artınca yağan yağmuru nüfusa bölerseniz elbette azalır. Eskiden nüfusumuz 25 milyondu, Allah'a şükür şimdi 79 milyon. 25 milyona böldüğümüz zaman kişi başına su miktarı daha yüksek, 80 milyona bölerseniz daha düşük çıkacak. Bunun yağışla alakası yok. Bu şekilde bir kriter geliştirmişler. Dünyada kişi başına düşen su miktarı, ya da kullanılabilir su miktarını nüfusa bölerseniz bu. Bakın İstanbul hemen şurada. İstanbul 6,5 milyonken su yoktu. Haftada bir gün su verebiliyorduk. 1994'te ben İSKİ Genel Müdürü olduğumda. Şimdi ne oldu, İstanbul 18 milyon, 2071 yılına kadar suyu var. Maksat su azlığı, vesaire değil. Kişi başına düşen su miktarı ölçü değildir. Mühim olan suyu akıllı bir şekilde yönetmektir. Dolayısıyla biz de su konusunda dünyada ilk 3'e giren bir ülkeyiz. Gerçekten güzel bir tecrübemiz var. Dolayısıyla suyu akıllıca yönetiyoruz. Bu sene kuraklık olmasına rağmen su sıkıntısı yok."

'ÇOK MERAKLILARSA ONLARIN MUSLUĞUNU KESEYİM'

Bakan Eroğlu, 2014 yılında Yalova'da yaşanan su sıkıntısı üzerine çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmalarla şehrin susuz bırakılmadığını belirtti. "Yok efendim Türkiye su fakiri olacak, bilmem ne olacak. 2050 yılında su olmayacak. Bunlar doğru değildir. Bizim A, B, C planlarımız var, merak etmeyin" diye konuşan Eroğlu, "Daha sonra bakanlığın kasasına bir mektup bırakacağım. Gelecek bakana A, B, C planları hakkında bilgi vereceğim. Merak etmeyin susuz bırakmayacağız. Eğer susuz kalmak istiyorlarsa, çok meraklıysalar onların su musluklarını keseyim" dedi.

Bakan Eroğlu, hayvanseverlerin Yalova için röntgen cihazı isteği konusunda da gerekli çalışmanın yapılması talimatını burada verdi.

YALOVA VALİLİĞİ ZİYARETİ

Bakan Eroğlu, Hersek Lagünü ziyaretinin ardından Yalova Valiliği'ne geçti. Burada il protokolü tarafından karşılanan Bakan Eroğlu'na bir öğrenci tarafından çiçek verildi. Valilik anı defterini imzalayan Eroğlu'na, Vali Yılmaz çini bir vazo hediye etti. Ardından Valilik Toplantı Salonu'nda basın açıklaması yapan Eroğlu, 15 Mart 2014 ve 25 Mayıs 2014 tarihlerinde Yalova'ya verdiği 36,2 milyon TL'lik 12 müjdeye ilave olarak 193 milyon lira yatırım bedeline sahip 18 projeyi daha açıkladı.

Eroğlu, buradaki programının ardından AK Parti İl Başkanlığı'na geçerek ziyaret etti.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Bakanın gelişi

-Açıklamaları

-Sülün salımı

-Kuş gözlemi

(SÜRE: 07.36) (BOYUT: 242 MB)

Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, -

======================================================

2)BARAJDA SULAR ÇEKİLİNCE 3 ASIRLIK KÖY ORTAYA ÇIKTI

BODRUM'daki Mumcular Barajı'nda yağışların azalmasıyla birlikte su düzeyinin 8 metreye kadar inmesi, baraj sularının altında kalan 3 asırlık Çömlekçi'nin eski yerleşim yerini gün yüzüne çıkardı. Bodrum'un Mumcular Mahallesi'nde DSİ tarafından 1991'de yapımı tamamlanan tarımsal sulama ve kullanma suyu amaçlı Mumcular Barajı'ndaki su miktarı, yağışların azalmasıyla 20 milyon metreküpten 2 milyon metreküpe kadar düştü. Yaklaşık 1 milyon 500 bin metrekare yüzölçümüne ve 82 metre derinliğe sahip barajdaki su düzeyi 8 metreye kadar indi. Azalan su düzeyi nedeniyle yaklaşık 300 yıl önce Anadolu'dan göçen Yörüklerin kurduğu Çömlekçi Köyü'nün harabelerini ortaya çıkardı. Geçimini çömlekçilik ve kiremitçilikten kazanması nedeniyle Çömlekçi köyü adı verilen eski yerleşim yerinde, sular altında kalan kiremit fabrikası, 7 yel değirmeni, han ve su kemerleri görünür oldu. Çömlekçi Köyü ilk olarak, 1955'te bölgenin gölet haline çevrilmesiyle sular altında kaldı, daha sonra bögleye baraj yapıldı.

HATIRALAR CANLANDI

Çırkan Dağı eteklerine taşınan Çömlekçi Mahallesi'nde oturan evli ve 3 çocuk, 7 torun sahibi 76 yaşındaki Celal Yalçın, şunları anlattı:

"Çocukluğumuz buralarda geçti. O zaman baraj yoktu. Değirmenler eski baraj ve kiremit fabrikası vardı. Bodrum ve Milas'taki evlerin tamamında bu fabrikadan üretilen tuğla ve çatılarda kiremitler kullanıldı. Yıllar sonra anılar tekrar gözümüzde canlandı."

KAYIT ALTINA ALINACAK

Suların çekilmesiyle gün ışığına çıkan yel değirmeni, tarihi su kemeri, kiremit fabrikası ve han kalıntılarının mutlaka envanter ve kayıt altına alınması gerektiğini belirten emekli arkeolog ve Bodrum Kent Konseyi Tarih Grubu Başkanı Ayşe Temiz ise, şöyle konuştu:

"Suların çekilmesiyle ortaya çıkan tarihin bugüne kadar envantere ve tarih bulgularına kayıt edildiğine rastlamadık. Ben de bölgede 50 yıldır çalışma yapıyorum. Buna rağmen ilk kez buna tanık oluyorum. Önümüzdeki hafta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler ve arkeologlar ile bölgede inceleme yaparak gün ışığına çıkan eserlerin kayda geçirilmesini, Bodrum Kent Müzesi'nde bilgileri ve fotoğrafları ile yer almasını sağlayacağız. Doğa eninde sonunda sahip olduğu değerleri yine insan ile buluşturuyor. Bu eserler bence paha biçilemez. Yörenin kültürünü geçmişini anlatan önemli bulgular."

GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK

Yaşar ANTER/BODRUM (Muğla), -

===========================================================

3)GAZİPAŞALI ÜRETİCİ EYLEM YAPTI

ANTALYA'nın Gazipaşa İlçesi'nde yaş sebze meyve üreticileri uçak krizi sonrası başlayan süreçte hala ihracat kapılarının açılmadığını ve dikenli salatalık fiyatlarının düştüğü gerekçesiyle eylem yaptı. Gazipaşa Yaş Sebze ve Meyve Hali önünde toplanan üreticiler Rusya krizinin çözüme kavuşturulmasını ve ihracatın açılmasını istedi. Hal girişini araçlarla kapatan üreticiler araç giriş çıkışını engelledi. Bir süre bu şekilde eylemini sürdüren üreticiler İlçe Emniyet Müdürü Tayfun Ilgaz'ın uzlaşmacı yaklaşımıyla girişteki araçları kaldırdı.

Komisyoncu ve üretici Mithat Güneş, Rusya krizinin düzelmesi yönünde gelen açıklamalar üzerine bir umutla ihracat için dikenli salatalık ektiklerini ancak ihracat kapıları açılmadığı için ürünlerin ellerinde kaldığını belirterek, dikenli salatalığı 5- 10 kuruşa alıcı bulmakta zorlandıklarını aktardı. Bu sıkıntılara çözüm bulunmazsa üreticileri daha zor günlerin beklediğini belirten Güneş, "Gazipaşa Toptancı Hali'nde kurulan fiyat piyasası 40 kuruş. Piyasa şu an göstermelik. Çiftçinin ürünlerinin yarısı çöpe dökülüyor. 10 kuruşa, 5 kuruşa turşuya gidiyor. Çiftçinin 80 kuruş maliyete üretilen dikenli salatalık 10 kuruşa satmak çok mantıksız. Ürünleri satmamak daha mantıklı" dedi.

