Haberler

Dha Yurt Bülteni-5

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bakımı yapıltırılmayan günısılarda 'lejyoner' tehlikesiTürkiye'de güneş kolektörleri aracılığıyla sıcak suyun elde edildiği en önemli bölge olan Akdeniz'de, periyodik bakımı yapılmayan günısılar, verim kaybına neden oluyor.

Bakımı yapıltırılmayan günısılarda 'lejyoner' tehlikesi

Türkiye'de güneş kolektörleri aracılığıyla sıcak suyun elde edildiği en önemli bölge olan Akdeniz'de, periyodik bakımı yapılmayan günısılar, verim kaybına neden oluyor. Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Ayşen Hamamcıoğlu, bakımı yapılmayan günısıların lejyoner hastalığına da yol açtığını söyledi.

Akdeniz Bölgesi, yıl içinde güneşli geçen gün sayısı açısından ortalama 300 günle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden sonra ikinci sırada yer alıyor. Kış aylarında kar yağışı ve don olaylarının görülmemesi, ikliminin ılıman olması ise güneş kolektörleri aracılığıyla su ısıtmada Akdeniz Bölgesi'ni ilk sıraya taşıyor. Sıcak su temin etmede ciddi oranda enerji tasarrufunun sağlandığı güneş enerjili su ısıtma sistemleri, özellikle sahil bölgelerindeki kentlerde ilk tercih oluyor. Güneş kolektörleri, sıcak ve soğuk su tankları ile buna bağlı çok sayıda borunun bir araya gelmesiyle oluşan günısıların da tıpkı motorlu taşıtlar ve klimalar gibi periyodik bakımının yapılması gerekiyor. Sahil bölgelerinde yaz- kış sıkça kullanılan, sıcak su temin ettiği sürece kullanıcıların bakım yaptırmadığı günısıların içinde oluşan kireç, pas ve kirli su çeşitli hastalıklara yol açıyor. Bunların başında ise lejyoner hastalığı yer alıyor.

'YILLIK BAKIMLARA ÖNEM VERİLMİYOR'

MMO Antalya Şube Başkanı Ayşen Hamamcıoğlu, günısı alımında ilk önce mühendislik firmasına gidilmesi gerektiğini vurguladı. Kurulacak sistemin ve tesisatın yeterli olup, olmadığı konusunda mühendisin görüşüne göre, hareket edilmesi gerektiğini belirten Hamamcıoğlu, en az günısı kadar su tesisatına giden boruların yalıtımının da önemli olduğunu söyledi."Akdeniz Bölgesi'nde genelde açık sistem günısıların kullanıldığını belirten Hamamcıoğlu, kapalı devre günısıların daha hijyenik olduğunu anlattı. Suyun kolektörlerin içinden geçip, ısındıktan sonra sıcak su tankına dolup, kullanılmasına imkan kılan açık devre günısıların bakımlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Hamamcıoğlu, "Açık sistem günısılarda bakımların aksamadan yapılması gerekiyor. Genellikle yıllık bakımlara önem verilmiyor. Sadece arıza olunca gidiyoruz. Bakım yapılmayınca kar değil, aslında zarar ediliyor. Kireçlenen borularda tıkanma oluyor. Dolayısıyla verim düşüyor" dedi.

'LEJYONER HASTALIĞI GÜNDEMDE'

Suyun güneş kolektörleri içinden geçip, ısındıktan sonra sıcak su tankını ısıtmasıyla sıcak suyun sağlandığı kapalı devre günısıların ise daha hijyenik olduğunu belirten Hamamcıoğlu, "Lejyoner hastalığı daha çok 60 derecede suyun sabit beklemesiyle oluşuyor. 60 derece sıcaklıkta sabit bekleyen bir su her zaman hastalık üretir. Kapalı sistemlerde sıcaklık 90 derecelere çıkıyor, hatta kaynayabiliyor. Açık devre birçok gün ısıda lejyoner hastalığı gündemde diyebiliriz" diye konuştu.

