Dha Yurt Bülteni-5
1)TEKSTİL FABRİKASINDA DOĞALGAZ SIZINTISI: 37 İŞÇİ HASTANELİK OLDUDENİZLİ'nin Merkezefendi ilçesi, Kumkısık Mevkisi'ndeki, bir holdingin tekstil fabrikasında, doğalgaz dolumu sırasında yaşanan sızıntıdan etkilenen 37 işçi, hastanelere kaldırıldı.
1)TEKSTİL FABRİKASINDA DOĞALGAZ SIZINTISI: 37 İŞÇİ HASTANELİK OLDU
DENİZLİ'nin Merkezefendi ilçesi, Kumkısık Mevkisi'ndeki, bir holdingin tekstil fabrikasında, doğalgaz dolumu sırasında yaşanan sızıntıdan etkilenen 37 işçi, hastanelere kaldırıldı.
GÖRÜNTÜ TAKİP EDİLİYOR
Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,
======================================================
2)TIR'A ÇARPAN OTOMOBİLDEKİ 3 KİŞİ YARALANDI
TEKİRDAĞ'da önündeki giden TIR aracına çarpan otomobildeki 3 kişi yaralandı.
Kaza, Tekirdağ-İstanbul karayolu Malkara çevreyolunda meydana geldi. Oktay Kayıkçı kullandığı 59 ZJ 638 plakalı otomobille, önündeki giden Gökhan Uzun yönetimindeki 34 UOB 85 plakalı TIR'a arkadan çarptı. Kazada, otomobile sıkışan sürücüsü Oktay Kayıkçı ile araçta bulunan Adem ve Hatice Kayıkçı yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ve itfaiye ekipleri sürücü Kayıkçı'yı sıkıştığı yerden güçlükle çıkardı. İlk müdahalesinin ardından yaralılar ambulanslarla Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili polisin başlattığı soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Kazaya karışan otomobil ve tır
-Ekiplerin olay yerindeki çalışmaları
-Hurdaya dönen lüks otomobil,
-Detay görüntüleri
Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-
===================================================
3)BOLU DAĞI TÜNELİ KIŞA HAZIR
ANKARA-İstanbul arasındaki en önemli geçiş noktası TEM yolunun Bolu Dağı Tüneli kesiminde kış hazırlıkları tamamlandı. Bölgede 154 personel ile yapılacak karla mücadeledele için 150 ton solüsyon ve 5 bin ton tuz depolandı.
Karayolları Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Kapıkule'den İstanbul'a ve Ankara'ya uzanarak uluslararası hizmet veren otoyolun önemli geçiş noktaları arasında yer alan Bolu Dağı Tüneli kesiminde kış ayları süresince kesintisiz trafik akışı sağlanması için bir dizi tedbir alındığı belirtildi. Buna göre; Otoyolun Kaynaşlı-Abant Kavşakları arasındaki 23 kilometrelik Bolu Dağı geçişinde kış mevsimi boyunca 154 personel 24 saat görev yapacak. Güzergahta 13 karla mücadele, 1 kar püskürtme, 1 arazöz, 2 yükleyici ve 1 itfaiye aracı hizmet verecek. Karla mücadele için 150 ton solüsyon ve 5 bin ton tuz depolandı. Tünelin giriş ve çıkışlarındaki viyadük 2-3 ve 4'te bulunan buzlanmayı önleyen solüsyon püskürten sistemler test edilerek kış şartlarına hazır hale getirildi.
Ayrıca tünel kış boyunca 87 kamerayla sürekli izlenecek. Tünelin giriş, çıkış ve iç kısımlarda bulunan kameraların kış öncesinde kontrol ve bakımları yapıldı. Bolu Dağı geçişinde 15 kilometrelik kesimde yer alan aydınlatma ve sis uyarı sistemleri ile 14 farklı noktada bulunan, sürücüleri hava-yol durumu hakkında bilgilendiren elektronik bilgi panolarının gerekli kontrolleri de yapılarak kış şartlarına uyarlandı. Otoyolun Bolu Dağı geçişinde Ankara yönü üstyapısının 2016, İstanbul yönü üstyapısının ise 2017 yılında yenilendiği belirtildi.
Açıklamada, yoğun kar yağışında Ankara veya İstanbul yönünde ulaşımın kapanması durumunda trafiğin Abant ya da Kaynaşlı kavşaklarından D-100 Karayolu'na verilebilmesi için gerekli çalışmaların da yapıldığı ifade edildi.