'UMUT VERİLİYOR AMA SONUÇ YOK'

Gazipaşa Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çelik, çiftçilerin sorunlarını ilgililere aktardıklarını ancak sonuç alınamadığını vurguladı. Çelik, "Yetkililerle görüşmelerimizde çözüm için umut veriliyor ama sonuç yok. 'Gazipaşa'da fiyat komisyonunda satılmayan ürüne fiyat koymayalım' diye ikaz ediyoruz ama satılmayan ürüne fiyat konuluyor. Bu da bizleri sıkıntıya sokuyor, yardım isteyemiyoruz. Derdimizi anlatmamız için satılmayan ürüne fiyat koymayacağız ki yetkililere derdimizi daha net anlatabilelim. Ziraat Odası olarak çevre ilçe başkanlarımızla Dışişleri ve Kalkınma bakanlığına, başbakan yardımcısına dilekçelerle birlikte çiftçilerimizin sorunlarını ilettik" diye konuştu.

'ÇİFTÇİNİN AYAKTA DURACAK HALİ YOK'

Üretici Mehmet Çelik, şöyle dedi:

"Yetiştirdiğimiz ürünün tohumunun tanesini 80 kuruşa alıyoruz. 1 dekar alanın maliyeti 5 bin lira. Burada 900- 1000 çiftçi varsa 950'si icralık. Birçoğu da taahhütten cezaevinde. Yardım bekliyoruz. Çiftçinin ayakta duracak hali yok, ekmek alacak parası yok. Komşusundan ekmek parası alan çiftçi tanıyorum. 25 gün meydanda demokrasi nöbeti tuttuk, gerekirse 25 gün de burada nöbet tutacağız."

'SURİYELİLERİN SAHİBİ VAR BENİM YOK'

Üretici Şükrü Demir de "Suriyelilerin bile bir sahibi var, benim sahibim bile yok. Derdimden çok borcum var. Bizim sahibimiz kim, ortaya bir çıksın. 16 dönüm yerim var, herkese borcum var, bittik ne yapacağımı şaşırdım. Akşam yiyeceğim yok" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Çiftçilerin Toptancı Hal girişini kapatması ve müzakereler

RÖP 1: Mithat Güneş (Komisyoncu ve üretici)

RÖP 2: Yusuf Çelik (Ziraat Odası Başkanı)

RÖP 3: Mehmet Çelik (Çiftçi)

RÖP 4: Ali Sönmez (Komisyoncu)

RÖP 5: Şükrü Demir (Üretici)

HABER- KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA,

=========================================================

4)ÖLDÜRÜLEN TAKSİCİNİN ARACI YAKILMIŞ HALDE BULUNDU

KOCAELİ'nin Derince İlçesi'nde ormanlık alanda tüfekle ateş edilmesi sonucu öldürülen taksici 40 yaşındaki Halil Güney'in aracı Körfez İlçesi'nde yakılmış halde bulundu. Polis, aracı ateşe vererek kaçan kişileri yakalamak için çalışma başlattı.

İzmit Yenidoğan Mahallesi'nde bulunan bir taksi durağında çalışan Halil Güney önceki gece kayboldu. Dün, mobese kameralarını inceleyen polis aracın Derince Yenikent Mahallesi istikametine gittiğini belirleyerek arama yaptı. Yörükler mevkiinde ormanlık alanda yapılan aramada Halil Güney'in cesedi bulundu. Halil Güney'in tüfekle ateş edilerek öldürüldüğü görüldü. Polis, taksiciyi öldürdükten sonra aracıyla kaçan kişileri bulmak için çalışma yaparken, D-100 Karayolu Körfez Şirinyalı mevkiinde bir aracın yandığı görülerek müdahale edildi. Araç tamamen yanarken, demir yığınına dönen araç yediemin otoparkına çekildi. Yapılan incelemede 41 T 0117 plakalı aracın plakalarının söküldüğü, daha sonra benzin dökülerek aracın ateşe verildiği tespit edildi. Polis, bidonla akaryakıt istasyonundan benzin alındığı ihtimali üzerine akaryakıt istasyonlarının kameralarının incelenmesi yönünde inceleme yaparken, soruşturma devam ediyor.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Yanan araçtan görüntü