'GÜNISILAR ÇATILARDA ÇÜRÜMEYE TERK EDİLİYOR'

Antalya'da 40 yıldır günısı üzerine hizmet veren Yeşilgönen güneş enerjisi firmasının satış sorumlusu Resul Özalpat, günısıların da motorlu taşıtlar gibi periyodik bakımları olduğunu belirtti. Bakımların önemsemediğini, sadece arıza halinde günısı firmalarıyla iletişime geçildiğini anlatan Özalpat, "3- 4 yıl boyunca günısı çatıda resmen çürümeye terk ediliyor. Açık devre günısıların 6 ayda bir kolektörün bir tabakasının sökülüp içerisinde biriken kirli suyun boşaltılması lazım. Kapalı devre olanlarda ise antifriz eklenmesi lazım" dedi.öDoğru malzemelerin kullanılması ve bakımlarının yapılması halinde hastalıkların çok etkili olmayacağını aktaran Özalpat, "Gemilerde deniz suyundan etkilenmeyen, günısılarda ise kireçten etkilenmeyen ama suya da zarar vermeyen krom ürünler kullanılıyor. Kromun aynı altın gibi dereceleri var. Bu derecelerin kullanım amacına uygun olup olmadığı iyi araştırılmalı. 304 dereceli krom suda çözülmez" diye konuştu.

LEJYONER HASTALIĞI NEDİR?

Lejyoner hastalığı, 'legionelle pneumophilia' adlı bakterinin neden olduğu zatürree türüdür. Lejyoner hastalığı adını, bu enfeksiyonun ilk olarak 1976 yılında 'Amerikan Lejyonu' adındaki kongreye katılan Amerikan ordusunun emekli askerlerinde görülmesi nedeniyle almıştır. Hastalığa son yıllarda en çok klimaların da neden olmasıyla 'klima hastalığı' da denilmiştir. Bu bakteri, klimaların filtre sistemlerinde, uygun nem ve ısıda çoğalıp, buralardan ortam havasına dağılmaktadır. Bakteri, klima sistemlerinin yanı sıra otel ve hastane gibi büyük yapıların su sistemlerinde de (soğutma kuleleri, su depoları, su dağıtım kanalları) bulunabilmektedir. Havaya dağılan bakterinin, solunum yolu ile vücuda girmesiyle hastalık oluşmaktadır.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Bina çatılarında gün ısı görüntüleri

RÖP1: Ayşen Hamamcıoğlu (Antalya makina mühendisleri oda başkanı)

Günısı ve panellerin görüntüsü

RÖP 2: Resul Özalpat (Satış sorumlusu)

Panellerden görüntü

314 MB /// 02.52(HD)

HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,

===========================================

Arızalanan aracı onarmaya çalışanlara otomobil çarptı: 1 ölü, 1 yaralı

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde, arıza yapan otomobili onarmak isteyenlere, arkalarından gelen otomobil çarptı. Kazada tamirci Mazlum Çetin yaşamını yitirdi, otomobil sahibi Hüseyin Oygur ise yaralandı.

Kaza, dün gece, Gaziantep- Şanlıurfa yolunun 36'ncı kilometresinde meydana geldi. Hüseyin Oygur, plakası öğrenilemeyen otomobili arızalanınca yolun sağında durup, tamirci Muzlum Çetin'i aradı. Çetin, kısa sürede olay yerine gelip, otomobili onarmaya çalıştı. Bu sırada sürücüsünün ismi ve plakası öğrenilemeyen otomobil, arızalanan aracı onarmaya çalışan Hüseyin Oygur ile tamirci Mazlum Çetin'e çarpıp, kaçtı. Yoldan geçenlerin ihbarıyla olay yerine gelen sağlık görevlileri, yaralanan Çetin ile Oygur'a müdahale etti. Mazlum Çetin, sağlık ekibinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Ağır yaralı Hüseyin Oygur ise ambulansla Mehmet Akif İnan Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Jandarma, kaçan otomobil sürücüsünün yakalanması için çalışma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------------

Adli Tıp Kurumu

Cenaze aracının gelmesi

Cenazeyi cenaze aracına konulması

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 59 MB

Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA,

============================================

Samsun'da trafik kazaları Mobese'de

Samsun'da 2017 yılının son 6 ayınde meydana gelen trafik kazaları MOBESE kameralarına saniye saniye yansıdı.