Görüntü dökümü:
-----------------------
-Drone ile havadan çekilen görüntüler
Haber: Murat KÜÇÜK/BOLU,
======================================================
4)YAŞLI KADINI DOLANDIRANLAR OTELDE POLİS BASKINIYLA YAKALANDI
DÜZCE'de, telefonda kendilerini polis olarak tanıttıkları 66 yaşındaki kadını dolandırıp 53 bin lirasını alan 3 kişiden 2'si, konakladıkları otelin odasında bira içerken polis baskınıyla yakalandı. 2 kişi, nöbetçi mahkemece tutuklanırken kaçan şüpheli aranıyor.Kimliği belirsiz bir kişi, Uzunmustafa Mahallesi'nde oturan D.U. adlı kadını telefonla arayıp kendisini polis olarak tanıtarak, banka hesaplarında FETÖ terör örgütü bağlantısı olduğunu, bunun ortadan kalkması için bankadaki parasını çekip kendilerine vermesi gerektiğini söyledi. Telefondaki kişiye inanan D.U., panik içinde banka şubesine gidip hesabında bulunan 53 bin lirayı çekti ve tarif edilen yere götürerek poşet içinde teslim etti.
Daha sonra dolandırıldığını anlayan yaşlı kadın polise başvurdu. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, çevredeki güvenlik kameraları ve mobese kameralarını inceleyerek yaşlı kadını dolandıran eşkal ve kimliklerini belirlediği kişilerin kentteki otelde konakladıklarını tespit etti. Polis, gece geç saatlerde otelde şüphelilerin kaldığı odaya baskın düzenledi. Şüpheliler Ali Zana B. ve Oktay A., otel odasında bira içerken yakalandı. Yere yatırılarak elleri kelepçelenen şüphelilerin üzerinde ve odada yapılan aramada 600 dolar ve 4 bin 665 TL ele geçirildi. Diğer şüphelinin, paranın kalan bölümünü alarak İstanbul'a kaçtığı belirlendi. Gözaltına alanın Ali Zana B. ve Oktay A., emniyette işlemleri tamamlanması ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheliler, nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kaçan diğer şüpheliyi arama çalışaları sürüyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Polis kamerasında;
Polisin odaya baskın anı
-Şüphelilerin yakalanması
-Adliyeye sevk edilmeleri
Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
===============================================
5)HAFRİYAT KAMYONU BACAĞININ ÜSTÜNDEN GEÇTİ
KOCAELİ'nin Gölcük İlçesi'nde, 93 yaşındaki Ahmet Er yolun karşısına geçerken hafriyat kamyonun altında kaldı. Sol bacağı kopma noktasına gelen yaşlı adam tedavi altına alındı.
Kaza sabah saatlerinde, D-130 Karayolu Belediye mevkiinde meydana geldi. İbrahim Namlı idaresindeki 34 DZ 8158 plakalı hafriyat kamyonu yolun karşısına geçmeye çalışan Ahmet Er'e çarptı. Aracın ön tekerleri yaşlı adamın sol bacağının üstünden geçti. Kamyon sürücüsü aracı durdururken, kazayı görenler 112 Acil'den yardım istedi. Olay yerine gelen sağlık ekibi sol bacağı kopmak noktasına gelen yaşlı adama müdahalede bulundu. Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Ahmet Er buradan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
--------------------
112 Acil ekibinin müdahalesi
Yaralının ambulansa taşınması
Olay yerinden görüntüler
Hastaneye sevk edilmesi
Soner GÜLEZER/GÖLCÜK(Kocaeli),
================================================
6)532 YILLIK CAMİ ORİJİNAL HALİYLE 2018 YILINDA İBADETE AÇILIYOR
AMASYA'da 1485-86 yıllarında Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından II. Bayezid adına yaptırılan Sultan II. Bayezid külliyesi ve camisinin 2016 yılında başlatılan ve 2017 yılı sonunda bitirilmesi planlanan restorasyon çalışmaları, 1939-1940 yıllarında depremden zarar gördüğü ve dönemlere ait orijinal fotoğrafların ortaya çıkması ile projede yeniden bir düzenleme yapılarak 2018 yılının ramazan ayına ibadete açılması hedefleniyor.
Amasya Sultan Bayezid Camii, 2016 yılında tadilata alınarak restorasyon çalışmalarına başlanıldı. 2017 yılı sonunda bitirilmesi planlanan çalışmaları, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinden 1939-40 yıllarında depremde zarar gören ve 1952 yılına kadar müdahale edilmeden ibadete kapılı kalan Sultan Bayezid Camisinin, 78 yıl önce ki orijinal fotoğraflarına ulaşılması sonrasın yeniden hazırlanan proje çalışmaları ile orijinali yapılarak, 2018 yılı ramazan ayında ibadete açılması hedefleniyor. Sultan Bayezid Camii restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Amasya Valisi Osman Varol, Vakıflar Tokat Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç ve yüklenici firma yetkililerinden bilgiler aldı. Restorasyon çalışmalarını incelemeleri sırasında Vali Varol'a, Vakıflar Tokat Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hamdi Yanık, İl Müftüsü Abdulkadir Keşvelioğlu, yüklenici firma yetkilileri ve basın mensupları eşlik etti.