KOCAELİ/DHA

======================================================

ÖZEL)

5) LÖSEMİLİ EYÜP'ÜN HAYALİ ARABA YATAK

ADANA'da babası da kanser olan ve güç şartlarda yaşam savaşı veren lösemi hastası 8 yaşındaki Eyüp Dal, tek hayalinin araba modelli yatak ve dizüstü bilgisayar olduğunu söyledi.

Fehmi ve Emine Dal, 2006 yılında evlendi. Aylık 200 liraya 2 odalı bir evde yaşayan ve sokaklarda seyyar satıcılıkla geçimini sağlayan Eyüp Dal'ın evliliğinden 3 çocuğu oldu. 2012 yılında başının sağ tarafında çıkan şişlik nedeniyle gittiği Adana Devlet Hastanesi'nde beyninde tümör olduğunu öğrenen Fehmi Dal, farklı hastanelerde 4 kez ameliyat oldu. Çalışamaz hale gelen Fehmi Dal, 3 çocuğuyla geçim sıkıntısı yaşarken, kendisi gibi beyninde tümör taşıyan lösemi hastası oğlu Eyüp de sol gözünü kaybetti.

'DİĞER ÇOCUKLARDA DA BELİRTİLER VAR'

Oğlu Eyüp'ü parasızlıktan hastaneye dahi götüremediğini söyleyen Eyüp Dal şöyle konuştu: "Oğluma yapılan tetkikler sonucunda beyninde tümör oluştuğunu öğrendim. Kemoterapi uygulandı. Beynin kritik bölgesinde olduğu için risk oluşturduğundan ameliyat edilemedi. Şimdi 8 yaşına geldi ve beyindeki tümörün büyümesiyle oğlum sol gözünü kaybetti. Kendi hastalıklarımı unuttum, yürümekte dahi zorluk çekiyorum. Aşırı kilo kaybı yaşadım. Diğer çocuklarımda da hastalık belirtileri var. Çünkü bendeki hastalıklar kalıtsal. Yol parası bulup hastaneye dahi götüremiyorum. Ne yapacağımı şaşırdım."

'ARABA MODELLİ YATAĞIM OLSUN'

Tedavisi devam eden Eyüp Dal ise hayalinin araba modelli bir yatak olduğunu söyledi. Dal, "Babamın maddi durumu olmadığı için okula giderken harçlık götüremiyorum. Büyüyünce asker olmak istiyorum. Babamı tedavi ettirmek istiyorum. Bilgisayarımız olmadığı için derslerimize de bakamıyoruz. Hastalığım nedeniyle sürekli göz ağrısı çekiyorum. Araba modelli bir yatağım olsun istiyorum."

Görüntü Dökümü

----------------

(ÖZEL)

Çocukların ders çalışması

Eyüp'ün kardeşlerinden görüntü

Çocukların oyun oynaması

Oyuncaklardan detay

Eyüp'ün kardeşleri oyun oynarken

Eyüp'ün şarkı söylemesi

Eyüp ile röportaj

Kardeşi ile röp.

Baba Fehmi Dal'ın konuşması

Eyüp'ün "Arabalı yatak istiyorum' demesi

SÜRE: 05'56" BOYUT: 663 MB

Haber: Akif ÖZDEMİR-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,

======================================================

6)KAZADA YARALANAN GENÇ KPSS'YE DESTEKLE GİRDİ

GAZİANTEP'in İslahiye İlçesi'nde, geçirdiği trafik kazası sonucu yürümekte güçlük çeken 25 yaşındaki Vahdet Kılıç, Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) ailesi ve görevlilerin yardımıyla girdi.