Samsun İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kent Güvenlik Yönetimi Sistemi'ndeki Mobese kameraları, Samsun'un çeşitli yerlerinde meydana gelen kazaları anbean kaydetti. Genellikle trafik ışıklarına uymamak, aceleci davranmak ve dalgınlık gibi nedenler yüzünden yaşanan kazalardan bazıları maddi hasarla atlatılırken bazıları ise yaralanmalarla sonuçlandı.

Görüntü dökümü

-------------------

-Yaralamalı ve maddi hasarlı kazalar

Haber: Hakan AKGÜN/SAMSUN,

===========================================

Bebeğini duvara vurarak, öldüren babaya ağırlaştırılmış ömür boyu hapis

Antalya'nın Manavgat ilçesinde, 5,5 aylık bebeği Hadi Arslaner'i duvara vurarak, öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanan baba Ahmet Arslaner, ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırıldı. Duruşmada olayın kazayla olduğunu ve çok acı çektiğini ileri süren Arslaner, "Eylemi kasten işlemedim, taksirle olan bir olay. Vicdanım rahat; ama kaza sonucu da olsa bu olay nedeniyle baba olarak çok pişmanım" dedi.

Olay, ocak ayında, Manavgat'ta meydana geldi. Boşanmalarına rağmen birlikte yaşayan Ahmet Arslaner ile N.Ç., rahatsızlanan 5,5 aylık bebekleri Hadi Arslaner'i Manavgat Devlet Hastanesi'ne götürdü. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Hadi bebeğin vücudunda darp izine rastlanınca olay, polise bildirildi. Polis, anne N.Ç. ve baba Ahmet Arslaner'i gözaltına aldı. Olay sırasında evde olmadığını belirten anne N.Ç., ifadesinin ardından serbest bırakılırken, Ahmet Arslaner ise emniyetteki ifadesinde ve adliyedeki sorgusunda suçunu itiraf etti. Olay günü alkollü olduğunu dile getiren baba Arslaner, ağlamaya başlayan bebeğini susturamayınca sinirle duvara vurduğunu anlattı. Bebekte rahatsızlık belirtileri başlayınca annesini çağırdığını ve Hadi'yi hastaneye götürdüklerini belirten Arslaner, savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliğince 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.

'ÇOK ACI ÇEKMEKTEYİM'

Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına sanık Ahmet Arslaner, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, avukatı ise duruşma salonunda hazır bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca da müdahil olunan davada sanık Arslaner, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadesini reddederek, "Poliste verdiğim ifade, baskı altında alınmıştır. Mahkeme huzurunda verdiğim ifade doğrudur. Bu olay, kazayla olmuştur. Bunu yapabilecek bir insan değilim. Yaşadığım acıyı tarif edemem. Çok acı çekmekteyim" dedi.

'OLAYDA KASIT YOKTUR'

Sanık Arslaner'in avukatı da esasa dair savunmalarını yazılı olarak verdiklerini ve acı olayın 'ihmalkar davranış' nedeniyle olduğunu öne sürerek, "Olayda kasıt yoktur. Müvekkilimin kasten öldürme amacı yoktur. Biz beraat ya da tahliye talep etmiyoruz. Bu olay nedeniyle müvekkilim hakkında cezasızlık hali ve kanuni indirim talep ediyoruz" diye konuştu. Duruşmada savcı ise esas hakkında verdikleri görüş doğrultusunda sanığa 'yakın akrabayı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verilmesini istedi.