Vakıflar Tokat Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç, "1939-40 deprem sonrası fotoğraflardan bahsediyoruz. Yaklaşık burası 1952 yılına kadar hiç müdahale edilmeden ibadete kapalı kalmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinden ulaştık, bu fotoğraflarımıza 1952'den 1971 yılına kadar yaklaşık 19 yıl uzun soluklu bir restorasyon çalışmaları devam etmiş, yani 1939-1971 yılları arası uzun bir zaman camii tamamen ibadete kapalı kalmış, ülkenin belki ekonomik şartlarından kaynaklı olabilir. Tabii bizim şimdi öyle bir sıkıntımız yok. Para sıkıntımızda yok. Biz bu eserlerimizi tamamen bir sonraki nesle en uygun şekilde, en doğru şekilde aktarmaya uğraşıyoruz. Amacımız bu, gecikmemizin sebeplerinden bir tanesi de düzgün bir şekilde bizden sonraki nesillere aktarabilmek" dedi.
Amasya Valisi Osman Varol ise, "Bugün bizim ecdadımızın Amasya'mızda en önemli eseri olan II. Bayezid külliyesi ve camisinin restorasyon çalışmalarını sizlerle birlikte yerinde incelemiş olduk. Sizlerin de gördüğü gibi çok detaylı, çok teknik bir çalışma yürütülüyor burada, gerçekten çok güzel bir eser, bu eserin yapıldığı gün ki gibi ihtişamı ve tüm incelikleriyle birlikte tekrar vatandaşımızın beğeni ve hizmetine sunulması için Vakıflar Tokat Bölge Müdürlüğümüzün önderliğindeki ekip çok ciddi bir çalışma yürütüyor. Artık son aşamaya geldi. Son detaylar kaldı, özellikle son detaylar ama işçiliğinde en yoğun olarak işlendiği, uygulandığı detaylara geldik. Özellikle kalem işçilikleri çok önemli, bunda da projede bir takım değişiklikler yaratan sonradan erişilen bir takım fotoğraflar ve bunlar üzerine özellikle kalem işlerinin revize edildiği yeni bir çalışma var. Bu çalışma ile camimizdeki kubbe alanındaki kalem işleri orijinal yapıldığı dönemin görünümüne kavuşacakö diye konuştu.
Amasya Sultan Bayezid Camii, II. Bayezid adına, 1485-86 yılları arasında cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret bir külliye olarak yapılmış,15. yüzyılın son çeyreğinde yan mekanlı cami mimarisinin gelişmiş bir geçiş dönemi örneğidir. Cami beş kubbeli bir cemaat yeri ile geniş bir kemerle birbirine bağlanan arka arkaya iki kubbeli mekan ve buraya açılan yan mekanlardan ibaret.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Sultan Bayezid camii dışından detay
-Caminin içinden detay
-Vakıflar Tokat Bölge Müdürünün Valiye proje hakkında bilgi vermesi detay
-Röportajlar
-Diğer detaylar
SÜRE: 5: 46-BOYUT 342 MB)
Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,-
===================================================
7)PROF. DR. ÇELİK: TÜRKİYE'DE HER GÜN BİR UÇAK DOLUSU İNSAN SİGARADAN ÖLÜYOR
ULUSAL İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, sigaraya bağlı akciğer kanseri nedeniyle her gün 350 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, "Bu da bir uçak dolusu yolcu demek. Aslında Türkiye'de her gün bir uçak düşüyor ve içindeki yolcu kadar insan kaybediyoruz" dedi.Onkoloji ve İmmünoterapi Derneği tarafından düzenlenen Ulusal İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi, Antalya'da başladı. Serik'e bağlı Belek turizm merkezindeki Gloria Golf Resort Otel'de gerçekleştirilen kongre kapsamında basın toplantısı yapıldı.