İslahiye'de yaklaşık 4 bin 323 öğrenci 16 merkezdeki 224 salonda 550 öğretmen gözetiminde KPSS'ye girdi. Sınava giren orta öğretim mezunu adaylar, polisin yaptığı üst aramalarının ardında salona alınırken, uzun kuyruklar oluştu. Bazı okullarda ailelerin okul bahçesine alınmadığı görüldü. Motosiklet kazası sonucu yaralanan ve kırık nedeniyle ayağına 6 platin takılan, sağ kolunda ise alçı bulunan lise mezunu Vahdet Kılıç, sınava gireceği Cumhuriyet Ortaokulu'na babası Kemal ve ağabeyi Vahi Kılıç'ın desteğiyle geldi. Okulun giriş katındaki 5 numaralı salona ise sınav görevlileri tarafından götürülen Kılıç, sırasına oturtularak sınava girdi.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Cumhuriyet Ortaokulu

Adayların üst aramaları

Yaralı genç

Gencin destekle okula gelmesi

Gencin sırasına oturtulması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 60 MB

================================================

7)DİCLE'DE 4 KALEŞNİKOF VE 5 TABANCA ELE GEÇİRİLDİ

DİYARBAKIR'ın Dicle İlçesi'ne bağlı Kaygısız Köyü'nde silah kaçakçılığı yapan bir kişinin evine düzenlenen operasyonda, 4 adet kaleşnikof tüfek, 5 tabanca ve bir av tüfeği ile bu silahlara ait çok sayıda mermi ve şarjör ele geçirildi.

Diyarbakır Valiliği tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, "Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığınca; Dicle İlçesi Kaygısız köyünde ikamet eden bir şahsın silah kaçakçılığı yaptığına ilişkin elde edilen duyuma istinaden, şüpheli şahıs ile suç aletlerinin ele geçirilmesi amacıyla şüpheliye ait ev ve eklentilerinde, adli makamlardan alınan arama kararına istinaden adli arama faaliyeti icra edilmiştir. Arama faaliyetine; jandarma komando timleri, Dicle İlçe Jandarma Komutanlığı, KOM Şube Müdürlüğü ekipleri ile bomba arama köpeği Alaz ve Mayın arama Köpeği Ekip katılmıştır. Kaygısız köyünde ikamet eden şüpheli şahsa ait ev ve eklentilerinde icra edilen arama neticesinde; 4 adet AK-47 Kaleşnikov piyade tüfeği, 8 adet AK-47 Kaleşnikov piyade tüfeği şarjörü, 313 adet AK-47 Kaleşnikov piyade tüfeği mühimmatı, 5 adet tabanca, 12 adet tabanca şarjörü, 4.638 adet 9 mm tabanca mermisi, 926 adet 7,65 mm tabanca mermisi, 1 adet ruhsatsız av tüfeği, evin altında bulunan ahırın taş duvarı içine gizlenmiş vaziyette suçtan elde edildiği değerlendirilen 68 bin 200 TL. ve 10 adet altın bilezik ele geçirilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile ele geçirilen silah ve mühimmatlara el konulmuş, olay ile ilgili 1 şüpheli gözaltına alınarak adli işlemlere başlanmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşların huzur ve güvenliğinin sağlanması ve silah kaçakçılığı ile mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir" denildi.

Görüntü Dökümü

--------------

Ele geçirilen silah ve mühimmatlar

Silahların bulunmasını sağlayan arama köpekleri

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR, -

=======================================================

(GENİŞ HABERİ)

8)'ÇOCUK GELİN' ARZU'NUN ÇİLESİ BİTMİYOR

YOZGAT'ta 14 yaşında evlendirilen 30 yaşındaki Arzu Boztaş, üzerine 'kuma' getirilmesini kabul etmeyince eşi 41 yaşındaki Ahmet Boztaş tarafından pompalı tüfekle yakın mesafeden vuruldu. Her iki bacağı dizlerinden kesilen, kolları da işlevini yitiren 6 çocuk annesi Arzu Boztaş, bir yandan tedavi olurken diğer yandan eşinden boşanmaya çalışıyor.