'EYLEMİ KASTEN İŞLEMEDİM, BABA OLARAK PİŞMANIM'

Son sözü sorulan Ahmet Arslaner, "Bu eylemi kasten işlemedim, taksirle olan bir olay. Bu nedenle vicdanım rahat; ama kaza sonucu da olsa bu olay nedeniyle bir baba olarak çok pişmanım. Takdirinize bırakıyorum" dedi.

CEZADA İNDİRİM YAPILMADI

Karar için verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanık Ahmet Arslaner'i oğlu Hadi Arslaner'i öldürmek suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum etti. Kararın itiraz yolunun açık olduğunu belirten heyet, sanığın cezasında indirim uygulamadı.

Haber: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

===============================================

Mardin Kalesi'nin 55 yıl sonra açılması gündemde

Mardin'de, 'kartal yuvası' olarak bilinen, tepesindeki NATO'ya ait radar nedeniyle 55 yıldır halka kapalı olan Mardin Kalesi'nin turizme kazandırılması için Milli Savunma Bakanlığı'nın yürüttüğü çalışmalar sürüyor. Kısa süre önce Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir heyetin, radarın taşınacağı belirtilen Cuma Tepesi'nde inceleme yaptığı belirtildi. Ak Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, "Radarın taşınması için çalışma sürüyor, diğer alternatif ise radarın bulunduğu bölge hariç, kalenin yüzde 80-90'ının halka açılmasıdır" dedi.Güneydoğu'da, ezan ve çan sesinin birbirine karıştığı, dillerin ve dinlerin kenti olarak bilinen Mardin'de, herkes 1963 yılında tepesine konulan NATO radarı nedeniyle halka kapatılan Mardin Kalesi'nin ne zaman turizme kazandırılacağını konuşuyor. Yaklaşık 3 bin yıllık geçmişi olan kalenin halka açılması için Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanlığı'na mektuplar yazan Ak Parti Milletvekili Orhan Miroğlu, Mardin'in, tıpkı Kudüs ve Venedik gibi, UNESCO Dünya Kültür Mirası'nı çoktan hak eden bir şehir olduğunu, ancak 30 yıldır devam eden terör saldırılarıyla anılmasının bu şehrin sahip olduğu tarihi mirasın hem dünyada, hem Türkiye'de keşfedilmesini engellediğini söyledi.

'KALE'NİN HALKA VE DÜNYAYA KAPALI KALMASI İNSANI HAYIFLANDIRIR'

Mektubunda, teröre karşı son iki yıldır başarılı bir mücadele yürütüldüğünü, hem kentte, hem de bölgede kayda değer bir normalleşme ve  turizm hareketliliği başladığını vurgulayan Miroğlu şu ifadeleri kullandı: "Mardin, tarihi ve kültürel dokusuyla, sadece ülkemizin değil, kanın ve savaşların bir türlü sona ermediği Ortadoğu'nun da barış modeli olabilecek dinamiklere ve mirasa sahip bir şehrimizdir. ve Mardin şehri, her şeyden önce, Mardin Kalesi demektir. Mardin Kalesi'ne çıkıp, uçsuz bucaksız Mezopotamya ovasına baktıktan sonra, insan nasıl olur da Mardin Kalesi'nin hala vatandaşlara ve dünyaya kapalı olmasına gerçekten hayıflanır ve üzüntü duyar. Kalede yürütülen kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan buluntular, Ortaçağ İslami dönem karakterlidir. Bu buluntular, Emeviler, Eyyubiler, Artuklular, Memlüklüler, İlhanlılar, Akkoyunlular ve Osmanlılar dönemine tarihlenmiştir. Ama kalenin gerçek tarihi, kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla ortaya çıkarılacaktır. 1963 yılına kadar halka açık olan Mardin Kalesi, bu tarihten sonra NATO anlaşmaları çerçevesinde inşa edilen radarla beraber halka kapatılmıştır. O tarihten sonra da kale, Milli Savunma Bakanlığına bağlı askeri bir alan olarak değerlendirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Kale'nin Turizm bakanlığına devredilmesi amacıyla 2008 yılında talepte bulunmuştur. Milli Savunma Bakanlığı, buna karşı aynı mevkide yer alan Cuma Tepe'de bir radarın inşa edilmesi halinde bu talebin karşılanacağı cevabını vermiştir. Üç yıl sonra da, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak 7 Haziran 2011'de Mardin mitinginde halka yaptığı hitapta, kalenin turizme açılması için talimat verdiğini açıklamış ve şöyle demiştir: 'Talimatı verdim. Hava Radar Komutanlığı, başka bir yere taşınacak'. Bu açıklamadan sonra, iki bakanlık arasındaki yazışmalar yeniden başlamış, ama bugüne kadar sonuç alınamamıştır. Mardin Kalesi'nin Kültür-Turizm Bakanlığı'na devredilmesi, bu alanın bir 'Arkeoloji Parkı' haline gelmesi, Mardin'in UNESCO dünya mirası listesine girmesi için de son derece önemlidir."