'KEMOTERAPİ DÖNEMİ ARTIK BİTTİ'
Toplantıda konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, kanserin akıllı ve ölümsüzlüğü keşfetmiş bir hücre olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çelik, "DNA'sını bizden daha akıllı düzenleyen ve yepyeni bir formasyonu çıkaran bir hücre olduğu için de eski yöntemlerle yani kemoterapiyle tedavi ediyorduk. Şimdi ise yeni bir tedavi sistemi olan immünoterapiyle tedavi ediyoruz. İmmünoterapiyi vücudun savunma hücrelerini kansere karşı yönlendirme olarak tanımlayabiliriz. Kemoterapi dönemi artık bitti. Tümörlerin büyük kısmında artık kemoterapisiz döneme geçtik. Vücudu kendi savunma hücreleriyle tedavi edeceğimiz bir tedavi modaritesi başladı. İmmünoonkoloji ve inmünoterapi de bunları içeriyor" dedi.
'TÜRKİYE'DE HER GÜN 350 KİŞİ AKCİĞER KANSERİNDEN ÖLÜYOR'
Akciğer kanserinin en önemli sebeplerinden birinin sigara olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çelik, "Sigara Türkiye'de önemli bir hastalık yaratıyor. Sadece kanser değil kalp hastalığı, damar hastalıkları yapıyor. İnsanları günlük hayatından alıkoyuyor hem de akciğer kanserine neden olduğu için çok önemli bir sağlık sorunu. Bir uçak düşse haber olur. Türkiye'de her gün 350 kişi akciğer kanserinden ölüyor. Bu da bir uçak dolusu yolcu demek. Aslında Türkiye'de her gün bir uçak düşüyor ve içindeki yolcu kadar insan kaybediyoruz. Bunu önleme yöntemi sigarayı hiç içmemek. İçenlerin bırakması ve en önemlisi de içenlerin, içmeyenlerin yanında sigara içmemesi. Bu üç basamaklı. Çocukları, içmeyenleri zehirlememek. Ulu orta yerlerde içilmesinin engellenmesi ve sigara içenlerin bırakması. Sigara endüstrisi için biz çok iyi bir müşteriyiz. Çok sigara içtiğimiz için onlar bizi çok seviyor. Bu nedenle inanılmaz bir akciğer kanseri yüzdemiz var. Eskiden kadınlarda akciğer kanseri çok aşağılardaydı. Şimdi kadınlarda akciğer kanserinden ölüm birinci sıraya çıktı. Çünkü eskiden kadınlar sigara içmezdi. 20 yıldır kadınlardaki sigara içme trendinin artması nedeniyle akciğer kanserine bağlı ölümler birinci sıraya çıktı. Kadınlar da erkekler gibi akciğer kanserine yakalanıyor" diye konuştu.
'ELEKTRONİK SİGARAYI TASVİP ETMİYORUZ'
Elektronik sigaranın çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İsmail Çelik, şöyle dedi: "Elektronik sigaranın içinde sigaraya bağımlılığa sebep olan nikotin ürünleri var. Her elektronik sigara içicisi farkında olmadan bir sigara içicisidir. Elektronik sigarayı bulamadığında sigara alıyor. Elektronik sigara, sigarayı kesinlikle bıraktırmaz. Yani elektronik sigara bir sigara bırakma yöntemi değil, sadece sigaranın yerine geçebilen nikotin içeren bir üründür. Kesinlikle elektronik sigarayı tasvip etmiyoruz."
EN SIK GÖRÜLEN MEME KANSERİ
İzmir Medikal Park Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Üyesi Doç. Dr. Çağatay Arslan, meme kanserinin en sık görülen kanser olduğunu belirterek, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanseri teşhisi almaktadır. 2010 yılında tüm dünyada 1.5 milyon meme kanseri teşhisi konulmuştur. Batılı ülkelerde meme kanserinin 5 yıllık sağ kalım oranları yüzde 90'ları bulmuştur. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir mamografi ve meme ultrasonu ile erken teşhis açısından taranması sağ kalımı artıran en önemli faktördür" dedi.
'HASTASINA GÖRE TEDAVİ'
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytuğ Üner de kanser hastalarında hastaların birbiriyle aynı olmadığını ve artık güncelleştirilmiş tedavilerde kişiselleştirilmiş tedavilerin ön plana çıktığını anlattı. Üner, "Hastasına göre tedavi planlanıp insanların genetik yapıları, hastalıklarındaki genetik sapmalar saptanarak bunlara spesifik ilaçlar geliştiriliyor. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde kanser artmasına rağmen tedavide de büyük gelişmeler bekliyoruz. Bu hiçbir zaman beslenmedeki yanlışları, tarımsal ilaçlamadaki fütursuz bilinçsizliği yok etmez. Tarımsal ilaçlama konusunda çiftçimizin çok iyi bilinçlendirilmesi gerekiyor. Özellikle gıdalara ilaç ve antibiyotiklerin bulaşması, koruyucu maddelerin çok fazla kullanılması günümüzde kansere yol açan diğer nedenler. Son zamanlardaki dirayetli çalışmalarla sigara gündemin altına doğru taşındı. Ama beslenmedeki mücadele sürecek" diye konuştu. 350 bilim insanının katıldığı kongre 29 Ekim Pazar günü sona erecek.