Ankara'da ailesiyle oturan Arzu Boztaş, henüz 14 yaşındayken başlık parası karşılığı kendisinden 11 yaş büyük Ahmet Boztaş'la görücü usulü evlendirildi. Yozgat'a gelin giden Arzu Boztaş, 6 çocuk doğurdu. Yıllarca eşine şiddet uygulayan Ahmet Boztaş, 2014 yılında komşusunun kızı zihinsel engelli N.G.'ye tecavüz etti. Olayın duyulması üzerine Ahmet Boztaş, engelli kızı 'kuma' olarak almak istedi. Bunu kabul etmeyen Arzu Boztaş, çocuklarıyla ailesinin yanına döndü.

DİZ VE DİRSEKLERİNDEN VURDU

Hayvancılık yapan Ahmet Boztaş, "Sen beni bırakırsan gidip başkasıyla evlenirsin, seni öldürmeyip süründüreceğim" diyerek Arzu Boztaş'ın önce sağ dizkapağına, ardından diğerine ateş etti. Genç kadın kaçmaya çalışırken, ayağıyla eline bastırıp dirsek bölgesine tüfekle ateş eden Ahmet Boztaş, ardından diğer kolun aynı bölgesine ateş etti.

BACAKLARI KESİLDİ

Olay sonrası Ahmet Boztaş polise teslim edilirken, Arzu Boztaş'ın iki bacağı kesildi. Damarları parçalanan kollarından 13 kez ameliyat olan Arzu Boztaş'ın kollarını kullanamayacağı anlaşılınca 6 çocuğu devlet gözetimine alındı. Ahmet Boztaş, Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi'nce, eşi Arzu Boştaş'ı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 20, zihinsel engelli N.G.'ye tecavüz suçundan ise 15 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapse mahkum edildi.

TEDAVİ GÖRÜYOR

Bartın'da aldığı engelli maaşıyla tek başına oturan Arzu Boztaş, şimdi kendisine yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Antalya'da bir hastanede tedavi gören Arzu Boştaş, gördüğü şiddetin etkilerini atmaya çalışıyor. Boşanamadığı için eşinin soyadını taşımak zorunda kaldığını belirten Arzu Boztaş, "Ağustos 2014'te boşanma davası açtım. Aynı soyadını taşımaktan üzüntü duyuyorum. Eşim boşanma kararını temyiz etti. Dava devam ediyor, boşanamıyorum" dedi.

'ÇOCUKLARIMA NASIL BAKARIM, YAPMA'

'Çocuk gelinlere' sembol olacak bir örnek olduğunu belirten Arzu Boztaş, çocuk yaşta doğum yaptığını, çocuklarıyla birlikte büyüdüğünü söyledi. Eşinin kendisine yaşattığı kabus dolu günlerin yanı sıra zihinsel engelli bir kadına da tecavüz ettiğini ve hamile bıraktığını öğrendiğini anlatan Arzu Boztaş, yaşadığı anları şöyle anlattı:

"Konuşarak boşanmaya karar verdik. Çocukların velayetini bana verecekti. Tam boşanmaya gideceğim gün, düşüncesi farklıymış, çocukları okula gönderdi. Küçük çocukları da komşuya bıraktım. Elindeki pompalı tüfekle yere yatmamı söyledi. 'Üçümüz birlikte yaşamaya razı mısın' dedi. Buna razı olmayacağımı, ölümümün daha iyi olacağını söyledim. 'Seni öldürmeyeceğim sakat bırakacağım' dedi. Yere yatmamı istedi. Ölüm anını bekliyordum. Önce bacaklarıma ateş etti. Kollarıma ateş etmek istediğinde, 'Çocuklarıma nasıl bakarım, yapma' dedim. Dinlemedi, ateş etti."

'EZİYETTEN KURTULDUM'

Eşinin kendisini vurması sonrası yıllarca çektiği eziyetten kurtulduğunu belirten Arzu Boztaş, "Bacaklarım kesildi, kollarım bu hale geldi ama çocuklarım ve ben kurtuldum diye düşünüyorum. İnsan bu hale geldiğine üzülür. Ama ben tam tersi sevindim" dedi.