'YA TAŞINACAK, YA DA RADAR DIŞINDAKİ ALAN HALKA AÇILACAK'

Ak Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Mardin Kalesi'nin halka açılması için çalışmaların sürdüğünü, kaledeki radarın ya taşınacağını ya da radarın bulunduğu kısım dışında kalan kalenin yüzde 80-90'lık kısmının halka açılacağını belirterek, "Kaledeki radar, 1950'lerin teknolojisi ile yapılmış. Şimdi Suriye sınırında yapılan duvarlarla birlikte modern teknoloji ile aynı işlevi görecek sistemler kuruluyor. Kalenin halka açılması için Milli Savunma Bakanlığımızın çalışması sürüyor. Kaledeki radar ya başka yere taşınacak, ya da ilk etapta kelenin büyük kısmı halka açılacaktır. Bölgede yaşanan terör ve güvenlik sorununu, bu kalenin halka açılmasını güvenlik ile bağdaştıran bürokratik bir direnç var sanki. Ama artık bölgede güvenlik ve terör sorunu büyük ölçüde aşılmıştır. Mardin Kalesinin halka açılması ve turizme kazandırılması önünde hiçbir engel yoktur. Yapılan çalışmaları takip ediyorum ve kısa zamanda sonuç vereceğini umuyorum" dedi.

GENELKURMAY'DAN BİR HEYET, KALEDE İNCELEME YAPMIŞ

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kalenin kendilerine devredilmesi için Milli Savunma Bakanlığı'na başvuru yapması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kalenin halka açılması için talimat vermesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir heyetin bir süre önce kente gelerek kalede incelemelerde bulunduğu belirtildi. Mardin Kalesi ve radarın taşınması düşünülen Cuma Tepesi'nde (Şeyh Şeran) uzmanların inceleme yapıp, ölçümler yaptıkları kaydedildi. Uzmanların, incelemenin ardından hazırlayacakları raporu Milli Savunma Bakanlığı'na sunacakları bildirildi.

Haber: Ferit ASLAN/MARDİN,

==============================================

(Özel) - Bakırcılar Çarşısı'ndaki tokmak sesleri sustu

Şanlıurfa'da bir dönem tokmak sesleriyle inleyen tarihi Bakırcılar Çarşısı, fabrikasyon ürünlere olan taleplerin aratmasıyla birlikte bu mesleği yapan az sayıdaki ustalarla birlikte sessizliğe büründü.