Görüntü Dökümü
------------
RÖP 1: İsmail Çelik
RÖP 2: Çağatay Arslan
RÖP 3: Aytuğ Üner
338 MB /// 05.33ö
HABER- KAMERA: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya),
====================================================
8)RUS YARIŞMA PROGRAMI KARGICAK'A HAREKET GETİRDİ
MUĞLA'nın Ortaca İlçesi'ndeki Kargıcak Koyu, Rus televizyonlarında ve internet üzerinden canlı olarak yayınlanan yarışma programı Public Games'in çekimlerine ev sahipliği yapıyor.
Ortaca İlçesi'nin Gökbel Mahallesi'nde bulunan Kargıcak Koyu'nda çekimleri devam eden Public Games isimli yarışma programı, 14 günde 36 milyon izleyiciye ulaştı. Yarışmada 7 kişiden oluşan 4 grubun yarıştığını ifade eden programın Türkiye'deki uygulayıcı yapımcısı Bayz Medya yöneticisi Ümit Ertemiz, Public Games'in dünyanın en önemli format şirketlerinden Banijay ve Rus yapımcı Mastiff tarafından yazıldığını ve ilk kez Muğla'nın cennet köşesi Kargıcak Koyu'nda çekildiğini söyledi. Rusların çekimleri Türkiye'de yapmaya karar verince şirketleriyle protokol yaptıklarını belirten Ertemiz, "Birlikte Ege ve Akdeniz'in hemen hemen bütün koylarını dolaştık. Kargıcak Koyu elektriği, suyu, ulaşımı, iklim koşulları ve bakirliği ile yazılan formata çok uygun bulundu. Yerel yöneticilerimiz ve hükümet temsilcilerimizle görüştük ilgi ile karşılandı. Gerekli izinler alındıktan sonra 2 ay sürecek proje için tamamı ahşaptan, sökülebilir olan bir yarışma platformu oluşturduk" dedi.
Public Games'te format gereği sunucunun bulunmadığını, yarışmacıların özel kıyafetler giyerek kendileri için yapılan kulübelerde yaşamını sürdürdüğünü anlatan Ümit Ertemiz, yarışmacıların BOT isimli bir robot tarafından yönetildiğini belirtti. Ertemiz, "Yarışmacılar alana gözleri kapalı getirildiler ve nerede yarıştıklarını bilmiyorlar. Aç bırakılabiliyor ve ödül olarak yöresel lezzetli yemekleri yiyorlar. Alana yerleştirilen dev ekranlarda görülen BOT'un direktifleri doğrultusunda haraket eden yarışmacılar izleyenler tarafından verilen oylarla ödüllendiriliyor. Alanda 52 sabit kamera ve 12 aktüel kamera var. Oyuncuların her hareketi 24 saat kayıt altında. Sadece yarışmada değil birbirleri ile olan diyalogları da puanlamaya dahil ediliyor. Yarışma sırasında ödül kutusunun içindeki ödülü izleyiciler tarafından en çok beğenilen yarışmacı kazanıyor. Bu ödül bazen yiyecek içecek olabilirken bazen de para olabiliyor. Finaldeki para ödülü çok büyük. Son hafta açıklayacaklar. Yarışma kasım ayında sona erecek" dedi.
SURVIVOR ETKİSİ YARATABİLİR
Dalaman Ortaca Köyceğiz, Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur da yarışmanın ülke ve bölgeye önemli getiriler sağlayacağını belirterek "Turizm açısından Rusya pazarında önemli bir reklam olacak. Dalyan'da bu ölü dediğimiz sezonda yaklaşık 200 kişinin bu projede çalıştığını söylediler. Dekorların tamamı Ortaca ve Dalyan'daki esnaflarımızdan tedarik edilmiş. Bu projede şimdiden esnafımızın kasasına önemli bir girdi sağladı. Dominik, Survivor programı sayesinde dünyaya tanıtıldı. Burada oluşturulan platform da aynı etkiyi Dalaman, Ortaca ve Köyceğiz için yaratabilir. Bu projenin ilk olarak Kargıcak Koyu'nda yapılması çok sevindirici" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Yarışmanın yapıldığı alandan görüntü,
-Yarışmacıların platformlardaki görüntüsü.
Haber - Kamera: Süleyman İLTER / ORTACA (Muğla),