CİNSEL İSTİSMAR YASASI

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çocuk istismarına ilişkin düzenlemeyi duyunca şoke olduğunu anlatan Boztaş, "Benim kurşunlanma sebebim budur. Tecavüze uğrayanlar tecavüzcüsü ile evlenince ceza almayacak. Ben de yaşadım, eşim tecavüz ettiği kadınla evleneceğini vaat ettiği için serbest bırakılmıştı. Ama sonrasında yaşananlardan dolayı ceza aldı" diye konuştu. Eşinin mahkemede "Bu kadar ceza alacağımı bilseydim bu kadının kafasına sıkar öldürürdüm" dediğini de anlatan Arzu Boztaş, "Eşim cezaevinde olduğu halde korkuyorum. Hayatlar kararıyor, akıllı insan tecavüzcü olamaz. Böyle kişiler sokağa salındıkça çocuklarımızı nasıl koruyacağız. Onlar da tehlike altında kalıyor. Bu yasa tecavüzcüyü ödüllendirmektir. Tecavüze uğrayan kişiyi mahkum ediyorsunuz" dedi.

Erol AKKIR/ANTALYA, -

======================================================

9)İSTANBUL'DA DONDULAR, KAŞ'TA YÜZDÜLER

ANTALYA'nın Kaş İlçesi'nde tekne turuna çıkan tatilciler, denize girip eğlendi.

Kaş'ta yazdan kalma günler etkisini sürdürürken, hava sıcaklığı 25, deniz suyu sıcaklığı 23 derece hissedililiyor. Kaş'ın eşsiz güzelliklerini görmek için gelen tatilciler de sıcak havayı fırsat bilerek denizin tadını çıkarıyor. İstanbul'dan gelen yerli bir grup tatilci de tekne turuna çıkarak, Çoban Burnu Koyu'nda mola vererek denize girdi.

Tatilcilerden Ali Yıldırım, "İstanbul'dan geldik. Hava çok soğuktu. Kaş'ta hava harika, deniz harika. Şu an kasımın sonundayız ve yüzmekteyiz. Mükemmel bir ortam" dedi.

Kadir Bilgin de "Dün akşam İstanbul'dan geldik. Kaş'a ilk ayak bastığımızda etrafın doğal güzellikleri, denizin berraklığı beni benden aldı. Kasım- aralık ayında olmamıza rağmen deniz sıcaklığı olsun, temizliği olsun harika" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------

Kaş'tan genel görüntü

Tekneden denize atlayanlar

Denizde yüzenler

RÖP 1: Ali Yıldırım

RÖP 2: Kadir Bilgin

91.2 MB /// 02.51ö

HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/KAŞ (Antalya),

=====================================================

10)BURDUR YÖRESİ GİYSİLERİ SERGİLENİYOR

BURDUR Yöresi Giysileri ve Giysi Aksesuarları Sergisi Arkeoloji Müzesi'nde açıldı.

Serginin açılışına Vali Şerif Yılmaz, Ak Parti Milletvekili Bayram Özçelik, CHP Milletvekili Mehmet Göker, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Burdur Arkeoloji Müzesi Müdürü Hacı Ali Ekinci, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın belirlediği konularda geçici sergilemeler yapıldığını, bu yıl eski Burdur giysileri ve bu giysilerde kullanılan aksesuarların sergilendiğini kaydetti. Ekinci, "Giyim ve elbise tarihin derinliklerinde her zaman vardı. İnsanoğlu giyinen tek canlı varlık olarak bilinmektedir. İnsanoğlunun ilk evi elbisesidir" dedi.

Sergiyi düzenleyen Burdur Arkeoloji Müzesi uzmanı sanat tarihçisi Bilge Gülnar da "Etnografik eserlerden her yıl açılan sergide bu yıl yöresel kıyafetleri sergiliyoruz. Farklı kumaş ve renklerde kıyafetler mevcut. Geleneksel Türk evi şeklinde dizayn ettik. Sergimiz 10 gün açık kalacak" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------

Müze müdürünün konuşması

Serginin açılışı

Sergilenen kıyafetler

Bilge Gülnar'ın açıklaması

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title