Göller Mahallesinde bulunan tarihi Bakırcılar Çarşısı'ndaki az sayıdaki esnaf, fabrikasyon ürünlere olan talep nedeniyle mesleğin yok olmaya yüz tutmasıyla birlikte sessizliğe büründü. Çarşıda, bakıra şekil veren az sayıda usta, bu mesleği yaşatmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Dede mesleğini 20 metrekarelik iş yerinde ayakta tutmaya çalışan Mehmet Çirkin (64), son dönemlerde el emeği yerine fabrikasyon ürünlerinin tercih edilmesi üzerine iş yapamadığı için günün büyük bir bölümünü iş yerinde oturarak geçirdiğini belirtti. Mesleğinin gözünün önünde yok olduğunu ve bunun üzüntüsünü yaşadığını anlatan Çirkin, "Ben 12 yaşından beridir hiç arama vermeden bu işte çalıştım. Daha önce işler çok iyiydi. Ancak her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizde yok olmaya yüz tuttu. Artık iş olmadığı için çırak da yetiştiremiyoruz. Yani anlayacağımız bakırcılık diye bir şey kalmadı. Bakır ürünlerine artık ihtiyaç kalmadı. Bu ürünleri artık merakı olan gelip alıyor. El emeğine değer kalmadı. Her şey makineyle üretilmeye başladı. Bir kabı ben 2 günde bitiriyorum, fabrikasyon ürünlerde ise günde aynı üründen bin adet çıkartıyor. Ama bizim yaptığımız tarihi eser olarak kalıyor" dedi. Bakırcılar Çarşısı'nın 30 yıllık esnaf Celal Palalı ise mesleklerinin yok olmaya yüz tutuğunu ifade ederek, "Şanlıurfa'dan bakırcılık mesleğini yapan usta sayısı bir elin 5 parmağını geçmiyor. Burada hediyelik eşyalar satıyoruz. Osmanlı, Roma ve Ermeni dönemine ait kapı tokmakları ve onun gibi süs eşyalarını satıyoruz. Yine bakır kaplar, tencereler, duvar saatlerini yapıyoruz. Ancak yaptığımız bu emeği ürünlerinin aynısını fabrikasyonu çıktı. Bu yüzden bizler zor duruma düştük. Artık bu çarşıda tokmağın sesi diye bir şey kalmadı. Bunun üstüne bölgeye az sayıda turistin gelmesi nedeniyle işlerimizi tamamen kesildi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------------

Bakırcılar Çarşısındaki el emeği ürünler

Çarşıda az sayıda kalan bakırcıların tokmakla bakıra şekil vermeleri

Bakırcı Mehmet Çirkin'in açıklaması

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 405 MB

Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL- ŞANLIURFA,

============================================

Bursalı küçük piyanist Arya, Almanya'daki yarışmada 1'inci oldu

Uluslararası yarışmalarda elde ettiği başarılarıyla kendini kanıtlayan Bursalı piyanist Arya Su Gülenç (8), Almanya'da katıldığı yarışmada  kendi yaş grubunda 1'inci oldu.

Almanya'nın Würtemberg eyaletinin Mühlacker şehrinde 25 Mart- 1 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 'Seventh Internatıonal Competıtıon Music fireworks at Baden-Wuerttemberg' yarışmasına Arya Su Gülenç damgasını vurdu. Daha önce katıldığı uluslararası yarışmalarda Viyana ve Roma'da 1'incilik, Paris ve St. Petersburg'da 2'ncilik elde eden Arya Su Gülenç, bu kez Almanya'da 10 ülkeden farklı yaş gruplarından ve kategorilerden 70 yarışmacının katıldığı yarışmada sahne aldı. Kendi yaş grubu olan 7-10 grubunda 13 yarışmacıyla yarışan Arya  Su Gülenç, ünlü besteci L.V.Beethoven'den eserler çalarak başarılı bir performans sergiledi. Arya Su Gülenç, jüriden tam not alarak grubunda birinci oldu. Arya Su Gülenç'in piyano koçu Elena Çekiç, Türkiye'den çocukların bu alanda da doğru eğitim aldıklarında uluslararası başarılarının da kendiliğinden geleceğini, yetenek ve çalışmanın mutlaka öğrenciye başarı katacağını, Arya'nın bu başarısının çok önemli olduğunu söyledi. Çekiç, "Arya Su, daha önce de uluslararası alanda gösterdiği başarı ile kendini kanıtlamıştı. Fransa, Bulgaristan, İtalya, Rusya ve şimdi de Almanya'da gösterdiği bu başarı çok önemli. Biliyorum ki bu başarıların devamı gelecek. Planlı ve disiplinli çalışmalarımızın karşılığını böyle güzel derecelerle taçlandırmak hem çok sevindirici,hem de gurur vericiö diye konuştu. Arya Su Gülenç ise, "Ülkeme böyle bir başarı ile döneceğim için çok mutluyum. Daha çok çalışıp Fazıl Say, İdil Biret, Gülsün Onay gibi dünyaca ünlü bir piyanist olmak istiyorum. Bu başarımda emeği olan öğretmenim Elena Çekiç'e, aileme ve beni destekleyen herkese çok teşekkür ederimö sözleriyle mutluluğunu ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Arya Su'nun yarışma performansı

-Genel ve detay

Haber: BURSA,

=============================================

Güvenlik görevlisi Aylin, yoksulun umudu, doğu ve batının köprüsü oldu

Van'da Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlı Amine Hatun Kız Yurdu'nda güvenlik görevlisi olan Aylin Koç (25), doğu ve batının köprüsü, yoksul aile çocuklarının da umudu oldu. Sosyal medya üzerinden yaptığı çağrılarla bugüne kadar yaklaşık 5 bin ailenin yardım almasını, Van'da ve İstanbul'da yaşayan öğrencilerin mektuplaşmasını sağlayan Koç, son olarak köy çocuklarının pizza tatmasını sağladı. Koç'un girişimleri sonucu ilk defa pizza yiyen çocuklar, büyük mutluluk yaşadı.

Van'da, 3 yıl önce 'Umutlu Yarınlar' adı altında sosyal medya üzerinde yardım kampanyası başlatarak yaklaşık 5 bin aileye yardım gelmesini sağlayan Koç'un bir diğer çalışması da 'Doğudan batıya sevgi seli' projesi oldu. Batıda yaşayan çocukların, doğudaki çocukları tanımaları için mektuplaşmalarını sağlayan Koç'un bu çalışması da büyük yankı buldu. Öğrenciler birbirlerine sevgi dolu mektuplar gönderdi. Kısa süre sonra da Vanlı öğrencilerin yazdıkları mektuplara, İstanbul'un Esenyurt ilçesi Ahmet Keleşoğlu ilkokulu ve Yusuf Özvatan Ortaokulu öğrencilerinden cevaplar geldi. Gelen 30 mektup, güvenlik görevlisi Koç tarafından, Van İlknur Ilıcalı İlkokulu 2-E sınıfına giden öğrencilere teslim edildi. Mektupları okuyan öğrenciler, büyük mutluluk yaşadı. İstanbul'da yaşayan çocukların Van'daki öğrencileri tanımaları için Van'dan aldığı mektupları istanbul'a kendisinin götürdüğünü anlatan Koç, "Farklı coğrafyada yaşayan çocukların birbirleri ile etkileşim halinde olmalarını, birbirleri ile empati kurmalarını, İstanbul'da ve Van'da yaşayan öğrencilerin birbirlerini, ailelerini, yaşadıkları kentleri öğrenmelerini istedik" dedi.

İLK KEZ PİZZA TATTILAR

Koç, son olarak köy okulunda okuyan 40 öğrencinin pizzayla tanışmasını sağladı. Van Aşçılar ve Pastaneciler Derneği Başkanı Sinan Polat ve yönetim kuruluna üye 7 aşçı, pizzaları Van'da hazırlayıp, güvenlik görevlisi Koç ile birlikte kent merkezine 130 kilometre uzaklıktaki Çaldıran ilçesine bağlı Yaşkütük mezrasına götürdü. Koç ve aşçılar, pizzaları öğrencilere ikram edip, sohbet etti. Öğrenciler, hayatlarında ilk kez pizza yediklerini söyledi. Öğrenciler, kendilerine böyle bir ikramda bulunan Aylin Koç ile Aşçılar ve Pastacılar Derneğine teşekkür etti. Aylin Koç, bu tür projelerinin devam edeceğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Van ilknur Ilıcalı İlkokuluna giden güvenlik görevlisi Aylin Koç mektupları sayarken

-2-E sınıfında okuyan öğrenciere mektuplarını teslim ederken

-Mektupları okuyan öğrenciler

-Mektuplardan yakın plan görüntü

-Aylin Koç ile röportaj

-Aylin Koç, Aşçılar ve Pastacılar Derneği üyeleriyle, Van'da yaptıkları pizzaları araca koyarken

-Okuldan görüntü

-Çaldıran ilçesine bağlı Yaşkütük Mahallesi ilk okulunda okuyan öğrenciler

-Öğrenciler için hazırlanan pizzalar

-Öğrencilere, pizza ve meyve suyu dağıtılırken

-Pizza yiyen öğreciler

-Öğrencilerle sohbet eden Aylin Koç ve Aşçılar Derneği üyeleri

-El sallayan öğrencilerle sınıfta bir araya gelen Aylin Koç ve aşçılar

-Okul önunde öğrencilerle hatıra fotoğraf çektirirlerken

-Mahalleden görüntü

Haber: Behçet DALMAZ/VAN,

================================================

57 ilde eş zamanlı pedal çevirdiler

Yeşilay'ın geleneksel hale getirdiği ve bu yıl 8'incisi düzenlenen bisiklet turu, 57 il ve 4 ülkede eş zamanlı yapıldı.

Yeşilay'ın 98'inci kuruluş yıldönümü kapsamında 'Sağlıklı Yaşamak İçin Bir Nedenim Var' sloganıyla düzenlenen etkinlik, Yeşilay'ın 36 şubesinin bulunduğu iller ile KKTC, Gürcistan, Bulgaristan ve Azerbaycan'da gerçekleştirildi. Bu sayı Bisikletliler Derneği'nin desteği ile 57 ile çıktı. Saat 10.30'da startın verildiği bisiklet turunun Antalya etabına yaklaşık 100 bisikletli katıldı. Bisikletliler Derneği Antalya Temsilcisi Görkem Tezcanlı, bisiklet turuna Atatürk Parkı'nda başlayarak, Muratpaşa Belediyesi önünde sonlandırdıklarını belirtti. Antalya Yeşilay Şubesi Başkan Yardımcısı Abdullah Remzi Akgül, başta alkol ve sigara olmak üzere, çocuk ve gençlerin kötü alışkanlıklardan kurtulmasına dikkat çekmek istediklerini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Bisikletle hazırlık yapanların görüntüsü

Bisikletlerin görüntüsü

RÖP 1: Görkem Tezcanlı

RÖP 2: Abdullah Remzi Akgül

Küçük çocuğu ile gelen bisikletçinin görüntüsü

Bisikletlilerin toplu halde çıkışları

Detaylar

216 MB /// 01.59ö

HABER: Süleyman EKİN- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Putin'in nükleer hamlesi NATO'yu harekete geçirdi! Salı günü olağanüstü toplanıyor

Putin'in tedirgin eden hamlesi, NATO'yu harekete geçirdi

Yenidoğan Çetesi davasında 5. gün! Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Erdoğan'ın sözleri sonrası 2025 yılı asgari ücret artışında %45 oranı konuşulmaya başlandı

Erdoğan'ın sözleri sonrası asgari ücret tahminleri yükseldi

Belediyenin kira zammını duyan işletmeci isyan etti: HDP'ye oy atacağım artık

Belediyenin yaptığı kira zammı, kadın işletmeciyi isyan ettirdi

title